Konuş ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Kısa bir tanımını da es geçmeyelim bu arada. ''Beşinci kol; 'Ajanlık, casusluk, psikolojik savaş gibi faaliyetlerdir'. Klasik düzende ordular dört kol halinde yürüdükleri için, bir toplumu içten çökertmeye yönelik faaliyetlere "beşinci kol" denmektedir.'' Beşinci kolun en büyük özelliği pek de iyilik dolu bir kol olmamasında gizlidir, zaten kendisini de şimdiye kadar kimselerin görmediği için gizli olması normaldir... Her hangi bir eylem yaptığı zaman bağlı olduğu ülkeler adına, kimsenin onu görme şansı, anlama şansı fazla yoktur. Tabi bu duruma birinci ve ikinci kollarda çok bozulmaktadır. Biz neden bu beşinci kol kadar popüler olamıyoruz diye de hayıflanmaktadırlar duyduğumuza göre... Beşinci kol zaman zaman su gibi para da harcar, zaman zaman da adam harcar bozuk para gibi... Kimse de hesap sormaz, soramaz. Soranı bir tokatta yere serer yine o beşinci kol. Duyduğumuza göre yakında altıncı kol ve yedinci kol da çıkacakmış, belki o zaman beşinci kolun pabucu da dama atılabilir. Sizin ya da benim kollarımız en fazla kaç santimdir, olsun olsun elli ya da altmış santim, oysa bu beşinci kolun uzunluğu kilometrelercedir, hatta kilometre kelimesi bile hafif kalır, binlerce kilometre demek lazım... O binlerce kilometre ötelerden bir tokat patlatır o uzun koluyla vallahi devletlerinde, insanlarında nasıl feleği şaşar, feleği şaşmakla da kalmaz alt üst olur toplumlar... ''Son yıllarda Batı dahil bütün insanlık cinsellik, pornografi, uyuşturucu, alkolizm gibi toplumları kanser eden organize beşinci kol faaliyetlerine muhataptır.'' Özellikle görsel basın, televizyonlar, gazete ve dergiler aracılığı ile toplumumuza bir sürü ahlaksızlık pompalanmaya çalışılmaktadır. ''Türk toplum yapısında yeri olmayan insan tipleri, aile modelleri ve sosyal ilişkiler medya tarafından idolleştirilmektedir. Dizilerde ve reklâmlarda verilen 'tip'ler ortalama Anadolu insanının ne fizyolojik, ne ekonomik, ne de kültürel özelliklerini taşımaktadır.'' Birbirinin aynı bu saçma sapan dizilerde en önemli konu ya aşktır ya da mafyavari yapılanmalardır. Bu saçma dizilerde, ne bir ezan okunması, ne bir namaz kılan adam, ne de yediği yemeğe besmele ile başlayan bir erkek, kadın ya da çocuk görmezsiniz. El altından da dedikodu yayarlar toplumda ''Bu dizi Türkiye'nin gerçeklerini anlatıyor, mutlaka izlenmeli.'' diye... Beşinci kol, her ne kadar dördüncü koldan bir sonra gelen kol ise de dördüncü kolu da şimdiye kadar ne gören ne de duyan olmuştur. Ülkelerin satılmış kalemlerine ulaşır çoğu kere, kilit noktalarda adamları vardır. O adamların vasıtası ile ülkelerde kaos ortamı yaratır, asparagas ve düzmece haberler ile... O çıkan asparagas haberleri çok dikkatli okumayan, çok dikkatli etüt etmeyenler de onlardan birebir etkilenir. Böylece gerçekler başka bir boyut kazanmış, azami çarpıtılmış olur... ''Yakın zamanlarda bir kadın derneği absürt bir çalışma yayınladı. Bu çalışma üzerinden milletimizin %40'ına ensestçi damgası vurmaya çalışıldı. Yani tanıdığınız üç kişiyi düşünün, hah, işte onlardan biri ensestçi! Hayır, kuzenler arası akraba evliliklerini falan da kast etmiyorlar.'' Bunun çok ağır ve düşündürücü bir o kadarda saçma bir suçlama olduğu gün gibi aşikar... Beşinci Kol zaman zaman yer altına bile girer de onun yer altında nasıl hareket ettiğini kimse anlamaz. Yakın zamanda bir sürü Güney Amerika Ülkesini, bir çok Asya Ülkesini, fakir ve gariban ama madenler yönünden zengin bir çok Afrika Ülkesini bu beşinci kol karıştırıp karıştırıp durmuştur. Kimi zaman bu fakir ülkelerin vatan sever insanları bu beşinci kolu keserek, budayarak kısaltma yoluna da gitmektedirler ki bu da aslında onların son derece menfaatinedir... Yerli işbirlikçileri azımsanmayacak kadar çoktur. Bu işbirlikçileri toplumun önemli kesimlerinde ki popüler insanlardan seçerler genellikle... Bunlarda yazılı ve görsel basın aracılığı ile her türlü dezenformasyonda bulunurlar toplumu ahlaki çöküntüye uğratmak için. Kemiksiz dillerinden çıkan cümleler ile birilerini aşağılar, hiç hakkı olmayanları da yüceltmeye pohpohlamaya gayret gösterirler. O sebep ile diyorum ki halkımız çok uyanık olmalıdır. Aile her toplumun ve de Türk Toplumunun en küçük yapı taşı ise, her ebeveyn de ailesine sahip çıkıp, korumalı, bu ahlaksızlıklara da asla prim vermemelidir. Çocuklarımızın da bizim de geleceğimiz buna bağlıdır...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |