Uçak Yapılmış, Kuş Tesadüfen Olmuş…öyle mi?
Darwinistler, bir uçağın onlarca mühendis ve işçi tarafından yapıldığını ama daha kompleks yapıda ve CANLI olan bir kuşun ise rastlantılarla oluştuğunu söylerler...
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Darwinistler, bir uçağın onlarca mühendis ve işçi tarafından yapıldığını ama daha kompleks yapıda ve CANLI olan bir kuşun ise rastlantılarla oluştuğunu söylerler...
Günümüzde, dermatoloji, plastik cerrahi, kozmetik sektörü; insan sağlığından çok, kadını, taşbebeğe çevirmek için hizmet eder hale gelmiştir. Bu, büyük bir gelir kaynağıdır.
Sürekli taşbebek/Barby olmaya özendirilen, çabalayan kadınlarla, bunlara ulaşamayan kadınlar arasında kendiliğinden bir rekabet ve kıskançlık oluşturulur. Bu durum, kadını doğallıktan uzaklaştırır. Erkekler için ise
MOTAŞ’ı, bu arabalarla olsaydı biz Orduzu Belediyesiyle devam ederdik.
Ama etmedik…
Çünkü olmadı, bu elbise bu bedene dar geldi ve çıkartıp çöpe attık…
Şimdi biz çöpe attığımız bu çürümüş kirli elbiseyi ne diye bir daha biçiyorsunuz Kaldırım halkına…
Yani bu
Üst düzey yetkiyle donatılmış Kurul, Meclis, Heyet'ler; Ulus adına karar verirken yüz kez düşünmeli.
Neden iyi olsun ki her şey. Her şeyin güzel olabilmesi için; iyi düşünmek, iyi davranmak ve inanmak gerekiyor. Oysa öyle yapmıyoruz. Her şeyin iyi olmaması için, her şeyi yapıyoruz. Güzel şeyleri olabilmesi için, fedakârlık yapılmak gerek
Geli̇n Okuyalim Zamanin Durağanliğin Da Yüreği̇mi̇zi̇n Pervasizliğini......
İnsan ne ise o dur,bunun şöylesi ya da böylesi yoktur,bir şey ya iyidir,ya da kötü sınırlar bellidir ve bunu kimse kendine göre değil topluma göre ve hayatın gerçeklerine göre değerlendirip yorumlalı değilmi ..
Şâirler yüreklerimizin tercümanıdır. Onlarla görürüz, onlarla düşünür, onlarla hayal ederiz. Bu yürek dostları olmasa nasıl ifade ederdik hislerimizi?.... Dünya onlarla güzel… Kanın ve barut kokusunun gök kubbemizi sardığı bu çağda şâirler az da olsa hayatımıza renk katıyorlar. Bize insanî hislerin ölmediğini haykırıyorlar. Katılaşan yüreklerimizi yumuşatıyorlar.
Ne demek herkesin esit olmasi? Ben suyum, ben buyum, o ise su. Kaldi ki bunlarin sectikleri o koltukta oturdular da ne yaptilar?
Bir ses kaydi cikiyor... Derken iki, uc, dort... Devami gelir mi veya nasil dinlenmis bilmiyorum ama olmus bir sekilde. Bulut sistemi gibi fazla kurcalamiyorum...
İçi boş beynine profilimi doldurma çalışması içinde olamam. Sendeki kafa dipsiz bir kuyuya benzer. Bana Yusuf yüzlü diyeceksin diye karanlık sularına düşemem. Sulanmış beyninin kılcal damarlarında çıplaklığımı yüzdüremem. Sen beni düşüncelerinle boğmaya çalışırsın. Bir girdaptır, bir karanlık sudur beyninin içi. Bana aydınlıktan ve yakamozdan dem vurma.