Yaþam hoþtur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiþtir. -Asimov |
|
||||||||||
|
Ayaklarýmýzýn sesinden baþka bir ses duyulmuyor. Sonra, ince bir siren sesi yankýlanýyor kulaklarýmýzda... Kýyamet günü geldi de, Ýsrafil kutsal borusunu öttürüyor sanki... Yine kaçýyoruz. Tam önlerine geldiðimizde birden bire kapanýyor kapýlar. Ya yetiþirsin, ya da beklersin tünelde... Kaçýrman da, beklemen de anlýktýr. Biri gider, bir diðeri gelir hemen ardýndan. Ama kaçýrdýðýna asla binemezsin. Hep ötekidir gelen, bir baþkasý... Bir baþkasý da asla "o" olmaz, içindekiler "onlar" olamaz. Yaþayacaklarýn baþkadýr, renklerin, kokularýn, coþkularýn, acýlarýn baþkadýr. Sevgiler bile bir baþkadýr, týpký onlarýn ve çaðrýþýmlarýn baþka olacaðý gibi... Yalnýzlýðý, bir günah gibi sýrtlarýna giyen üç beþ kiþi daha geliyor; sessizce geliyor hepsi... Gözleri çok eskilerde kalmýþ bu suskunlar asla günah çýkarmýyor. Bir uðultu duyuluyor çok derinlerden, kapkaranlýk girdaptan gelen ve zamaný durduran bir uðultu. Hýzla yaklaþan ýþýk huzmesi rutubetli duvarlarýn intiharýný aydýnlatýyor. Ve bir ayrýlýk gibi hep hazýrlýksýz yakalanýyoruz, sarý benizli bu yorgun trene... Zamanýn içinde kaybolan insanlar hýzla zamanlarýna dönüþün þaþkýnlýðýyla bakýnýyorlar etraflarýna... Sanki yüzyýllýk bir uykudan uyanmýþlar da, hiç tanýmadýklarý, daha önce hiç görmedikleri ve bilmedikleri bir zamana varmýþlar. Þaþkýnlar, ürkekler ve hâlâ suskunlar. Kapýdan çýktýklarý an büyük gürültüler içinde yalnýzlýklarýný unutacaklar. Kapýlar yalnýzlýða ve eski zamana açýlýyor. Kapýlar gölgelere, anýlara, düþlere açýlýyor. Herkes yalnýz ve herkes yalnýz yol almak istiyor. Düþlerini yalnýz kurmak, anýlarda tek baþýna gezinmek istiyor. O sarý ve çið yalnýzlýðýn kahredici acýsýna nedense çok yakýþýyor. Bütün çizgiler, bütün yaþanmýþlýklar gözler önünde, zaten kimsenin de saklamaya niyeti yok. "Yok" zamaný yaþýyorlar onlar, "yok" zamana doðru yol alýyorlar birlikte ve belki de "yok" olmak istiyorlar. Cam kenarýnda oturmak istiyor herkes, oysa ne bir ýþýk, ne bir renk var camlarýn arkasýnda. Kapkaranlýk, ýslak duvarlar bile görünmüyor karanlýkta. Güneþ çok yukarýlarda kaldý, topraðýn altýndayýz, öldük ve zamanýmýz gelinceye kadar dolaþacaðýz bu ýssýz trenle birlikte. Yoo, hayýr ölmedik henüz, ama çok yaklaþtýk ölüme... Onun soðuk yalnýzlýðý tenimizde geziniyor. Hani derler ya, "insan öleceði an bütün hayatý bir film þeridi gibi geçermiþ gözünün önünden", iþte o anlarýn tadýný yaþýyoruz. Bütün hayatýmýz deðil elbette gözler önünden geçen... Sadece yalnýzlýðý, suskunluðu öðreten aþklar, ayrýlýk geceleri yaþanýyor, yeniden ve yeniden... Siyah bir çember deðil bu, etrafýnda dönüp durmuyoruz, yol alýyoruz sürekli. Evet, simsiyah bir sarmal bu, hep kendine doðru çekiyor bizi, hep karanlýða ve hep yalnýzlýða... Sarmalýn uçunu hiç bulamýyoruz. Camlara vuran gölgeler bile yorgun. Karanlýkta hýzla yol alýyor, sahipleri yok olan gölgeler... Güneþe ve gürültüye varmaya çok az kaldý. Güneþe ve gürülteye varmak mutlaka gerekiyor mu? Hýzla geçiyor öteki tren yanýmýzdan. Hani bizim biraz önce kaçýrdýðýmýz o diðeri... Hýzla geçiyor yanýmýzdan kalabalýk... Hýzla geçiyor yanýmýzdan tanýdýklarýmýz, tanýmadýklarýmýz. Bütün yüzler birbirine karýþýyor, bütün yüzler birbirinin içinden geçiyor. Hep birilerine benzetiyorum onlarý. Belki benzetmiyorum da hatýrlýyorum sadece. Hüzünlü bakýþlar gözlerime çivileniyor. Yalnýzlýða hiç üzülmüyorum. Aðýrlaþýyor tren, gidebileceðimiz tek perona girdik bile... Sonsuzluðun içindeki yolculuðumuz son buluyor. Zamanýmýzý tamamladýk ama inmek için hiç kimsenin acelesi yok. Kalabalýk belki de çok ürkütüyor bizi... Yalnýzlýðýmýzýn içinde sonsuza kadar gitsek, hep gitsek... O simsiyah sarmalýn ucunu hiç bulamasak. Derinlere, çok derinlere insek topraðýn... Güneþin saçlarýmýzý aydýnlatamayacaðý, tenimizi ýsýtamayacaðý en derinlere kadar yol alsak... Ölmesek de, ölüm anýný yaþasak hep... Acýtmayan yalnýzlýðýmýzla biz yok olsak... Üç dakikalýk yolculuk, üç dakikalýk yalnýzlýk ve üç dakikalýk ölüm aný. Sonsuzda yol alýyor, zamaný durduruyor, en güzeli de ölüm anýný yaþayarak; menekþeli öpüþlerin tadýyla ürperiyoruz. Adresimiz belli. Geliyoruz, hiç korkusuz. Merhaba gün ýþýðý... Ýç yolculuðumuz bitti...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Serhan Altýparmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |