• ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Politik Olaylar ve Görüþler |
401
|
|
|
|
Saf yani kurumsallaþmamýþ haliyle muhalefet kavramýnýn özüne ikinci. Bakýþ |
|
402
|
|
|
|
hak araken hak gasp etmek. tek anlatmak istediðim bu. umarým iþe yarar. |
|
403
|
|
|
|
Türkiye de bu topluluða defalarca müracaat etmiþ ve fakat ne yazýk ki her defasýnda birçok sudan bahanelerle müracaatý kabul edilmemiþtir.
Üstelik henüz daha bir çözüme ulaþmamýþ olan Kýbrýs Sorunu devam ederken Kýbrýs Rum Tarafý bu birliðe üye olarak alýnmýþtýr. Tabii bunda sonradan bu birliðe üye olan Yunanistan’ýn da etkisi büyük olmuþtur.
Ama gelin görün ki ayný Yunanistan, ülke olarak bu gün iflasýn eþiðine gelmiþtir. Ve hatta iflas etmiþtir. |
|
404
|
|
|
|
Amaç bir “belirsizlik ortamý yaratarak”, kendi sunduklarý alternatifi halka kabul ettirmek. Halký askeri darbeyi “ister hale” getirmeye çalýþýyor. Kaos yaratarak, ülkede güvenliði yok ederek, güvenlik açýðýný askerle kapamayý istiyorlar.
|
|
405
|
|
|
|
Iyi o zaman köprünün diðer tarafýna adam koyun, çýkandan da bir akçe alsýn! |
|
406
|
|
|
|
Türklük için komünizm ne ise þeriatçýlýk da odur! |
|
407
|
|
|
|
12 Eylül faþizmi, askeri vesayet rejiminin sadece bir sonucuydu ve biz, bunu görmezden gelemeyiz. Onun için, bu vesayetçi despotizmi referandumda tarihin çöplüðüne gömmeye mahkumuz ve çocuklarýmýzýn geleceði için buna mecburuz. Asýl mücadele de ondan sonra baþlayacaktýr. 12 Eylül’deki referandum, bir son deðil, demokratik mücadele açýsýndan bir baþlangýç olarak görülmelidir… |
|
408
|
|
|
|
O,aymaz gerici kafasýyla hayal edip,özlemini duyduðu tek þey;eðitimsiz,donanýmsýz,bir parça kuru ekmeðe mahkum kalacaðý þimdiden besbelli üç cocuklarýn,biraz büyüyüp kandýrýlmaya müsait hale geldiklerinde,beyinlerinin yýkanýp Atatürk’ün Cumhuriyetini yok etmeye çalýþacak isyancýlar yetiþtirilmesinin peþinde. |
|
409
|
|
|
|
Merhaba.. Toplum Tabana Vurursa baþlýðý altýnda günümüz Türkiye Toplumunu yorumlamaya çalýþtýðým yazýmdýr. Yorumlarýnýzý beklerim . |
|
410
|
|
|
|
1986 yýlýnda Çernobil’de yaþanan nükleer felaket daha dün gibi zihinlerde güncelliðini korurken ABD ve Rusya arasýnda START antlaþmasýnýn devamý niteliðinde nükleer baþlýklý silahlarýn sayýca azaltýlmasýný ön gören yeni bir antlaþmanýn imzalanacak olmasýyla konu tüm dünyada önemini bir kez daha hatýrlatarak, ilgili olabilecek tüm platformlarda uzun uzadýya ele alýnýp, tartýþýlacaða benziyor bugünlerde. Konuya muhtemelen ilk önce askeri ve güvenlik stratejisi açýsýndan yer verilecek. |
|
411
|
|
|
|
Merhaba.. Türkiye Yüksek Adalet Meclisi ( TYAM ) kavramýnýn deðerlendirilmesi noktasýnda bu kavramý tekrar görüþlerinize sunuyorum, yorumlarýnýzý beklerim .. |
|
412
|
|
|
|
Hükümet yandaþý medya ve mensubu yazarlar el üstünde tutulup uçaklardan inmezken muhalif yazarlarýn alaþaðý edilmesi hangi hukuka ve insanlýða sýðar,neyle nasýl izah edilebilir anlamakta zorlanýyorum. |
|
413
|
|
|
|
Ma hêzek, yan partîyek, bi þîara "yek parti, yek serok, yek nerîn" a xwe, li ser netewekî û hemî partî û hêz û rêxistinên wî gelî de ferz bike, qey pir rewa ye û yan jî, ew çawa demoqratîk dibe?
|
|
414
|
|
|
|
Bugün içinde bulunduðumuz politik ve toplumsal durumumuz Türkiye’de bizzat yaþayan bir çok insanýn düþündüðünün aksine pek de iç açýcý deðil. Tabi bunu onlara anlatmak bu gerçeði düzeltmenin tek yolu aslýnda. Türkiye’de seçimler yaklaþýyor ve yurtdýþýnda Televizyonlar ve gazeteler aracýlýðýyla bu maratonu takip ederken Türkiye’nin bazý gerçeklerine gülmek, bazýlarýna ise aðlamak geliyor içimden... |
|
415
|
|
|
|
Parti içi gerçek demokrasi uygulanabilirse; her kadro ve her delege, demokratik bir ahlak ile davranýþ sergileyebilir ise; her konu ve her karar, en demokratik bir tarzda konuþulup, tartýþýlabilir ise, hiç bir problem yaþanmadan, tüm sorunlarýn hakkýndan gelinebileceðine inanýyorum. Eleþtiri ve özeleþtiri mekanizmasý, en samimi duygularla, içtenlikle doðru bir þekilde iþletilebilirse, bu sosyal bilimsel yöntem sayesinde, sayýsýz donanýmlý insanýmýz, hýzla yetiþecek ve sonuçta kazanan toplumuz olacaktýr. |
|
416
|
|
|
|
Türkiye’nin kimsenin topraðýnda gözü yoktur . Kimsenin de Türkiye’nin topraðýnda ve çýkarlarýnda hiç gözü olmasýn . Biz barýþ istiyoruz, kimseden bir þey istemiyoruz, kimsede Türkiye’den istemesin .
Beklentimiz, isteðimiz budur …
|
|
417
|
|
|
|
Þimdi, Leh yazar Sienkiewicz'in ünlü romaný Quo Vadis?'in sayfalarýný çevirelim.
Aziz Petrus'un, Roma'dan Neron'un zulmü yüzünden kaçarken çoktan çarmýha gerilmiþ Ýsa'ya rastladýðýnda, þaþkýnlýkla sorduðu soruyu hem yönetenlere, hem yönetilenlere soralým:
Petrus: "Quo Vadis?" (Nereye gidiyorsun?)
Ýsa: "Roma'ya, yeni baþtan çarmýha gerilmeye gidiyorum çünkü sen benim kurtaracaðým insanlarý býrakýp kaçýyorsun."
Gökten üç elma düþmüüüþþþ.... Biri Neron'un, biri Ýsa'nýn, diðeri de kaçmaya koyulmuþ Aziz Petrus'un baþýna...
|
|
418
|
|
|
|
Merhaba. Her Þeyi Ben Bilirim Hastalýðý üzerine bir yazý yazmaya çalýþtým, yorumlarýnýza sunarým . |
|
419
|
|
|
|
Büyük yazarlar, ülkelerinde ikinci hükümet’ gibidirler.” Bu nedenle, hangi rejim olursa olsun önemsiz yazarlarý sever, asla büyük yazarlarý deðil” demiþ Aleksandr PUÞKÝN yayýnlanan bir röportajýnda. |
|
420
|
|
|
|
Açýk denizlere çýkmak için boðazlardan geçmek lazým. ' Þu boðaz harbi yok mu var mýdýr dünyada eþi ' demiþ Üstad. Acaba Üstad olayýn bu boyutunu düþünmüþ müdür? Hanýyaðma Ýran kültüründe vardýr. Türk kültürüne de geçmiþtir. Yemek verildikten sonra ziyafete katýlanlar sofrada kullanýlan çatal, kaþýk, tencere gibi ne varsa alýp götürürler. Yaðma genlerimize iþlemiþtir. |
|