Hata! Klavye baðlý deðil. Devam etmek için F11'e basýn... |
|
||||||||||
|
Resim yazýsý ekle YAÐMURUN SESÝ HOÞ GELÝR TOPRAÐA Önce kara bulutlar yükselirdi Karþý tepelerin ardýnda Giderek kararýrdý Gökyüzü Yorulmuþuz ellerimizde çapa Islanmayý da aramazdýk Tuz deðildik ya Eriyecek Çok korkuturdu beni Göðü baþtan baþa yaran þimþek Ve de gök gürültüsü Her gün baþlardý kýrkikindiler Baharýn en güzel ayýnda Nisanda Yetiþemezdik bazen tarladan eve Yoktu Kuru giysilerle bile Deðiþtiremezdik üstümüzü Ne yaðmurlar yaðardý eskiden Ne çok korkardým ben Gök gürültüsünden ………………………………………………………. Yaðmur yaðýyor. Arada azalsa da memlekete gidinceye kadar da durmadan yaðdý. Arabanýn camýna vurup süzüldükçe yaðmur damlalarý, topraðý suladýkça ben mutlu oluyorum. Bir þarký vardý geçmiþten aklýmda kalan. Ýlk iki dizesinde “Yaðmurun sesine bak/ Aþka davet ediyor…” diye baþlýyordu. Bu yaðan yaðmur beni aþka falan davet etmiyor. Baþka hayaller kurduruyor bana. Güzel ekin olacak bu yýl. Þimdiden yeþil bir halý gibi serilmiþ bozkýrýn topraðýna. Allah afattan korusun çiftçinin yüzü gülecek. Meyvelerini taþýyamayacak aðaçlarýn dallarý. En çok da kayýsýyý severim ben. Geçen yýl hasret kaldýðýmýz kayýsýdan da bol bol yiyeceðiz. Memlekete gidip gelinceye kadar çisil çisil ve de usul usul yaðan yaðmur bana bu hayalleri kurduruken hiç gök gürlemedi. Gürlemedi; ama yaðmurun yaðýþýný arabanýn camýndan seyrederken bir çocukluk aným geldi gözümün önüne. Çocukluk dediysem de o zaman sanýyorum on üç on dört yaþýnda varým. Teyze oðlu Ömer’le yaþlarýmýz yakýn, akran sayýlýrýz. O ilkokuldan sonra okula gitmese de tatillerde köye gelince çoðu zaman onunla gezerim, arkadaþlýk ederim. Evden çýktým, teyzemlerin evine doðru gidiyorum. Arada bir ev var zaten, dedemin evi. Tam evin kapýsýna yönelecekken teyzemin sesini duydum. Tandýr damýndan geliyordu: -Nereye gidiyorsun kurban olduðum? -Size geldim teyze, Ömer evde yok mu? -Yok, tarla sürmeye gitti. Öðlen yaklaþýyor, karný da acýkmýþtýr. Çýkýnýný hazýrladým, ha götürsen ne var. -Hangi tarlada teyze? Uzaksa neyle götüreyim. - Karaçalý’da, ahýrda bizim eþek var, çýkar getir, ben de ekmek çýkýnýný alýp getireyim. Eþeðin üstünde ne semer var ne de bir çul. Sýrtý yanýr olmuþ eþeðe bindim. Teyzem, elime azýk çýkýnýný, bir de kurumuþ söðüt dalýndan ince çubuðu verdi. -Yaðmur da geliyor ya kuzum, Ömer’im acýkmýþtýr, tarla sürüyor, ver de gel! -Tamam teyze, sen merak etme. Ömer’e, eþek sýrtýnda azýk götürmekten çok “Traktörü belki verir de tarlada biraz sürerim.” diye düþünüp neþeyle köyün dýþýna, Karaçalý’ya doðru sürüyorum eþeði. Sürüyorum ya göðe baktýðýmda gökyüzünü kara bulutlar kaplamýþ. “Þimþek çakýp gök gürlemeden, yaðmur baþlamadan tarlaya ulaþýrým. Tarlada da vagonetin altýna sýðýnýrým.” düþüncesiyle biraz da acele ediyorum. Þimþek henüz uzaklardan çakýyor. Tarlaya vardýðýmda teyze oðlu , traktörün sesinden sesimi duymuyor, ancak traktörün yönü benden yana dönünce el sallayýp “Geliyorum, vagonetin yanýnda bekle!” diye baðýrýyor. Azýk çýkýnýný ona verdikten sonra “Traktörle bir iki de sen dolan.” demesini bekliyorum; ama herhalde acemiliðimden dolayý korkmuþ olmalý ki sesi çýkmýyor. -Ben, bohçayý akþam getiririm, bak yaðmur geliyor, sen bir an önce köye dön! -Boþ ver, yaðmurdan sonra da giderim, yaðarsa da vagonetin altýnda yatarým. -Yok yok, yaðmurun ne kadar süreceði belli olmaz, haydi teyze oðlu sen git! Benim de içimde bir korku var ya, hemen eþeðe binip yönünü köye çeviriyorum. Bu arada kara bulutlar tam tepemde. Yaðmur damlalarý düþmeye baþlýyor. Hani köylerde derler ki “Yýldýrým eþeðe pek düþermiþ, eþek murdar hayvandýr.” diye. Pek çok hurafe gibi bu saçmalýk da benim çocuk aklýmda yer etmiþ. Oysa düz arazide yýldýrým eþeðin üstüne murdarlýðýndan deðil araziye göre yüksekte olduðu için düþebilir. Ben , bu korkuyla bir taraftan eþeði çubukla dehleyip bir taraftan göðe bakarken bir þimþek çakýyor ki tepemde, gökyüzü baþtan baþa ýþýk çizgisiyle kaplanýyor. “Ýþte gittim þimdi!” diye eþeðin boynuna doðru eðiliyorum. Gökyüzünde müthiþ bir çatýrtý. O yaðmurda sýrtýmdan ter akýyor korkudan. Ýki üç kez tekrarlanýyor bu þimþek ve gök gürültüsü. Yaðmur, beni sudan çýkmýþ sýçana döndürse de yýldýrýma çarpýlmadan köye, teyzemlerin evine ulaþýyorum. “Gece aynaya bakma bahtýn kapanýr, salý günü yola çýkma sallanýrsýn, akþam týrnak kesilmez, hamamlýða iþeme cin çarpar, korkut geliyor, öcü var….” diye diye korkularla geçerse çocukluðunuz þimþek çakýp gök gürleyince de korkmanýz çok doðal. Bunlarý düþündüm köye giderken. Yaðmur damlalarý arabanýn camýna vurdukça yaðmurla yaþadýklarým geldi aklýma. O sýrada boz toprak yeþermiþ , yaðmura minnettar, bize de gülücükler atýyordu sanki. "Esintisinde bir samyelinin bir ömür boyu Rahatlatýyor tüm sevgiye muhtaçlarý þu yaðmur taneleri" Þair ne güzel söylüyor. Suya muhtaç topraðý yeþerten, sevgiye muhtaç gönülleri rahatlatan yaðmur, çisil çisil yað, bereket yaðdýr, sel olup akma, toprak sindirsin seni, bassýn baðrýna.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Numan Kurt, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |