..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanýn en iyi tarafý ürperebilmesidir. -Andre Gide
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Yazarlar Üzerine > Þenol Durmuþ




15 Temmuz 2011
Karakteri Öldürmek  
Þenol Durmuþ
Bir komþumuz vardý. Çarþýda, pazarda, kahvede, iþten eve, evden iþe giderken dahi elinde mutlaka bir kitap olurdu.Yýllar boyu bu adamýn elinden kitap düþmedi. Hemen herkes bu insana saygý duyardý. Çok kültürlü, mülayim bir insan olarak muhitinde bir yer edindi...Sonralarý bu adamýn aslýnda hayatý boyunca bir kitap dahi okumadýðý ortaya çýkacaktý. Pasif, korkak adam toplumda saygý görmek için sürekli elinde bir kitapla dolaþmýþ, durmuþ. O saygý sayesinde semtin bitirimlerinden, serserilerinden dayak yemekten kurtulan ender semt sakinlerinden birisi olarak tarihe geçmiþti.Klasikleri övme meselesinin ucu iþte bu adama kadar geliyor...


:GFFD:
Freud yazarýn, yaratýcý çalýþmalarýyla kendisini yalnýz büsbütün çýldýrmaktan kurtarmakla kalmayan, ayný zamanda tamamen iyileþmekten de alýkoyan inatçý bir ruh hastasý olduðu kanaatindeydi. Freud bu konuda þöyle yazýyordu:

"Aslýnda sanatkar içgüdülerinden kaynaklanan isteklerin tatminin reddedilmesi hususundaki dýþtan gelen zorlamalarý baþlangýçta kabul edemediði için gerçeðe sýrtýný çeviren ve sonra sýnýr tanýmayan isteklerine ve erotik duygularýný bir hayal aleminde serbestçe tatmin yoluna koyulan bir kimsedir. Fakat o bu hayal aleminde gerçek dünyaya bir dönüþ yolu bulur. Sahip olduðu kabiliyetlerle o bu hayallerini yeni bir gerçeklik kalýbýna döker ve insanlar onun eserlerini gerçek hayatýn deðerli bir yansýmasý olarak kabul ederler ve onun görüþlerini haklý bulurlar. Böylece o dýþ alemde gerçek deðiþiklikler yapmak gibi dolambaçlý bir yol tutmaksýzýn, belirli bir yol izleyerek kendini dilediði kahramanýn, kralýn, yaratýcý sanatkarýn ve ya sevgilinin kiþiliðine sokar."

Diðer bir görüþte de sanatýn bir nevroz olduðu teorisi, insanýn hayalleriyle inançlarý arasýndaki iliþki meselesini ortaya çýkarmaktadýr. Roman yazarý, sadece hikayeleri anlatan, yani hayatýna caný istediði gibi þekil veren geniþ bir hayal gücüne sahip bir çocuða olduðu kadar, kendini tamamen hayallere kaptýrmýþ olan ve umutlarý, korkularýyla dolu hayal alemini gerçek alemden ayýrt edemeyen bir adama benzemiyor mu?" diyor bazý eleþtirmenler.

Belki de yazarýn en zor iþlerinden biridir karakter yaratmak mevzusu. Gerçi bir bakýma bizim yazarlar aslýnda çok þanslýdýr. Bu toplumda karakter yönünden sýkýntý çekiyorum diyenin belki de gözlerinde bir sorun vardýr. Çevremiz karakterler ile tamamen sarýlmýþtýr. Yaþadýðýmýz dünyayý toz pembe görüyorsak, tabiki bunlarý farkedemeyiz. Ya da kendimizi toplumdan soyutlarsak, sabah iþ, akþam ev dersek, dünya yansa umrumda bile olmaz diye düþünürsek kendi karakterimizle baþbaþa kalabiliriz. Aile bireyleri, yakýn akraba ve arkadaþ çevresiyle ortak bir karakter dünyasýnda yaþarýz ve bu da bizim yazýn dünyamýzý oluþturur. Orhan Pamuk'un Ýstanbul romanýnda olduðu gibi anneannesinin fincanlarýný anlatarak Nobel ödülüne kavuþuruz.

Ya da Ahmet Ümit'in bir romanýnda olduðu gibi binlerce yýl evvel Mýsýr'da geçen bir aþk hikayesini o yýllarý yaþamýþçasýna anlatýrýz. Sonra da Selim Ýleri çýkýp "Edebiyatýmýz tamamen öldü. Hakkýn rahmetine kavuþmuþtur. Ben gelecekten ümidimi kaybettim." der kestirir atar.. Karakter olmadýðý zaman iþte bu yazarlarýn karakterleri ortaya çýkýyor misali. Edebiyatýmýzda yaratýlan karakterlerin yüzde yüzü de iyi insanlardan oluþmuþtur. Bazý istisnalar hariç genel durum budur. Hep iyi insanlar. Devletin kurumlarý iyidir. Polisi, askeri þehit mertebesindedir. Eski alimler, þairler, düþünürler evliya ayarýnda insanlardýr. Yedisinden yetmiþine, kadýný erkeði bütün insanlar iyidir. Bunlar için þiirler, romanlar yazýlýr.Memleket, defalarca iç savaþlara girip çýkmýþtýr ama kimin umurundadýr.Bir dönemin Yeþilçam filmleri.Zaten çok iyi bilinir.Bu edebiyattan ne filmler çevrilmiþtir, gayet iyi bilinir...

Bir diðer sorunda çoðunluðun klasiklere sýðýnma anlayýþýdýr. "Savaþ ve Barýþý bir haftada bitirdim diye böbürlenenler, bir yana "Suç ve Cezayý" sende okudun mu diye soranlar bir tarafa "Bana kalýrsa dünya edebiyatýnýn en iyi eserlerini Ruslar vermiþtir" diye ahkam kesenlerde gülünç duruma düþtüklerinin farkýnda bile olmamýþtýr.

Bir komþumuz vardý. Çarþýda, pazarda, kahvede, iþten eve, evden iþe giderken dahi elinde mutlaka bir kitap olurdu.Yýllar boyu bu adamýn elinden kitap düþmedi. Hemen herkes bu insana saygý duyardý. Çok kültürlü, mülayim bir insan olarak muhitinde bir yer edindi...Sonralarý bu adamýn aslýnda hayatý boyunca bir kitap dahi okumadýðý ortaya çýkacaktý. Pasif, korkak adam toplumda saygý görmek için sürekli elinde bir kitapla dolaþmýþ, durmuþ. O saygý sayesinde semtin bitirimlerinden, serserilerinden dayak yemekten kurtulan ender semt sakinlerinden birisi olarak tarihe geçmiþti.Klasikleri övme meselesinin ucu iþte bu adama kadar geliyor...

Elbette klasikler deðerlidir, okunmasý gereklidir ama hayatý onlardan öðrenecek bir durumuzda söz konusu olamaz.Her yazar kendi coðrafyasýnda yaþadýklarýný, o insanlarýn sorunlarýný, ihtiyaçlarýný devletin topluma bakýþ açýsýný ve uygulamalarýný yansýtmýþtýr.Ben bir bekçi Kemali, iþkenceci komiser Zekiyi, þarapçý Ýsmeti, kalleþ Muhtarý, dümbük hoca efendiyi Ruslardan ya da Fransýzlardan mý öðreneceðim?..Ya da onlarý bana Tolstoy mu veya Hugo mu tanýtacak.Bizim toplum ve insanlarýný Avrupalýlar yüzlerce yýl evvel defterden silmiþtir.Onlar bir barbarýn seyir defterine göre hareket etmez. Bu da gayet iyi bilinir.

Okur yazar iliþkileride çok ilginçtir.Tencere, kapak misali bu yazarlarýnda bir okur kitlesi vardýr.

Yenilerin, aþk, bunalým, satanist yazýlarýnýn yaný sýra eskilerin geçmiþte kalmýþ, küflenmiþ toplumsal yazýlarý da bir hayli renklidir...Kýrsal bölgelerden ot gibi fýþkýran, tezek kokulu þiirler, yazýlar da çok renklidir. Hele Beyoðlu barlarýnda þarkýlar gibi söylenen anason kokulu þiirler de baþ döndürür

Sýradan yaþamlar, hikayeler okuru elbette sýkar.Sýradan yaþam öyküleri genelde can sýkýcýdýr...Acý çekenlerin hayat hikayeleri, mevzularý daha cazip gelebilir. Ama bu acýnýn arabesk soslu olmamasý önceliklidir..Ezilenlerin, büzülenlerin, becerilenlerin yaþamý daha ilgi çekicidir.Okunmasý da çok zevklidir..Ýyi bir okura bu acýlar zevk verebilir.Ýç dünyasýnda, bir huzur, ferahlýk yaratýr...Doyumsuz hazza ulaþabilir.En azýndan bir parça yaþamak istediði o acýyý o heyecaný hissetmek bir anlamda sanalda olsa oraya ulaþabilmenin bir yoludur.O insanlar, yaþamlar okurun umurunda bile deðildir.Sadece merak ve tatmin meselesi...Okuma zevki, deðmeyin keyfe..

Yaþadýðý bu hayatý, insanlýk sevgisini herhalde bir yazardan öðrenecek hali yoktur...Elbette iyi bir okur bunlarý önceden sorgulamýþtýr..

Meraklý bir okur olduðu için okur...Ýnsanýn en mahrem saklý yanlarýný, bilinçaltýný, yaþamlarýný merak ettiðin için okur...Yazar da zaten bunu bildiði için yazar...Cesaretinin izin verdiði ölçüde bunu sergilemekten, yansýtmaktan kaçýnmaz.

Yazar yazdýkça rahatlar, okur okudukça mutlu olur.Ortak yönleri bir hayli çoktur.Bir elmanýn iki yarýsýdýr.Ahbap çavuþ iliþkisi gibi de denilebilir... Bir bakýþ açýsý olarak deðerlendirilirse bu iliþkiye Hakim, Sanýk iliþkisi de denilebilir.Okuru "Hakim", yazarý da "Sanýk" statüsünde deðerlendirebiliriz.Anlattýðý hikaye ile Hakimi ikna eden Suçlu kesinlikle iyi bir yazar adayý olabilir...

Edebiyatýmýzýn geleceði için mutlaka saðlam karakterleri bulmak gerekiyormuþ. Her ne olursa olsun eðer edebiyat ile uðraþýyorsak mutlaka karakter yaratmamýz, onu bulmamýz illaki þartmýþ. Freud'un dediði gibi, yazarýn görevidir. Mutlu olmak istiyorsa içimizdeki o insanlarý geleceðe, yeni nesile taþýmak istiyorsa yazar, bunu yapmalýdýr.

Sahtekar bir insan karakter olarak konu yapýldýðýnda yazar onu sadece yaptýðý eylemin derecesinde yansýtýrsa bu yeterli olmayabilir. Bu sahtekar karakter tipi hemen hemen her yerde vardýr. Ve insanlar bu tipe alýþkýndýr. Okuyucuya bu karakter banel gelebilir. Çünkü okuyucu doyumsuzdur. Adeta aç bir kurttur. Onu sürekli doyurmak yazarýn görevidir. Eðer bunu baþaramazsa bu aç kurt bir gün yazarý yer bitirir.

Yani bir bakýma edebiyat yaþamý sona erer. Ýþte bu sahtekar karakteri yakaladýðýmýzda onu geliþtirmek þarttýr. Bir heykeltraþ gibi onu yontmak, onu güzelleþtirmek gerekir. Peki biz ne yapacaðýz? Bu sahtekar adamý daha büyük bir sahtekar haline getirmeliyiz. O üç yalan söylüyorsa bin tane de biz ilave etmeliyiz. Ona ortak olmalýyýz. Yeni sahtekarlýklar, planlar oluþturmasýna yardým etmemiz gerekir. Kapasitesini, yeteneðini, hýrsýzlýðýný çoðaltmalýyýz. Onu büyük bir sahtekar haline dönüþtürmeliyiz. Hatta bu da yetmez daha fazlasýný baþarmalýyýz. O sahtekar adamý aþarak onun yerini biz almalýyýz. Onun bile aðzýnýn açýk kalmasýna neden olmalýyýz. Okuyucu bile okuduðunda dünyanýn küfürlerini bize saydýrmasýný saðlamalýyýz. Tabii ki bunu da sonra büyük bir olgunlukla karþýlamalýyýz.

