..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karþýsýnda zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Politik Roman > Bahattin YILDIZ




27 Haziran 2002
Dansöz Kývýrmalarý- 5.sh.  
5.SAYFA

Bahattin YILDIZ


Markýz; enfes bir fiziðe, sempatik görüntüye, derinlik ve huzur veren iç gýdýklayýcý bakýþlara, devamlý gülümser izlenimi veren harika bir yüze sahipti. Reyon düzenleme iþi yapýyordu.


:AGHD:
8


     Sýcak gün... Güneþ; yüksek oranda nemli havayla, insan vücudunu ýslak kavuruyor, terletiyor. Aslýnda bedenlerden çýkan bildik saf ter deðildi. Sanki vücudun deri altý yaðý, terle ve havadan etkili nemle yoðunlaþarak akýyordu. Yaðlý ve kaþýntý vericiydi. Bu karma salgý; Ad kenti insanýnýn giysisiyle bedenini tutkal gibi birbirine yapýþtýrýyordu. Kentin yaz mevsiminin özelliðiydi bu...
Kuru iklime sahip bölgelerden gelenler için bu kentin insanlarýndan duyumsadýklarý garip kokuya bir kaç haftalýk sürede alýþmalarý ve ayný akýbete uðramalarý nedeniyle bu algý yok oluyordu.
     Has, Hüs, Bes ve Kur isimli onüç, on altý yaþlarýnda gösteren dört kiþi ikamet ettikleri Beylo adlý gecekondu mahallesinden uzaklarda Ad kentinin en seçkin mahallesi Kerbe’nin gözde bulvarýnda yorulan bacaklarýyla yýkýlmadan yürümeye çabalýyorlardý.
Ceplerindeki son parayla almýþ olduklarý dört ekmek, ikiyüz elli gram beyaz peyniri; geri dönüþ dolmuþ parasýný nasýl ödeyeceklerini düþünmeden boþ kursaklarýna indirmiþlerdi...
Tümü, bu yorgun, bitap halleriyle, artýk evlerine kadar yürüyemeyeceklerinin kesin kanýsýndaydýlar..
“Aç kalsaydýk!... Ekmek, peynir almasaydýk!... Buna sen sebep oldun!...” karþýlýklý suçlamalarý bile birbirlerine yapmýþlardý. .
Kaldýrým taþlarýna oturdular. Her sökükten sonra dikilmekten dikiþ tutmayacak konuma gelmiþ ayakkabýlardan; ayaklarýný özgürlüðe kavuþ-turdular.
Kaþýnan ayaklarýný ovaladýlar... Yaðlý ter; su iþlevini görmüþ, ovaladýklarý bölümdeki kirli renk, ayaklarýnýn nispeten beyaz bölümlerinin de kararmasýna neden olmuþtu.
     Has, karþýlarýndaki binayý parmaðýyla iþaret ederek. "Bir gün zengin olursam," dedi. "Þu karþýdaki binaya benzer bir apartmanýn en üst katýnda oturacaðým. Ayaðýmý balkondan aþaðý sallayýp, sigara tüttüreceðim... Ama izmarit deðil ha!...".
     Hüs, "Olum!" dedi, ‘ð’siz, ‘Oðlum’u’... "Ben senin yerinde olsam soðuk su dolu leðene ayaklarýmý koyardým."
     Kur; "Ya býrakýn bu hayalleri eve nasýl döneceðiz? " Lastik ayakkabýdan yer yer zedelenmiþ ve þiþmiþ ayaklarýný göstererek, "Ben bittim... Hiç yürüyecek halim kalmadý. Sokakta mý yatsak?... Ne yapsak?.. Akþam olacak!"
     Bes, saçlarýný kaþýyarak "Yav! Burada yatsak; güvenlik ekibi bizi hýrsýz diye karakola götürür..." dedi. "Ekip görmese mahallede oturanlar telefonla bizi ihbar eder inan ki!.."
     Hüs, "Bisikletimiz bile yoh lo!..." dedi, yutkunarak. "Olsaydý binerdik, sallardýk aþaðýya doðru, yarým saatte evlerimize varýrdýk..."
     Bes, "Sen sus! ‘Acýktým,’ dedin; bizi de acýktýrdýn... yoksa dolmuþ parasý cebimizde olacaktý, paþa paþa evde oturuyorduk þimdi." dedi.
     Has, "Hadi dua edelim!..."dedi, hafif gülümseyerek. "Yerde para buluruz belkim."
     Bu söz diðerlerinin acý acý gülmesine neden oldu. Sonra durgunlaþtýlar, sessizleþtiler... Bulvardan geçen arabalarýn çýkardýðý sesleri dinlemeye baþladýlar.
     Hüs, "Yav! Ya, Saddam akþam bizim mahalleye füze atarsa?..." diye sordu.
     Bes, "Yok, yav!.." dedi. Bilgiç tavýrlar takýnarak. "Kur’un babasý bugün ikindiye kadar Beylo mahallesine atacak, demiþti... Deðil mi Kur’o?..."
     Sorunun muhatabý Kur, baþýný öne eðmekle yetindi.
     Has, "Yav, benim kafam yatmadý bu iþe," dedi.
     "Hangi iþe?" diye açýlým istedi, Hüs.
     "Saddam’ýn, Halepçe’ye attýðý füzelerden Ad kentinde bulunan kürtlere de atacak denmiþti," Yanýt beklemeden devamýný getirdi. "Beylo mahallesi dýþýnda bizim dili konuþanlarýn yaþadýðý baþka mahallelerde var... Niye yalýnýz Beylo?"
     "Olum!... Kur!... Cevap versene lo?..."
     Kur, baþý önüne eðik vaziyette istifini bozmamaya, renk vermemeye çalýþýyordu.
     Has, yerinden kalkarak Kur’un karþýsýna çömeldi. Yakasýndan tutarak sarstý onu. "Söyle lan?... Konuþ lan?..."
     "Beni dövmeyeceðinize söz verin!"
     "Eeeeee!..." dedi diðer üç çocuk hep bir aðýzdan.
     Kur, zorunlu konuþacaktý. Þimdi konuþmasý daha yararýnaydý. Kendilerinin öðrenmesi halinde daha çok sinirlenebilirlerdi. "Babam, böyle bir þey söylememiþti. Yalan söyledim size..."
     "Neden?"
     "Neden?"
     "Neden?"
     "Neden mi?... Ben bu mahalleyi, ömrümde görmedim." dedi. Apartmanlarý gözleriyle tarayarak. "Kimse getirmiyordu beni buraya..." sözlerini tamamlayamadý. Has’ýn tokadý suratýnda patladý. Kur aðlamaya baþladý.
     "Lan! Bize doðrusunu söyleseydin seni getirmeyecek miydik."
     Bes, olgun rolü kaptý ortamdan."Olan olmuþ yeter..." dedi.
     Sessizliðe boðuldular yeniden.     
     Has, aniden yerinden kalktý canlanmýþ gibiydi. Koþar adýmlarla karþý kaldýrýma geçti.
Arkasýndan gelen "Nereye!" baðýrtýlarýna kulak týkadý.
Has, adýmlarýný sýklaþtýrarak tek baþýna yürümekte olan otuz
yaþlarýnda atletik yapýlý kiþinin yanýna varmýþtý.
     Yürüyüþ hýzýný düþürmeden ilerleyen adam, yanýnda biten Has’a "Ne var?... Ne istiyorsun?... sorularýný ünlemli yöneltti.
Has "Abi! Sana bir þey söyleyebilir miyim?" dedi, parmaðýný öðretmeninden söz hakký isteyen bir öðrenci gibi kaldýrarak.
     Adam, elini en nazik tabirle "Çekil git!" gibisinden salladý.
     "Amca!... Amca!..." diye seslendi, inatla Has. "Biz burada kaldýk!... Yol paramýz yok abi!..."
     Adam cümle sonunu beklemeden bir tokat attý Has’a. Arkasýndan ikincisini yolladý diðer yanaða...
     Kur, Bes bu görüntü karþýsýnda koþar adým olay yerine vardýlar. Nefes nefese kalmýþlardý. "Amca! Niye vuruyorsun,"diyerek araya girdiler. Bu fayda etmedi. Ancak tokatlardan kendileri de nasiplen-miþlerdi.
     Bes, adamýn gücü ve görüntüsü karþýsýnda gerekli ve yeterli yanýtý veremeyeceklerini anlamakta gecikmedi. Cebindeki çaký býçaðýný çýkararak korkutma amacýyla; adamla kendisi arasýnda bulunan boþluða rast gele sallamaya baþladý. "Amca!" diyordu bu arada. "Valla seni býçaklarým! Vurma bize!... " Ses titrekti. Fakat korkunun verdiði etkiyle oluþmuþ cesaret içerikliydi.
Bu duruþ ve hareket adamýn geri çekilmesini saðlamýþtý.
     Has, "Hadi kaçalým! "diye baðýrdý.
     Geç söylenmiþ bir uyarýydý.
     Güvenlik ekip otosunun yanlarýnda acý bir fren yaparak durduðunu fark ettiler. Üçünün de gözleri korku doluydu ve sonuna kadar açýlmýþtý.
Otodan inen görevlilerden biri sormasý gereken soruyu yöneltti, "Burada neler oluyor?..."
     Adam, önce atýldý. "Ben Yalþik!..." diyerek önce kendisini tanýttý. "Bu çocuklar benden zorla para almaya çalýþýyorlardý. Onlara karþý koymak zorunda kaldým..." Has’ýn burnundan akan kaný seyrederek, "Yetiþmeseydiniz beni býçaklayacaklardý..."dedi.
     Güvenlik görevlilerinden biri, "Doðru mu, çocuklar?" diye sordu. Çocuklarýn yanýtýný beklemelerine gerek yoktu. ‘Söz Uçar, yazý Kalýr...’ Sözlü ifadelerin bir yararý yoktu. "Hadi dolmuþa binin," diyerek ekip otosunu iþaret etti. "Karakola gideceðiz. Orada anlatýrsýnýz..." Yalþik, isimli kiþiye dönerek, "Beyefendi sizinde ifadenizi almamýz gerekiyor. Lütfen, sizde bizimle geliniz!" dedi.


                         ***


9


     Ber’in heyecanla beklediði gün gelmiþti... Bugün cumartesiydi. Özel bir gündü. Markýz’la baþ baþa evde kalabileceði, uzun saatler onu bekliyordu. Etrafý toparlamýþ, sakal, býyýk týraþý olmuþ, yýkanmýþ, spor kýyafetlerini giyinmiþ, parfüm sürünmüþ, diþini fýrçalamýþtý. Kulaðý kapý zilinde bekliyordu...
     Beklenen zil geldi. Kapýyý açtýðýnda umduðu kiþi yerine kapýcý Kap bey’i gördü. "Bir isteði olup olmadýðýný," sordu, Kapýcý. Olumsuzlama anlamýnda baþýný salladý. Kapýyý kapatacaðý anda asansör kapýsýnýn açýldýðýný ve Markýz’ýn çýktýðýný gördü.
Kapýcýnýn inceleyici bakýþlarý arasýnda Markýz’ý içeri aldý.
Ber, bir tüm parayý "Çocuklarýna bir þeyler alýrsýn" diyerek kapýcýya uzattý.
Kapýcý, bunun sus payý olduðunu anlayacak kadar gün görmüþtü. Göz kýrparak "Emrin olur," dedikten sonra asansör beklemeden merdivenlere yöneldi.
Markýz oturmadan bekliyordu. Giriþi hayal ettiði gibi gerçekleþmemiþti. Olmasý gereken davranýþý sergilemeleri gerekiyordu.
Ber, Markýz’ý her iki yanaðýndan öperek, "Hoþ geldin," dedi.
"Teþekkür ederim," diye yanýtladý Markýz. ‘Hoþ bulduk,’u kullanmadý, çok klasikleþmiþti.
"Ayakta durma," dedi. Eliyle, boþlukta yarým dairelik bir çizim yaparak, "Ev senin, rahatýna bak!”
Ber, aðzýndan dökülen "Ev senin, rahatýna bak!" sözlerini çok banal buldu. Ýþ verir tarzý mimiksel hareketlerle dükkanýndaki eþyalarý gösterip "Abla! Dükkan senin... " diyen tiple özdeþleþtirdi kendisini.
Markýz, salonu incelemiþti. Ýzin isteyerek dairenin tüm bölümlerini de dolaþtý. "Ber! bir bekar evi için hem lüks, hem de çok temiz," dedi tatlý gülümsemesiyle. "Sen mi temizliyorsun?..."
"Temizlikçi bir bayan var. Her hafta sonu temizliðe geliyor," diyerek yanýtladý. Yel’in, adýný anmak ondan söz etmek istememiþti. Markýz’ýn, Yel ile olan iliþkisini sanki sezebileceði kuþkusunu hissetmiþti. Bayanlarýn altýncý hislerinin bazen ne kadar güçlü olduðunu okumuþtu. Annesinden de bilirdi. Annesi tanýk olmadýðý halde, bazý hatalý davranýþlarýndan sonra, "Yine, yanlýþ bir þey mi yaptýn?" diye sorardý. ‘Yel’in haftada bir kez ev dýþýnda kendisini de banyoda yýkayarak temizlediðini ve onla yatmak zorunda kaldýðýný bilseydi tepkisi ne olurdu?..." diye düþündü.
"Temizlikçi, hamarat biri olmalý!" dedi Markýz. "Bayaðý titizmiþ Süpürgelikler bile parlýyor."
"Hamarattýr sað olsun." dedi, pembeleþen yüzüyle Ber. "Temizlik de..." diyerek de vurguladý.
"Eeee!. Ýçecek bir þeyler ikram etmeyecek misin?"
"Ýkram etmemek ne demek!" Bakýþlarýný Markýz’ýn gözlerinin içlerine kadar ilerleterek ."Seni ikramlara boðacaðým bugün." dedi.
Markýz, bu son sözlere gözleriyle, sonra tüm yüz hatlarýyla gülmeye, kahkaha atmaya baþladý.
Ber’de ona katýldý. Onu güldürmek hoþuna gitmiþti. Gülmesinde bundan kaynaklý neþenin payý büyüktü.
Ber, Markýz’ýn sevdiðini bildiði her þeyi, tercih ettiði marka þarap da dahil hazýr etmiþti.
Markýz, ortamdan etkilenmiþti. Müzik setinden çýkan ses, hoþuna giden sanatçýnýn kasetinden çalýnan parçalardý. Ber’in tavýrlarý güven verici ve doðaldý...
Pencereler açýk olmasýna raðmen, perdeler tamamen örtüktü. Bu nedenle gün ortasý olmasýna raðmen salon hafif karanlýkta kalmýþtý. Markýz, bunun nedenini soracaktý... Vazgeçti. Yanýtý bulmuþtu.
Ber, Markýz’ýn karþýsýndaki koltuða kuruldu. Havadan, sudan, iþlerden konuþtular. Birlikte oturduklarý son akþam yemeðinde yaþadýklarý korkuyu, endiþeyi yorumladýlar. Bu arada; içkilerini yudumlayýp birbirle-rini kaçamak bakýþlarla süzüyorlardý.
"Tanýdýðýnýn arabasýna binip beni unutman o an çok kýzdýrmýþtý beni!" dedi. Ber’in bozulduðunu duyumsayýnca, "Ama, arabadan inerek beni buyur etmen kýzgýnlýðýmý yok etmiþti."
Ber, iç çekerek, "Evet! Heyecandan da olsa bu bir hataydý." dedi. "Beni baðýþlamanýza sevindim." Konuyu deðiþtirmek için, "Özel Konservatuar kursu nasýl gidiyor?" diye sordu.
"Hocam, müziðe uygun sese ve kulaða sahip olmadýðýmý söyleyip duruyor." dedi. "Ama buna raðmen müziðe aþýrý ilgi göstermemi takdir ediyor." Eliyle gözlerinin üzerine düþen perçemini yana alarak,"Gerçi hobi olarak yapýyorum. Bir iddiam da yok." diye ekledi.
Ber, "Konuþma sesin çok hoþ!" diyerek iltifat etti. "Ama þarký söylerken ayný hoþluk devam ediyor mu? Bilemem."
Markýz, incinmiþ nazlý kýz rolüyle, "Bu söylediklerini iltifat olarak mý kabul etmeliyim?" diye sordu.
"Bir ara bana bir parça okursun..."
"Eee?..."
"Müzik sesinin de, konuþma sesin kadar güzel olup olmadýðýna karar veririm."
Markýz, esprisel bir yaklaþýmla,"Ben her isteyene rast gele parça okusam... Ýþim iþ, yani..."
"Ben, 'her isteyen' sýnýfýna mý giriyorum?" serzeniþinde bulundu. "Senin yanýnda özel bir yer hala edinememiþim..."
Markýz, gülümsedi. "Kýzma caným þaka yaptým." dedi. "Sen özellerin özelisin... Hemen de surat asma!"
"Bunu duyduðuma sevindim. Yoksa..." Devamýný getiremedi. Sözcük bulamadý.
"Yoksa?..."
"Yoksa..." Bir þeyler söylemesi gerekiyordu. "Yoksa..." sözcüðünü yineledi. "Yoksa rahat uyuyamam!..."
"Neden?"
"Seni seviyorum ve senin yanýnda özel bir yerim olmasýný arzuluyorum." Ber, rahatlamýþtý.
Markýz, sevgi duyumsatan bakýþlarla, Ber'in gözlerine baktý.
Sevgi yayan bakýþlar karþýlýklý on saniye sürdü yaklaþýk. Pozitif elektriksel mesajlarý bu saniyelerde dozajýný artýrarak birbirlerine sundu-lar.
Ortam ýsýnmýþtý.
Markýz’ýn sorusu sessizliði bozdu.
"Peki, sen hep böyle bekar mý kalacaksýn?" diye sordu. "Evlenmeyi düþünmüyor musun?"
     Ber, "Tuzak bir soru," diye geçirdi, içinden. Evliliði aklýnýn ucundan bile geçirmiyordu. Bununla birlikte soruyu olumsuz yanýtlamanýn da ortamý soðutacaðýný düþündü. Ya Markýz, evlilikle sonlanma olasýlýðý olmayan birlikteliðe karþý ise?.. "Þimdilik erken... Belki sonra..." politik yanýtýný verdi. "Evliliðe kendimi hazýr hissettiðimde, galiba ilk teklifim sana olacak,. Buna inanmalýsýn," diye de ekledi Ber.
     Bu açýklamayý yaptýðýndan dolayý kendisini kutladý.
Ortam yeniden ýsýnmýþtý. Soðutulmadan deðerlendirilmesi gerekliy-di. Harekete geçti...
Markýz’ýn yanýna oturarak sol kolunu onun ince boynuna yarým ay þeklinde doladý. Ilýk bir sýcaklýðý kendi içinde, bedeninde ve Markýz’ýn yanaklarýnda hissetti. Bu, yabancýsý olmadýðý bir sýcaklýktý. Davet ve kabulün birbirini onayladýðýnýn sessiz diliydi bu. Beklemeye gelmezdi. Markýz’ýn baþýný eliyle hafif destek yaparak kendisine doðru çevrilmesini saðladý. Dudaklarýna öpücük kondurdu. Evet dudaklar devamýný istiyordu... Ber bu isteðe büyük bir arzuyla uydu.
Markýz'ýn sesi ayarsýz nefes alýþ veriþleriyle deðiþmiþti. "Çok ileri gitmeyelim," dedi. Ýçten gelmeyen yalvarýr bir sesle. "Ne olur?..."
     "Merak etme," diyerek yanýtladý Ber.
Her ikisi de söylediklerinde samimi deðillerdi. Her ikisi de bu iþin sýnýr tanýmayacaðýný biliyorlardý...
Ýki ayrý beden, sürekli artan ritimde kalp çarpýntýlarýyla... Aðýzdan
aðýza geçen salyalarla...
Tüm benlikleriyle...
Sanki tek bedenleþme. Tek ruhlaþma amacý taþýyarak...
Belki de bu amaç için birbirleri içine geçiþler yapmaya çabalýyorlar-dý.
Zevkli anlar, her ikisi için yaþanmakta olan rüya gibiydi.
Birbirlerinin bedenlerini...
Her kývrýmýný... Ýniþli, çýkýþlý bölgeleri de dahil, uzman kýrýk-çýkýkçýlar gibi hiçbir noktasýný, ihmal etmeksizin yokluyorlardý...
Ayrýca; birbirlerini koklayarak, yalayarak da tanýmaya çalýþýyorlardý.
Ýnce ve kalýn nefesler; süren eylemlerine, fon müziði oluþturuyor ve ritim saðlýyordu.
Ber, heyecanýn çabucak noktalanmamasý için gayret sarf ediyordu. O an geldiðinde pasif duruma geçiyordu. Hafiften kendisini çekiyor, týpký çalýþmakta olan bir aracýn kontaðýný arada kapatýrmýþçasýna geçici iptalleri oynuyordu...
Giyinmeden, yeme içme tuvalet gibi doðal ihtiyaçlarýný arada karþýlayarak, kýsa süreli dinlencelerle yaklaþýk dört saatlik bir beraberlik yaþadýlar. Bu onlarý tüketmiþti. Öyle ki; birbirleriyle konuþacak kadar bile enerjileri kalmamýþ, gibiydi.... Ama bu yorgunluktan her ikisi de þikayetçi deðillerdi...
Duþu birlikte aldýlar...
Giyinirlerken, telefonun zil sesi duyuldu.
Telefondaki yankýlý ses; sert ve ürkütücüydü."Mutlu oldun mu?..."
Ber, telefondaki kiþinin Med olduðunu anladý. "Böyle biri yok! Sanýrým, yanlýþ çevirmiþsiniz." diyerek kapattý.
"Ber! Kimdi o?" diye soran Markýz'ý;
"Yanlýþ numara çevirmiþ þaþkýnýn biri?" diyerek yanýtladý.
Markýz, saçlarýný kuruttu ve taradý. Ruj ve allýðýný sürdü. Bu evde, bugünkü son sigarasýný yaktýktan sonra, "Ber! Yarýn ne yapýyorsun?" diye sordu.
"Yarýn mý?" diyerek kendisine sorulan soruyu yineledi. "Yarrýýýn... Temizlikçi teyze gelecek... Ev temizliði yapacak..."
"Dilersen bende gelip yardýmcý olabilirim."
Ber, panik atak refleksiyle "Hayýr! Hayýr!..." diyerek, teklifi reddedecekti. Kendisini zor frenledi. "Teþekkür ederim," dedi. "O, iþinin ehli. Sen de yarýn dinlen... Senin yorulmaný istemem."
"Yine de gereksinim duyarsan beni arayabilirsin."
"Teþekkür ediyorum," dedi. "Bugün bir baþlangýçtý. Sürekli olmasý dileðindeyim."
"Ben de." diyerek yanýtladý Markýz. Baþýný eðmeden ve gözlerini kýrpýþtýrmadan.


                         ***

Devamý: 6.SAYFA'DA



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn politik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Istakoz Büyüsü / 14. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 10. Sayfa
Kimlik No 666 / Kontes Princ - 1
Kimlik No 666 / Kont Drakula - 1
Kimlik No 666 / Arka Kapak Yazýsý
Istakoz Büyüsü /6 Sh.
Istakoz Büyüsü / 13. Sayfa
Istakoz Büyüsü / 16. Sayfa
Kimlik No 666 / Baþlangýç Bölümü
Istakoz Büyüsü / 15. Sayfa

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Saddam, kýzý Irak ve tecavüzcü Bush... [Eleþtiri]


Bahattin YILDIZ kimdir?

Soyutlamalarý seviyorum. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Asimov, King, Kafka, Dostoyevsky...


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahattin YILDIZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.