Şeytanın Kızı
Genç idealist öğretmen kızımız yaşadıklarını heyecanla anlatırken insanın tüylerinin diken diken
olmaması ne mümkün!
"Matematikçiler, ruhlarını satmazlar; sadece formüllere takas ederler." - Douglas Adams (kurgusal alıntı)"
"Matematikçiler, ruhlarını satmazlar; sadece formüllere takas ederler." - Douglas Adams (kurgusal alıntı)"
Genç idealist öğretmen kızımız yaşadıklarını heyecanla anlatırken insanın tüylerinin diken diken
olmaması ne mümkün!
Ülkemizde yaşanan ve bulunan bir sorun ve o sorunu düzeltmek üzerine yazılmış bir yazı...
Kişisel gelişim sektörü; iş dünyasını, aile yapısını, bireyin kendini tanımasını, ilişkileri tanımlamayı, zamanı yaşamayı vs. hayatın her alanını kuşatan her şeyde başarılı olmanın anahtarını elimize uzatırken besleneceği her kaynağı kullanıyor
Yöneticilik, hüner gerektiren meşakkatli bir iştir. Çünkü insanları memnun etmek, doğru yönlendirmek, verimli çalışmalarını sağlamak sanıldığı kadar kolay bir şey değildir. Bu sadece okumakla, yani eğitimle gerçekleştirilemez. Kişinin şahsiyeti ve olaylara yaklaşımı çok önemlidir. Sert mizaçlı olmak her zaman otoriteyi sağlamaya yetmez. Hatta çok kere iticiliğe zemin hazırlar.
Yalan o kadar ruhumuza işlemişki “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” diye atasözü bile icat etmişiz. ”Yalandan kim ölmüş” diyerekten adeta yalanı teşvik etmiş olmuyormuyuz günlük hayatımızda
Türk Dili ve Edebiyat’ı eğitimini değerlendirmeye alırken, öğrencilerin ilgisiz kaldığı, hocaların görmezden geldiği koridorlarda tohumu atılıp filizlenen; ama kökleşmeden yitip giden büyük emeklerin ve özverilerin ürünü olan edebiyat dergilerinin yaşam mücadelelerini anlatmamak haklısızlık olurdu.
Ne mutlu ki her seyi bilen bir millete sahibiz. Berberinden bakkalina, manavindan taksicisine kadar hemen hemen hepimiz her sey hakkinda bilgi sahibiyiz. Kendimizce yorumlar, elestirir ve bir sonuca baglariz. Okumayiz bile Gerek yoktur cunku.
Türkiye’de okuryazarlık oranı yüzde 88’dir. Yani her yüz kişiden 88’i okuma ve yazmayı biliyor. Bu oran yüksek gibi görülse de aslında çağdaş Türkiye’ye yakışan bir oran değildir. Zira pek çok Avrupa ülkesinde okuma yazma oranı yüzde yüzlere gelip dayanmıştır. Bu çağda okuma yazma bilmemek tek kelimeyle ayıptır. Fakat
Muhalif ve tarafgirliğin özünde aynılığı ve kurumsal olarak muhalefetin asılsızlığı üzerine
David anlamıyor musun? Yeni üyeler kazandırma görevi bir çılgınlığa dönüştü. Tıpkı partilerde ve tarikatlarda olduğu gibi. Dalga Hareketine üye olmazsanız çok geç kalmış olacaksınız diye öğrencileri “tehdit ediyorlar”. Bu harekete katılmazsam ya da katılmak istemezsem neden geç kalmış olacağım? David anlamıyor musun? Herkes bu Dalga Hareketi denen çılgınlığın
Artık öyle küçük çocuğun elindeki şekeri alıp ağlatma eylemine bile gerek yok, şöyle karşıdan baksanız ama içinizden alırım bak şekerini diye düşünerek, o bile yetiyor ağlatma eylemi için. Sonra ağlayan çocuğun ilk önce annesi anlıyor çocuğunun elinden şekerini almayı düşündüğünüzü, sonra anne babaya bir bakışla anlatıyor olanları, baba
1 Mayıs,1880’ lü yıllarda en vahşi halini sürdüren ABD kapitalizmine bir başkaldırı eylemlerinin kök saldığı gündür...
Hayatımızı yaşarken, akıl, bilgi, tercübe ve idrakin oluşumunda yaşanan zorluklar ve bu zorlukları çözmek adına katlandığımız çileler.
Bu sözleri ilk duyduğumda hem şaşırdım hem de sinirlendim sanırım. Bir akşam çok sevdiğim bir dostumla yemek yerken duydum bu sözleri.
Buda insanların programlanmaya açık olduklarını gösterir. Sevgi ,ihanet, nefret, saygı… gibi duygular kopyalanıp yapıştırılabilir, bir insanı melek yapmak kadar şeytan yapmakta yine bir başka insanın elindedir