..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir kýþ sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uðramadan geçmiyor. -Hal Borland
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Yeraltý > ömer kýrat




11 Nisan 2007
Hilkat Garibesi  
ömer kýrat
Daha önce günlüðüme giriþini yazdýðým öykünün tamamý...


:CDJH:


Hayatý öyle tuhaftý ki "dýþ görünümünün tuhaflýðý" yanýnda önemsiz kalýyordu. Yanýnda "önemsiz" kalmasýndan rahatsýz olmayan iyi komþu "hayatý"nýn günlerinden bir gün, yaþadýðý “çölleþme kurbaný madenci kasabasýna” gelen yabancý bir adam herþeyi deðiþtirecekti...

Siyanürle altýn rafine edilen bu kasabada doðan Hilkat, yüksek oranda siyanür içeren DNA'larýn mizah duygusuna has bir güzelliðe sahipti. Kasabaya gelen yabancýnýn ise aklýndaki en son þey bir hilkat garibesi ile dost olmaktý.

- Tam da ucubelere göre bir yer.
...diye söylenerek kasabanýn ana caddesinde ilerleyen yabancý, ortamýn sessizliðinden ürkmüþtü. Görünürde kimsecikler yoktu.

Bu sýrada burnundan sarkan sümükle ilgilenen Hilkat, sümüðünün bile, çirkinliðine dayanamayarak aktýðýný düþünerek üzülüyordu. Ana caddede birisinin ilerlediðini görene dek bu üzücü düþünce zihninde kaldý bir süre...Sonra aynen sümüðüne yaptýðý gibi bu düþünceyi sümkürerek zihninden çýkardý.

Uzun süredir kimseyle karþýlaþmamýþtý. Nasýl davranmasý gerektiðini bilemedi. Birden karþýsýna mý çýkmalýydý? Yoksa arkasýndan yaklaþýp "wöeah" þeklinde tuhaf bir ses mi çýkarmalýydý, hastalýklý derecede kýsýk sesiyle...
Ayaklarýnýn dibinde duran sümük dolu kovaya baktý. Þeffaf sümükleri sayesinde ayna gibi yansýtýcý bir hal almýþtý kovadakiler... Yansýmasýný inceledi ve yabancýnýn arkasýndan yaklaþmaya karar verdi.

Az sonra arkasýnda olacaklardan habersizce ilerleyen yabancý, kasabanýn tamamen terkedilmiþ olduðunu düþünüyordu. Ne yapacaktý? Buraya yerleþip, birinin gelmesini mi bekleyecekti, birden karþýsýna çýkmak veya arkasýndan yaklaþýp ses çýkarmak için?
Satmakla sorumlu olduðu sözde güzellik kremlerini taþýdýðý bavul git gide aðýrlaþýrken az ilerdeki bara girmeye karar verdi. Gerçi içecek biþey bulamayacaðý kesindi ama gölgede oturup kafasýný toparlayabilir ve patronun neden onu buraya yolladýðýný anlamaya çalýþabilirdi. Kýzýna aþýk olduðu patronunun, bu aþký onaylamadýðýný biliyordu ama bu yüzden olamazdý. Olmamalýydý.

-Olamaaaz!

... diye baðýrdý. Ama az önceki düþünceleri yüzünden deðil, bardaki aynaya bakarken arkasýnda beliren yüz yüzünden baðýrmýþtý. Haklýydý. Bu yüz, olamayacak kadar çirkindi. Olamayan þeyler bu kadar çirkinse, bu ayný zamanda "neden varolduðumuz" sorusunun cevabý olabilirdi...

"Belki de burasý bar deðil, lunaparktýr. Ve þu anda baktýðým ayna da görüntüyü deforme eden aynalardandýr!" gibi tamamen kendini sakinleþtrimek üzere uydurulmuþ bir düþünceye sarýlmýþtý. Yeni bir din olabilecek kadar rahatlatýcý bir düþünceydi bu fakat kýsa ömürlü oldu. Zira arkasýný dönüp, yansýmasýný gördüðü þeyle yüzleþince, görüntüdeki bozulmanýn "vericiden" kaynaklandýðýný anladý...

Bir kaç saniye sonra kaçýnýlmaz olaný ertelemekten vazgeçen Hilkat, arkasýný döndü ve kendisinden korkan bu adamý daha fazla üzmemek için uzaklaþmaya baþladý. Fakat arkasýný dönmesinin görüntüsünde yarattýðý geçici düzelme sayesinde, korkudan donan adamýn buzlarý çözülmek için vakit bulmuþtu.
O an düþüncelerini odaklayan adam, neden “buraya” gönderildiðini düþünmeyi býraktý ve neden "burada" olduðunu hatýrladý. Ýnsanlara güzellik kremi satmak için buradaydý ve karþýsýndaki müþterinin kesinlikle buna ihtiyacý vardý.
Seslendi:
- Merhaba! Hey sana dedim! Duymadýn mý?

Hilkat duraladý. Yüzünü dönmek konusunda kararsýzdý. O nedenle arkasý dönük vaziyette, soruya soruyla cevap verdi:
- Ben mi?
- Evet... Baþka kim olabilir?
- Bilmem? Kim?
- Sen ya! Ne sandýn?
- Biþey mi sanmalýydým?

Bu, "soruya soruyla cevap verme"þeklindeki iletiþimin onlarý hiçbir yere götürmediðini farkeden yabancý, yerinden kalkýp Hilkat'ýn yanýna geldi. Omzu olduðunu tahmin ettiði engebeli bölgeye elini koydu. Böylece tuhaf yaratýðýn, ona yüzünü dönmesi için cesaret bulmasýný saðladý.
Uzun süredir insan eli deðmemiþ bu zavallý biçimsiz yaratýðýn içinde tuhaf bir kýpýrdanma oldu. Yabancýnýn terli ve sýcak eli, sanki omuzuna deðil de kalbine dokunmuþtu. Aslýnda tam olarak böyleydi. Zira Hilkat'ýn iç organlarý, siyanürün "özgürleþtirici" etkisi sayesinde kendilerine yaþayacak deðiþik yerler seçmiþlerdi.
Yavaþça, yüzünü yabancýya döndü. Beklenmedik yakýnlaþma ve ilgi nedeniyle içinde uyanan dostluk duygusu ile hafifçe gülümsedi. Ama yabancý bunu farketmedi. Çünkü gülümsemesi grift yüzünde kaybolmuþtu. Gerçi kahkaha atmýþ olsaydý bile, bu engebeli surattan dýþarý çýkamazdý ya...
Yabancý konuþmaya devam etmesi gerektiðine karar verdi. Kibarca kendini tanýttý ve buraya geliþ amacýndan bahsedip, diðer insanlarýn (eðer varlarsa) nerede olduðunu sordu. Hilkat da kibarca kendini tanýtmaya karar vermiþti ki aðzýndan akan salyalarý onu utandýrdý. Burada oluþ amacýndan veya diðer insanlardan bahsedemeden, zihnindeki kaçýp gitme dürtüsüne yenildi. Hýzla bardan çýkarken yabancý da arkasýndan koþuyordu...

Biçimsiz olduðu için dengesini zor bulan bu vücuttan beklenmeyecek bir hýzla uzaklaþan Hilkat, insanlardan uzaklaþmak istediðinde hep gittiði eski altýn madenine doðru yöneldi. Burasý onun sýnaðýydý ki gerçekten de yerin altýna oyulan (yerin altýna, “altýn” için oyulmasý ne ironik, tabii demir için oyulsa, ironik olmasý ilginç olurdu bu sefer...) bu maðara, nükleer bir saldýrýdan kurtulunabilinecek kadar derinlere iniyordu.
Hilkat'da sanki nükleer bir saldýrýdan kurtulmak için kaçýyormuþçasýna derinlere iniyordu, maðarada... Peþinden koþan yabancý adam madene ulaþtýðýnda, önce içeri girmek konusunda kararsýz kaldý. Sonra her kararsýz kalýþýnda yaptýðý gibi en aptalca olan seçeneði belirleyip uyguladý. Takibe devam etti...
Aþaðýsý aydýnlýktý. Zira Hilkat, eski aydýnlatma sistemini onarmýþtý. Ama havalandýrma sistemi olmadýðý için ilerlemek iþkenceden farksýzdý. Belki tek farký; madenin sizden bilgi almaya çalýþmýyor oluþuydu.

