Bize Hep Utanç mı Düşmeli?
Gelinlikle çıkmıştı seyahata Bacca.
Gelinlik ülkemizde kirlendi.
Gelinlik ülkemizde kana boyandı.
Bunun utancından hepimize düşen bir pay var.
Ben utandım açıkçası.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Gelinlikle çıkmıştı seyahata Bacca.
Gelinlik ülkemizde kirlendi.
Gelinlik ülkemizde kana boyandı.
Bunun utancından hepimize düşen bir pay var.
Ben utandım açıkçası.
Van depremi, sadece Van ve çevresini sarsmadı; Türkiye’nin birçok dengelerini de sarmıştı. Tabii bu arada dengesizlerin çoğunu da sarsmıştı. Derin devletin sarsılan içyüzünün dış tezahürleri olan vitrin ucubeleri kimi spikerler, kendi TV kanallarında, sözüm ona, gaf üzerine gaf yaparak, Kürt halkına olan kinlerini kustular. Derin güçlerin sesi gibiydiler
Sıkıcı bir roman izlenimi vererek başlayan yapıt, hareketli bir felsefi roman olarak yoluna devam eder. Bazı romanlar vardır, olayların içine girmek zaman alır, olayın örgüsünün alt yapısının kurulması aşaması uzun sürer. Bu süreç okuyucuyu sıkar, yorar, hatta pişmanlığa sevk eder. Birçok okuyucu maalesef bu tür yapıtların devamını okumaz,
Bu hafta günü hatırlamamakla beraber 2004ün Mayıs ayında Bandırmada tanık olduğum bir durumu ele almak istiyorum.
Bu ateşi ve kötüye gidişi ancak Türk ve Kürt aydınları durdurabilir.
Elbette, birlikten kuvvet doğar; ancak her birlik, gönüllü birliktelik anlayışıyla ve özgürce alınmış kararlarla oluşursa çok daha anlamlı ve çok daha uzun soluklu bir birlik olur.
Ne korkunç bir zaman bu böyle. Sanki cehennemin kapıları dünyanın üzerine açılmış ve bütün iblisler bir din adamı cüppesine bürünüp insan kanı emmek için aramıza karışmış..
Bugün barış istediğinde bulunduğunda barış mı olacak yarın savaş istediğinde ise savaş mı çıkacak? Sen ne istersen hep o mu olacak. Elinde kalaşnikoflu çocuk sana büyüklerinden armağan elindeki bu silah mı ışıldayacak. Sen aydınlık bir dünyayı silahların gölgesinde mi kuracaksın.
Hala bu işin ciddiyetini anlayamamış olanlar var. Hala bu işi önemsemeyenler var.. Bir kısım acayip yaşam formları hala bu referandumu sıradan bir sandık macerası gibi görüyor - böyle yutturmaya çalışıyor.. İzah etmeme lütfen izin verin.. Sonra da gidip şu sayfayı ziyaret edin.. Haydi uyanın lütfen. http://www.ysk.gov.tr/ysk/secmenBilgi.jsp
Sabah olacak mı?
Güneş doğacak mı?
Sisler dağılıp ışıklar aydınlatacak mı gündüzümüzü?
Kabus görmeden kalktığımız uykularımız olacak mı?
İçimiz ürpermeden yeni bir güne başlayabilecek miyiz günün birinde?
İhanetin ve alçaklığın boyutu gittikçe büyüyor…
Devletin ve milletin bekasını hedef alan hıyanet çemberi gittikçe genişlik kazanıyor…
Ayrılıklarda insana bir acı vermez mi? Hem de, nasıl verir… Seven ve bir şekilde ayrı düşmüş iki sevgiliyi bir düşünün… Sevdiğinden ayrı olanın çektiği o biber gibi içi yakan acı ölümden beter deği midir? Ya ona kavuşamadan kaybetmek? Bir daha hiç görememek?