..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarýný düþünmedim. Tersine yaþam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onlarý seçti. -Juliette Binoche
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Politik Roman > Bahattin YILDIZ




21 Temmuz 2002
Dansöz Kývýrmalarý- 15.sh.  
15.SAYFA

Bahattin YILDIZ


Ber’de Kent sakinleri gibi Kimyasal ve Biyolojik baþlýklý FÜZE’de somutlaþan ölümü sürekli ensesinde hissediyordu.


:AGBF:
27


     Legal XYZ Partisinin Ad kenti Ýl Teþkilatýnýn yönetim, denetim, disiplin grubu üyelerinin yeniden seçimine yönelik kongrenin yapýlacaðý, büyük alana sahip KongYap isimli düðün salonu hýncahýnç insan kalaba-lýðý ve onlarýn çýkardýðý gürültüyle doluydu.
     Hoperlorden çýkan, kulak týrmalayýcý “sesssssssssss” þeklinde duyulan ses ayarlarý, az sonra kongrenin baþlayacaðýný iþaret ediyordu.
Kýsa bir açýlýþ konuþmasýndan sonra oylamayla divan kurulu oluþtu-ruldu. Ýki ayrý grubun, iki ayrý listesi vardý. Her gruptan üçer konuþmacý; iyi temennilerle baþlayan, parlak demokrasi nutuklarýyla devam eden konuþmalarý dýþýnda destekledikleri aday listesinde adý geçen adaylarýn genel kalitesini övücü konuþmalarý kýsmi alkýþ ve kýsmi yuhalamalar arasýnda gerçekleþtirdiler...
"Gündem dýþý söz almak isteyen var mý?" duyurusu üzerine Ber, söz alýp almama konusunda önce tereddüt geçirdi. Konuþmak için hazýrlýklý deðildi. Buna raðmen bu kongrede içini dökmediði takdirde ileride bunun rahatsýzlýðýný duyacaðýný düþünerek, söz hakký istedi.
Ýzin verilmesi üzerine mikrofonun olduðu yere tedirgin adýmlarla vardý. Mikrofonu boyuna göre ayarladý...
Halen bir giriþ cümlesi bile bulamamýþtý. Zaman kazanmak için öksürdü. "Herkese selam!..." dedikten sonra salonda bulunanlara saatlerdir olmayan bir þeyi; ‘sessizliði’ kýsa bir anda olsa yaþattý.
     Bir yerlerden baþlangýç yapmalýydý. Baþlangýç, devamý ve bitiþi de beraberinde getirecekti..
Politikayla ilk tanýþmasýndan baþlamayý uygun bulmuþtu.
"El-Kenti Ýlk öðretim 3. sýnýfýnda okuduðum zamanlardý.
Babam; zengin ve politikayla ilgili biriydi. Bir gün, AX Partisi Genel Baþkanýnýn ilimize geleceði haberini alan babam; otuz otomobil kiralayarak Ýl sýnýrý giriþinde onu karþýlamaya gittiðinde, beni de yanýna almýþtý.
Babamýn bu kadar önem verdiði birinin neye benzediðini merak ediyordum. Taþýtlar uzun bir konvoy oluþturmuþtu.
Yolun sað tarafýnda park eden otomobilin içinde bana uzun gelen bekleyiþler yaþamýþtým.
Bir süre sonra, dýþarýdaki canlanma ve heyecan dalgasý ve üzerine babamýn, "Dýþarý çýkýn!... Geliyor!...” sesleriyle otomobillerde bulunan diðerleri gibi ben de dýþarý çýkýp onlarla saf tutmuþtum.
Lüks bir arabanýn arka koltuðunda camlarý inik penceresinden, elin-deki fötr þapkasýnýn içini göstererek, kocaman kafasýyla, etrafa gülücükler daðýtan yüzün sahibinin AX Partisinin Genel Baþkaný olduðu söylen-diðinde, babamýn etkisiyle hayalimde oluþmuþ babacan görüntü darmada-ðýn olmuþ; onun yerini olumsuz duygular veren bir varlýk silueti almýþtý.
Bu olumsuzluklarla dolu içsel algýlamalarýmýn doðruluðunu; ileri zamanlarda bu þahsýn iktidarý veya muhalefeti döneminde ülkede oluþan kötü gidiþin, sefaletin, karýþýklýðýn, her alandaki ataletin, týkanmýþlýðýn, tükenmiþliðin çirkin yüzleriyle yüzleþtiðimde, anlamýþtým... Saf çocuk sezgileri doðru çýkmýþtý..."
Aðzýndan dökülen son kelimeler kulak týrmalayýcý bozukluktaydý. Nefes alýþveriþ ritmini düzeltmek için konuþmasýna ara verdi. Önündeki bardaktan bir yudum su aldý.Kongrede bulunanlarý, gözleriyle taradý. Olumlu veya olumsuz bir tepki elde edemedi. Ne bir alkýþ, ne de bir yuhalama vardý. Yüzler anlamsýzdý.
Kaldýðý yerden konuþmasýna devam etti;
"Sizlerin beni alkýþlamasý için nelerden söz etmem, nasýl ve ne þekilde konuþmam gerektiðini, iyi biliyorum... Fakat böyle bir amaç güderek konuþmamý sunmam benim yanlýþým olur. Çünkü; nabza göre þerbet verenlerden deðilim. Ýzninizle kaldýðým yerden devam edeceðim.... Parti liderinin, konuþma yapacaðý alana vardýðýmýzda, babam kolumdan çekerek en önlere kadar götürdü. Arada yapýlan alkýþlara, babam da iþtirak ediyordu. Benim alkýþlamadýðýmý görünce kýzdý. ‘Nedenini’ sordu. ‘Canýmýn istemediðini’ söylediðimde, o sýralar hatýrý sayýlýr deðerde para teklif etti bana... Bir eliyle beni karnýmdan sarmalayýp, yukarý kaldýrýp, diðer eliyle de Lideri gösterip, “Oðlum! Bu bizim ufkumuz, gelece-ðimiz,” demesine ve parayý sevmeme raðmen kabul etmemiþ ve alkýþlamamýþtým... O günden beri politika denilince o günkü ortamý anýmsarým...
     Legal XYZ Partisinin program ve düþüncelerinin demokratik temelde olmasý nedeniyle sýcak bakmýþ, görev teklifini kabul etmiþtim...
Bugün yapýlacak il teþkilatý organlarýnýn üyelerinin seçiminde; her iki listede adý geçenlerin tespiti Ad kentindeki parti üyelerimizin görüþ ve onaylarý alýnmadan bu yönde hiçbir inisiyatif tanýnmadan il baþkaný ile genel baþkan yardýmcýsý Lis ve yandaþlarý, tarafýndan saptanmýþtýr. Düþünce olarak ‘demokratým!’ diyen bir partinin uygulamada aksine hareketi bende; “Bu partinin iktidar olmasý halinde bile demokrasi kurallarýný uygulamayacaðý” gibisinden bir takým kuþkular oluþturdu. Demokrasi benliðine sahip olunup olunmadýðý bu tür yansýmalarla anlaþýlýr, kanýmca. Bu benliði kazanan birey ailesinde, partide ve her yerde demokratik duruþta, bulunur.. Dolayýsýyla bu davranýþ biçimini eleþtiriyor bu ve baþkaca yazýlý olarak bildireceðim gerekçelerle partiden istifa irademi sunuyorum..."
Sözlerini sessizce dinleyen kalabalýk; Ber’in toplantý salonunu terk ediþine kadar bu duruþlarýný korudular...
Ber, salonu terk ettiðinde, bir anda oluþan aðýr uðultuyu duyabi-liyordu.

Ber, kendisini kuþ gibi hafif hissediyordu. Hafifliði daha çok duyumsamak için yürüdü, yürüdü... Otoparka býrakmýþ olduðu arabasýný almadý. Çarþýda biraz dolaþacaktý. Eve hemen gitmek istemiyordu. Bekle-yeni yoktu... Yine kendisiyle baþ baþa kalacaktý. Deðiþen bir þey olmaya-caktý...
Seyyar tablada satýlan fýndýktan bir oturumda yiyebileceði gram kadar satýn aldý.
Çay içmek istiyordu. Küçük bir çay ocaðýný gözüne kestirdi. Dýþarýya ufak tabure ve masalar diziliydi. Bir tabureye iliþti.
Baþýna dikilen garsondan çay rica etmesine gerek kalmamýþtý. Garson, dumaný tüten çay dolu bir bardaðý kendiliðinden önündeki sehpa-ya koymuþtu bile.
Fýndýk ile Çay birlikte iyi giderdi. Gazete kaðýdýyla yapýlmýþ külahý yýrtmadan açtý. Fýndýk sertti. Diþleriyle kýrmaktan vazgeçti. Ýki tanesini alarak avucunun içine sýkýþtýrdý, yumruk þeklinde kapadýktan sonra diðer elinin ayasýyla baský yaptý. Biri kýrýlmýþtý. Ýçinden çýkardýðý fýndýk tanesini iþtahla yedi. Çaydan bir yudum aldý. Fýndýk tazeydi. Bir tane daha aldý...
Fýndýðýn altýnda bulunan eski tarihli bir gazete parçasýndaki haber dikkatini çekti. Fýndýklarý yanlara itekleyerek inceledi. Küçük bir resim vardý. Bir erkeðe dansöz kýyafeti giydirilmiþti. Altýndaki haberi okudu.
‘Ýzmler kentinin, Namuskar mahallesinde, aslen Mar kentli olan NamusLive isimli þahýs, ailesinin namusuna göz diken, sataþan TecNam isimli þahsý, akrabalarýyla birlik olup iþyerinden kaçýrdý... Zorla dansöz kýyafeti giydirilerek, Ýzm kenti sokaklarýnda gezdirildi. Onuru kýrýlan TecNam isimli þahýs þikayetçi dahi olmadý.
NamusLive ve akrabalarýnýn verdiði bu ceza, Sodgom Ülkesini þok ederken Mar kentli bir yurttaþ, 'Mar Kentinin bazý köylerinde ailenin kýrýlan onuruna, karþý tarafýn onuru kýrýlarak yanýt verilir,' dedi.
Sokaklarda dansöz kýyafetiyle gezdirilen TecNam ortadan kaybolur-ken, Ýzm Kentinde bulunan yurttaþlardan hiç biri olaya tanýklýk etmek istemedi ve 'Biz bir þey görmedik,' dediler.
Namuskar mahallesi muhtarý NamMuh ise, 'Ben gösteri yapan palyaço ve çengiler sanmýþtým. Gerçeði sonradan duydum,' iddiasýnda bulundu... ‘.
Haber; Ber' e ilginç gelmiþti. Fýndýklarý masanýn üzerine aktardý. Gazete parçasýnýn buruþukluðunu elden geldiðince düzelttikten sonra ikiye katlayýp, gömleðinin cebine koydu. Haberi, Med'e okumak istiyordu.


                         ***


                              28


     "...Kardeþ!... Önceleri rica minnetle bize iþ yaptýranlarýn þimdi burunlarý kalktý. Ýç ve dýþ güvenlik üçümüzü de kýrmýzý bültenle arýyor-muþ. Bu kez ciddiler... Görmezlikten gelemeyeceklermiþ. Gördükleri yerde sorgusuz sualsiz içeri atacaklarmýþ... Tabi ki; sað yakalamak ister-lerse..."
     "Her kuþun eti öyle kolay yenmez... Rutbin ve iki arkadaþýmý sandýlar bizi?... Bagajdaki mermileri bitirmeden zor..."
     "Ya!.. Bizde diðer arkadaþlar gibi ‘aðamýz sizsiniz!’ diye, güvence verseydik... Býrakýn aranmayý, iþlediðimiz ve iþleyeceðimiz suçlarý bile bir þekilde örterlerdi... Hatta iþgüzar bir Yargý Grubunun verdiði cezalarý infaz ettirmezler, bizim hatýrýmýza genel af bile çýkarýrlardý."
     "Uyandýk, uyanmasýna ama geç kaldýk... Keþke, uluslar arasý planlardan önceden haberdar olsaydýk da Ýllegal örgütlerle yaptýðýmýz mücadeleye verdiðimiz uðraþýn yarýsýný kendimize harcasaydýk. Þimdi, daha fazla malvarlýðýmýz olurdu..."
     "Vatan, Millet dedik, baþýmýza illet aldýk. Daha önce caným cicim diyenler bizim kellemizi istiyorlar, geçmiþte müþtereken ve müteselsilen oluþan ortamý maskelemek için bizi kullanmaya çalýþýyorlar... Onlarýn günah keçileri olacaðýz...."
     "Biraz güçlenmemizin de bunda payý var. Bu bazýlarýný korkutmaya baþlamýþtý... Tarihin tekrarý... "
     "Maþçet!... Hep senin hatan!... Konuþursak SodGom Ülkesi geçmi-þinde yaþadýðý depremin daha þiddetlisini yaþar, þantajýný sürekli kullana-rak çýkar elde etmenden býktýlar... Onlar ; yataklarýnda rahat uyumak istiyorlar..."


                         ***


     Daha bir saat önce yemek molasý vermiþti. Çift kiþilik kebap, bir þiþe ayran, tabak dolusu salatayý iki pide ekmekle mideye indirmiþken yine acýktýðýný hissediyordu. “Of! Of! Patronun cebinden yiyorum diyemi bu kadar acýkýyorum?" diye düþündü. "Cebimden çýksaydý bu kadar çok yemek yer miydim?..."
     Niyeti bozdu, içinde restorantý olan petrol tesisine girdi. Lavobaya girmeden önce sipariþini verdi. Elini, yüzünü yýkadý. Dýþarý çýkýp temiz havayý ciðerlerine çekti...
Aniden tokluk hissetti. Önceki açlýðýndan eser kalmamýþtý. "Keþke sipariþleri vermeseydim... Çaktýrmadan kamyona atlayýp kaçmalý," diye düþündü. Düþündüðünü de yaptý...
Motor daha soðumamýþtý. Kontaðý ilk çeviriþinde kamyon çalýþtý. Vitese attý, gaza bastý. Petrol istasyonu geniþ bir alaný kapsýyordu. Ana yola gireceði esnada; gecenin karanlýðýnda yayýlan selektör ýþýklarýnda hýzla kendi gidiþ istikametine doðru yanyana seyretmekte olan iki taþýtý fark etmesiyle frene hafifçe dokundu. Fren, istenen sonucu doðurmamýþtý. Bu kez sonuna kadar bastý. Otobana çýkmak üzereydi ve kamyonu durduramýyordu. Çaresi yoktu, direksiyonu saða kývýrarak yolun iyice saðýndan seyretmeye baþladý. Sol aynadaki görüntüden, hýzýný düþürme-den arkasýndan yaklaþmakta olan iki aracý korna çalarak uyarmaya çalýþtý...


                         ***


     Sessizliði sürücü bozdu:" Arkamýzdaki taþýt bizi takip ediyor!"
"Bu kanýya nasýl vardýn?"
"Hýzý bazen kesmeme raðmen beni sollamadý. Süratlendiðim zaman arada ki mesafeyi koruyor."
Bu söz üzerine sürücünün yanýndaki koltukta kurulu olan kiþi, arkada bulunan ve uyku ile uyanýklýk alanlarýna gidiþ geliþleri yaþadýklarý mayýþmýþ suratlarýndan anlaþýlan kiþilere seslendi...
Sürücü dýþýndaki dört kiþi baþlarýný arka cama çevirdiler...
Silahlarýný çekip, emniyeti açtýlar ve aðzýna mermi sürdüler.
Sürücü, saða çekmesi gerektiðini anladý...
Arkada bulunan araç da biraz uzakta saða çekti.
Öndeki aracýn sürücüsü, bu kez, lastikleri yakarcasýna süratli kalkýþ ve seyre baþladý.
Uçak hýzýna varma telaþýndaydý sürücü... Arkadaki taþýt buna uyum saðlamakta, gecikmedi. Geniþ yolda aradaki mesafeyi azalttý. Takip eden otomobil, tanýtýlan grubun bulunduðu taþýtýn tamponuna vuracak kadar yaklaþmýþtý.
Arkadaki araç sollamaya geçtiðinde, hýzýný azalttý.
Þimdi, Ýki araç paralel konumda ve ayný hýz seviyesinde seyir halindeydiler.
Takip edilen aracýn arka sol koltuðunda oturan þahýs pencerenin otomatik camýný indirerek yanda bulunan taþýtýn içinde bulunanlarý elindeki silahý hazýr vaziyette tutarak incelemeye baþladý... Aniden haykýrdý, "Bunlar!.." Sesi korku doluydu.
     Ön Koltukta Oturan kiþi, "Solla!... Sollllaaa! Kamyoonnn!..."
     Lüks araba sürücüsü, takip eden sol paralelinde ki taþýtýn, ancak son anda kenara kaçmasý nedeniyle denileni yapamamýþ, önüne aniden çýkan kamyondan kaçýramamýþtý güzelim arabayý...
Bilanço; takip edilen aracýn ön koltuðunda oturan TerKazMaf isimli politikacýnýn, Medya'dan emekli taþýt sürücüsü MedMaf'ýn, arka koltukta bulunan Kamusal Mafyalýktan emekli olduktan sonra özel Mafya'lýk yapan MaþÇet, Güvenlik emeklisi ÝçDýþGüv ve Silah ve Uyuþturucu Marketler zinciri olan iþ adamý SilUyMar isimli kiþilerin ölümü...


                         ***


                              29


     Aralýksýz birçok eylem gerçekleþtirmiþti; evi toplamýþ, kahvaltýsýný yapmýþ, kuaförde ense traþý olmuþ,yorucu bir banyo seansý sonrasý Med’in önceden býraktýðý evin telefonunu aramýþ, arzuladýðý; "Geliyorum,’ yanýtýný aldýðýnda ev adresini ayrýntýlý tanýmlamýþ ve kendisini kanepeye uzatýp, müzik setinden çýkan kýzýlderili kökenli ezgileri dinlemeye baþlamýþtý.
Ezgi, mistik özellikteydi... Alýp götürüyordu içselini; vadilere, daðlara, gök ve yeryüzü geniþ alanlarýna...

Beklediði zil sesi geldi. Yýllardýr ayný mekanda olma arzusuyla yanýp tutuþtuðu bir elin dokunuþuyla çalan bu zil sesi sanki zafer marþý gibi gelmiþti kendisine...
Heyecanla açýlan kapýnýn önünde sanal seanslarda gördüðü görüntünün aynýsýyla Med karþýsýndaydý. Yüzü ayný tebessümlü ifadeler gösteriyordu.
Elinde ekmek daðýtma sepeti ile Kap bey ve karþý komþunun meraklý gözlerle inceleyen bakýþlarý; ilk karþýlaþma anýnýn egzotik yapýsýný yok eden figürlerdi.
Ber, onlarý görmezlikten gelerek, Med’in alelacele içeri girmesini saðladý.
     Ýkisinin de gözleri ýþýl ýþýldý.
Ber'in gözbebeklerinin rengi Med'leþmiþti. Yeþil renge dönüþmüþtü.
Bakýþmalar, sarýlmayý emrediyordu... Emre serbest iradeleriyle uydular.
     Ber'in sesi; heyecanlý çocuk sesine dönüþmüþtü.
     "Med!... Med!..." diye baðýrýyordu. "Seni görebildiðime inanamýyorum. Gerçek misin sen?..."
     'Elle tutulabilen, gözle görülebilen nesnelere madde...' deniyordu. Orta ve lise dengi okullarda verilen eðitim kendi alanýnda yerini bulamýyordu. Ama olsun... Baþka alanlarda bazen anlam ifade edebiliyordu. Maddenin ne olduðunu öðreneli yýllar olmuþ ve unutmamýþtý.
Med'i daha önceleri de bu þekliyle görmüþtü. Ama, önceden gördüðü Med; sanal gerçeklikti. Þimdi ki ise fiziksel gerçekliðiyle karþýsýndaydý.
     Ber, ellerini onun yüzünde ve saçlarýnda gezdirdi. Elle tutabiliyordu. ‘Sudan bile daha maddesel gerçeklikteydi. Su, elle zapt edilemezdi. Med ise ellerinden akmýyordu. Elini gezdirdiði bölgeleri, avurtlarýný dolduru-yordu ve ne eksiliyor ne de fazlalaþýyordu.
     Med, Ber'in bedeninde dolaþan ellerini hafifçe itekleyerek, "Gerçekmiþim deðil mi?..." diye sordu muzip bir tavýrla.
     Ber "Gerçeksin!..." dedi. "ve gerçeklerin en güzelisin..."
     Med, bir anne þefkatiyle yaklaþtý ve "Ber! Fiziksel görünümüme o kadar alýþma!... Dün konuþmuþtuk..." uyarýsýnda bulundu. "Beyinsel duyumsal baðlantýyý koparmayacaðým. Ama; ilk ve son kez yüz yüze görüþmüþ olacaðýz. Bu konuda beni ikincisi için hiçbir zaman zorlama-yacaksýn! Söz vermiþtin."
     Ber, onaylamadýðý takdirde sýkýntý doðacaðýný duyumsadý. "Tamam, dediðin gibi olsun!"
     "Ýkincisi; gerek bu þekilde gerekse beyinsel ve ruhsal diyalog-larýmýzý baþka birine anlatýr veya ima edersen tüm baðlantýlarý tamamen koparacaðým... Bunu da bir kez daha hatýrlatmayý uygun görüyorum."
     "Bunu yüzüncü kez duydum gibime geliyor... Ne içersin?"
     "Sen ne içeceksen ondan olsun. Biracý olduðunu biliyorum..."
     "Bu kez günün anlam ve önemine uygun olan içecekten aldým."
     "Kýrmýzý þarap mý?"
     "Aynen öyle."
     "O halde ne bekliyoruz?... Beraber hazýrlayalým."
     Ber ile Med birlikte mutfaða girdiler.
Kendilerine sunacaklarý servisi hazýrlamayla uðraþýrlarken Ber, dilini de çalýþtýrýyordu: "Med, senle olan önceki diyaloglarýmdaki rahatlýðýn aynýsýný yüz yüze olmamýza raðmen aynen ve eksiksiz duyuyorum," dedi.
"Neden?"
Ber, yüzünü ona çevirerek, göz kýrptý. "Yanýtýný biliyorsundur," dedi. "ama sesli konuþmayý kesmemek için yanýtlayacaðým... Aksi halde yine beyinsel seanslara geçtiðimi sanacaðým... Nedeni; içimden geçenleri biliyorsun ve ben bu durumu kabullendim. Bu nedenle sana içselimdeki düþünce ve duygularýmý perdelemek için farklý davransam bile bunun farkýna varacaðýný bildiðimden doðal davranýyorum ve bu beni rahatlatýyor."
     Þarap kadehlere dolduruldu ve salona geri döndüler.
     Med, okþayýcý cümlelerin altýnda kalmak istemedi. "Senle beyinsel, duygusal, düþünsel çok benzerliklerimiz var," dedi. "Zevklerimizde hemen hemen ayný... Örneðin, ben girdiðimden beri çalan þu kýzýlderili müziðine tapýyorum... Kýzýlderililer, eskiden iyi ruhlarý çaðýrmak, kötü ruhlarý kovmak için müziði çok kullanmýþlar. Müzik eþliðinde, yanan ateþin etrafýnda dans ederlermiþ. "
     "Senin gibi ruhu güzel kendi güzel olanlarý mý, çaðýrýrlardý?..."
     "Dalga geçme, bozulurum..."
Ber'in de bu konuda tarihsel bilgileri vardý. "Kýzýlderililerin algýlama yetisi çok iyiymiþ," diye baþladý. "Yabancýlarýn kendi sonlarýný getireceðini fark ettiklerinden olsa gerek bu tür kötü ruh kovma amaçlý törenleri daha sýk yapmaya baþlamýþlar... Bu tür törenlerle sonuç alama-dýklarý da soykýrýma uðramalarýndan belli..."
Boþalan þarap kadehlerini ikinci kez doldurma uðraþý nedeniyle oluþan kýsa bir suskunluk sonrasý, "SodGom Ülkesindeki yurttaþlarýn da bu tür törenlere benzer etkinlikler yapmasýnýn ayný þekilde yeterli olmadý-ðýný belirteyim...."
Ber'den karþý yanýt gelmeyeceðini duyumsadý. Onun düþüncelerini okuduðunu, "Giriþ uzatmalarýný ben de sevmiyorum Ber!..." diyerek bir kez daha belirtti.
Anlaþmýþçasýna ikisi de ayný anda ayaða kalkarak çýrýlçýplak kalýn-caya kadar soyundular.
Med, Ber’in yanaklarýný öptü; þefkatli bir öpücüktü bu ve yanýtýný aldý.
Gözleriyle, Ber'in gözlerinin içine yakýcý ýþýnlarýný salarak, "Yaþa-mýnda yaþamadýðýn ve yaþayamayacaðýn bir olayý yaþayacaksýn þimdi... Sakýn korkma ve panik yapma! Aceleye getirme!" dedi Med, kýsýk ürperti ve çoðunluk erotik duyumsamalar veren ses tonunda. "Her anýný doya doya hissetmeye, yaþamaya bak."
Ber, yaklaþýmý garipsediyse de bozuntuya vermedi. "Göreceðiz," dedi sadece.
Yýllardýr arzuladýklarý sahnenin gerçekleþmekte olduðunun verdiði motivasyonla hareket eden bu iki kiþi; birbirlerini yutacakmýþçasýna davranýþlar sergileyerek yerdeki halýnýn üzerine birlikte uzandýlar. Yatak odasýna gitmek zaman kaybýydý onlar için... Ber, elektriðe tutulmuþ gibi hissediyordu kendisini...
Bedenindeki tüm gücü kollarýna vererek Med’i sarmalamasýyla aniden derin kuyuya düþüyor sandý kendisini... Geçici durum, diye düþünürken, halen düþmekte olduðunu fark etti.
     Esintiden kýmýldayan kavak yapraklarýnýn çýkardýðý sesler geldi kulaklarýna...
Ani geçiþler yaþýyordu...
Okyanusu gördü; kocaman dalgalarýyla kýyýsýnda bulunan kentin binalarýna saldýrýyordu... Dalgalar, ikiz uçaklar þekline dönüþtü; Büyük ülkenin, büyük kentinin en büyük ikiz binasýnýn ortasýndan geçerek, her iki binayý zeminle, toprakla bütünleþtirdi. Kilometrelerce yükseklikteki bina þimdi sýfýr santimdeydi. Duruma uygun isim bulunmalýydý, bulundu. ‘Sýfýr noktasý’ dendi.
Bina enkazý içinde bulunan su, yerüstüne sýzmaya baþlamýþtý. Bu; ikiz kulelerin ve ikiz kulelerle birlikte gömülen canlý cansýz tüm varlýk-larýn tümünün gözyaþlarýydý. Gözyaþlarý dillenmeye baþladý. Sanki biriyle, birileriyle karþýlýklý konuþuyordu. "Diðer ülkelerin yurttaþlarýna nefretin o kadar büyümüþ ki; doygunluða eriþemediðinden kendi insanlarýna da yönelmeye baþladýn... Biz kardeþ deðil miyiz?..."
Gözyaþlarýnýn, muhataplarýndan biri katil Okyanus’du. Katil Okya-nus, onun sözlerine devam etmesini engelledi. Saldýðý dalgalarla gözyaþ-larýný içine çekti, susturdu... Günahkar Okyanus; mazlum gözyaþlarýný içseline alarak izole etmiþti.
Gökyüzü; güneþi kapatan siyah yoðunluklu bulutlarýyla en kara gününü yaþýyordu...
Katil Okyanus’un nefretsel motifli üç ana görevi vardý. þimdi.
Biri; dýþardan ithal ettiði dalgalarla gerçekleþtirdiði eylemin toplum önünde günah sayýldýðýný biliyordu. Bu günahý gizlemeliydi. Kuleleri yýkan dalgalarýn, kendisi dýþýnda ve yabancý denizin dalgalarýndan kaynak-lý olduðuna kýyýsýnda bulunanlarý ve bulunmayanlarý ikna etmeliydi...
Diðeri; kendi nefretine kardeþ nefretler doðmalýydý, kýyýsýnda sakin bireylerde. Kendi nefretini onlarýn nefretiyle örtmeliydi. Nefret günahsa; bu günah toplumun olmalýydý.
Üçüncüsü; kanlý günahlar çaðýný baþlatmanýn baþlangýcýydý, olmalýydý bu yýkým. Geçmiþte kalan kavramlar kullanýlmalý, kullandýrýl-malýydý... Uygun bir kavram bulunmuþtu; ‘Kan davasý...’ Dünyanýn geçmiþte kalan töresine göre kan davasý günah da deðildi.
Geçmiþte güzel günlerin geçtiði diþe diþ; kana, kan dönemini yeniden baþlatmanýn sarhoþluðuyla; ‘Okyanus’, dalgalarýný uzakta bulunan uzak namlý Irak ülkesine ve Irak’ýn komþu ülkelerine yönlendirdi.
Yýkým baþlamýþtý.
Ber, yýkýmýn tanýklýðýný yapýyordu. Geniþ ve düz bir ovada yer sarsýntýsýyla toprak ikiye bölünüp kendisini içine çekti...