Yamuk yumuk tünellerde hýzla ilerliyordu Hilkat... Sanki vücudunun eðri-büðrülüðü, bu tünellerde yaþarken geçirdiði evrimin sonucu gibiydi. Sonunda bir zamanlar madencilerin yemek yerken kullandýklarý mekanýna ulaþtý.Nefesinin normale dönmesi için biraz süre tanýdý kendisine ve bunun boþuna olduðunu farkedip oturdu. Onunla ilgili hiçbir þey normal olamazdý.
Neden kaçmýþtý? Lanet olasý salyalarý aktýðý için mi? Böylesine kurak bir yerde bu kadar çok salya salgýlamasý yeterince saçmaydý. Bir de bu yüzden, uzun süredir karþýlaþtýðý tek insan önünde utanýlacak duruma düþmesi katlanýlmazdý. Sonra adamýn peþinden geldiðini hatýrladý. Eee? Neredeydi? Madenin içinde kendisine seslendiðini duymuþtu, durmasý için... Demek ki içerde bir yerdeydi. Olamaz! Ya baþýna biþey geldiyse? Odadan fýrlayýp, ayný anda hem korkunç hem de korku dolu olabilen gözlerle adamý aramaya koyuldu...

Bu sýrada, aradýðý kiþiyi bulamayan, üstüne üstük kendisi de kaybolan güzellik kremi satýcýsýnýn durumu, labirentte kaybolmuþ fareninkinden bile kötüydü.Çünkü labirentte aradýðý þey peynir kadar bile çekici deðildi. Gerçii öyle kokuyordu ama...

Peþinde olduðu hilkat garibesine seslendi: “Hey! Nerdesin?” Ama duyduðu güçlü yanký nedeniyle tereddüte düþtü. Baðýrmak çýð düþmesine neden oluyorsa belki bu eski madenin çökmesine de neden olabilirdi. Durum muhasebesi yapmak için durdu. Yerin metrelerce altýnda kapana kýsýlmýþtý. Yeryüzünde peþinden koþacaðý belkide son insanýn peþinden koþuyordu, yeraltýnda... Taþýdýðý ticari mallarla dolu bavul, taþýnmaz mallar kategorisine girmek üzereydi. Tam gözüne bir þey kaçmak üzereydi ki (ya da sinirden göz yaþý salgýlamak) az ilerdeki asansörü farketti. Rahatladý. Tekrardan yeryüzüne çýkmak için kabine bindi. Parmaðýný düðmeye uzattý.
Bu noktadan sonra yaþananlarý, sýrasýyla, olaydaki aktörlerin bakýþ açýlarýndan, aðýr çekimde anlatýrsak: Hilkat; adamý buldu ve kullanmaya yeltendiði asansörün bozuk olduðunu hatýrlayýnca, düðmeye basmasýný engelleme vazifesini üzerine alýp, ileri atýldý. Düðmeye basmak üzere olan adam, üzerine hilkat garibesi koþan her normal insanýn yapacaðýný yapýp paniðe kapýldý, düðmeye bastý. Üstüne taþýyamayacaðý bir yük binen her halatýn karþýlaþacaðý sonla karþýlaþan asansördeki halat koptu ve kabin, içindeki iki yolcusuyla birlikte madenin karanlýðýnda kayboldu. Artýk olayda adý geçen herkes “kayýp” statüsündeydi.


Acil durum frenleri duruma el koyup, asansörü zemine bir metre kala durdurmasa tam olarak burada bitecek olan maceralarý yeni baþlayan kahramanlarýmýz kabinden çýktýlar. Hilkat, madene kaçýp tüm bunlara neden olduðu için kendini suçlu hissederken, adam da onu uyarmaya çalýþan bu cesur yaratýktan korkup asansörün düðmesine bastýðý için vicdan azabý duyuyordu. Bu nedenle birbirlerini suçlayarak iþe koyuldular:
- Neden kaçtýn?
- Sen neden peþimden geldin?
- Kaçmana gerek yoktu.
- Senin de, gelmeni isteyen!
- Ne yapýcaz?
- Bir çýkýþ bulacaðýz. Þu yoldan gideceðiz.
- Bir madenden ancak yukarý çýkarak çýkabilirsin, biliyorsun deðil mi?
- Evet ama bu tersi de doðru olan bir yaklaþým. Çin yemeði kokusu aldýðýma göre fazla uzak olamayýz. Þuradan kazmaya baþlarsak…
- Þaka yapýyorsun deðil mi?
- Evet.

