..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Doðallýk sahip olunan deðil, kazanýlmasý gereken bir erdemdir. -Cervantes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Politik Roman > Bahattin YILDIZ




9 Temmuz 2002
Dansöz Kývýrmalarý -10.sh.  
10. Sayfa

Bahattin YILDIZ


Ber, gözlerini açtý... Çýðlýk attý... Yataðýndan fýrladý. Ayaða kalktý. Karþýsýndaki duvara bir kez daha baktý. Sýrtýný döndü. Gözlerini ovuþturdu.


:AGAF:
Düzgün yontulmamýþ ve nemli taþ duvarlarla kaplý karanlýk bir hücrede; arada içtikleri kalýn sarma sigaralarýn ateþinden çýkan aydýnlýkla yüzlerinin teþhis edileceði korkusuyla Tar ile Mýha’nýn gözlerini, göz-baðlarýyla kapatmýþlardý.
Gözleri kapatanlarýn korkusu 'iþkence yapan görevlinin; iþkence yaptýðý kanýtlanýrsa bir yýl hapis alýr, görevden belki uzaklaþtýrýlýr.' yasa maddesinden kaynaklý deðildi. Çünkü; kendisine iþkence yapýldýðý iddiasýnda bulunanlarýn yetkili makamlarca sevk edileceði Hukuki Týp Akademisi baþ doktoru SaðSat’ýn iþkence yapanlarý zora sokacak olan, ‘Ýþkence yapýlmýþtýr,’ raporunu vermeyeceklerini güvenlik elemaný olduklarýndan emin olduklarý kadar emindiler.
En büyük korkularý; kurallarý belli olan ve bazen de uygulanan sokak kurallarýydý. Bir an bir yerde iþkence yaptýklarý kiþi tarafýndan tanýnma ve infaz edilme korkusuydu bu. Bu yüzden tanýnmamalýydýlar... Güvenlik binasý kendilerinin; sokaklar yurttaþlarýndý. Buradaki kurallar oralarda her zaman uygulanamazdý.
Bu risk olmasa dahi yine gözleri baðlanmalýydý onlarýn... Ýþkence yaptýklarý kiþi ve kiþilerin bakýþlarý ürkütücü oluyordu. Aðýzlarýndan çýkaramadýklarý sözcükleri, bir çok anlam içeren bakýþlarýyla yansýtýyorlardý. Bu negatif yansýmalar normal hayatlarýný da etkiliyordu. Bazen içsel çatýþmalar oluþturuyordu kendilerinde... Altlara ittikleri -azda olsa- insani duygularýný depreþtiriyordu... Bu çok rahatsýz ediciydi....
Doðal reflekslerini ve meþru savunma haklarýný kullanmalarýný engellemek için ellerini de baðlamýþlardý þüphelilerin.
Tar ile Miha'nýn, fiziksel etkilerin þiddetiyle baðýrmaktan kocamanlaþmýþ aðýzlarýnýn içindeki þiþmiþ dillerinden çýkan;
“... bilmiyorrrrrrrruuuum!..”
“...ben yapmadým!..”
“...tanýmýyorrruum!”
“...ilgim yok!...” ve benzeri yanýtlar onlarýn istedikleri uygun açýklamalar deðildi. Ýfadeler onlarýn iradesini yansýtsa da bu önemli deðildi. Ýþkence seanslarýnýn bitmesi için kendi irade ve istemlerine uygun ifade vermeleri gerekiyordu.
Bu kez çok fazla efor ve mesai sarf etmelerine raðmen þüphelileri bir türlü kendi iradelerine uyduramamýþlardý.
Resmen olmasa da üstlerinin yüklediði göreve uymak zorunluydu. Ama ne yazýk ki bu iþ için fazla mesai ücreti verilmiyordu. Yargý makamlarýnda fazla mesai ücreti için dava açma haklarý da yoktu. Kendileriyle sürekli iþbirliðinde bulunan bir avukatýn dediðine göre suça konu olabilecek iþlerden dolayý dava açmak; eylemi resmileþtirmek ve suçu kabullenmek olacaktý...

     Tar ile Miha’nin acý feryatlarý, kapalý hücrenin taþ duvarlarýna çarpýp, tekrar kendi kulaklarýna; sanki kulak zarlarýný patlatacak þiddette geri geliyordu. Sürekli yenilenen bu akisler korkularýný ve acýlarýný daha da artýrýyordu onlarýn.
     Artýk sadece yalvarmamak, benliklerini korumak için direniyorlar-dý... Ýnsanlardan ve insanlýktan nefret etme süreci onlara çoktan yaþatýlmýþtý. Þimdi kendilerinden nefret etme aþamasýndaydýlar...
Deðerlerinden ve benliklerinden nefret etme, kiþilik çözülme aþamasýydý ve son aþamaydý. Bu; olanak bulunduðunda intihar ettiren bir aþamaydý.
Buna direniyorlardý. Son aþamadaydýlar. Bu aþamanýn aleyhlerine bitmesi yenilgi ve yýkýmdý.
Onlara bu son zevki tattýrmayacaklardý. Tüm fiziksel acýlara, tehditlere, korkutmalara karþý, "Direnmeliyiz... Direnmek yaþamaktýr!” þeklinde kendilerine telkinde bulunuyorlardý. Bu yönde savunma araçlarý oluþturup, psikolojik yapýlarýnýn tamamen yok olmasýný engellemeye çalýþýyorlardý...
Tar ile Mýha; "Sonu en çok ölüm olur ve biz buna hazýrýz," diyenler grubunun fiili üyesi olmuþlardý böylece.