Yer altýnda milyonlarca insandan koro halinde çýkan feryadý duyumsadý. Feryadýn sahiplerinden çýkan kanlar dereleþmiþti. Derenin büyüðüne nehir, nehirin büyüðüne akarsu denirdi. Ortaokul döneminde kulaðý çekile çekile öðretilmiþti bu bilgi. Kulaðý yerindeydi, acýsý kaybol-mamýþtý. Acýlý anýlar bilinçaltýna atýlsalar da bir gün depreþirdi. Bu bilgiyi unutmamýþtý. Bilgi, acýyla karýþýktý. Kandan dereler; nehirlere sonra akarsulara dönüþtüler. Akarsulaþan kanlar, yol buldular. Kendilerinin akýtýlmasýna neden olan Okyanus’a ayrý ayrý kanallardan döküldüler. Üzeri mavi renkle maskeli masmavi Okyanus hafif pembeleþti, kýzarma belirtisiydi bu. Akýtýlan kanlar, intikam istiyordu. Ayrý kanallardan akan kanlar Okyanus’da birbirleriyle birleþtiler. Birbirine uygun olmayan kan gruplarýný barýndýran kanlar, bulunduklarý bedenlerden akýtýldýktan, ‘dost Okyanus’un’ aslýnda düþman olduðunu anladýktan sonra birleþebil-miþlerdi. ‘Düþman ortaktý. Önceki dönemlerde kendi aralarýnda varolan düþmanlýðý dahi var eden bir düþmandý.’
Ortak düþmanlarý Okyanus’un üzerinde kendilerine yol buldular, hýzlarý ýþýk hýzýydý. Seyir esnasýnda kendilerine ayrý bir güç daha iþtirak etti. Geçmiþten kalan ve Okyanus’un dibinde uyandýrýlmayý bekleyen maðdur, mazlum deðiþik kan gruplarýna ve renklerine sahip kanlar... Onlarda canlanmýþtý. Bu kanlarda, Okyanusun yüzeyine çýkarak kendile-rine katýlmýþlardý.
Okyanus, maviliðini kaybediyordu. Gerçek rengini ortaya çýkaran ise bileþik kanlardý.
Artýk Okyanus’a hakim renk; þiddetin, zulmün rengi olan kýrmýzýydý.
Okyanusun. kan davasý konulu eylemlerine, yüzeyinde akan bileþik kanlar gerekli tepkiyi veriyorlardý. Okyanus; saldýrgan konumunda, bileþik kanlar ise, meþru savunman konumundaydýlar. Meþru savunma doðal bir haktý. Yasaldý, hukuka uygundu. Saldýrgan konum ise hukuka aykýrý ve þeytaniydi. Ýþin ilginç yaný, þeytana karþý Tanrý’nýn yanýnda yer aldýðýný iddia edenlerden bazý kiþi ve gruplar yeþil renkleriyle Okyanus’un üzerindeki kýzýllýðýn net rengini nötrleþtirip, deðiþtirmeye onlarýn gerçek yüzünü maskelemeye çabalýyorlardý. Bunlardan bazýlarýnýn dini vecibelerini yerine getirirken þeytana attýklarý taþlar, geri dönerek onlarýn kafalarýna isabet ediyordu. Bu taþlarý onlara geri atanlar ise; gerçek dindarlardý. Gerçek dindarlar; dini vecibelerini yerine getiriyor görünen-lerin, Þeytanýn uþaðý olmalarý halinde Þeytanlaþtýklarýný biliyorlardý. Onlarda Þeytan taþlama dini vecibeleri elekten geçiriyorlardý.
Elekten geçirenler; Düzenleme, Ýzleme, Uygulama ve Denetleme-leriyle Þeytan’a yardýmcý olanlarýn, gerçek yerlerinin Þeytan saflarý olduðunu bilebilecek ermiþ beyinler ve ruhlardý. Sembolik olarak Þeytan’a atacaklarý taþlarýn bir kýsmýný, zamanýnda lazým olur diye, saklamýþlardý. Þimdi hem onlara hemde biat ettikleri Þeytan’a atýyorlardý.
Ermiþler, ebabil kuþlarý görüntüsü arada sunuyorlardý. Fil süresindeki olayý canlandýrýyorlardý. Bilerek veya bilmeyerek kendilerini maskeleyenlere uygulamalý öðretide bulunuyorlardý. Onlar öðrenmekte geç kalmýþlardý... Ebabil kuþlarýna dönüþen ermiþlerin, attýklarý her ufacýk taþ diðerleriyle birlikte onlarýnda kafalarýný parçalýyordu. Üzerlerine bindikleri mekanik, teknolojik, biliþik bazen uçan, bazen karada yürüyen, bazen yüzen fillerin üzerlerine düþtükçe tarihe geçecek sahneler tüm boyutlarýyla izleyicilerine heyecanlý dakikalar yaþatýyordu. Geçmiþ tarih canlanýyor, yeniden yazýlýyor ve geleceðe anýn tarihi olarak miras kalýyor-du.
Geçmiþte yaþamýþ tüm semavi dinlerin, ekollerin, öðretilerin iyi ruhlarý da canlanmýþ reel hayata geri dönmüþtü.
Bunlar kendi öðretilerini kullanarak, yanlýþ yorumlayarak, haksýz çýkar elde edenleri cezalandýrmak için geri dönmüþlerdi.
Onlarýn maskelerini düþürmek ve öðretilerini yanlýþ yorumlamalar-dan temizlemek için geri dönmüþlerdi.
Ýyi ruhlar; yaþayan iyi ruhlar yanýnda, gizli alemden gelen kötü sanal ruhlara ve reel kötü ruhlara karþý kendi teknikleriyle mücadele etmeye baþlamýþlardý.
     
Deðiþik sesler, renkler, tarihsel motifler... Kýsaca, insanlýða mal olan tüm insani deðer ve deðer koyucular canlanmýþlardý sanki.
Dünya, þimdi mahþeri yaþýyordu. Hesaplaþma baþlamýþtý.
     Kan davasý, duygusallýktý, yanýtý da duygusal içerikliydi... Mantýk saf dýþýydý. Kan; kanla beslenmek istiyordu. Çünkü kendisi akýtýlmýþtý. Kendisini yuvasýndan akýtanlar da bulunan kan da akmalýydý. Yoksa benliðini, rengini kaybederdi. Kan, ölümsüzleþmek istiyordu.
     Mücadeleleri, kendi istek ve arzularýyla kan akýtýp, kan davasý güden güçlere ve iþbirlikçilerine karþýydý.
Kan davasý, duygusallýkta taþýyordu. Yani tehlikeliydi. Yanýtýda duygusal içerikli olabilirdi. Mantýk safdýþý býrakýlmýþtý. Akýtýlan kanda, kanla beslenmek istiyordu. Akýtýlmýþtý ve yeniden canlanmak için kana gereksinim hissediyordu. Kendisini yuvasýndan akýtanlarýn kanýyla beslenmeliydi. Kýsasa kýsas hükmü canlanmýþtý. Akan kan; akýtýlacak kanla ölümsüzlüðü yakalamak istiyordu.
Okyanusun dalga çýkaran, ithal eden, ihraç eden noktasýna kadar ulaþan bileþik kan; hareket merkezini zorladý...
     Kesilen baþlardan akan kanlar, uzuvlarý kopan insanlarýn gözyaþlarý Ber’in yüzüne aktý. Birbirinden beslenen kanlar, baþýný döndürdü. Nefreti iyice duyumsuyordu... Nefret; açlýðýný doyurmak için baþkasýnýn kanýný çaðýrýyordu. Günaha girmek istemedi... Nefretini boþaltacak günahsýz bir alan aradý. Bulamadý. Kendisine yöneldi. Kendisine yönelen nefreti, kendi kanýný bedeninden dýþarý akýttý. Kansýzlýk, midesini bulandýrdý, baþý dön-dü... Düþtü... Anlýk nefreti boþalmýþtý, akan kaný bedenindeki damarlarýna geri döndü.
Sayýsýz ve her telden müzik parçalarý çalan radyo, televizyon sesleri, bazý politikacýlarýn esmer yüzleriyle baðýrarak konuþmalarý kulaklarýnda çýnladý...
Arada atýlan alkol dolu kahkahalarla, “Bu artýk üçüncü dünya savaþýdýr, resmen ilan ediyorum. alaný Güneþin doðduðu yerin ortasý olan ortadoðu, Asya ülkeleri ve Sodgom ülkesidir! " diye baðýran kötü ruhlarý gördü. Onlara secde eden bazý dünya ülkeleri temsilcilerini izledi...
Puslu ve toz duman alanda, ciðeri nefes almakta zorlanýyordu. Öksürdü Ber; aðzýndan çýkan balgam, kanlýydý...
"Sen Öldün!.." diyerek elindeki aðýr silahý kendisine doðrultan þahýstan korktu. Korku þiddetiyle kalbi yerinden çýktý. Kalpsizdi, þimdi... Damarlarýna, beynine kýsaca hiçbir uzvuna kan pompalanamayacaktý. Kan gitmeyen beyin hücreleri öldüðünde, düþünemeyecekti. Meþru müdafaa zemini doðmuþtu. Karþýlýk verdi. Saldýrgan etkisiz kýlýnmýþtý. Baþkalarý da ortaya çýktý...
Med’in sesini duydu, "Sakin ol!" diyordu. "Az sonrayý bekle..."
Bu seslenme sihirliydi... Sesler, görüntüler kayboldu... Þimdi ne nesne, ne ses hiçbir þey yoktu... Sadece sükunet vardý ve bu rahatlatý-cýydý...
     Sükunet kýsalýðýyla kaldý. Üzerinde kesimi yeni yapýlmýþ çimenler-den baþka bir þey bulundurmayan toprak üzerindeydi. Hayýr!.. Hayýr!... Toprakla bütünleþmiþ gibiydi... Sanki kendisi toprak olmuþtu.
Bütünleþtiði topraktan bir sopa geniþliðinde delik açýldý. Ýçinden su fýþkýrmaya baþladý. Kaynak suyu görünümünde berrak ve temizdi.
Kaynak suyu, topraðýn yarýlmasýyla oluþan bir kanaldan akmaya baþlamýþtý..
Kaynak suyu kesintisiz akýyordu. Çoðaldý ve dere oldu. Kanal yata-ðýndan büyük bir hýzla aþaðýya doðru akýyordu.
Bu kez; kendisini akan su üzerinde ayný hýzda seyir halinde gördü Ber. Ýlk kez doyumsuzluðunun doygunlaþtýðýný duyumsuyordu. Hayatýnda hiç bu kadar mutlu hissetmemiþti, kendisini... Tarif edemeyeceði bir devinim içindeydi. Tüm benliði karþýlanýyordu sanki... Geçen zamaný kavrayamýyordu. Biraz ileride arada kabarýp çekilen deniz dalgalarýný gördüðünde hazsal duyumsamalarý çýlgýnlýk derecesine ulaþmýþtý.
Kanaldan akan suyun, denizle birleþmesine ramak kalmýþtý.
Deniz kabardý. Metrelerce yukarýya doðru yükseltti.
Ayný anda; kanaldan akan kaynak suyu da denize döküleceði nokta-da Ber’ide beraberinde alarak metrelerce yukarýya doðru yükseldi.
Yükselen kaynak suyu ile deniz suyu yarým ay þeklinde birbirlerine doðru yönelerek yakýnlaþtýlar. Her iki su hava boþluðunda birbirlerine dolandýlar.
Kanaldan gelen kaynak suyu ile deniz suyu sarmaladýlar birbirlerini... Her çýkýþýn bir iniþi vardý ve iniþ de gerçekleþti. Kanal suyu olduðu gibi deniz'in kabaran suyuyla özdeþleþerek denizle birleþmiþti.

      Yine kavak yapraklarýnýn hýþýrtý dolu seslerini duydu Ber... Bu kez bu hýþýrtýlar melodikti. Kulaða hoþ geliyordu.
Geniþ bir ovada tek baþýna durduðunu izledi. Çýrýlçýplaktý...
Hava sýcak veya soðuk deðildi. Hafif bir meltem rahatsýz etmeden bedenini yalýyordu.
Mutluluk hissediyordu tüm hücrelerinde, duygularýnda. Bedeninde olagelen romatizma aðrýlar da gitmiþti, rahattý...
Arada aðaçlarýn selam verircesine dallarýný aþaðýya doðru sallayýp doðrulduklarýný görüyordu. Kuþlarýn, böceklerin, geyiklerin, aslanlarýn çýkardýðý sesler, rahatsýz edici deðildi, hatta bir orkestra þefi tarafýndan yönetiliyor gibi ritmikti, senfonikti...
Alýp verdiði soluklar vücudunu doyuruyor, kanýnýn damarlarýnda daha rahat dolaþmasýný saðlýyordu.
Gündüz aydýnlýðýnda gökyüzünde beliren yýldýzlarýn "Artýk özgür-sünüz!" yazýsýný oluþturacak þekilde dizildiklerini gördü...
Alan, aniden insanlarla doldu... Birbirleriyle tokalaþan, seviþen, deðiþik dil ve seslerle zafer þarkýlarý söyleyen, parlak yüzleriyle, baþlarý üzerinde saçtýklarý beyaz ýþýklarla, renkli gözleri ýþýl ýþýl parlayan birey-lerden oluþan büyük bir insan topluluðuydu bu....
Topluluðun neþesinden kendisine düþeni aldý...
Beden ve dillerinden çýkardýklarý sesler; iyi bestelenmiþ çok sesli bir müzik parçasý kadar uyumluydu. Sesler bütündü ve çatlak ses yoktu.
Ber, topluluðun çevresinde halka oluþturduklarýný ve çevresinde dönmeye baþladýklarýný gülümseyerek izledi. Çevresinde hýzlý dönüþlere geçtiler. Ber’de bulunduðu noktada kendi etrafýnda topaç gibi dönmeye baþlamýþtý. Kendi ve çevresindeki bireylerin dönüþ hýzý nedeniyle kimseleri göremiyordu. Sadece ince bir çizgi hali vardý. Hýzýn þiddeti; halkanýn döndüðünü dahi fark ettirmiyordu. Sabitlenmiþ gibiydi. Halkanýn kendisine doðru git gide daralarak yaklaþtýðýný ancak, duyumsayabi-liyordu.
Halka gözlerine bir parmak kadar yakýn mesafede durmaya baþladý.
Bu kýsa sürdü. Bir mermi hýzýyla iki kaþýnýn ortasýna temas etti.
Ber, sendeledi. Sendelemesi psikolojikti. Farkýna vardý... Halka; mermi vuruþ etkisi yaratmamýþtý.
Hoþ duygular alnýnýn ortasýndan tüm bedenine yayýldý. Bu hazza doyamýyordu.
Sanki!... Sanki!... Bedenine giren halka ayrýþmýþ, tüm hücrelerinin içine ayrý ayrý girmiþ, hücrelerinin plazmalarýnda tatlý dalgalar yaratmýþtý.
Yerinde duramýyordu. Yüklenen aþýrý enerji tüketilmek dileðindeydi.
Bacaklarý gerildi. Yay gibi fýrladý, yerden... Yükseklik bir kaç metre-lik deðildi...
Bulutla kucaklaþtý. Bulut, kendini kopyaladý. Kopya minimize olup, Ber’in bedenine girdi.
Daðlarla yüzleþti, sönmemiþ volkanlarla, okyanuslarla, ormanlarla, bitkilerle, hayvanlarla... Her yüzleþtikleri, kendilerini kopyalayarak, kop-yalarýný minimize ederek, Ber’in bedenine giriyorlardý.
Mistik bir ezgi sürekli çalýyordu bu arada. Ber’in ve yüzleþtiði varlýklarýn tavýrlarý müziðe uygun ritimlerdeydi.
Ýçinde oluþan minimize varlýklarýn tümü yoðunlaþtý, yoðunlaþma da kendisini kopyalayýp, kopyasýný dýþarýya verdi. Ber’in karþýsýnda gördüðü kopya þekil deðiþtirdi ve Med biçimini aldý.
Ber, içindekilerinin verdiði enerji ve tazyikle, Med’leþen yapýya tensel, duygusal, düþünsel yakýnlaþma saðladý. Normal yaþamdan soyut-lanmýþtý sanki... Kendisini çok güçlü hissediyordu.
Tüm doðallýðýyla Med’le birleþme saðlýyordu.
Doðanýn barýndýrdýðý tüm varlýklarýn deðiþik sesleri, aþýrý hazlanan isterik kadýn çýðlýklarý düzeyine ulaþmýþtý. Ber, çýðlýk sesinden hiç hoþlan-mazdý. Bu çýðlýklarýn ise sonsuza kadar kulaklarýnda çýnlamasý için her zorluða katlanýrdý.
Bu arada Ber’inde altta kalýr yaný yoktu.
Med ve Ber ikilisi; erotik sesli bir düet sunuyorlardý birbirlerine...
Son bir eylemle zevkten kýsýlmýþ gözlerini açtý. Med karþýsýndaydý.
Cinselliðe ilk kez tamamýyla ve tüm atomlarýyla doyuyordu.
Bazý insanlarýn neden doyumsuz olduklarýný, deðiþik birliktelikler yaþamalarýna raðmen gözlerinin dýþarýda olmasýný daha iyi anlýyordu. Çünkü onlar az önce gerçekleþen birleþme benzerini arýyor ve elde edemi-yorlardý.
     Med’in yüzünden yükselen sýcaklýk içini hoþ etmiþti.
Med ile cinsel birleþiminin, boþalýmla sonuçlanmýþ olduðunu organýnda kalan eserden anlamýþtý...
Kavrayan kollarýn sahibine daha sýkýca sarýldý. Sýmsýký tuttu. Duygu boþalýmý kendisinde Med’in akan gözyaþlarý gibi salgýlandý. Her ikisinden yek diðerinin yüzüne akan gözyaþlarý boþa akmýyordu. Yararý olacaktý. Yüzlerindeki sýcaklýktan buharlaþan gözyaþlarý, gökyüzünde bulutlaþacak, yaðmur olarak geri dönecek, içen insanlarýn gözyaþý kaynaðýný oluþtu-racaktý. Gözyaþlarý, gözyaþlarýný doðuracaktý. Aðlamak; su israfý deðildi...
Hafiften ve kesik kesik alýnýp verilen soluklar ritimli ve estetikti. Sað eliyle Med’ in beline kadar varan uzun saçlarýndan gidiþ geliþli seyirde okþamalarda bulundu. Bu okþamalar karþýlýklýydý.
Birbiri içine geçen gölge vücutlar gibiydiler.
Þeffaf, incitmeyen dokunuþlar...
Kendisine özel bedensel kokular...
Alýnan ve verilen nefesler; ýslak aðaçlar arasýnda bulunan birinin aldýðý nefesler kadar tazeydi...
Yüzlerinde hafif bir gülümseme mimiði oluþtu, her ikisinin. Göz gö-ze geldiklerinde, Med’ in sanki sonsuz derinlik görüntüsü veren yeþil gözlerinin parlak ýþýltýlar saçtýðýný zevkle izledi.
Ber’in diþlerinin arasýna giren Med’in bir saç teli hala yerinde duruyordu. Yemeðinde; kýl gördüðünde yemek masasýndan kalkan Ber; Med'in saç telini iþtahla yuttu.
     Med’i içine almak, çiðnemek, yutmak gibi içgüdüsel istekler oluþtu Ber’de.
Sevgilisine olan aþýrý duygusallýðýndan onu yiyen çekik gözlüler ülkesi yurttaþýyla ilgili gazetede okuduðu bir haberi anýmsadý. O çekik gözlü insanýn ruh halini þimdi anlayabiliyordu.
Ber, bir tüy kadar hafif hissediyordu kendisini ve üzerine uzanmýþ olan Med’i...
Dünyayý kucaklamak geliyordu içinden. Damar ve kas atýmlarý, organýnýn titrekliði doyum sonrasý göstergelerdi.
     Ber ile Med normalleþinceye kadar hareketsiz kaldýlar.
Med, Ber'e kendi ev telefonunu verdi. Bu ‘sana güveniyorum’ demekti.
Ber, telefon fihristine verilen telefonu büyük rakamlarla yazdýktan sonra, Med'in yanýna uzandý. Sola yarým dönerek sað bacak ve sað kolunu Med’ in bedenine býraktý.
Tam konuþacaktý ki; Med, iþaret parmaðýný hastane duvarlarýnda asýlý hemþire fotoðrafýnda olduðu gibi tutarak susmasýný iþaret etti.
Ber’in konuþmasý ortamýn sihrini bozacaktý sanki...


                         ***

Devamý: 16.SAYFA'DA



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Istakoz Büyüsü / 14. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 10. Sayfa
Kimlik No 666 / Kontes Princ - 1
Kimlik No 666 / Kont Drakula - 1
Kimlik No 666 / Arka Kapak Yazýsý
Istakoz Büyüsü /6 Sh.
Istakoz Büyüsü / 13. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 16. Sayfa
Kimlik No 666 / Baþlangýç Bölümü
Istakoz Büyüsü / 15. Sayfa

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Saddam, kýzý Irak ve tecavüzcü Bush... [Eleþtiri]


Bahattin YILDIZ kimdir?

Soyutlamalarý seviyorum. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Asimov, King, Kafka, Dostoyevsky...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahattin YILDIZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.