Hrant Dink'i Anarken
Dürüst ve güven verici kişiler ne yazık ki, toplumda sözde seviliyor ve çok çabuk harcanıyor. geriye de kısa süreli ağıtlar yakma kalıyor.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Dürüst ve güven verici kişiler ne yazık ki, toplumda sözde seviliyor ve çok çabuk harcanıyor. geriye de kısa süreli ağıtlar yakma kalıyor.
Her dakika her saniye kirleniyoruz biz insanlar ve tabiat... Bir reklamdan yola çıkarak kaleme alındı bu yazı...
Aslında her şey pekala bitebilir Gelmesi gereken zamanından geç de gelmeyecek Yanıldın be Nostradamus
Bakıyorum hem özel hem de devlet televizyonunun kanallarına, yarışma programları olsun, şov programları olsun, büyük çoğunluğu yabancı kaynaklı. Amerikan, İngiliz ya da bir başka milletin programları. Parasını verip lisans anlaşması yapıyorlar, sonra da seyircinin önüne atıveriyorlar. Bu lisans anlaşmaları da öyle kelepir ve ucuz şeyler de değil bilesiniz,
Milli Eğitim Bakanı değişti. Sayın Selçuk iyi bir hatipti. Çok da güzel saptamalar yapıyordu ve hâlâ bu performansını koruduğunu da düşünüyorum. Ancak yaptığı saptamalar doğrultusunda bakanlığı süresince değiştirdiği tek şey ders kitapları oldu.
An itibariyle insanlık yanıyor, onur yanıyor, karakter yanıyor, vicdan yanıyor, merhamet yanıyor, ahlak yanıyor, ama gel gör ki, yöneticiler kendi etraflarında dönüp durarak suçlayacak birini arıyorlar.
ABD - Rusya pardon Ukrayna - Rusya çekişmesini görünce bir kez daha Mustafa Kemal Atatürk'ün önemini anladım. ABD nasıl da Dünya'nın hakimi olmuş fark ettiniz mi? Her alanda ama her alanda ABD hükümetinin dediği oluyor.
Fatma Nine'nin siyasi içerikli rüyaları devam ediyor.
Bırakın koltukları, koltuklar arasındaki boşluklarda bulunan basamaklar dahi tıka basa doluydu. Bütün basamaklar tıkış tıkış insan doluydu. Sadece basamaklar değil, salonun en arka kısmında ayakta bulunan yüzlerce tiyatro sever saatlerce ite kaka oyunu izlemeye çalıştı. Belki de bir o kadar seyirci yer bulamadığı için evine dönmek zorunda kaldı.
-Onun gibi tevazu sahibi bir insan kolay kolay şikâyette bulunmaz. Yıllardır buraya gelir giderim, ancak onun sırtındaki kambur pek dikkatimi çekmezdi. Tâ ki şu ana kadar Evet, düşünüyorum da onun sırtında kambur vardı, hem de iki tane. Ben onun kamburlarına değil, ağzından çıkan hikmet dolu sözlere bakardım.
Ayran dedim de aklıma geldi: Vakti zamanında Gıyaseddin adında aksi mi aksi, huysuz mu huysuz, lafı anında tokattan beter insanın yüzüne vuran, nezaketten nasibini almamış, çok bilmiş bir bucak müdürü varmış.
Dört kez evlenip boşanan müdürümüz, ilk eşini çorabı kaçık diye, ikinci eşini çorba pişiremiyor diye,