Hayat Ne Garip Ait hissettiğim bir yer olmasa da hayatta, Ne evimdeyim, ne yurdumdayım şu anda. Kendimden, alışkanlıklarımdan, sorumluluklarımdan çok uzakta, Gece on ikiye gelirken saatimin yelkovanı akrebi, Kasımın onu ile on biri arasında bocalıyor tarih hanesi.
Pencere kenarında bir çalışma masası, Abajurun loş ışığı, Bir dolma kalem, Defterimden yırttığım bir cilt, Sarı saman yapraklar...
Loş ışığın yanılgısı, Pencereye yansıyan güzel bir kız sureti, Daha derininde ışıklar; Evlerin, sokak lambalarının, arabaların, Bana büyüleyici gelen o renk cümbüşü: Beyaz, sarı, yeşil, mor...
Birbirinden farklı olan, Farklı hayatlar yaşayan milyonlarca insan...
Ne garip değil mi? Çıkmazları, çaresizlikleri, imkansızlıklarıyla, Değişimiyle, süregenliğiyle, Karanlığı ve onlarca rengiyle, Hayat ne garip.