Türban ve Giyim Kuþam Paranoyasý
(Hulki Can) 24 Ocak 2007 |
Toplum ve Birey |
| |
Günümüz Türkiye’sinde ise kökeni paganizm, yahudilik ve hristiyanlýða kadar giden türban ve XIII. yüzyýl hristiyanlýk modasý olan pardösüden bozma tesettür kýyafeti güya islami bir örtünme modeli olarak tekrar hortlar ! Neyse ki, derken gökten üç elma düþer. Biri bu öyküyü yazana, ikincisi okuyana, üçüncüsü de türbanzede kýzlarýmýza. Onlar erememiþ muratlarýna, biz de çýkmayalým kerevetlerine
|
|
|
Söz özgürdür. Düþünce özgürdür. Bildirim özgürdür. Evrensel Yaratýcý, herkesin kalp diline, gönül diline göre konuþur. Tanrý kitap yazmaz. Ýnsanlara kitap vermez. O sadece yüreklere ve düþüncelere seslenir. Kitaplarý insan yazar. Kalemi tutan eldir.. Elyazmalarý ciltlenir, kitap olur.
Hiçbir düþünce, hiçbir söz, herhangi bir dilin –ister ibranice, ister latince, ister arapça- dilbilgisi kurallarýyla sýnýrlandýrýlamaz, kýsýtlanamaz, çevirisi engellenemez.....
Ýnsanýn hayat ve yaþama hakkýndan daha kutsal ne olabilir? Sevgi ve yaþama sevincinden daha kutsal ne olabilir? Oysa küresel düzenin dinsel ve siyasal egemenleri bu kanýda deðillerdir.....
Tanrý’nýn bizim için çaba sarfettiðini zannediyorum. Biz çaba sarfetmiyoruz.
Biz onu aramýyoruz, Tanrý bizi arýyor.
Biz onu sevmiyoruz, Tanrý bizi seviyor.
Biz ona inanmýyoruz, Tanrý bize inanýyor.
Ufka bakýnýz; orada þafak söküyor. Çabuk davranýn, güneþ iyice yükselmeden yola koyulun. Bu sabýr, çalýþma, iyilik, istenç ve sevgi yoluyla kurtuluþtur; insanlýðýn donmuþ düþünce kalýplarýna etki ederek ve maddeyi denetim altýna alarak, tüm insanlarýn onur, saygýnlýk ve özgürlüðünün temelini atacak olan akýl ve bilgi yoluyla kurtuluþudur.
|
|