Seviyorum, öyleyse varım. -Unamuno |
|
||||||||||
|
’’NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "Türkiye ve Yunanistan yıllardır önemli NATO müttefikleridir. İttifak ruhu ve uluslararası hukuk temelinde Doğu Akdeniz’deki durumu çözmenin bir yolunu bulmalıyız." dedi.’’ BASINDAN Tuz ruhu değil bu, yetmiş yıldır süregelen NATO Ruhu... Hani müttefikiz ya, hem Sam Amca ile hem de ufak tefek yavruları ile... Macron birader ile, Angela Yenge ile üzerinde güneş, bazen batan bazen batmayan ülke ile... Ne NATO imişsin be sen! Srebrenitza’da katil Sırplar, Müslümanları şehit ederken, üstelik sen de oradayken, hiç sesin çıkmadı ama... Bizler bir araya gelsek de ruh mu çağırsak, ne yapsak? Başka türlü adam olacağı yok, bu NATO Ruhunun. Eyyy NATO Ruhu! Geldiysen üç kere tahtaya vur tık tık tık, biz anlarız... Yoksa, yoksa, durun söylemeyin sakın, ruhunu şeytana mı sattı bu NATO? Görünen köy kılavuz istemiyor. ’’Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi.’’ Yok, yok geride getirmemiştir iblis o ruhu... Anlamazlar bunlar. Anlamaz bu NATO’cular... NATO kafa nato mermer, kafalar kalın. Girmiyor bir türlü... Sen git bizim düşmanlarımıza TIR’larca silah ver, onları üstümüze sal, sonra NATO Ruhu... NATO’nun ruhsuzluğu desek daha mı doğru olur sanki? Benim gözümde tuz ruhu daha değerli, hiç olmazsa temizlikte işe yarıyor... Gazi Mustafa Kemal Atatürk tam bağımsızlıktan yanaydı her zaman. Bunun içinde ekonomik ve siyasi bağımsızlık birlikte düşünülmelidir... ’’Bağımsızlık benim karakterimdir.’’ cümlesini bazı karaktersizler in, iyi anlaması lazım... Bana silah ver, sonrada NATO dışında ki savaşlarda bunu kullanamazsın, diye şart koş. Yemezler, yemememiz lazım... Dört tarafım düşmanla çevrili, beni kullan bir şekilde, ama bana silah milah kullandırma... Eyyy NATO ruhu, dikkat kesil buraya, anlaşmalar olduğu halde, adalar silahlandırılıyor. Bak müttefik olduğumuz halde, Fransa, Almanya, Atina’nın çocuklarına destek veriyor. Belli ki NATO ruhu can çekişiyor, hatta ölmüş de denilebilir... Allah taksiratını affetsin, diyeceğim, o da zor, günahları da ovaları, dağları aşar... Varşova Paktı seneler önce dükkanı kapatıp kapıya kilit vurdu. Aynı güzelliği senden de yakın zamanda görürüz inşallah diyelim...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |