Ben bir kuþum; uçtum yuvadan... Artýk ben nerede, eve dönme isteði nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli |
|
||||||||||
|
Sýhhiye’ye Ulus’tan,Kýzýlay’a,Kýzýlay’dan Ulus’a;Kurtuluþa Tandoðan’a akan binlerce insanýn kalabalýklýðýna þahit olur.Sýhhiye köprüsü Ankara’ da yaþayan farklý kimlikteki insanlarý birbirinden ayýran,ayýrýrken kaynaþtýran bir yerdir.Öðrencisinden,hastasýna,askerinden polisine,göstericisine kadar herkesin semtidir burasý.Kaldýrýmlar insaný kaynaþtýrmak istercesine burada daralýr.Geçmek neredeyse imkansýzdýr.Bir de bunlar üstüne üstlük iþportacýlar,simitçiler iþgal etmiþtir kaldýrýmý.Dil-Tarihli için bir bakýma azap yoludur burasý.Gerçi okula varma heyecaný galip gelir çoðu kez bu azaba.Tadamazsýn bu sýkýntýyý.Bazý zamanlar,simitçinin simitleri yeni gelmiþtir;kokusundan analarsýn.Gevrek sýcak simit kokusu hakimdir kaldýrýma.Simitçiye göre simitler her zaman yeni gelmiþtir,el yakar ama sen anlarsýn kokusundan simitlerin sýcak olup olmadýðýný.Karnýn tokta olsa bir tane alamadan geçmezsin.Hele bir de sabahlarý sýcaksa simitler ,kantincinin hamur poðaçalarýndan kurtulmuþsun demektir.Fazla fazla alýrsýn simitleri,her zaman sýcak gevrek, simidin taliplisi çoktur. Sýhhiye;muhitiyle insanýyla ayrý bir dünyadýr.Ankara’nýn merkezidir desek yalan söylemiþ olmayýz.Yeniþehir diye geçer buralar,ama ne kadar eskilik de varsa ona da rastlanýr burada.Merkez olmasý da bundandýr zaten;insanýyla eþyasýyla tüm karþýlýklarý bünyesinde taþýmasý,taþýyabilmesidir. Köprünün altý hem duraktýr hem kaldýrým,hem iþporta tezgahý;hem de sohbet yeri.Köprünün altýndaki çeþme yaz kýþ bozuktur,suyu hep kaldýrýma akar.Anlayacaðýnýz çamurdur kaldýrýmlar,kirli paspas gibi.Ütülü pantolonlar,deterjaný üzerinde elbiseler,yeni boyanmýþ ayakkabýlar burada çamura boyanýr.Çamurdan kaçmak için kimi paçasýný sývar;kimi ise insan ördek arasý garip bir yürüyüþ tarzý geliþtirmiþtir.Uzaktan izlenince insaný güldüren… Köprüye çýkan merdivenler,insaný cambaz yapar.Dilenciler ve onlarýn çocuklarý,serseri mayýnlar gibi ayak altlarýnda dolaþýrlar.Bu da yetmiyormuþ gibi bir de halk ekmek sýrasý vardýr merdivende.Orada bekleyenleri gördükçe vicdanýn sýzlar.Üç beþ kuruþ artýrabilmek için soðukta-sýcakta ,yaðmurda bekleþir dururlar.Yorulanlar oturmuþtur,yerleri belli.Engeldir çýkarken inerken.Sinirlenmezsin,sinirlenemezsin;sinirlenirsen kendinden utanýrsýn sonra. Ýþportacýlarýn belli bir düzeni yoktur.Yelpazecisinden,pilcisine,mendilcisinden ,yarabandý satanýna kadar deðiþik deðiþiktir,hareketlidir belli yerde durmaz.Kalabalýkla birlikte azalýp çoðalýrlar.Yalnýz simitçiler okulun kapýsýndaki mendilci çocuk hep aynýdýr.Ýyi de para kazanýr çocuk.Ne zaman görsem okulun kýzlarýna mendil satmakla meþguldür. Okulun kapýsýnýn önünde tezgahý olan simitçi,oðluyla beraber vardiyalý olarak çalýþýr.Sabahtan öðlene kadar babasý;öðleden akþama kadar da oðlu durur tezgahta.Dekan gittikten sonra tezgah arabasýný okula kor.Dekan gelmeden de okuldan çýkarýr.Okulun bekçileri,dekanýn kesin emrine raðmen göz yumarlar simitçiye.Metro çýkýþýnda Hacettepeye çýkan yola kadar yüzeli adýmlýk mesafede beþ simitçi tezgahý vardýr. Her biri dekan maaþý kadar para kazanýr. Köprünün üstü,altýndan biraz daha tenha,biraz daha sýradandýr.Bahçeli,Demet,Siteler,Balgat vs…Neredeyse Ankara’nýn yarýsýndan biraz azýna vasýta buradan kalkar.Bu duraklarda iki tane dünyanýn merkezinin kendiler olduðuna inanan deðnekçi çalýþý.Ne zaman buradan minibüse binecek olsam,yüzlerindeki seslerindeki o umursamaz tavrý görmek için ”Balgat’a minibüs buradan mý kalkar? Beþ dakika sonra,” “Ne zaman gelecek? Diye sorarým.Sinirli,umursamaz tavrý yansýtýrlar her soruda .Onlara böyle soru sormam,bu þehirden olduðumu kabullenemememdendir.Yabancýsý olmasam da olduðumu baþkalarýna hissettirmek hoþuma gider çoðu kereler.Nedenini bilmem ama þoförler,simitçi deðnekçi,trafik polisi hep sinirlidir.Bir kez olsun,yüzlerinin gözlerinin güldüðüne þahit olmadým. Cebeci de oturduðum zamanlarda banliyö trenine binerdim.Yeniþehir’den sonra Kurtuluþ gelirdi.Tek duraktý gideceðim yer.Bunun için trene pek bilet alarak binmedim.Yolcularýn çoðu da biletsizdir,bilet almadan binerler vagonlara.Kondüktör sonradan keser biletlerini,o da yolcu varacaðý duraða gelmeden kondüktöre yakalanýrsa.Çocuklar iyi takip eder kondüktörü,her durakta biletçinin bindiði vagondan atlayarak;biletçinin olmadýðý vagona binerler.Gideceði yere kadar bedavadan,büyük bir eðlence içerisinde atlaya,zýplaya gitmiþ olurlar.Ankara’ya geldiðim ilk zamanlarda hep bilet aldým;fakat biletim hiç kontrol edilmedi.Tek duraktý çünkü.Bazý zamanlar kondüktörün olduðu vagonu tercih ederdim,her ne hikmetse de bana sýra gelmeden Kutuluþ’a gelmiþ olurduk,biletim de imzalanmamýþ olurdu.Bunun için kondüktörün yanýna gidip biletimi imzalattýðým çok olmuþtur.,Ýþ çýkýþlarýnda ana baba günü gibidir Yeniþehir Ýstasyonu.Kayaþ ve Sincan taraflarýnda oturanlar büyük bir sabýrsýzlýkla trenin gelmesini beklerler.Tren durmadan kapýlara atlanýr,durduktan sonra da kapýlar açýlýr açýlmaz,inenlerin de inmelerini engelleyerek oturacak yer kapmak için birbirleriyle savaþýrlar.Bazýlarý savaþý savaþmadan kazanmýþtýr.Oturaklarýný yanlarýnda getirirler.Koltuk kapanlarýn yüzleri gidecekleri yere kadar camdan taraftýr.Hiç baþlarýný kaldýrýp etraflarýna bakmazlar.Nedeniyse ya bir yaþlý görür göz göze gelirim korkusudur.Vicdanlarýnýn baskýsý altýnda kalmakla koltuklarýný kaybettikten sonra ayakta kalmanýn sýkýntýsý arasýnda kalmak istememelerindendir kafalarýný kaldýrmamalarý.Ayakta kalmýþsanýz en rahat yerler,sýrtýnýzý dayayabileceðiniz,kapýnýn iki yan tarafý ile vagonun baþý ve sonudur.Yazýn rüzgar kapýdan içeri girdikçe,ara sýrada açýk kapýdan kafaný çýkarýrsan,kendini lunaparkta eðleniyormuþ gibi hissedebilirsin.Eðer bunlarýn haricinde sýradan bir yerde ayaktaysan.gideceðin yere kadar bel aðrýsý ve sýkýntý çekmen ,ter içinde kalman kaçýnýlmazdýr.Trenlerde yolculuk yapan bu insanlarýn fakirlikleri,ruh halleri giysilerine,yüz hallerine yansýmýþtýr.Renkli kýyafeti olana pek az rastlanýr.Herkesin kýyafeti siyah yada gri tonlardadýr.Yüzleriyse her an kavga edecekmiþ izlenimi yaratýr sizde..Ýþte Sýhhiye…. Anlatmakla bitmez…Onu daha iyi tanýmak için ondan olmak, yaþamýna dair ayrýntýlarý da bilmek lazým gelir. Her zaman Sýhhiyeden binerim otobüse trene metroya. Trenin,otobüsün gecikmeleri hoþuma gitmiþtir hep.Pek aldýrmam geçen zamana,kendi kendime ,gelmeseler de olur ben burada kalýrým,oyalanacak bir þeyler bulurum elbette derim.Bu yazdýklarýmda böyle anlarda resimleþmiþtir.Hep içimden bir ses sabýrsýzlýk etse,”gelse þu otobüs, tren ”diye dirense,yine içimden baþka bir ses karþýlýk olarak ”ne çýkar,burada kalabalýkla,aðaçlarla,kuþlarla,havayla baþka otobüslerle rüzgarla kalýrým”.”Hepsinin ayrý söyleyecek sözü,ayrý tadý vardýr.”derim. Otobüs beklerken,ne kadar sýcak,ne kadar yaðmurlu olursa olsun,kapalý durakta hiçbirþey yapmadan zamanýnýn öldürenlere þaþarým.Gün dediðimiz þey aslýnda ne kadar kýsa.On dakika,onbeþ dakika gibi bir zamaný sadece beklemeye ayýran;on onbeþ dakikasýnýn bomboþ geçmesine aldýrmayan,zamanýn ölüp gitmesine nasýl katlanýr? Oysa ki insan hemen her an bulabildiði kadarýyla yaþamalý.Gelen geçen insanlara bakmalý.Baþýný omuzlarý arasýna kýsarak bir þeyi görmeden bir þeye bakmadan,dolaþmamalý.Gidip Ulus’u Kýzýlay’ý dolaþmalý.Aðaç,rüzgar,soðuk ,sýcak bizi tadýn diye baðýrýyorsa,durakta veya baþka bir yerde saplanýp kalmayý anlamam. Sonra niçin insanlarý seyrederek mesut olmayý beceremeyiz.? Kulak misafirliðinden tarifsiz bir tat alýrýz da ,insanlara hikayeler yazmayý beceremediðimiz için onlarý görmekten,sadece seyretmekten pek zevk almayýz..Ama niçin çalýþalým bir kere.Belki olur belki olmaz,o baþka iþ.Kim bilir belki de iþe kulak karýþmadan-deyim yerindeyse-göz misafirliðinin de ayrý bir tadý vardýr.Sonra bunun tiryakisi olur insan.Sonra otobüs duraklarýnýn haricinde sýrf bu iþ için mekanlar aramaya baþlarsýn. Sigarayý býrakmadan önceki gözlem mekaným ,Sýhhiye köprüsünün Strazburg caddesi giriþindeki Nail Emminin çay ocaðýydý.Ýyi demlenmiþ,bir bardak çayla içtiðim sigaranýn eþliðinde yaptýðým misafirliklerden tarifsiz zevk alýrdým.Þu an sigara içmiyorum.Allah onunla beni bir daha dost kýlmasýn.nail Emminin oraya pek gitmiyorum.Nedenine gelince orasý sigarasýz çekilmez de ondan.Mekan bol Ankara’da Yüksel caddesindeki banklar,Metin Abi ile oturduðumuz Yeniþehir Ýþ Bankasý Þubesinin kenarýndaki oturaksý çýkýntýlar… Ve sýcak simitle içilen ayran… Yaþamýn güzelliðidir aslýnda etrafý tanýmak,neler olup bittiðine anlamak.Ýstediði yaþam güzelliðini her an duyabilir insan.Hatta geciken treni,otobüsü beklerken,onlarla yolculuk ederken bile ,yeter ki, her þeyi,insanlarý duygularýmýzý,tabiatý sevelim.Bir çocuðun dýþ dünya karþýsýnda duyduðu hayranlýk olsun içimizde.En küçük bir yaðmur damlasýna bile ilgi duyalým.Böyle yaþarsanýz otobüs duraðýnda ,istasyonda,kuyrukta on dakika içinde dilerseniz hatýralarýnýzýn dünyasýna kayýp gider;yýllar önce yaþanmýþ bir anýyý yeni baþtan yaþarsýnýz.Dilerseniz,kaldýrýmdan geçen insanlarý seyreder,kafanýzda hikayelerini kurar;kurar da sonra yine kendiniz okursunuz. Nebi Akgüngör
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Nebi AKGÜNGÖR, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |