Deðiþim dýþýnda hiçbir þey sürekli deðildir. -Heraklitos |
|
||||||||||
|
Öðrenmenin sadece okulda olduðu gibi bir anlayýþa sahibiz. Halbuki öðrenme doðduktan hemen sonra baþlayan bir olaydýr. Bebeðin ilk aðlamasý akciðerlerine hava dolmasý içindir, kýsa zamanda çevresini algýlamaya, yakýnlarýný tanýyýp gülücükler göndermeye baþlar. Birkaç ay sonra, önce emekleyip, her þeyi elleyerek tanýr, sonra iki ayaðýnýn üzerinde tay tay durur, kendini dengeler, duramayacaðýný anlayýnca hemen yere oturur, tutunur, yürümeyi dener, çok dikkat eder, düþer, deðiþik pozisyonlarý dener. Bunlarý yazmamýn nedeni bir bebeðin öðrenme için nasýl çaba harcadýðý, duyu organlarýný nasýl kullandýðý, yaptýðý þeye nasýl yoðunlaþtýðýný anlatmak içindi,görenler çok iyi bilirler. Ýlkokul ve orta okul birleþtirilip sekiz yýllýk ilköðretim yasasý çýkmadan önce ilkokul öðrencilerinin öðrenme becerileri, dikkatleri öðretmenleri rahatsýz etmiyordu. Okuma yazma öðretmek ve okula yeni baþlayan birinci sýnýf öðrencilerine sýnýf disiplini kazandýrmak zaman alýyor olsa da, öðrencilerin öðrenme istekleri vardýr. Sýnýfta öðretmeni dinleyen,onun söylediðinin doðruluðuna kesin inanan, ödev yapmadan akþam yatmayan ilkokul öðrencilerinin içinde kendinizi ve yakýnlarýnýzý hatýrlamaya çalýþýn. Öðrenciler ilkokulu bitirip veya bugünkü sisteme göre, ilköðretimin ikinci kademesine geçince çevreye ve arkadaþ iliþkilerine daha fazla zaman ayýrýyorlar. Okulda geçen zaman sýkýcý gelmeye baþlýyor. Sýnýfta öðrenci, yukarýda söylediðim gibi, öðretmeni dinler görünüyor, anlatýlana yoðunlaþamýyor, sonuçta öðrenmiyor, öðrenmediði için sýkýlýyor, çalýþmak istemiyor, ucunu kaçýrdýðý þeyleri yakalayamýyor, mutsuz ve baþarýsýz oluyor. Öðrenme, kiþinin isteði ile olabilir, öðrendiði þeyler ona bir farklýlýk kazandýrabilir. Bu günün telekomünikasyon araçlarýnýn çok geliþmiþ olmasýna karþýlýk, bire bir öðrenme yine geçerlidir. Okuyarak, dinleyerek, CD seyrederek öðrenme hep eksik kalmaktadýr. Belki sýnavlarda geçecek kadar numara, puan almak mümkündür, ama öðrenmenin kendisi bir amaç olmalýdýr. Öðrenilenlerin yeri geldiði zaman kullanýlabilmesi, baþka bilgiler ile harmanlanmasý, öðrendiklerini kiþinin kendine mal etmesi, öðrenmeyi amaç haline getirmekle ancak mümkün olabilir. Öðreten ve öðrenen karþýlýklý birbirini anlamaya çalýþmalýdýr ki bir aktarým olabilsin. Ne demektir anlamaya çalýþmak; bilgiyi aktaran, vermeye çalýþtýðý bilginin alýcýdaki alt yapýsýný bilmelidir. Örnek vereyim: Bir öðrenciye Küme kavramýný vermemiþsek, daha önce öðrenmemiþse, birinci derecedeki denklemin çözümünü (x elemanýdýr Reel sayýlar kümesinin ) þeklinde soramayýz. Belki öðrenci tahtada yazdýklarýmýzý defterine geçirir, ne olduðunu bilmeden. Burada anlama söz konusu olmayýp, alt yapýnýn eksikliði önemlidir. Öðrenci öðrenmek isteðini duymalýdýr ki, öðreneceði þeye yoðunlaþabilsin. Beynimizdeki düþünceler bizi çok çabuk farklý þeylere kaydýrabilir, ne olduðunu anlamadan pek çok þeyi dinleyemediðimizi fark ederiz. Ýþte bu nedenle ancak ÝSTEK bizi yönlendirebilir. Dinlemek,öðrenme isteði kiþiyi yönlendirse bile, anlamak gibi bir çetin ceviz karþýmýza çýkmaktadýr. Dinledim, anlamadým, ayný kiþiyi bir daha dinleme þansým yok, konunun devamýný nasýl anlayacaðým? Öðrencinin çözümü vardýr; öðretmene, anladýðýný zannettiði arkadaþýna sorabilir. Bu durum öðrenme isteði olan kiþi için geçerlidir. Diðerleri ise ipin ucunu býrakýrlar, uçurtma alýr ipi gider. Hayatýmýzýn her anýnda bir þeyler öðreniyoruz. Bunlarýn sýkýcý olanlarýný,gerekli olsalar bile, öðrenmiyoruz, çünkü gerekliliðinin farkýnda deðiliz. Öðrenme bir çaba ister, beynimize kaydedilmesi gerekir, daha sonra kullanýlmasý için. Yakýn çevrenizdekilerle biraz konuþun, ayný zamanda öðrenmiþ olmanýz gereken durumlar, bilgiler için nasýl farklý yanýtlar alacaksýnýz. Bir kaçý “ ben hiç hatýrlamýyorum”, “ bunlarý hiç okumadýk” , diðer bir kaçý “ nereden çýkarýyorsun bunlarý “ þeklinde yanýtlar verecektir. Bilgiler, davranýþlar öðrenildikleri zaman kalýcý olabilirler. Statiksel verilerin akýlda tutulmasý gerekmez, ama kullaným yerlerinin öðrenilmesi gerekir. Öðrenmeyi okula, sýnýfa hapsedersek, iþte o zaman sýkýcý olacaktýr. Ders konularýnýn içinde sýkýcý olanlar vardýr, ama ders, okul, öðrenme, dinleme gibi hepsini bir çuvala koyarsak, üç yaþýna geldiði halde yürüyemeyen, beþ yaþýnda konuþamayan, saðlýklý çocuklar için örnek veriyorum, çocuklara benzeriz. Çocuklar, yürümek için, konuþmak için, öðrenmek için, her þeyi sorarak ne kadar çok çaba harcýyorlar. Beþ duyu organýmýzla öðrenmeliyiz. Nasýl? Kulaklarýmýzla anlatýlaný duymalýyýz,yani kesin duymalýyýz, duymak için çaba harcamalýyýz. Gözlerimiz anlatýcýyý görmeli, onun yüz ifadesini, bakýþlarýný, vücut dilini görerek hissetmeliyiz. Bazý öðretilerde anlatýcý maddenin tadýný, kokusunu hissettirmeye çalýþýr. Maddenin fiziksel özelliklerini anlatýr. Anlattýðý konu içinde geçen olaylarý, zaman dilimini yaþatmaya çalýþýr. Ýþte tüm bunlarla seferber olursak , konuyu anlarýz, öðreniriz, kendimizin olur, gerektiði yerde kullanabiliriz. Hepimize anlama ve öðrenme baþarýsý diliyorum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Güven Uluköse, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |