"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Eleştiri

Bize Poşetlenmiş Aşkları Karıştırıyoruz

Sevmiyoruz bağlanıyoruz. Yaşamıyoruz hayata asalak gibi yapışıyoruz. Gülmüyoruz; çünkü dudaklarımızdaki köpek salyalarıyla yaşıyoruz. Köpekler gibi yaşıyoruz bu yüzden ne ağlayabiliyoruz ne gülebiliyoruz insanca. Bir kemiğe insanlığımızı satıyoruz. Sokaklarda öpüşüyoruz ve sevişiyoruz. Şarkı söylerken it gibi uluyoruz. Hayatımızı çöpe çeviriyoruz, sonra bize poşetlenmiş aşkları karıştırıyoruz. Poşetler bile doluyken, bazı

Tevfik Fikret'ten Teröre Övgü

1906 yılında Taşnak terör örgütü üyesi Ermeni kundakçılar Abdülhamiti içine saatli bomba konmuş bir at arabasıyla öldürmek istemişlerdir. Fakat zaman ayarlı bomba patladığı sırada Abdülhamit uzakta olduğundan suikasttan şans eseri kurtulmuş, Tevfik Fikret ise bu olay üzerine "Bir Lahzai Teahhur" şiirini yazmış, terörü ve teröristleri övmüştür.

yazı resim

Hasta Şark!..

Akif merhum, Garp için Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar derken, Şarkın bütün keskin dişleri yerli yerindedir, önce etrafındakileri tike tike doğrar mı demek istedi acep!

Ben "Evet"i Basacağım

-Sevgili devlet büyüklerim, önce bu milleti bilmem kaç etnik gruba bölerek insanlarımız arasına ayrılık tohumları ektiğinizi fark etmediniz mi? Şimdi de geçmişte kalmış, kabuk bağlamış yaraları kaşıyarak Dersimlilerde CHP düşmanlığı yarattığınızı görmüyor musunuz? Görüyorsanız birkaç oy için buna değer mi?

Yazma Iste Sus!

Insanoglu bolunmeyi seviyor ne yazik ki. Yaratilisi bu. Kimi aslandir gucu kendine ister, kimi cakaldir baskalarinin ayagini kaydirir, kimi kurttur otoriteye kafa tutar, kimi de karincadir. Garibim sormaz sorgulamaz onunden yer hatta ogluna da buyuk kiyafet alir ki seneye de giyebilsin.

Hakkını Helal Et

Kimler yazıp çizmedi ki seni... Kimler senin için günleri günlere ekleyip, bazı zaman geceler boyu uykusuz kalmadı ki? Bir sevgiliye giden yolda en büyük yardımcımızdın sen. Her ne kadar ucu yakılsa da o sevda şiirleri ile dolu mektupların, yine de o ateş sana ulaşmaz mektubun kıyısında köşesinde kalırdı

Başımızda Dolaşan Kuşlar, Mutlaka Bir Odundan, Bir Kalastan Havalanmıştır

Sadece iki üç kişi değil bunlar. Bir sürü bahane, bir sürü zerzevat düşünce bunlar. Gittikçe çoğalan cop, biber gazı, sopa, dayak, yumruk, taş, molotof kokteyli şiddet kelimesiyle tekleştiriliyor. Bir yığın taşın izdüşümüdür dağlar. Kim bu taşları kepçe ağzıyla döker? Kim sürekli birilerine taş atar? İnsanlar yığın, sürü... Bir

Başa Dön