İstenir ki...
İstenir ki...
Alevi ile Sünniler de birbirine yakınlaşmasın.
Ayrılık gayrılık bitiverir,maazallah.
İnsanımız zıtlıklarla boğuşsun.
Farklılıklardan kardeşlik değil düşmanlık çıksın.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
İstenir ki...
Alevi ile Sünniler de birbirine yakınlaşmasın.
Ayrılık gayrılık bitiverir,maazallah.
İnsanımız zıtlıklarla boğuşsun.
Farklılıklardan kardeşlik değil düşmanlık çıksın.
Ya yanyana gelin adam olun,
Ya da adam gibi kaybolun.
Bu bir çığlık…
Skeçlerle tanınan ve halkın beğenisini kazanan oyuncuları farklı – başarısız – rollerde görmek başarılarını gölgeleyen bir durum olmuştur. Erdoğan, zayıf oyuncularla başarılı bir film çıkmayacağını filmin gösterime girmesinden sonra anlamış olmalıdır. Başta dediğim gibi Erdoğan kendisine oynamak istemiştir. Farklı bir film çekme derdine düşmüştür. Filmin başarısızlığını çok önemsediğini
Yüksek sesle okumalı şarkıları. Eğer yankısı varsa, eğer ötelerden bir ses getirmesi varsa o zaman ruhiyatımıza çok seslenen bir şarkı olacaktır.
Bacaklarımın arasındaki ahlak beni ilgilendirir, alan da veren de memnunsa geriye kalanlara incik boncuk yemek düşer. İki kişi arasındaki tatlı muhabbete maydonoz olanlar bütün ülkenin, milyonların, yetim hakkının, hukuk sisteminin ırzına geçenlere ses çıkarmayınca "ben sizin ahlakınızı siliyim.." diyorum..
Şükür çaresizliği yaşayan birini görerek "iyi ki bu durumda değilim" demek değil, o kişinin çaresizliğini giderecek çareyi bulup, hakka "benden istediğini yapmam için fırsat verdiğin için sana çok şükürler olsun" diyebilmektir.
İstiklâl marşımızın bestesindeki prozodi bozuklukları...
Bizim gidecek İsviçrelerimiz, Zürihlerimiz yok Fransalara fransızız biz Bizim gidecek bir Meksikamız bile yok
sosyal Paylaşım sitelerindeki Fikri hak ihlalleri...
Hemen hemen her eve, okula, işyerine ulaştırdığımız birkaç kitap vardır mutlaka. Kitapla okuyucuyu, okuyucuyla yazarı buluşturduk, aydınlanmaya katkı sunduk, yılmadan, usanmadan, bıkmadan, yıllardır kurduğumuz düşleri İskenderun’da gerçekleştirdik.
Elinden teraziyi alıp bir kenara fırlattılar. Üzerindeki beyaz entariyi hoyratça çıkarttılar. Yok, yok hayır, buna çıkartmak denmez; vahşice parçaladılar.
O geldi...
Ne olduysa ondan sonra oldu...