Freud'un dediði gibi bazen de karakterin ruhuna girmektir yazarýn görevi. Aslýnda bir bakýma çok zevkli ama bir o kadar da yýpratýcý zor bir durumdur bu aþama. Bir polisin veya bir subayýn, gardiyanýn ruhuna girmek, onu yazmak.Onun iç dünyasýna girmek, onun gibi düþünmek, o kýlýða girmek... Onunla bütünleþmek, yaptýðý iþkenceye þahit olmak. Onunla beraber jopu vurmak, elektriðin dozajýný arttýrmak, küfür etmek. Bunlarý yaparken garip bir hazza, doyuma ulaþýr yazar. Bir insanýn otoritenin, o acýmasýzlýðýný yaþamak, bilakis iþkenceyi artýrmak, ortak olmak, o iþkenceci görevliye yol göstermektir yazarýn görevi. Ýþkencecinin yüzde on olan performansýný yüzde yüz oranýna çýkartarak sahneye, okuyucunun gözüne "Al da gör ulan bu memlekette neler oluyor, Allahýn belasý okur" demektir yazarýn görevi.

Tabiki bunlarý yaptýktan sonra normal dünyanýza döndüðünüzde yoldan geçen insanlarýn size þaþkýnlýkla baktýðýný da farkedebilirsiniz. Artýk farkýnda olmadan kendi kendine konuþan, bazen gülen halleriniz olmuþtur. Diðer karakterleri de yavaþ yavaþ sahneye çýkartabilirsiniz. Otobüs þoförü ve yolcularý.Hain muhtar, emekli Rüstem efendi, bakkal Ahmet, imam Cevat, memur Kemal vs.

Sonunda bütün karaterlerin ayný kiþi olduðunu fark edersiniz.Meslekler, mevkiler, konumlar deðiþiktir.Zengin, fakir, iþçi, köylü, memur fark etmiyordur..Zaman süreci farklýdýr.Fakat o kiþi aynýdýr.Bütün bu karakterleri ayný aþamadan geçirmelidir yazar. Karakterler ve olay örgüsü bu aþamadan sonra okuyucunun gözüne daha bir canlý gelebilir. Çünkü ortalýk karaktersiz karakterler ile dolmuþtur.

Yaratýlan o dünya ve karakterlerini sahneye koymak, sonra da bir sandalye çekip karþýsýna oturup seyretmek. Yarattýðýnýz bu dünyayý sahnede izlerken bazen gülmek, bazen de aðlayýp zýrlamak aþamasý iþte yazarýn aldýðý en büyük ödüldür.Bir dünya yaratmýþ olursunuz.

Tek kazancýnýz da budur. Kendi kendinizi mutlu etmiþ olursunuz...


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ---
Gönderen: Þenol Durmuþ / , Türkiye
17 Temmuz 2011
Birazda gülümseyerek düþüncemi yansýtmaya çalýþýyorum sevgili Vildan haným...Eh o kadar edebiyat saçmalýklarýndan sonra böylesine de analizler olmasý normaldir diye düþünüyorum...Çok teþekkür ederim...Sevgiler, selamlar.

:: :)
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
17 Temmuz 2011
Eveeettt...Sevgili Durmuþ, poetikasýný aktarmaya devam ediyor ve çok da iyi oluyor. Biraz editoryal(!) gözatmalarla ders kitaplarýna girecek, yazar adaylarýna yol gösterecek bir dizi oluþuyor galiba. Zorlu geçen haftalar nedeniyle sitelerde dolaþamýyordum, az kalsýn bu yazý da kaçacakmýþ.Þu yazý üstüne ne çok söylenecek söz var, yorum kutularýna sýðmaz. Erteleyelim, bekleyelim devamýný. Sevgiler...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar üzerine kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ey Yazar Adayý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


Þenol Durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.