biliyorsunuz daha önce pýrasa üzerine manifesto yapmýþtým!..okuyan oldu ise hatýrlar,okumayanlar ise kaçýrmýþ olur...

kaçýrýn valla,bana dönün hepiniz!..aklý olan kaçýrýyor zaten...ya da aklý olaný kaçýrtýyorlar!..akýl ne yapsýn,bunca sýkýntýnýn,bunca derdin içinde!..elbette kaçacak,bir yerlere gidecek,rahatlayacak,dinlenip dizginlenecek,sonra geri dönecek!..geri dönmezse eðer,yandýk efendim,yandýk!..akýlsýz kulu ne ederler,Osman’ýn külliyesine týkarlar de mi!..týkýldýk olduk zaten de,Osman’a mazhar olamadýk henüz!..

Osman köprü olmuþ,yatmýþ deniz üstüne!..
paralarý toplar,koyar þeyimin þeyine!..

oh haaa...patlýcan dedim,pýrasa dedim,gittim nerenin neresine!..anlaþýldýðý üzere,sýyýrtmýþým kafayý desenize!..ben bilmez miyim,dediniz bile!..

neyse,gelelim patlýcana!..mor patlýcana!..ah rengine yandýðým patlýcan,niye pahalandýnýz böyle!..daha üç beþ ay önce üç beþ liraydý kilonuz,þimdi olmuþ üç katý!.iyi de maaþým üç katýna çýkmadý ki,nasýl alacaðým seni,nasýl koyacaðým tencere içine!..dedim de,gittim pazara,patlýcanlar bana bakar,ben patlýcanlara...bayaðý bakýþtým patlýcanlarla derken caným
çekti nedense!..özledim herhalde!..

ne demiþti Birhan Keskin:

“Sevgilim sabahýn erkenini sever”

ben de patlýcanýn uzununu severim dedim,eðildim tezgahýn üstüne..üç tane ince uzun patlýcan seçtim...kaç lira dedim,altý lira dedi tezgahtar...tanesi iki lira yani!..gülünü seven dikenine katlanýrmýþ ya,patlýcaný sevince parasýna da katlandým...katlana katlana yollandým eve!..

evde üç kiþiyiz
üç patlýcaný yiyip deveye döneceðiz
size ne
kime ne!..

:))