                         ***


     Maf, kýsa bir suskunluk ve boðaz temizliðinden sonra, "Ber! Bilirsin seni severim,"sözleriyle konuþmasýna devam etti. "Ama küçük yaþlarda tek paketler halinde kaçak sigara satarak geçimimi temin ettiðim günlerden bugüne kadar bayaðý mesafe aldým. Takdire deðer derin ve saðlam iliþkiler kurdum. Bunlardan bazýlarýný sende biliyorsun..."
Ber, hiç bu kadar terlediðini anýmsamýyordu. Neredeyse bir paket peçetenin yarýsýný akan terlerini kurulamakta kullanmýþtý. Hava sýcaklýðýnýn yüksek olmasýndan ziyade, Maf’la yapmakta olduðu telefon görüþmesinin bunda büyük payý vardý.     
     Ber, sonunda kendisi için olumsuz cümleler sarf edileceðini, biraz önce Solkol'la yapmýþ olduðu telefon görüþmesinden biliyordu. Yine de bilmiyormuþ gibi davranýyordu. Baðlantýyý koparmak istemiyordu. Kopacaksa baðlantýyý koparan kendisi olmamalýydý. Sonuç cümlesinin çabucak gelmesi için sabýrsýzlanýyordu. "Bunlarýn farkýndayým!" dedi, yumuþak bir sesle. "Ben de gerekli saygýyý size karþý sunduðum ve yanlýþ bir þey yapmadýðým, kanýsýndayým."
Maf, kendisini dinlemiyordu. "Edindiðim tecrübelerim, ya sen ya da onlar ikileminde; onlarý tercih etmemin daha uygun olacaðýný söylüyor," dedi. "Tar ile Miha isimli adamlarýn davasýyla ilgilenmemeliydin."
     Sorun Tar'la güvenlik merkezinde görüþmek için görevlilere ýsrarý ve Tar ile yine Tar'ýn ýsrarýyla Mýha'yý yargý ön duruþmasýnda avukat olarak temsil etmesi, savunmasýydý.
     Ber, mesleðini hatýrlatarak yaptýklarýnýn yasal olduðunu, bunda bir beis görmediðini, Tar'ýn arkadaþý olduðunu anlatacakken vazgeçti. Daha yumuþak cümleler kullanmalýydý. "Efendim!.." hitabýyla baþladý. "Onu tanýsanýz... Çok iyi bir insan ve gerçekten suçsuzdu. Aleyhine dava açýlmadý ve Tut-Býrakma Kursevi'ne gönderilmeden serbest býrakýldý..." diyerek devam etti.
     Maf, Ber’in devam eden konuþmasýný, araya girerek kesti. "Konu; onun iyi olmasý, suçsuz olmasý veya olmamasý deðil..." dedi. "Hala anlamýyorsun beni... O þahýslara Kent Güvenlik Merkezinin sýcak bakmadýðý bir partiyle baðlantýlarý olmasý ve o partinin iyi bir propagan-dacýsý olmalarý... Onunla ilgilenmen nedeniyle seni ve kendimi savunmak durumunda kaldým... Direk þahsýmla ilgili olan tüm davalardan çekilmeni istiyorum. Benim kanalýmla aldýðýn iþlere ise karýþmýyorum... Ha! Bir de son iki dosyamdan dolayý sana avukatlýk ücreti ödememiþtim. Hatýrýmda... Markýz olayýnda saldýrganlarý dizginlemem, gerekli korkuyu vermem nedeniyle ödeþtiðimizi sanýyorum... Sonuçta o iþ için masrafýmýz ve adamlarýmýn da bayaðý emeði oldu. Tanrý yardýmcýn olsun, iyi günler diliyorum," dedikten sonra, Ber’in yanýtýný beklemeden, telefonu kapattý.
     Ber, büyük bir kayýp yaþadýðý düþüncesindeydi. Ama yapabileceði bir þey yoktu ve kendisine hiçbir seçenek býrakýlmamýþtý. Sineye çekmek zorundaydý. 'Kader... onunla buraya kadarmýþ...' diye düþündü.
     Maf sayesinde hatýrý sayýlýr bir müþteri kitlesi iþ potansiyeli olmuþtu. Ýþ bunlarý deðerlendirmede, elde tutabilmedeydi.
     ‘Boþ ver,’ dercesine düþünsel stresini bir yana itip yarým býraktýðý gazete sayfasýný kaldýðý yerden okumaya devam etti.
Gözü bir habere takýldý; 'Ülkemizde bir suçtan dolayý tutuklu kaldýðý günlerde fiziksel ve ruhsal iþkence yapýldýðýný iddia eden ÝþkYapYabcý isimli yabancýnýn yalan, iftira dolu anlatýmýna dayanýlarak oluþturulmuþ senaryo içeren ‘Yönü Belirsiz Ekspres’ isimli filmi; komþu ülke düþmanca niyetlerle tekrardan gösterime...'
     Ber, devamýný okumadý. Yüzünde acý bir hüzün oluþtu. Sidik torbasýnýn baskýsýný hissederek tuvalete gitme gereði duydu...
                              


19


     Ber, gerginliðini dizginlemek ve biraz da vakit geçirmek amacýyla bir elinde bira þiþesi, diðer eliyle arada yediði çerez ve çektiði sigara dumanlarýyla; sabýrsýz bekleyiþlerdeydi.
Med'in telefonunu bekliyordu. Ondan bu akþam için söz almamasýna raðmen arayacaðýna adý gibi emindi. Bunaldýðý, týkandýðý anlarda her nasýlsa o bunu hisseder ve arardý...
Bu kez diyalogdaki ipleri ona býrakmayacaktý... Onun aydýnlatmasýný isteyeceði bir çok konu vardý daðarcýðýnda...
Sabýrsýz bekleyiþlerle gece yarýsýný getirmiþti ve hala telefondan týk yoktu. Aldýðý alkolün de etkisiyle iyiden iyiye uykusu gelmiþti. Salondaki kanepenin üzerine uzandý. Gözleri aðýrlaþýyordu. Yanan sigarasýný söndürdü.
     Uyku ile uyanýklýk arasýnda git gellerdeydi. Bir ses duydu. Bir görüntü oluþtu, kapalý gözleriyle baktýðý karanlýkta... Evet! uyuyordu ve rüya görüyordu.
     "Ber!... Ber!..." ses tanýdýktý ve Med'e aitti.      
     "Med! Sen misin?"
     "Nasýlsýn?..."
     "Hiç iyi deðilim."
     "Neden diye sormayacaðým."
     "Biliyorsan yorma beni."
     "Biliyorum ve seviniyorum."
     "Neden?..."
     "Maf'tan kurtuluþ günün bugün... Sen de sevinmelisin."
     "Hiç de bile... Ekonomik, sosyal, mesleki geri dönüþ ve iniþ yaþayacaðýmý sanýyorum. Bu da benim hiç hoþuma gitmiyor."
     "Hayat, bunlardan ibaret deðil..."
     "Ad kentin de iþim bitti benim..."
     "Ýþin yeni baþlýyor!.. Kendini topla. Mesleki ve ahlaki deðerleri... Bireysel etik deðerlerini... Adalet deðerleri... ve bir çok deðerleri anýmsa... Kazançlý sensin!"
     "Bunlar benim karnýmý doyurmayan deðerler..."
     "Kendini inkar ediyorsun... Geçmiþini düþün... Hukuk Fakültesine girmeden önceki yapýný, deðerlerini anýmsa..."
     "O günler geride kaldý."
     "Bunlar senin ana hamurun ve içinden atamazsýn... Bu deðerler istediklerini elde etseydin dahi seni rahatsýz etmeye devam edecekti. Bastýrýlmýþ olsalar dahi seninle birlikte yaþamaya devam edeceklerdi. Bir an gelecekti o an; onlarý bilinçaltýnda tutamayacaktýn... "
     "Beni en çok tek yumurta ve bir ekmekle karýn doyurma seçeneði korkutuyor."
     "Sonuçta karnýn doyuyor... Ama, yaþam biçimiyle içsel biçim arasýndaki kaos ve çeliþkiyi birlikte yürütmek kolay deðildir... Unutma!... Artsa'yý düþün..."
     "Her ne ise... Bu kadar beni düþünüyorsan... Bazý þeyler olmadan önce neden uyarmýyorsun?..."
     "Ne gibi?"
     "Ne gibi mi?... Madem Artsa'nýn kendi yaþamýný sonlandýracaðýný biliyordun, Markýz'la buluþtuðum kafe'de saldýrýya uðrayacaðýmý biliyordun. Tar'ýn olayý ile ilgilenmem nedeniyle Maf'ýn benle iliþkisini koparacaðýný biliyordun..."
     "Evet!..."
     "Gerçekten bunlarý biliyorduysan neden beni olay gerçekleþmeden önce uyarmadýn?... Tar'ýn iþiyle ilgilenmezdim ve Maf'la ve dolayýsýyla onun etkin olduðu tüm gruplarla diyalogum ayný þekilde devam edebilir-di."
     "Seni... Bazen dinlediðimde; acaba içselini algýlamada hata mý yapýyorum?... diye kendi kendime soruyorum. Beni çok þaþýrtýyorsun."
     "Bu sorumun yanýtý deðildi."
     "Bazý þeyleri yaþaman gerekiyordu."
     "O halde bundan sonrakileri de yaþayacaðým... Yaþadýklarým hakkýnda yorum yapmana gerek yok. Geçmiþi geri getiremeyiz ve ayrýca yaþadýklarýmý bende biliyorum."
     "Hemen kýzma. Ben baþka bir anlamda söylemiþtim... Bazý olaylarý olmadan öncede sana bildirdiðimi unutuyorsun, galiba."
     "Yararý olmadý. Örneðin; Saldýrý olayýný bildirseydin þimdi kolum platinli olmayacaktý."
     "Sana bazý açýklamalarda bulunmam gerekiyor galiba..."
     "Galiba'sý fazla."
     "Seni korkutmak istemiyorum ama bazý gerçekleri anlatmam gerekiyor."
     "Dinliyorum!"
     "Sana bir ara düzenleyici, izleyici, uygulayýcý, denetleyici gruplarýndan söz etmiþtim... Dünya Ýnsanlarýnýn büyük çoðunluðu, bu tür düzenlemeleri bilmeden yaþamlarýný sürdürmekteler... Kendilerine uygun görülen rolleri oynuyorlar devamlý. Kurallara göre oynayýp oynamadýklarý da izleniyor. Bilerek veya bilmeyerek düzenleme raporuna aykýrý hareket edenleri; sözünü ettiðim güç, dolaylý veya doðrudan, düzenledikleri rapora uygun davranmalarýný saðlamak; sapmalarý düzeltmek için akla hayale gelmeyen deðiþik yollar deniyor...
Hiç senin hayatýnda devamlý ters gitmeler, olacak iþlerin olmamasý, açtýðýn kapýlarýn; devamlý kapanmasý, buna karþýlýk; bir baþkasýnýn olmayacak iþlerinin olmasý, yeterli yeteneklere sahip olmamasýna raðmen, normalde çözemeyeceði sorunlarýný bir þekilde çözdüðüne, tanýk olmadýn mý?...
Bu son duruma güncel kelimeyle ‘kýsmet’ deyip geçiþtiriyorlar. Anlatýmým dogmatik, fizikötesi gerçeklik gibi sana yansýsa da aslýnda þu veya bu þekilde bilim adamlarý da kýsmen de olsa buna benzer algýlamalar edinmiþlerdir.
Bazýlarýnýn kullandýðý ‘GÝZLÝ EL’ ‘DERÝN DEVLET’ ‘GÝZLÝ YÜZ’ ‘BÜYÜK PATRON,’ 'DÜÐME BASICILARI' kavramlarý bunun yansýmasýdýr... Bunlar, sana pek inandýrýcý gelmiyor, deðil mi?..."
"Evet!... Pek inandýrýcý bulmuyorum. Birde þimdi bunlardan söz etmenin anlamý ne?...."
     "Bir yerlere gelmek istiyorum... Genel Düzenleyici Merkezinin senin hakkýnda düzenlemiþ olduðu raporlarda kýrmýzý iþaretli risk taþýyýcýsý olarak görünüyorsun. Bunun anlamý ise; Seninle ilgili Düzenlenmiþ Rapor içeriðine uygun yaþamama ve içerikten sapma kabiliyeti yüksek anlamýna geliyor."
     "Eeee!..."
     "Sapýcýlar ise düzenleyicilerin hiç hoþuna gitmiyor... Bu nedenle Ad kenti yerel düzenleyici grubuna senin hakkýnda uyarýlý raporlar gönderiliyor."
     "Normal hayatýmý yaþýyorum, böyle bir sapmaya meydan verdiðimin de farkýnda deðilim. Kaldý ki; Sözünü ettiðin raporlarýn içeriðini bilmeden sapmalarda bulunabilme olasýlýðýný gerçekleþtirmem de mantýk dýþý..."
     "Enderde olsa farkýnda olmadan sapma olgusu oluþabiliyor. Tar'ýn, istirahat süresince Ad kentinde kalmasý düzenlenmiþken, Mar kentine gitmeye karar vermesi... Senin Kafe'de saldýrýya uðraman üzerine Tar'la hastanede tanýþmaný önlemek amacýyla düzenleme raporuna göre birçok olasýlýk vardý. En önemlilerinden biri; farklý bir hastane ambulansýnýn yetiþmesi, bir diðeri ise; orada döner býçaðý ile ölümünün gerçekleþtirilmesi... Güvenlik ekibinin çaðýracaðý ambulans Tar'ýn tedavi gördüðü hastaneye aitti. Bunu üzerine ikinci olasýlýk gerçekleþtirilecekti ki; bir þeyler oldu... Þu an hayatta olduðuna göre bu amaçlarýný gerçekleþtiremediler..."
     Ber, üzerinde çok durmadýðý karanlýkta sersemlediði aný ve Maroðlu'nun döner býçaðýný havaya kaldýrdýðý aný anýmsadý. O anlarda içselinde duyumsadýðý diyaloglarda Med, ismi de geçiyordu. Med'in onlarý engellediðini birbirlerine belirtiyorlardý. Sersemleme nedeniyle bu tür hayali duyumlar aldýðý kanýsýyla üzerinde durmamýþtý. Med'in anlatýmýyla denk düþen noktalar vardý aldýðý duyumlarda...
"Med!... Kurtarýcým sen olmayasýn?..." diye sordu Ber. "Eðer öyleyse sana bir can borçluyum."
"Bu konuyu senle þimdilik konuþmak istemiyorum. Israr etme."
"Ýnatçý olduðunu biliyorum. Onun yerine baþka bir soru yönlendireceðim."
"Dinliyorum."
"Bu kadar güçlü olan bir grup neden düzenlemelere aykýrý saydýklarý sapmalarý önleyemiyor ve raporlarýnda olasýlýk belirliyorlar kesinlik saðlayamýyorlar?..."
     "Her gücün bir sýnýrý vardýr. Kendilerine göre sürekli deðiþen ilkeleri var. Aþýrý sapmalar meydana gelmesin diye olasýlýk içeren raporlarý da düzenlemek zorundalar."
     "Yanýtlarýnýz tatmin edici deðil... Peki neden bir kez daha istedikleri ölümümü bir þekilde gerçekleþtirmediler?..."
     "Son yýllarda aldýklarý bir ilke var. Faili meçhul cinayetler de aþýrý artýþýn dünya kamuoyunun dikkatini çekmesi nedeniyle gizemlerinin ortaya çýkabileceði kuþkusuyla bu tür düzenlemeler yapmamaya gayret etmeye baþladýlar. Yapabilirlerse doðal olaylý doðal ölümler, ancak gerçekleþtiriyorlar. Öldürme fiilini ise en son çare olarak baþvurulacak bir yol olduðu görüþündeler."
     "Desene þimdilik ölüm görünmüyor!"
     "Dalga geçme!"
     "Bazý þeyleri yapmam için senden izin almak zorunda deðilim."
     "Ölümü o kadar ucuz atlattýðýný sanma!... Onlar bazý canlý insanlarýn üzerlerine öldürmeden de ölü topraðý serpebilirler."
     "Yani?..."
     "Bireyi ve toplumu etkileyen ve dikkatlerini toplamalarýný önleyen olgu, olay, ortam saðlayarak..."
     "Bana bu formül pek uymayacak gibi görünüyor ."
     "Tar'a ve Mýha'ya yardýmcý olman da bir sapmaydý. Bu sapmanýn cezasýný senin mantýðýnla söylersek; Maf'ýn senle iliþkisini koparmasýyla çekiyorsun. Bu sonuçtan memnun olmaman; formülün pek de sana uymadýðý iddianý çürütmüyor mu?"
     "Düþünmem lazým."
     "Yine ayný soruya geleceðim... Kaçýþýn yok... Konularý daðýtsan da hep baþa döneceðim artýk... Bana gelecekten söz eder misin?"
     "Gelecek olumsuzsa onu bilmen, o ana kadar geçecek sürede olum-suzluðu bir çok kez yaþamak durumunda kalacaksýn.... Yaþayacaklarýný tamamen bilmen yaþamý anlamsýz kýlacaktýr... Ayrýca bazý olumsuzluklarý önlemek için yaþayacaðýný yaþamamak için aþýrý sapmalar meydana getirmen halinde düzenleme raporunda aþýrý boþluklar oluþacak; bu boþluklarýn ise onlar tarafýndan daha olumsuz olaylarla doldurulmasý riski yüksek olacaktýr. Bunu da algýlamak için yeterli zamanýn olamayabilir."
     "Kýsaca; desene, gelecekle ilgili algýlamalarýndan bana fayda yok."
     "Sýk olmasa da bazýlarýndan yararlandýracaðým..."
     "Þimdiden baþlasak...."
     "Somutlaþtýrmadan bir genelleme yapabilirim... Gelecekte önünde birbirinden farklý iki yol var..."
     "Falcý deyiþi gibi oldu. Yollar nasýl..."
     "Bu gerçeðin kendisi ama... Birinci yol; Sodgom ülkesi genel yapýsýna uymak, çýkarcý, uyumlu bir tip olma... Bireysel çýkarýnýn gerektiði her þeyi yapabilme hatta varolan etik ve estetik deðerlere sahiplenme, bukelamun gibi renk deðiþtirme, dansöz gibi kývýrma..."
     "Ýkincisi?..."
     "Zor olan yol; Ýçindeki aydýnlýðý ve iyi cevherlerini üste çýkarma, geliþtirme... Bu deðerleri koruma anlamýnda her riski göze alabilme... Ýçsel yaþamýnla dýþsal yaþamýn uyumluluðu... Toplumsal deðerlerle dahi çeliþki doðduðunda kitle psikolojisinden sýyrýlarak bireysel aydýn psikolojisini ortaya koyabilme, bunu baþkalarýyla paylaþabilme... Bu yolda ekonomik zorluklar, toplumdan soyutlanma, kýnanma, dýþlanma gibi olasýlýklar þimdilik yüksekse de bu yapýyla çoðalan bireylerin sayýsý arttýkça bu riskler de ortadan kalkacaktýr... Bu; sabýr, dayanýþma, fedakarlýk ve cesaret gerektiren bir yoldur."
     "Tabi ki sana göre uygun seçim ikincisi olmalý, deðil mi?"
     "Elbette..."
     "Üçüncü bir yol var mý?"
     "Ýki rengin karmasýndan deðiþik renkler elde edile bilinir. Ýki yoldan da karmalar yapýlabilinir. Ama; olmasý gereken tercih saf olarak ikinci yol olmalý..."
     "Azizlerin ve azizelerin yolu; yerel tasavvufçularýn, Budistlerin yolu olmalý bu..."
     "Onlarýn tercihi ikinci yol olmuþtu... Ama ikinci yolu tercih edenler mutlaka onlardan biri olmak zorunda deðildir. Onlar gibi yaþamak zorunda da deðildir. Dünya zevklerine sýrt dönmek zorunda da deðildirler. Hatta hazcýlar dahi içlerindeki aydýnlýðý ortaya çýkararak; hazcýlýklarýný gerçek anlamýyla gerçekleþtirebilmek için bu tür bir yolu tercih etmeliler."
     "............................................."
     "Bugünlük bu kadar yeter!"
     "Evet!. Kafam davul gibi oldu. Karmaþýklaþtým."
     "Seni teselli etmek amacýyla bir hediyem olacak."
     "Postayla mý göndereceksin?..."
     "Hayýr! Þimdi sunacaðým."
     "..............???"
     Ber, karanlýkta konuþan karartýnýn usulca aydýnlandýðýný gördü.
     "Benim dýþsalýmý merak ediyordun. Bu kez sana kendimi göstereceðim."
     "Olamaz!..."
     Yaþamý boyunca gördüðü en güzel bayanlardan biriydi. Üzerinde þeffaf giysileriyle, ince ve uyumlu uzuvlar taþýyan bedeniyle, geniþ gözlerindeki yeþile çalan gözbebekleriyle, iç ýsýtan gülüþüyle bir güzellik abidesiydi.
     "Sanalýnda oluþturduðun Med'e benziyor muyum?"
     Sanalýnda oluþturduðu Med'le yakýndan uzaktan ilgisi yoktu. Ber, "Böyle bir güzelliði sanalýmda oluþturabilecek yeteneðim hiç olmadý," dedi.
     Med, yanýna yaklaþarak yanaðýndan öptü.
Ber titriyordu. Ýçinde ve bedeninde oluþan elektrik onu titretiyordu. Bu aþýrý haz duygusuydu.
     Ber, onun yanaklarýndan öpmek için davrandý.
     "Boza!... Boza!... Bozaaaa!..." sesleri kulaklarýnda çýnlýyordu. Gözlerini açtý. Salonda bulunan kanepe üzerinde uzanmýþ halde buldu kendisini... Dýþarýdan "Bozaaaaa!... Boozaaaaa!..." sesleri duyuluyordu. Gece yarýsý bozacýsý satýþtaydý. Ber gördüðü rüyayý gerçekte yaþamýþ gibi anýmsýyordu. Öpücüðün içsel ve dýþsal bedeninde etkisi sürüyordu.
Belki de Med, telefonla iletiþim yerine bu yolla kendisiyle iletiþime geçmiþti. Sanki Med'in gerçek beden ve kiþiliði ile rüya da muhatap olmuþtu. Med'in sesi kulaklarýndaydý ve telefondaki týnýyla aynýydý.
     Her uyandýðýnda olduðu gibi tuvaletin yolunu tuttu. Ýþi bittiðinde lavaboda elini yýkadý. Aynayla yüzleþti.... Baðýrmak istiyordu. Oynamak istiyordu. Koþmak istiyordu. Yüzünde ruj lekesine benzer bir leke vardý. Bu bir dudak iziydi. Silmeye kýyamadý. Med, kendisini gerçekten öpmüþtü. En azýndan sabaha kadar kalmalýydý. Rüya da olsa gerçekti... Gerçek yaþama izlerini taþýtan rüyalar; gerçekti...


                         ***


                              20


     Ber, teklifi halen kabul edip etmeme tereddütlerindeydi. Ne getirir, ne götürür içsel tartýþmasýný yaþýyordu içinde.
Tar’ýn açýklamalarý ise uzadýkça uzuyordu. "Yoksulluk diz boyu... Emek verenler emeðinin karþýlýðýný alamazken, sermaye sahipleri fakirin sýrtýndan elde ettikleri rantlarla, faizlerle paralarýna para katýyorlar..."
Birey ve toplum kendi geleceðini kültürel, ekonomik, siyasal, sosyal anlamda tayin etme hakkýna sahip deðil. Kirli iliþkiler diz boyu ve fýrsat eþitliði yok. Her þey mafyalaþmýþ ve güçlü olmak için mafyalaþmýþ lobilere, gruplara girme zorunluluðu neredeyse geçerli kural haline gelmiþ ülkemizde. Buna karþý çýkmayý her yurttaþ görev olarak kabul etmelidir. Bu bilinci taþýmalýdýr.
...Yöneticilerin bazýlarý da bu soyguna çanak tutuyorlar....
Çaðdaþ hukuk kurallarý hala yasalarýmýzda tam olarak yerini almadý... Ýþkence yasak olmasýna raðmen iþkenceciler hala faaliyetlerine güvenle devam ediyorlar...
Deðiþik kültürlere sahip gruplarýn kültürel geliþiminin önü týkalý, bireylerin nüfustaki isimlerine bile karýþýlmakta...
Yurttaþlar, geleceklerinin planlanmasýnda, kendi kaderlerini tayinde ancak belirli bir düzeye geldiklerinde ve kýsmen fýrsat kazanýyorlar... Üst düzeylere çýkanlar ise bozulmadan nasiplerini alýyorlar...
Bu ve bir çok olumsuzluklara dur diyecek insanlarýn buluþtuðu Legal-XYZ Partisi’nde senin de mücadele etmeni istiyoruz. Senin gibi demokrat geçinenlerin kenarda seyirci kalmalarý, hiç bir þey olmamýþ gibi davranmalarý, demokratik düþünceleriyle çeliþmiyor mu?...
     Tar'ýn yorulduðu ve kesildiði anlarda konuþmayý onla birlikte gelen ve ayný partinin temsilcileri olan Mýha ile Niha devam ettiriyorlardý. Konuþma; içerik, hitabet ve seyir biçimi olarak bir kalabalýða verilen parti propagandasý benzeriydi. Ana baþlýklar taþýyordu ve her biri Sodgom Ülkesi içinde yaþayan halkýn sýkýntýlarýný taþýyordu.
     Ber, anlatýlara hak veremeden edemedi. Sorunlar doðruydu ve birilerinin bu sorunlarý çözmesi gerekiyordu. Ýdealist yaklaþýmlardan uzaklaþalý çok seneler geçmiþti ve þimdi o enerjiyi içinde tam olarak duyumsayamýyordu nedense. Parti çalýþmalarý; uðraþ, fedakarlýk, efor isteyen bir iþti. Hatta bazen de ekonomik fedakarlýkta bulunmak gereki-yordu. Zaman ayýrmak gerekiyordu. Bunlarda kendi mesleðinde kullanmasý gereken olgulardandý... Ama anlatýldýðý gibi partinin ilerle-mesi, merkeze temsilci gönderebilmesi düzeyine ulaþmasý halinde toplumun ve bireyin çýkarlarý olabilecekti. Bazý yanlýþlarýn düzeltilmesine vasýta olunabilecekti... Maf ve baðlantýlý gruplardan dýþlanmýþtý. Gururu, onlara yalakalýk yaparak tekrar içlerine girmesine engeldi. XYZ Partisi de belirli bir halk potansiyeli olan trendi yükselebilecek görüntüsü veren bir partiydi. Bir güçtü ve iyi bir gruptu. Görüþleri içselindeki doðrularla çatýþmýyordu. Demokratik kurallarý tüm yönleriyle savunan bir partiydi ve kendiside demokrasiyi en iyi yönetim biçimi olarak kabul etmekteydi. Bireysel gücün deðeri yoktu Tek deðneðin kolaylýkla kýrýldýðý halde birçok deðnekten oluþan demetin kýrýlamadýðý örneði anýmsýyordu. Kendisi tek deðnekti ve çok deðneklerle birleþmeli, güç oluþturmalýydý.
     Ayrýca Maf''dan kopuþu nedeniyle onun çevresi de yavaþ yavaþ kendisinden uzaklaþýyordu. Bu oluþum kaybetmekte olduðu çevrenin yerini alabilirdi. Ýçselindeki baskýn ses 'Teklifi kabullenmelisin" doðrultu-sunda oluþtu.
     Buna raðmen hala bazý kuþkularý vardý. Bunlarýn Tar, tarafýndan yok edilmesi, ikna edilmesi gerekiyordu. "Tar! Biliyorsun benim kendime özgü düþüncelerim var."dedi. "Bu sizin partiye ve üyelerine problem yaþatabilir mi?"
Tar, sorulacak soruya önceden hazýrlanmýþ bir öðrenci gibiydi. "Ýçimizde ateistler, marksistler, sosyalistler, muhafazakarlar, dowko ýrkýna sahip olanlar ve dindar insanlarýmýz da var. Hatta süryanilik, yezidilik gibi dinlere, alevilik gibi mezheplere sahip insanlarýmýz dahi var... Önemli olan insanlarýn kendileri dýþýndaki görüþ ve düþünceleri, inançlarý, kabul etmeseler de saygý göstermeleri, hoþgörülü olmalarý ve asgari müþtereklerde birleþebilmeleri... Ýnsan haklarý konusunda duyarlý olma-larý... Kendi özgürlük alanlarýný koruduklarý gibi baþkalarýnýn özgürlük alanlarýna tecavüz etmemeleri, hatta tecavüz edenleri engelle-meleri... Deðiþik kesimlerin kendi varlýklarýndan, deðerlerinden taviz vermeden demokratik kurallar çerçevesinde bir arada büyüyerek; eþitlik, özgürlük temelinde refah düzeyi yüksek ufak topluluklardan oluþan büyük bir toplum ve yönetim biçiminin ülkede oluþmasýný saðlamayý amaç edinmek yeterli..."
     Ber, kuþkularýnýn daha bitmediðini "Bir de..." kelimesiyle belirttik-ten sonra devamla, "Eylem ve düþüncenin ifade biçimi ülke yasalarýna bir aykýrýlýk oluþturacak mý, yani yasadýþýlýða izin verilecek mi?..."
Tar, bu soruya bozulduðunu deðiþen yüz rengiyle gösterdi. "Ber, bu soruya bozuldum iþte..." dedi. "Ülke yasalarýna uygun olarak kurulmuþ ve onanmýþ bir parti için bu tür yaklaþýmýn bir hukukçudan gelmesi çok garip..."
     Ber, aslýnda evlenmeyi düþünen, ama nazlanan gelin adayýnýn hareketlerini sergiliyordu sanki. Tavýrlarý, bildiði þeylerin kuþkuya yer býrakýlmayacak þekilde Tar ve grubu tarafýndan yine de onaylanmasýydý. Ýlerde oluþabilecek sorunlarda "Biz bunu konuþmuþtuk," türünden ön bir sözleþme yapýlmasý amacýný taþýyordu.
     Tar ve beraberindekiler "Artýk ne diyeceksen de!" türünden oluþan düþüncelerini kendi gözlerine yansýtmýþ, Ber’e bakýyorlardý.
     Ber, resmen ve fiilen bulunacaðý politik arenaya ilk giriþini, anýn önemine uygun þekilde konuþarak gerçekleþtirdi. "Sizler beni bu göreve uygun görüyorsanýz..." dedikten sonra devamýnda tereddüt etti. Kalýp cümleyi bulamamýþtý. Ona yakýn bir cümle kurgusu sundu. "Yanýtýmda olumsuz olmayacak, layýk olmaya çalýþacaðým..."
     Temsilcilerin yüzleri aydýnlandý. Bu kabule en çok sevinen Tar olmuþtu. "Ber! Teþekkürler," dedi. Eliyle çay bardaðýnda kaþýk çeviriyormuþçasýna bir hareket yaptý. "Þimdi çayýný içebiliriz."
     Tar, gerekli kýrtasiye belgelerini liste halinde yazarak Ber’e verdi. "Bu belgeleri birkaç gün içinde hazýr edersen seviniriz," dedi
Ber, yeniden güvence istedi. Kaybetmeyi sevmeyenlerdendi. "Yapýlacak Ýl Teþkilatý Kongresinde listenizin kazanacaðýndan nasýl bu kadar emin olabiliyorsunuz?..."
Bu soruyu Mýha yanýtladý. "Delegelerin çoðunluðu bizim grubu destekliyor," dedi. Güven veren bir bakýþ fýrlattý. "Yýllarýn politikacýsýyýz ve iyi koku alýrýz, bize güven!"
Ber, Legal-XYZ Partisi’nin il teþkilatý kongresinde onlarýn listesinde il yönetim kurulu üye adayý olarak geçecekti....
Tar, konuyu deðiþtirmek için Solkol'u sordu.
"Evet! Onla arada görüþüyoruz..." diye yanýtladý. "Maf'dan ayrýldýðýnda, yüklü bir para verilmiþ kendisine... O bu paraya ‘sus payý’ diyor!..." Tümü bu söze gülerek tepki verdiler. Ber'de onlara katýldý. "Sus payý parasýyla yine kendi tanýmýyla vaftiz edecekmiþ kendisini..."
"Nasýl yani?..." diyerek açýklama istedi Tar.
"Ýyi yolda kullanmak istiyor... Bilgisayar satýþ maðazasý açýyor. Seni de açýlýþ kokteyline davet edecek."
"Gerçek bir dost,"dedi, Tar. Gözleri hafiften nemlenmiþti. "Sen de öylesin. O benim yüzümden Ad kenti ikinci etkin insaný olmaktan ayrýldý; sen de Maf'ýn avukatlýðýndan oldun."
Ber, "Solkol seni çok sever,"diyerek pekiþtirdi Tar'ýn anlatýmýný. "Onun Maf’tan ayrýlmasýnda benimde payým oldu. Beni avukatlýktan azletmesi nedeniyle Maf'la bayaðý tartýþmýþtý."
Bu arada gelen çaylar içilmiþti. Ber'in tazelensin teklifini kibarca ret eden ziyaretçiler Ber’in ofisinden sevinçle ayrýldýlar.
Ber, sekreteri Secret'e sendika baþkaný Soys'u bir kez daha aramasýný rica etti.
Yerinde yine yoktu. Günlerdir not býrakýlmasýna raðmen kendisini bir türlü aramayan Soys'a çok kýzgýndý. Ýyi bir dostluk oluþmuþtu aralarýnda. Hatta son üç ay hariç, sözleþmede belirtilen aylýk ücreti gününden önce ödeniyordu. Bir çok kez yemeðe çýkmýþlardý. Hatta bir keresinde birlikte gittikleri bir otelde Soys kendisine nataþa ikramýnda dahi bulunmuþtu. Sonradan bu harcamalarýn iþçi sendikasýnýn baþkaca yasal harcama kalemlerinin bulunduðu faturaya eklendiðini öðrenince daha fazla tahammül edememiþ, yemek ve eðlence davetlerini geri çevirmeye baþlamýþtý. Sonuçta harcanan para, sendikaya üye iþçilerin aylýklarýndan kesilen ve yine onlar için harcanmasý gereken aidatlardý.
Bir iþyerinden topluca çýkartýlmýþ seksene yakýn iþçinin haklarýný elde etmek için bir aydýr dava masrafý bekliyordu. Ýþçilerden bazýlarý yanýna gelmiþ, halen dava açmadýðýný öðrenince kendisine sinirlenmiþ-lerdi. Onlara Soys'un bu konuda pasif kaldýðýný iletmek istememiþti. Bu anlatým, iþçileri Baþkanlarýna karþý olumsuz yönlendirme anlamýna gelecekti. Bu da kendi akýbetinin, önceki avukatýn akýbetine benzeþmesini saðlayacaktý. Para kaynaklarýndan birini de kurutmanýn anlamý yoktu. Arabasýný yenileyip büro satýn aldýktan sonra elinde pek nakit para kalmamýþtý. Daire sahibi olmak için yazýldýðý kooperatife de her ay ödemesi gereken yüklü aidat borçlarý vardý...


                         ***

Devamý: 11.SAYFA'DA



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Istakoz Büyüsü / 14. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 10. Sayfa
Kimlik No 666 / Kontes Princ - 1
Kimlik No 666 / Kont Drakula - 1
Kimlik No 666 / Arka Kapak Yazýsý
Istakoz Büyüsü /6 Sh.
Istakoz Büyüsü / 13. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 16. Sayfa
Kimlik No 666 / Baþlangýç Bölümü
Istakoz Büyüsü / 15. Sayfa

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Saddam, kýzý Irak ve tecavüzcü Bush... [Eleþtiri]


Bahattin YILDIZ kimdir?

Soyutlamalarý seviyorum. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Asimov, King, Kafka, Dostoyevsky...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahattin YILDIZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.