..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hata! Klavye baðlý deðil. Devam etmek için F11'e basýn...
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Politik Roman > Bahattin YILDIZ




1 Temmuz 2002
Dansöz Kývýrmalarý-7.sh.  
7.SAYFA

Bahattin YILDIZ


Bireysel geleceðinde olduðu gibi Yerel halkýn geleceðini tayinde az veya çok belirleyici olabilecekti, belki de. Buda kendisinin yüce varlýðýn gücüne yakýnlaþmasý demekti...


:AFFD:
12


     Avukat Artsa, perdeleri örtük karanlýk odada altý adýmda bir duvarla yüzleþtiði git-gelli mesafeyi, onlarca kez arþýnlamýþtý...
Toparlanamamýþtý...
Düþüncelerinden zorlanan beyninin daha çok kan gereksinimi nedeniyle, kalbinin tik taklarý ritmik vuruþtan çýkmýþ, normalin üstünde ve bazen de altýnda çalýþmaya baþlamýþtý...
Soluk alýþveriþleri buna uyum saðlamaya çabalýyordu...
Tükenmiþliðin kaynaðýnýn salt ekonomik koþullarýnýn iyi olmamasýna baðladýðý günler geçmiþ de kalmýþtý. Mesleðinde ki baþarýlý çalýþmalarý sonucu lüks sayýlabilecek bir seviyeye ulaþmýþtý. Sosyal konumunda dikey atlama saðlamýþtý.
Artýk iyi bir evi, arabasý, yazlýðý, ofisi ve artýk çalýþmasa da faiziyle geçinebileceði bankada mevcut sermayesi vardý.
Tabi ki bu varlýðýnda yine ayný meslekten olan ve birlikte çalýþtýðý eþi Katsa’nýn da emeksel büyük yardýmlarý olmuþtu.
     Bu sonucu elde etmesi karþýlýðýnda bazý bedellerde ödemiþti. Özellikle ekonomik durumlarýnýn olumsuz olduðu yýllarda bundan kaynaklý stres, içsel sýkýþma gibi etkiler; astým, baþ aðrýsý gibi bedensel rahatsýzlýklarý yaratmýþtý kendisinde. Olumlu ortamýna bu kötü miraslar da taþýnmýþtý.
Aylardýr artýk tüm iþleri eþi ve yakýn zamanda yanlarýna aldýklarý aylýklý ücretle çalýþan bir meslektaþý devam ettirmekte, kendisi de iþ enerjisinin oluþtuðuna inandýðý ender anlarda onlara yardýmcý olmaktaydý.
Para kazanýp borçlarýný ödemesi, asgari de olsa bireysel, ailesel ekonomik geleceðini saðlama almasý anlamýndaki amaçlarýnýn gerçekleþ-mesinden sonra para kazanmak anlamýný yitirmiþti.
Üste çýkan düþünceleriyle, bastýrýlmýþ duygularý yýkýlan bir barajdan akan suyun akýþ hýzýnda tüm benliðini kaplamýþtý. Artýk mücadelesi kendisiyleydi. Çok zorlandýðýný hissediyordu. Sürekli deðiþtirdiði yenilediði, geliþtirdiði, bireysel savunma araçlarý, çoðunlukla baþarýsýz kalýyordu.
Ýçindeki olumsuz oluþum nedeniyle eþiyle, müþteri ve arkadaþ çevresiyle olan ekonomik sosyal iliþkileri de olumsuz etkilenmiþti.
Sosyal ve mesleki iliþkilere vereceði enerji; kendisiyle uðraþýna gerekliydi. Eþi, mesleki faaliyetleri yürütmeseydi belki de kendisine iþ verecek müþterisi de kalmayacaktý. Eþi, bu anlamda onu kapatýyor, örtü-yordu...
Ýçinde oluþan kaosun farkýndaydý. Ne okuduðu kitaplardan elde ettiði spirütüal bilgiler; ne gittiði uzman psikolog ve psikiyatriksilerin standart “çocukluðunda þu oldu mu?... Bu oldu mu?...” gibisinden þablon ve kendisine uymadýðý onlarca da anlaþýlan sorular ne de verilen yatýþtýrýcý ilaçlar iþe yaramamýþtý. verilen ilaçlar etkisi geçinceye kadar geçici rahatlatmalar saðlýyordu.
‘Çocukluðumda tecavüze uðramadým.. Mutlu bir ortamda geçti çocukluðum... Çocukluðumda beni sarsacak korkularým olmadý... Çocukluðumda bana baský yapan olmadý...” türünden yanýtlarý uzmanlarý da çaresiz býrakmýþtý. Yanýtlar, uygulanacak þablon çözümlere kapý açmýyordu. ‘Yapabileceðimiz fazla bir þey yok,’ demiþlerdi psikologlar çaresiz...
En son gittiði bir psikolog, “Ortamýný deðiþtirir... Yeni amaçlar edinir ve bunun için uðraþýrsan hayata baðlanabilirsin...” türünden önerdiði formül mantýklý gelmiþti kendisine.
At yarýþý, sayýsal gibi þans oyunlarýyla oyalanmak için uðraþmaya baþladý. Hatta mesleki deðiþiminin iyi olacaðý kanýsýyla önceden almýþ olduðu noterlik belgesinin sýraya alýnmasý için ilgili kuruma dahi gönder-miþti. Bilgisayar da oyun oynamaya ve program dilleri öðrenmeye baþlamýþtý.
     Özel arkadaþý olan ve yýllardýr baðlantýyý kopardýðý Sevsar ile de arada görüþmeye baþlamýþtý... Ad Kentinde bulunan ve ayný meslek grubundan olan Sevsar’la haftada bir kez gerçekleþtirdiði görüþmesinde Ber’e yakalanmamaya çalýþýyordu. Onu çok sevmesine raðmen iyi koku aldýðýný biliyordu. ‘Evlisin... Ne gereði var?’ türünden telkinleriyle karþýlaþmak istemiyordu. Telkinlere doygundu ve rahatsýz ediciydi. Hatta Uçurumun kenarýnda düþmek üzere olduðu bir anda bile birinin kendisini uyarmasý yerine düþmeyi tercih edecek kadar nefret etmiþti telkinlerden ve öðütlerden...
     Eþiyle gerçekleþtiremediði fantezilerini Sevsar ile karþýlayarak cinsel doygunluða eriþmesinin bilinçaltýný açýða çýkmasýný saðlayabileceðini ve bunun da ruhsal saðlýðýna iyi gelebileceðini düþünüyordu...
     Fakat bunlarda kendisini geçici bir süre oyalamýþtý. Hatta zararlarý daha çok olmuþtu. Artýk önüne koyduðu ve ulaþmayý istediði hedefleri bir kez daha tüketmiþti. Aþýrý doygunluk, aþýrý umutsuzluðu sunmuþtu. Gözünde her þey yine yapaylaþmýþtý. Noterlik için kabul edilmesine ve tayin yeri belli olmasýna raðmen gitmekten vazgeçmiþti.
Akþam karanlýðý çökmeden müþteri çevresinden olan üç arkadaþýyla þehir merkezine yakýn deniz kenarýndaki lokanta da dengesini kaybedinceye kadar gece yarýlarýna kadar içmek dýþýnda kýsmen de olsa kendisini rahatlatan hiç bir þey kalmamýþtý...
     Aslýnda kendisine hitap etmeyen bu üç alkol arkadaþýyla sadece geyik muhabbeti yaptýðý, kafasýný meþgul etmeyen þeylerden konuþulduðu için pek rahatsýzlýk duymuyordu. Týpký “Karmaþýk cinayet filmi izlerken oluþacak gerilimdense; sonucu baþtan belli basit filmleri seyretme,” tercihi gibiydi bu... Muhabbetleri kendisini yormuyordu... Bu; belki de asýl kiþiliði yerine farklý yapý oluþturma çabasýydý. Standart yurdum insaný olma arzusuydu; onlar gibi düþünme, eðlenme, ayný þeylerden zevk alma ve onlarýn üzüldüðü þeylere üzülme yetilerini kazanma çabasýydý...
     Artsa, Katsa’nýn kapýyý týklatarak yumuþak ve þefkatli "Girebilir miyim?" sesiyle yoðun düþüncelerinden sýyrýldý. Kapýyý açtý. "Buyurun, Katsa Haným!" dedi. "Ýçeri girmek için ne zamandan beri izin istemeye baþladýn?"
     Katsa, "Yine baþlama... Ya!..." dedi ayný yumuþak ses tonuyla. "Arada þu odandan çýkýp bizlere yardýmcý olsan... Yetiþtirmemiz gereken yýðýnla iþ var." .
     Artsa, "Ofise bir avukat daha aldýk, halen iþlerin yoðunluðundan þikayetçisin..." dedi alaycý ses tonuyla. Katsa’nýn parayý ne kadar çok sevdiðini bilerek onun bu hassas noktasýna vuruþ yaptý. "Yetmiyorsa bir arkadaþ daha alalým. Biliyorsun her avukat alýmý büronun kasasýndan her ay beþ yüz dolar ücret çýkmasý anlamýna geliyor,"
     Katsa, tartýþma niyetinde deðildi. "Her neyse...” dedi. Artsa’nýn sevineceði haberi vermek onun gözlerinde oluþacak ýþýltýyý görmek istiyordu. Ender zamanlarda gördüðü bir ýþýltýydý bu. "Bir ziyaretçin var!”
     "Kim?"
     "En çok sevdiðin stajyerin..."
     "Yoksa!..." dedi, ýþýltýlý gözlerle. " Ber mi?..."
     "Ta kendisi!"
     Artsa, kapýda duran eþini omuzlarýyla sýyýrarak salona yöneldi.
     Ber, onu görünce ayaða kalktý.
     Artsa; Ber’i görmekten mutlu olduðunu samimi sarýlmalarla belirtti.
Kýsa bir hoþ geldin-hoþ bulduk muhabbetinden sonra Katsa’nýn diðer odaya gelmesini iþaret etmesi üzerine Ber onun peþinden gitti.
Katsa, "Sen gelmeseydin, ben seni arayacaktým," dedi. ‘Artsa’nýn olumsuz psikolojik durumunun, uzmanlarýn dediðine göre intihar etme eðilimine kadar ulaþtýðýný,’ belirtti. ‘Arada ki sýký dostluk nedeniyle bir þekilde sýkýntýlarýný kendisine daha rahat açabileceðini’ de ekleyerek kendisinden yardýmcý olmasýný istiyordu. Katsa ilk kez bir istemde bulunuyordu, Ber’den. Sesi aðlamaklý ve yalvarmalý özellikler barýndýrýyordu.
Bu minvalde süren karþýlýklý kýsa konuþmalarý bittikten sonra Artsa’nýn bulunduðu odaya birlikte geri döndüler.
Artsa, konuþmalarýn içeriðini duymuþ gibisinden bakýyordu. Sert çehresi yumuþamaya, daha sonra tebessüme dönüþtü. Göz kýrparak, "Ber! Taktik mi aldýn?" diye sordu.
Ber, Artsa’nýn bazý tekniklerini iyi biliyordu. Gülümseyerek laf alma ve daha sonra sinirlenerek aðzýna geleni söylemesine bir kaç kez tanýk olmuþtu. Aile tartýþmasýný baþlatan olmak istemiyordu. “Taktiklere ihtiyacým yok," dedi sert þekilde. "Senin berbat durumunu konuþtuk... Akþamcý arkadaþlarýnla muhabbetini bugünlük askýya al! Bu akþam dýþarýda sadece ikimiz içeceðiz."


                         ***


     Balýk lokantasýndaki sýcak ve yakýn karþýlamadan; Artsa’nýn buranýn müdavimlerinden olduðu anlaþýlýyordu. En gözde yere oturtuldular. Lokanta denize sýfýrdý ve müþterilerin denizi tamamen görmeleri için boydan boya ince çerçeveli camlý bölmelerle çevriliydi. Zemin ince toprakla kaplanmýþtý. Tavaný camla kaplý, gökyüzünü gösterir nitelikteydi.
Müzik setinden, derinden çýkan klasik müzik sesi de ortamý tamam-lýyordu.
Ýstenen mezeler ve büyük raký masaya gelmekte gecikmedi.
Bir dubleyi bitirinceye kadar aralarýnda pek bir konuþma geçmemiþti; denizi ve çevreyi izliyorlardý.
Ber, avukatlýk stajýný tamamladýðý, denize kýyýsý bulunan Mer kentine zorunlu askerlik görevi dönüþü yerleþmeye karar vermiþken babasýnýn, evi köyden Ad kentine taþýyacaðý vaadi üzerine, bu kente ‘elveda’ demek zorunda kalmýþtý. Uzun süredir görmediði, Ad kentine komþu bu kenti, özellikle denizinden dolayý çok seviyordu. Lokantanýn açýk pencerelerinden; doyamayacaðýný bile bile açýk mavi renkli denizi iþtahla seyrediyordu...
Güzel bir gündü. Güneþ, denizin en son görünen noktasýndan usulca "Ýyi akþamlar," demeye hazýrlanýyordu.
     Her ikisi de birbirlerine karþý yapacaklarý konuþmanýn içeriðini düþünmeye baþladýlar. Okuduklarý kitaplar, dinledikleri ezgiler, hayata bakýþlarý, iletiþim yöntemleri, mantýksal kalýplarý, abartýlarý, laf ve kavram oyunlarý benzerlik taþýyordu ve birbirlerini iyi tanýyorlardý.
Eþit deðerde gücü olan iki boksörün karþýlaþmalarýnda önceden birbirlerini yoklamalarýna benzer þekilde usulcü soru-cevaplarla baþlangýç yaptýlar...
Bu þekildeki diyalog bir süre böyle devam etti. Ber, bunun zaman israfý olduðunu düþünerek oturumun asýl amacýna yönelik soruyu aniden yöneltti. "Sýkýntýlarýný bana anlatmaný istiyorum." dedi. "Önceleri böyle deðildin! N’oldu sana?.. Git gide batýyorsun!"
     Artsa, eleþtirisel bakýþýyla "Sen de mi Brütüs?" diye sordu.
"Beni baþkalarýyla karýþtýrmaný istemiyorum!"
"Baþkalarýnýn sorgulama tekniðini kullandýn!"
"Sana telkin ve tavsiyelerde bulunmayacaðým," dedi. Sýcak pide ekmekten bir parça kopardý. "Bulunmamýn da yararý olmayacaðýný bilecek kadar seni tanýyorum."
Artsa þekil deðiþtirmiþti sanki. Gözlerindeki ak hafif kýrmýzýya dönüþmüþtü. Ses emredici tondaydý."O halde bu tür konulara girme!"
Ber, sorularýný atiye býraktý. Uygun olmayan bir ortamda ona uygun olmayan soru ve açýklamalarýn anlamý yoktu. Ýyice sarhoþ olmasýný beklemeliydi. O sarhoþ olduðunda kendi kurallarýndan ve duruþundan tavizler verirdi...
Ber, raký dolu bardaðýný bir kez daha kaldýrdý."Ýçmiyorsun, tükmüklüyorsun," dedi gülerek. "Hala ayný seviyede... Çek Mustafa çek!.."
Ber’in bardaðýna çýn yapan Artsa, keyifle sordu. "Kokusundan sarhoþ mu oldun yoksa?..." diye sordu. "Beni Mustafa’yla karýþtýrdýn..."
"Gözlerime bak!... Sarhoþ olmuþ gözler mi bunlar?" Rakýdan az yudum alarak,"Ya! ne kiliseye ne camiye yaranabilmiþ özgün müzik yapan bir sanatçýnýn parçasýnda geçen bir sözü söyledim," dedi bir anda buruklaþan duruþuyla.
Artsa,"Hatýrladým onu..." dedi saçlarýný kaþýyarak. "Kitlesel lince tabi tutulunca yurtdýþýna kaçmak zorunda kalmýþtý. Söyledikleri gerçeðin ifadesi olsa da uygun zaman ve yer seçiminde hata yapmýþtý. Ayrýca uslüpten kaybetmiþti."
     "Hafýzana hayraným."
     Artsa, iltifata teþekkür etme gereði duymadý. Ber’in bardaðýný ve içiþini izliyordu. "Ber! Beni tezgaha getirmeye çalýþýyorsun!” diye baðýrdý. Ber’in ‘ne oluyoruz?’ imajlý bakýþlarý üzerine. "Ýçiyormuþ gibi yapýyorsun... Ben üçüncü kadehi devirdim. Sen ise onlarca kez kadeh tokuþturmana raðmen hala birinci dublenin yarýsýndasýn.”
     Bu kadar dikkatli gözlemci olanýný da daha tanýmamýþtý, Ber. "Ama..." diyerek, itiraz etti, Ber. "Ben usulca içerim, senin sayýna yetiþirim...”
     Artsa, ikna olmamýþtý. "Üçüncü kadehe kadar sen gelinceye bekle-yeceðim..."
     Ber, inatlaþmak istemedi. Bir çaresini bulacaktý. Beþinci kadehe geldiðinde zom olacaðýný biliyordu. Artsa kadar içkiye dayanaklý deðildi. Bu durumda oturumdan pek bir sonuç alamayacak; Artsa’nýn sýkýntýlarýný dinleme amacýný gerçekleþtiremediði gibi kendi sýkýntýlarýný anlatacaktý ona. Ber, sarhoþ olduðunda sýkýntýlarýný süsleyerek anlatmayý çok severdi.
     Artsa’nýn, lavaboya gitmesini fýrsat bilerek dolu ikinci dublesinde bir yudum býrakýp gerisini yere boca etti. Geldiðinde üçüncü kadehe geçecekti.
     Artsa’nýn lavabo dönüþü verdiði okkalý selamýný, laubali tarzda ve ayaða kalkarak aldý. Yöresel bir geleneðin ‘Ti’ye alýnmasýydý bu. Sürekli yaparlardý. Bu davranýþý her gördüklerinde komik gelirdi kendilerine... Bir dakika önce beraber olduklarý birinin geri dönüþünde sanki yeni karþýlaþ-mýþlar gibi selam vermesine ayný filmin karesini yeniden izlenmesi gibi geliyordu...
     Ber, ikinci kadehin kalan son yudumunu içti. Üçüncü dubleyi Artsa’ya göstererek doldurdu.
Artsa, onun üçüncü kadehini bitirmesini bekleyebilecek sabrý kendisinde bulamadý. Dördüncü dublesini doldururken Ber’i; "Bana yetiþ!” diyerek uyardý...
Ber, "HalkaYalSöyle Partisindeki uðraþýn nasýl gidiyor?” diye sordu.
"Ýstifa ettim!.”
"Neden?"
"Diðer partilerden farklarý yoktu!" dedi. Elindeki çatalla havada kavis çizdi. Sinirden kaynaklanan tepkisel davranýþýydý bu. Ber alýþkýndý, garipsemedi. "Muhalefetteyken seçmene verdikleri sözleri iktidara geldiklerinde yerine getirmedikleri gibi tersine icraat yapmaya baþladýlar."
"Politikada olaðan þeyler...”
"Bu partinin diðer partilerden çok farklý olduðuna inanýyordum." dedi Artsa. "Emeklerime üzülüyorum."
"Boþveerrr! Üzme tatlý canýný. Ýdeallerin için bundan sonraki eforu-nu, uðraþýný ‘Sivilizasyon Baðýmsýz Özgür Düþünce Derneði’ndeki‘ 2.Baþkanlýk görevinde yoðunlaþtýrýrsýn."
"Oradan da istifa ettim." Balýktan aðzýna aldýðý lokmayý çiðnerken kýlçýklarý da ezmesi nedeniyle buna uyan çýtýr sesler geliyordu. Peçeteyle aðzýný sildi. "Sen sormadan ben söyleyeyim; Bilim Geliþtirme, Yenileþ-me, Makul çoðunluk, Sessiz çoðunluk, Baðýmsýz Sodgom derneklerinden de istifa ettim."
Ber’in bu istifalardan haberi olmamýþtý. "Dört beþ kez, neden? diye sormam gerekiyor," dedi.
Artsa, "Ber! Sen beni tanýrsýn," gereksiz cümlesini kullandý. "Yurttaþa ait olandan kendisi için bir þey isteyen namertlerden deðilim..."
Ber, bu lafý kahkahalarla karþýladý. Bir kaç saniye süren kahkahalar kendi kulaðýnda, Artsa’da ve sonrada lokanta da bulunan diðer müþterilerin kulaðýnda çýnladý. "Seni iyi tanýyorum.." dedi. "Ayný zamanda olan rakýyý bitirttirip, ‘raký vardý da biz mi içtik?’ diyenlerden de deðilsin."
Artsa, espriye gülümsedi. "Aðzýmdan dökülen bazý kelimelerin kuyruðuna takýlarak muhabbeti sulandýracaksan devam etmeyeyim... " diyerek uyardý. Ber’in bozulduðu sanýsýyla, yumuþak bir geçiþ yaptý. "Seni uyarmasam yetmiþ sente muhtaç olduk, yollar... özdeyiþlere de baþlarsýn."
Artsa açýlmýþtý, Ber’in özel gayretlerine gerek kalmamýþtý. Engellememesi yeterliydi.
Artsa, yeniden bir raký istedi. Garson gereðini yerine getirdi.
Artsa, beþinci dublesinden bir yudum daha aldýktan sonra, "Evet! Nerede kalmýþtýk?..." dedi kaldýðý yeri bilen emin tavýrlarla. "Sodgom Ülkesinin kirliliðinin az veya çok her yere yansýdýðýný bilebilecek kadar realisttim. Benim de içinde bulunduðum partiye, dernek ve örgütlere azda olsa yansýmýþ olabileceðini kabul edebilirdim..." devamýný getirme-den bir yudum daha çekip ‘Oh be!’ dedikten sonra "Sodgom’un kötü yanlarýndan sorumlu gruplara karþý mücadele etme ve düzenin kötü yanlarýný törpüleyerek yerine iyi ve gerçek demokrasinin yerleþmesi amacýyla kurulmuþ olan örgütlenmelerin aslýnda bir þekilde yine ipleri ellerinde bulunduran bazý kötü gruplara hizmet ettiðini kavradým."
Ber, garip þeyler duyuyordu, Artsa’dan. Heyecanlandý. Bu kez gerçek bir içici gibi davrandý. Bir çekiþte çeyrek rakýyý boca etti. "Üyeler görüþlerinin haini mi çýktý?"
"Hayýr!... Hayýr!... Bir çoðunu tenzih ederim." dedi Artsa. Yanlýþ anlaþýlmanýn verdiði isyankar tepkili el kol hareketleriyle. "Bir ekonomis-tin sözünü ettiði ‘Gizli El’ kavramýný fakülteden anýmsýyorsundur.
"Evet! Bu kavramýn yabancýsý deðilim, " dedi Ber. Hatta bayaðý yakýným olan bir kavram diyecekti, vazgeçti. Med’den söz etmemeliydi...
"Ýþte bu kavramýn aslýnda her alanda geçerli olduðuna yaþadýklarým-la tamamýyla ikna oldum." Artsa, alkolün de tesiriyle düþünselindekileri tamamýyla yansýtacak kelimeleri bulmakta güçlük çekiyordu. "Gizli el etki tepki kavramlarýný çok iyi bilen ve kullanabilen bir soyut kavram... Ýstediklerini gerçekleþtirmek için neleri yapmasýný biliyor... Ýstediði ortamý saðlayabiliyor... Diyelim ki; gizli el, güvenlikle ilgili bir yasa deðiþikliði yapýlmasýný istiyor... Bu deðiþikliði normalde halk ve halkýn temsilcileri olan yasa koyucular kabul etmeyecek... Toplumda bulunan bazý gruplarýn hassas noktalarýna vuruþ yaparak etkilemelerde bulunuyorlar. Bunun karþýlýðýnda bekledikleri tepki gösterme doðal sürecinde iþi daha fazla alevlendiriyorlar. Oluþan kaos ortamý nedeniyle gerek toplumun çoðunluðu gerekse yasakoyucu halk temsilcileri büyük çoðunlukla böyle bir yasanýn ortaya çýkmasý gerektiði inancýna varýyor...."
Ber, konuþmasýna ilgisiz kalmadýðýný "Yoktan var etme gibi bir þey..." diyerek duyumsattý.
Artsa çözülmüþtü. Belki de birikmelerini salýverebileceði ortamý bulmuþtu. "Bunlardan istifa ederek rahatlayacaðýmý, benliðimi kazanacaðýmý sanýyordum," diye devam etti. "Artýk öznel de kendim için de ayný düþünceleri taþýyorum ama benliðimden istifa edemiyorum. Ölüm dýþýnda bu mümkün deðil."
     Ber, iþte asýl konuya geliyor diye düþündü. Düzeneði bozmamalýydý. Kendiliðinden, oturum amacýna yaklaþýyordu. "Sýhhatine!" diyerek dördüncü dublesini doldurduðu bardaðý, Artsa’nýn altýncý dublesini taþýyan bardaðýna vurdu.
     Artsa, artýk Ber’in içtiði dubleleri saymýyordu. Gözü; önündeki tabakta bulunan balýk kýlçýklarýna sabitlenmiþ halde anlatýmýna devam ediyordu. "Kendimi sürüde güdülen bir koyun, akarsuda bir su taneciði, rüzgar önündeki bir yaprak gibi hissediyorum... Hep bir þeylere sürüklenmiþ, sürüklenmekte olan bir nesne gibiyim sanki. Çocukluðum-dan beri devamlý bir þeyler yapmak zorunda býrakýlmýþ hatta hukuk dalýnda öðrenimimi, avukatlýk mesleðimi evliliðimi... kendime ait tercihlerim dediðim bir çok þeyin aslýnda bana bir þekilde dayatýldýðýný çevrenin, arkadaþlarýn, ve daha bir çok öðenin bu yönde etkilemiþ olduðunu... Baþkalarýnýn öngördüklerini seçmek zorunda kaldýðýmýn farkýna vardým. Bunu görmeyene yaþam doðal gelebilir. Fakat ben farkýndayým ve aksine hareket edememek beni çökertiyor. Diyorum ki, bu yaþam biçimi benim tercih ettiðim yaþam biçimi deðil. Seçme özgürlüðüm; hangi ülkede, hangi anne babadan olacaðým seçeneðine sahip olamadýðým cenin döneminden baþlamak üzere hiçbir zaman olmadý, olmayacak da... "
     Ber’in gözleri kayýyordu. Kapanmamasý için sürekli çaba harcýyordu. Düþüncelerinin bu duruma uygun hareket etmemesi ise avantajýydý. Düþünüyor ve algýlayabiliyordu. "Anlattýklarýn tüm insanlar için geçerli olandan... Herkes senin gibi düþünürse toplumda mutlu insan kalmaz,." dedi.
"Beni diðer insanlar ilgilendirmiyor artýk..."
"Psikologlara gittiðini biliyorum... Ýnanmadýðýný bilmekle beraber bir hocaya filan gitsen... Bazen sonuç alanlarý duyuyorum."
Ber’in son sözleri Artsa’nýn somurtkanlaþan yüzünü alaycý biçime
dönüþtürdü. "Yoksa sen de bazýlarý gibi beni cin çarpmýþ mý sanýyorsun?" dedi. "Hocaya gitmeyeceðimi biliyorsun. Belki bu tür þeylere inanan kiþide olumlu etki yaratabilir. Ama artýk hiçbir bilgi, telkinin bana yararý olacaðýna inanmýyorum. Hatta, bundan sonrasý için elime tüm kaderimi, geleceðimi tayin etme hakkýmý verseler dahi... "
     "Ýstediðin ne senin?..." diye sordu. Umutsuzluða kapýlmýþtý. Eðer gerçekten söyledikleri iç yapýsýný yansýtýyorsa o tükenmiþti ve onun için kendiside dahil kimsenin yapabileceði fazla bir þey yoktu. "Sözünü ettiðin olumsuzluklarý yok etme gücüne sahip olsan da mý?..."
Artsa, "Evet!" diyerek homurdandý. "Artýk ölüm yok edilmedikçe hayatýn anlamý olamaz, sabit düþüncesindeyim ben... Hayatýn katili ölümü yok etmek de mümkün deðil..."
     Katsa’nýn son zamanlarda pek konuþmuyor dediði kiþi bu muydu diye þüpheye düþtü... Ber, Artsa’nýn son söylediklerini daha bir dikkatle dinlediðini, biçimsel anlamda da göstermek için masada bulunan içki ve mezelerden almamaya baþlamýþtý. Bir an kendini hasta dinleyen doktor gibi hissetti. "Senin aklýna bir çözüm gelmiyor mu?" diyerek soru yöneltti, Artsa’ya.
     Artsa bu soruyu bekliyor gibiydi. "Ancak, benimde tercihlerim göz önüne alýnarak yeniden doðuþum saðlanýrsa... Belki..."dedi. Bir anda canlanýr gibi oldu, silkindi. "Neyse bunlarý boþ ver... Baþka þeylerden söz edelim..."
     Ber boþalan bardaðýnýn garson tarafýndan tazelenmesini engelledi. "Gitsek, diyorum... Arabayla geldim biliyorsun daha fazla içersem sanýrým Ad kentine hiç varamayabilirim..." Az sonra söylediðine piþman olacaðý sözleri ekledi."Senin gibi hayattan daha býkmadýk!..."
     Gözlerini kýrpýþtýran Artsa, "Pislik yapma!" dedi gülerek.


                         ***


                              13


     "Yaþasýýýýýýýýýnnn!... Helaaalllll!...." nidalarý yükseliyordu; Anti-Hafif 8.Yargýlama Grubu Duruþma salonundan...
Ber, gülen gözleriyle, dikleþmiþ kulaklarýyla, izleyici locasýnda bulunan kalabalýðýn sevinçle dolu yüzlerini ve haykýrýþlarýný zevkle gözlüyor ve dinliyordu.
Týpký tarihi filmlerde izlediði Roma Gladyatör dövüþlerinin gerçekleþtirildiði arenada bulunan kalabalýk seyircilerin minimize edilmiþ hali gibiydiler... Birbirlerinden farklý konumlarda olduklarý deðiþik kýyafetleri ve tiplerinden belli olan bu insanlar halkýn her tür katmanýnýn-dan Maf’ýn temsilcileriydiler.
Haberci, sessiz bir þekilde salonu boþaltmalarýný baðýrarak duyurdu. Baðýrmaya alýþkýn olan bir ses tonuydu bu...
     Ber, kalabalýðýn salonu boþaltmasý sonrasý çýktý. Salon kapýsýndan koridora ayaðýný atmasýyla, kendisini havada bulmasý bir olmuþtu. Bazýlarýný tanýmadýðý kiþilerden oluþan grup elleriyle kendisini havaya kaldýrýp, "En büyük avukat bizim avukat!.." diye baðýrmaya baþlamýþlardý. Çevrede bulunanlar baðýrtýlara alkýþlarla destek veriyorlardý.
     Ber’in baþlara dokunarak, indirilmesi için uyarmasý boþunaydý. Grup, bu uyarýlara olumlu tepki verecek konumda deðildi. Sonucun verdiði sevinçle coþmuþ bireylerden oluþan kalabalýðýn birbiriyle de bu neþeyi paylaþmalarý sonucunda ortaya çýkan çok yoðun grup sevinciyle tümünün baþlarý dumanlýydý. Artýk bireyler kendi psikolojilerini býrakarak munzam, muazzam, müþterek ve müteselsil grup psikolojisiyle hareket ediyorlardý. Bu ortamda birey bir hiçti. Bulunan bireylerden ayrýk, ama birbirlerinden etkili grup psikolojisi etkindi. Onlar, bu etkiyle Ber’in ‘Yeter!... Ýndirin!...’ nidalarýný duymuyorlardý. Ber’in baþlarýna hafiften dokunarak indirmesi yönündeki talepleri iplemiyorlardý. Ber, düþeceði korkusunu hissediyordu. Bu tür davranýþ biçimlerini oldum olasý sevmezdi. Baþarýnýn karþýlýðýnda gülümser bir yüz yeterliydi.
     Belinden kavrayan iki kol, kendisini yukarýya kaldýrmýþ diðer kollardan kurtardý. Neredeyse çekerek kendisini aþaðý indirdi bu kollar.. Bu kollardan bir Saðkol’a, diðeri Solkol’a aitti.
     Önce Solkol, sonra Saðkol sarýldý kendisine... Ber’e tebriklerini sunuyor, birbirlerinin sevinçlerini paylaþýyorlardý.
     "Maf! Bu habere çok sevinecek!" dedi Saðkol.
     Maf’ýn yeðeni son duruþmada hem serbest býrakýlmýþ, hem de suçsuzluðuna kanaat getirilerek beraat ettirilmiþti. Beþ yargý üyesi ile yeni tayin olan yargý baþkanýnýn bu yönde oy kullanmasýyla yarýdan bir fazla çoðunlukla gerçekleþmiþti, istenen ve beklenen sonuç..
SahFail’in bu suçu iþlediðine dair dinletilen son iki yalancý tanýðýnda büyük yararý olmuþtu.
SahFail’e ise adam öldürmeden dolayý verilen cezadan samimi itiraflarý, öldürdüðü kiþinin tahriklerinin olaya sebep olmasý gibi hususlar göz önüne alýnarak yirmi dört yýllýk cezasý brüt on iki yýla indirilmiþ, halk arasýnda mahpushane olarak bilinen Tut-Býrakma Kursevi’nde herhangi bir hatasý görülmediði takdirde dört yýl sekiz ay net yattýktan sonra salýverilecekti.
Bu sürenin kendisi için keyifli geçeceðini biliyordu sonuca en çok sevinen SahFail... Bu cezayý almasaydý, ekonomik ikbali önceki yazgýsýna uygun sürecekti... Yine sokaklarda aç sefil dolaþacak, iþ bulamayacak, akþam eþinin azarlayýcý baðýrtýlarýný dinleyecekti.
Maf, gerekli ilgiyi gösterecekti. Özel koðuþ bile kurduracaktý... Televizyonda seyretmediði filmlerin video kasetlerini ve televizyonda ki maçlarý soðuk birasýný yudumlarken izleyecek, ömründe yemediði yiyeceklerle karnýný doyuracaktý. Dýþarýdaki ailesine de yüklü para verilecek, ev almalarý saðlanacaktý. Tüm aile giderleri ölünceye kadar Maf tarafýndan karþýlanacaktý. Bunun için bir kaç senenin lafý mý olurdu. Bu verilenler karþýsýnda dört yýl sekiz aylýk ömür devede kulak bir bedeldi. Parasý olmayan için dýþarýsý da büyük bir Tut-Býrakma Kursevi’ydi, Hiç olmazsa yatarak para kazanacaktý ve ailesinin geleceðini bu þekilde temin edecekti.
     Ber’e yönelerek, "Hadi gidelim," dedi Saðkol.
     Ber, saatine bakarak, "Benim baþka duruþmalarýmda var," dedi. "Sonra görüþürüz."
     "Benim amcamýn komþularýyla ilgili olan duruþma mý?..." diye sordu Solkol.
     Ber,"Evet! O da var," diyerek yanýtladý.
     Solkol çevreye göz gezdirerek, "Sonucu sonra senden alýrým," dedi. "Yargýnýn verdiði sonuçtan memnun olmayanlar olabilir. Etraf kýzýþmadan gönüldaþlarýmýzý daha fazla adalet binasýnda bekletmeyelim."
     Solkol, bekleyen kalabalýða daðýlmalarýný emretti. Saðkol’da ayný yönde çaðrýda bulundu.
     Maf’ýn yeðeninin dosyasý Anti-Hafif 8.Yargýlama salonunda alýnan ilk dosyaydý. Has, Hüs, Bes, Kur isimli sanýklarýn "Gasp Suçu" na iliþkin dosyasý Anti-Hafif 7.Yargýlama Grubu Salonundaydý. Maf’ýn yeðeninin bulunduðu salonda görüþülme durumu olsaydý, beklemeden onu da aldýrmýþ olacaktý... Zorunlu 7.Yargýlama Grubu duruþma salonuna yöneldi...

Bir buçuk saati aþkýn bir süre beklemesine raðmen sýrasý gelmemiþti. Ýki kez tuvalete gitmiþ, yargý binasýnýn bahçesinde sigaralar içmiþ, sanýk çocuklarýn babalarýyla konuþmuþ olmasýna raðmen kendi dosyasýnýn alýnacaðý meçhul ana kadar olan zamaný bir türlü tüketememiþti Ber.
Sýrasý gelen dosyalar, seri halde ele alýnsada, daha yarýsý bile bitirilememiþti. Ber, içinden “Ýyi ki yargýç olmamýþým..." diye düþündü. Bu kadar dosyayla uðraþmak... Bir günde yüzlerce dosyanýn duruþmasýný yapmasý halinde; karmaþýklaþan beyniyle adil karar verebileceði konusunda kuþkuluydu....
Yargý Bakanlýðýnýn, yargý sektöründe açýlan davalardan aldýðý harçlar ve bir takým vergilerle çok para kazanmasýna raðmen halen az sayýda Yargýç’lar yetersiz görevli ve standartlara uymayan bina ve salonlarla iktifa etmesini... sürekli düþünür. Bir anlam veremezdi.
Has, Hüs, Bes ve Kur’un suçlu olarak yargýlandýklarý davanýn; bugün son duruþmasýydý. Eksiklikler tamamlanmýþ, yapýlacak baþka bir araþtýrma kalmamýþtý. Ber, nasýl bir karar çýkacaðýndan pek emin deðildi. Med’in Hüs dýþýndakilerin ceza alacaðý yönündeki kehaneti nedeniyle midesini bulandýrmýþtý.
Ýlk duruþma Devlet avukatýnýn suçlama belgesinin okunmasýyla baþlamýþtý. Suçlama “silahlý ve toplu halde gasp eylemini gerçekleþtir-mekti.” Þikayetçi-maðdur gelmemiþti... Sanýklarýn ifadeleri sýrasýyla alýnmýþ. Sýra Ber’e geldiðinde “Müþterilerine yönelik Devlet avukatýnýn suçlamalarýný kabul etmediðini, olayýn sadece bir para yardýmý isteme; tabiri caizse dilencilik türünden bir eylem olduðunu, buna karþýlýk þikayetçi Yalþik’in fiziki güç kullanmasý karþýsýnda müþterilerinden Bes’in korkutma amacýyla çakýsýný salladýðýný bu esnada güvenlik ekibinin geldiðini,” ayrýntýlarýyla belirtmiþ ve “serbest býrakýlmalarýný” talep etmiþti.
Yargý Grubu, "Serbest býrakýlma isteminin reddine, sanýklarýn nüfus ve sabýka bilgilerinin gerekli kurumlardan istenmesine, þikayetçi Yalþik’in duruþmaya bir kez daha çaðrýlmasýna ve yirmi sekiz gün sonraki bir gün yeniden duruþma yapýlmasýna” karar vermiþti.
     Ber, sanýk müþterilerinin babalarýna, "Bakýn bu olay önemli... Þikayetçi Yalþik’le bir þekilde baðlantýya geçin, gerekirse para teklif edin, önümüzdeki duruþma günü yargý salonuna gelerek doðrusunu anlatsýn, þikayetten vazgeçsin. Aksi halde on beþ ile yirmi sene arasýnda aðýr hapis cezasý verilebilir... Ayrýca olayýn seyri hakkýnda görgü tanýklarý bulabilirseniz iyi olur." diye sýký sýký tembih de bulunmuþtu.
     Özellikle; Has ile Hüs isimli kardeþ sanýklarýn babasý; HasHüsBab, gerekli uðraþý vereceðini belirtmesine raðmen ne bir tanýk bulabilmiþ ne de Yalþik isimli þikayetçi ile baðlantý kurmasýna raðmen olumlu sonuç alabilmiþti. Yalþik, "Vahim durumdan menfaat elde etme amacýyla," büyük yekün tutan para istemiþti. Sanýklarýn babalarýnýn böyle büyük bir parayý ödeyemeyecek kadar gariban olduklarýný bile bile... Þikayetçi olan þahsý ikna edememiþlerdi. Güvenlik merkezinde verdiði ifadeyi aynen tekrarlayacaktý.
Beklenen, ikinci duruþmada gerçekleþti. Yalþik, "Ýsimlerini sonradan öðrendiði, Has, Bes, Kur’un hep birlikte üzerine çullandýklarýný, Bes’in elindeki býçakla kendisini tehdit ederek para istediðini... Hatta bir miktar para vermek zorunda kaldýðýný... Bu anda güvenlik ekibinin yetiþtiði..." doðrultusunda çoðu yalan içerikli ifadede bulunmuþtu. Yargý grubu; "Sanýk avukatýnýn serbest býrakýlma isteminin reddine, sanýklarýn nüfus ve sabýka bilgilerinin gerekli kurumlardan yanýt gelmediðinden yeniden istenmesine, oturumun yirmi sekiz gün sonraki güne býrakýlmasýna..." karar vermiþti.
     Ertelenen gün bugündü... Maf’ýn yeðeniyle ilgili elde edilen sevindirici sonucun bu dosya ile gölgelenmesi hoþuna gitmeyecekti, Ber’in.
     Sýra Ber’in ilgili olduðu dosyaya gelmiþti...
     Devlet avukatý; "Þikayetçi ile yakýn temasta olmayan Hüs dýþýnda diðer sanýklarýn silahlý gasp suçundan yirmi yýl hapsini istedi..."
     Ber, esasa yönelik son savunmasýnda, "Sanýklarýn ‘silahlý gasp’ suçunu iþleme niyetleri, kastlarý olmadýðýný, sadece Has, isimli sanýðýn þikayetçi þahýstan yol parasý istediði..." yönünde ayrýntýlý açýklamalarda bulunuyordu.
     Arada duraklýyor, Yargý Baþkaný ve üyeleri ile devlet avukatýnýn üzerinde býraktýðý etkiyi algýlamaya çalýþýyordu. Algýlamalarý, savunma-sýnda bazen tökezlenmesine neden oluyordu; “Ah! Þu avukatlar!... Bal gibi yapmýþlar iþte... Ayrýntýya ne gerek var... Suçlu olduklarý tiplerinden bile okunuyor..." gibi duyumsamalarý dikkatini daðýtýyordu. Bu durum Ber’in ses düzeneðinin sertleþmesine neden olmaktaydý. En son Hüs’ün ise hiçbir þekilde ve þikayetçi þahsýnda belirttiði üzere, Yalþik’le yakýn temasta olmadýðýný ekledi...     
Karar açýklandý... Karar açýklanýrken saygý anlamýnda ayaða kalkýlmasý yasada düzenlenmiþ uyulmasý gereken kurallardandý.... Zorunlu saygýsal kurala salonda bulunanlarda uydu... Yargý Baþkaný ve üyelerinin oy birliðiyle aldýklarý karar gereði düþünüldü baþlýðýndan sonra okunmaya baþlandý.
"Toplanan kanýtlar, dosya kapsamý, müþtekinin ifadesi, suçüstü hali ve sanýklarýn tevil yolu ile ikrarlarý nedeniyle müsnet suçtan Has, Kur, Bes’in her birine yirmi yýl aðýr hapis cezasý, yaþlarýnýn küçük olmasý ve önceden hiçbir suç iþlememiþ olmalarý göz önüne alýnarak yasal indirimlerin yapýlmasýna sonuçta on altý yýl anti-hafif hapis cezasýna mahkumiyetlerine... Olaya bizzat veya yardýmcý olarak iþtirak etmeyen Hüs hakkýnda ise suçsuz bulunup beraatine ve serbest býrakýlmasýna karar verilmiþtir."
Kararý sanýklarýn yakýnlarý gözyaþlarýyla karþýladýlar.
Ber, hüzünle karþýladý. Elinin titremesi, kirpiklerinin atmasý tiki kýsa bir süre devam etti. Karar verilmesine raðmen anormal bir davranýþ gösteren Ber, "Ama suçsuzlar!..." dedi ünlemli bir ses tonuyla.
Bu tür davranýþa verilebilecek en yumuþak tepki gelmekte gecikme-di. Yargý baþkaný."Kararý beðenmiyorsanýz Yüksek Denetleme Yargýsýna gönderme þansýnýz var!" dedi azarlar þekilde...
     Salon dýþýna çýktýðýnda sanýklarýn yakýnlarýnýn yüz kýrýþýklýðýndan olanlarý anlatmaya gereksinim duymadý Ber... Nihayetinde onlar da izlemiþti. Duymuþlardý kararý...
     HasHüsBab, ince kývrýmlar halinde akan gözyaþýný silme gereði duymadan, "Bu nasýl yasadýr, anlamýyorum..." dedi... Zor konuþturur... Sýkýntýlý hal; bazen düþünceleri tam karþýlayan sözcükler üretir... Izdýrap; insaný ozan yapar, þair yapar... Ressam yapar... Kekeme insaný; türküleri en iyi tarzda yorumlayan güzel sese dönüþtürür... Önceki konuþmalarýnda doðal kekeme HasHüsBab’ýn dili çözülmüþtü. "Daha geçen aylar devleti ve milleti soyanlara iki ay ceza verilmiþken bir dolmuþ parasý için bu kadar ceza verilir mi? Bu nasýl yargý?... Bu nasýl adalet?... Yazýk deðil mi?..."
Ber, avukat olarak yargýnýn; "Ýddia-Savunma-Karar," dan oluþan üç sacayaðýndan biri olan "Savunma" sacayaðýný temsil ediyordu. Eleþtiri kendisini de kapsýyordu. ‘Bir þeyi temsil ediyorsan, her ne olursa olsun, eleþtirilere karþý temsil ettiðin þeyi savunmak zorunda’ olma ilkesine uydu. "Yargý baþkaný ve üyelerle ile ilgili bir olay deðil... " dedi. Alnýnda biriken terleri elinin tersiyle silerek, "Gerçi silahlý gaspa sokulmayabilirlerdi... Ama olayý öyle yorumlayýp takdirlerini bu yönde kullandýlar. Bir suç sabit olduðunda onun karþýlýðýnda bulunan maddede ne ceza yazýyorsa Yargý ona karar vermek zorundadýr. Silahlý gaspla ilgili cezanýn asgarisini verdiler... Buna da þükür... Bir umut, bozulmasý için Yüksek Yargý Denetlemesine göndereceðim, bozulursa ne ala... dedi Ber kýsýk sesle.
     Bes’in babasý; BesBab’ da HasHüsBab’ýn kanýsýný destekler içerikte, "Ekonomik kriz nedeniyle iþten atýlmasaydýk..." Olumsuz Düþüncelerin, olumsuz duygularla benzeþmesinden olmasý gereken gerçekleþti. Aðlamasý cümlesini yarým býraktý. Ama yarým kalmasýna razý olmadý. "Çocuklarýmýzýn cebinde dolmuþ parasý olacaktý. Bir dolmuþ parasý için çocuklarýmýzý bu hale getirenler ve soygunculara sessiz kalanlar utansýn," dedi. Rahatlamamýþtý, rahatlamadan da Ber’i býrakmak istemiyordu. Ber, avukat olarak sacayaklardan birini temsil ediyordu. Ama, bu sacayak düþünce ve duygularýný ifade etmesinden dolayý kendilerine zarar vermeyecekti. Ber’e korkmadan anlatabilirdi. "Tüm bunlara neden olanlar, garibanlaþan insanlarýn iþlemiþ olduðu suçlarýn her birinden; ceza almalýlar, çocuðumun aldýðý cezadan dolayý bu duruma düþürenler de ayný cezayý almalýlaaarrrr!..."
Ber, hukukçuydu ve siyasi polemiðe girmek istemiyordu. Ayrýca; anlatýlanlara karþý söyleyebileceði bir þey de yoktu.. "Geçmiþ olsun!" dilekleriyle ayrýldý. Bir baþka dosyasýnýn duruþmasý vardý ve zaman öðlen tatiline yaklaþýyordu....
Aile Mahkemesindeki duruþma salonuna seri adýmlarla vardýðýnda Müþterisi bayan Boþsel’in kendisini beklediðini gördü. Tokalaþýp, hal hatýr sordular; birbirlerine...
Boþsel, "Nerede kaldýn Ber bey!" serzeniþinde bulundu. "Az kaldý dosyamý düþürüyorlardý. Haberci tanýdýk çýkmasaydý, dosya düþecekti.
"Sen buradaydýn! Ben yetiþemeseydim sen girerdin." diyerek rahat-lattý onu.
"Ben, duruþmaya sensiz mümkün deðil tek giremezdim..." dedi yüzünde yapmacýk bir korku ifadesi oluþturarak, "Korkarým... Elim ayaðým birbirine dolaþýr."
Ber, karþýlýk vermedi. Çantasýndan onunla ilgili dosyayý çýkardý.
Boþsel, "Avukat Bey!. Bu dava çok uzamadý mý?... dedi sulu anlatýmla. "Üç duruþmadýr bitmedi. Komþumuz avukat tutmadan, Yargý’dan tanýdýðý bir görevlinin yardýmýyla yirmi günde bitirmiþti, davasýný..."
Ber,"Dosyamýzýn eksikleri daha bitmemiþti..." diyerek yanýtladý. Sorumluluðun ona ait olduðunu ifade etti. "Tanýk getirseydin þimdiye kadar çoktan biterdi. "
"Çevrem, beyimle ayný... Söylemiþtim ya! Kimse tanýklýk yapmak istemiyor."
Ber, "Eee! Yine mi tanýk yok?..."diye sinirli tavýr takýnarak sordu. "Yargý baþkaný, evlilik birlikteliðinizin bozulmasýnda kocanýzýn kusurlu olduðunu ifade edecek tanýk dinlemeden boþanmanýza mümkün deðil karar vermez... Davayý reddeder."
Boþsel, "Dur!.. Dur!... Sinirlenme!... Bir arkadaþ, yargý binasýnýn köþesindeki kahvede beþ yeþil paraya tanýklýk yapanlar varmýþ deyince..." diyerek iki adým geride bulunan orta yaþlý bir adamý iþaret etti. "Ýþte bu beyefendiyi buldum..."
Kendisinden söz edildiðini anlayan ceketinin astarý evde yýkanmakla küçüldüðü belli þahýs yanlarýna yaklaþtý. "Emredin, efendim!" dedi yapmacýk saygý duruþuyla.
     Ber, "Siz taraflarý tanýmýyormuþsunuz!..." dedi. "Nasýl tanýklýk yapacaksýnýz?"
     "Avukat abime bak!..." Ses ve söylem bu tanýklýk iþlerinde kaþarlanmýþým ezgiliydi. "Ben, yeni yapmýyorum tanýklýk... Ne gerekiyor-sa anlatacaðým... Boþsel Haným bana gerekli bilgileri verdi, Abim!... Ha! baþka tanýklýk iþleri olursa beni Tan kahvesinden bulabilirsin. Elimden geleni yaparým.".
     Ber’e; þahsýn tavýr ve davranýþlarý komik gelmiþti."Kartvizitiniz var mý?" diye espri yaptý.
     Þahýs, Ber’in beklemediði karþýlýðý verdi. Gömlek cebinden çýkardýðý kartlardan üç tanesini uzattý. "Arkadaþlarýna da verirsin abi!" dedi. "Ne kadar tanýk istersen bulabilirim... Kartta kahvenin telefonu da yazýlý. Ben olmasam da not býrak... Ulaþýrým size."
     Ber, her alanda küçüklü büyüklü mafya grubu olduðunu biliyordu. Ama ilk kez "Tanýk Mafya Grubu," kavramýyla yüzleþiyordu. "Desenize sizde tanýk sektörü kurmuþsunuz?"
     "Evet! Avukat abim!.." dedi. Acýndýrmalý kanala geçti. "Ne yaparsýn abi... Her þeyi devletten beklememek lazým. Büyüklerimiz de öyle söylüyor. Ýlk iþi yapan iyi kazanýr... Bende bu iþe ilk kez bir komþunun davasýnda gerçek görgü tanýðý olarak baþladým. Saðolsunlar yolumu da buldurdular... Çocuklara da ufak tefek kýyafetler aldýlar..."
     Ber, araya girdi. "Sen de baktýn, bu iþ iyi..."
     "Aynen öyle abim!... " dedi. Ber’i iyice inceleyerek. "Abi!... Baba Maf’ýn avukatý olduðunu biliyorum!. Onlarýn çok iþleri olur, elleri de açýktýr..."
     Ber,"Tamam!... Tamam!..." dedi, kýsa kesmesi için."Ýþ olduðunda arayacaðým, söz!"
     Bu arada duruþma habercisi; kendi adýný anons ediyordu. Bunun üzerine duruþma salonuna giren Ber durmasý gereken yerde boy gösterdi.
     Ber, dilekçesini tekrar edip tanýk’ýn ismini ve hazýr olduðunu belirtmesi üzerine, tanýk çaðrýldý. Az önce konuþtuklarý þahýs salona girerek, davacý müþterisi ile davalý kocasý arasýndaki geçinememe nedenlerini yakýn akrabalarýymýþ gibi ayrýntýlarýyla ve layýkýyla ifade etti.
Ber, “Gerçek görgü tanýklarý dahi bu þekilde ifade veremez....” diye düþündü.
Mahkeme taraflarýn boþanmalarýna karar vermekte gecikmedi...


                         ***
     
Devamý: 8.SAYFA'DA



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Istakoz Büyüsü / 14. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 10. Sayfa
Kimlik No 666 / Kontes Princ - 1
Kimlik No 666 / Kont Drakula - 1
Kimlik No 666 / Arka Kapak Yazýsý
Istakoz Büyüsü /6 Sh.
Istakoz Büyüsü / 13. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 16. Sayfa
Kimlik No 666 / Baþlangýç Bölümü
Istakoz Büyüsü / 15. Sayfa

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Saddam, kýzý Irak ve tecavüzcü Bush... [Eleþtiri]


Bahattin YILDIZ kimdir?

Soyutlamalarý seviyorum. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Asimov, King, Kafka, Dostoyevsky...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahattin YILDIZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.