Kendinden emin tavýrlarýna raðmen madenin bu kýsmýna daha önce hiç gelmediðinden dolayý tedirgin olan tuhaf yaratýk önde, kendini "doðru yolda olduðuna emin olmadýðý bir ucubeye güvenmek" gibi tuhaf bir
durumda bulduðu için tedirgin olan adam arkada ilerliyorlardý. Sinirbozucu sessizliðe son veren güzellik uzmaný oldu:

- Demek tüm altýn bitti ve seni burada býrakýp kasabayý terkettiler he?
- Tam olarak öyle deðil. Burada hala altýn var ama toprakta bulunan nitrat tuzlarý ve sülfür nedeniyle nitrik asit ve sülfürik asit ortaya çýkýyor. Bu nedenle burada kazý yapmak istiyorsan önce bir intihar notu yazman gerekir. Ama merak etme þu anda güvendeyiz. Buralar maddenin kuru kýsýmlarý. Tehlikeli gazlar sadece yeraltý sularýnýn bulunduðu yerlerde var.
- Peki seni terkettikleri kýsmý doðru mu?
- .... Yanýnda taþýdýðýn o bavulu neden terketmiyorsun? Çünkü ihtiyacýn var. Anlaþýlan o ki bana ihtiyaçlarý yokmuþ.
- Böyle düþünmemelisin.
- Neden? Haksýz mýyým? Mesela sen yanýmdasýn çünkü buradan çýkmak için bana ihtiyacýn var. Merak etme. Ben de güzel þeylerden hoþlanýr çirkin þeylerden uzaklaþýrým. Kimseyi suçlamýyorum zaten suçlamak için bile kimsem yok...

Sessizliðin bu sohbetten daha az sinir bozucu olduðuna karar veren güzellik uzmaný karþýlýk vermedi.

Hani terslikler üst üste olur ya... Ýþte 5 yýldýr doðru düzgün yaðmur yaðmayan o bölgeye þimdi bardaktan boþalýrcasýna rahmet dökülüyordu, üstünüze tutulacak bir itfaiye hortumuna bile rahmet okuturcasýna...

Derinliklerindeki yürüyüþ ise tüm hýzýyla sürüyordu. Hilkat'ýn çýkýþ yolu konusundaki tahmini doðruydu. Madenin bulunduðu yer bir platoydu ve bu yüksek düzlüðün kuzey kýsmý, oldukça dik bir yamaçla kesiliyordu. Madenciler bunu, yerin bunca metre altýndayken bir çatlaktan yüzlerine güneþ ýþýðý vurunca farketmiþlerdi. Kazmayý durdurduklarýnda dýþarýya sadece yarým metrelik bir mesafe kalmýþtý.. Bu nedenle dýþarýya ulaþmak için biraz kazmalarý yeterli olacaktý. Sonra tek yapmalarý gereken 10 metre kadar týrmanmaktý. Yamacýn, basamaklarý andýran yapýsý nedeniyle týrmanmasý pek zor deðildi.

- Ýþte geldik.
- Nereye? Karþýmýzda bir duvar var bir çýkýþ deðil.
- Arkasý boþ! Sadece birkaç santimetre kalýnlýðýnda. Kazabiliriz. Az ilerde eski bir kazma görmüþtüm sanýrým, onu alýp geleyim.

Birkaç dakika sonra dönen Hilkat ve güzellik uzmaný duvarý delmeye baþlamýþlardý. Ancak sandýklarýndan biraz daha uzun sürecek gibiydi. Bu nedenle dönüþümlü olarak çalýþýyorladý.Sýrasýný devreden Hilkat duvara yaslanýp dinlenirken sýrtýnýn ýslandýðýný hissetti.
- Ya çok terledik ya da duvarlardan su sýzmaya baþladý! Acele et! Sanýrým yaðmur suyu bu! Zehirli gazlar artmadan çýkmalýyýz.

Fakat panikleyen güzellik uzmaný kazmayý fazla hýzlý sallayýnca sapý kýrýldý.

- Lanet olsun! Ne yapacaðýz!
- Bu sefer de sen biþeyler düþün!

Duvardan sýzan su; madenin duvarýný kaplayan kimyasallarla reaksiyona girip nitrik ve sülfürik asite dönüþmeye baþlamýþtý bile... Giysilerini aðýzlarýna kapatan ve ellerindeki kaya parçalarýyla duvarý delmeye çalýþan kahramanlarýmýzýn umutlarý tükenmek üzereydi.

Sonunda yorgunluk ve gazýn etkisiyle yere çöken yabancýya birkaç saniye sonra ucube de katýlmýþtý. Hayatlarýnýn son dakikalarýný yaþýyorlardý. Birlikte öleceklerdi ve daha isimlerini bile bilmiyorlardý. Hilkat kendini tanýttý:

- Benim adým Franquas Ýmodo...
- Ben de Pierre... Bir dakika! Ýmodo mu dedin?
- Evet. Neden þaþýrdýn?
- Bu benim patronumun soyadý!

Ortak geçmiþlerinin farkýna varmýþtý bu iki yabancý... Jacques Ýmodo yani kozmetik ürünleri üreten þirketin sahibi ve güzellik uzmanýnýn patronu, aslýnda bu kasabada yaþayan bir madenciydi. Maden kapatýlýnca hisselerini satmýþ ve þehre taþýnmýþtý. Hilkat da onun oðluydu. Ama babasý bu"tuhaf" yaratýðý yeni hayatýnda istememiþ ve henüz bir bebekken para karþýlýðý, bakmalarý için oradaki fakir bir aileye býrakmýþtý. Onlar da büyüyen ucubeden kurtulmak için evden atmýþ ve geri dönmemesi için ona gerçeði açýklamýþlardý. Babasý ise reddettiði oðlu yüzünden midir bilinmez geri kalan ömrünü insanlarý güzelleþtirmeye adamýþtý.

Pierre (Güzellik Uzmaný) neden buraya gönderildiðini anlamýþtý. Yaþlanan patronu hayatý boyunca taþýdýðý bu sýrdan ve çektiði vicdan azabýndan kurtulmak için onu buraya yollamýþtý. Belki kýzýyla evlenmesine karþý çýkma nedeni de buydu. Ucube bir torun istemiyordu. Kýzýnýn da kendisi gibi lanetlenmiþ olmasýndan korkuyordu. Bu nedenle onu, buraya, olabilecekleri kendi gözleriyle görmesi için göndermiþti. Ama Pierre bu bozukluðun kalýtýmsal kaynaklý deðil siyanür nedeniyle olduðunu biliyordu. Bu tür kimyasallarla uðraþanlarýn bebeklerinde sorunlar olduðunu okumuþtu. Zaten Jacques (patronu) kimyasallarla ilgili bilgisi nedeniyle iþe almýþtý onu...


Gerçekleri öðrenmenin verdiði güçle yerinden doðruldu. Hayýr! Böyle bitmesine izin vermeyecekti! Sadece kendisi için deðil ayný zamanda bu zavallý insan için de kurtulmalýydýlar. Fakat nasýl??? Birden aklýna okuduðu bilimsel bir makale geldi. Madenlerde kullanýlmak için geliþtirilen bir patlayýcýdan bahsediyordu. NÝTROGLÝSERÝN! Evet iþte buydu! Yanýnda getirdiði bavul, cildi yumuþatsýn diye kullanýlan GLÝSERÝN ihtiva eden kremlerle, maden ise ihtiyaç duyduðu nitrit ve sülfürik asitle doluydu.
Kendinden geçmek üzere olan Hilkat'a seslendi:

- Seni lanet olasý! Kalk! Hah hah ha! Buradan çýkýyoruz!

- Akýlýný mý yitirdin?

- Hayýr. Tam aksine dostum, aklým baþýma geldi. Çabuk þurdaki kovayý kap ve duvardan sýzan asitli suyu topla! Dikkat et bayýlma!

Franquas Ýmodo kovayý doldurdu ve ardýndan içine kremleri boþalttýlar. Daha sonra aydýnlatma için kullanýlan kabloyu söküp bir ucunu kovaya baðladýlar. Kablonun diðer ucunu ana hatta deydirdikleri anda büyük bir gürültü koptu.

Ýþte! Duvardan eser kalmamýþtý!

Ama ayný zamanda maden tünelinden de... Çünkü o kýsmý ayakta tutan tek þey o duvardý. Milyonlarca ton aðýrlýðýndaki kaya Hilkat'ýn ve güzellik uzmanýnýn üzerini örtmüþtü.
Firavun mezarýnda bulunandan bile daha fazla altýnla birlikte gömülmüþlerdi. Öldüler ve sonsuza dek öyle kaldýlar... Bazýlarýnýn tersine...

tHe EnD



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yeraltý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Pardon! Biraz Öteki Tarafa Gider Misiniz?

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kuran'a Ayak Basan Ýlk Türk
Noel Baba'nýn Gerçek Hikâyesi
Buzdolabý Adam Elma
Dinlenme Tesisi (Hac - Mahal)
Frank Einstein
A Playlist Story
Yalnýzlýk Üzerine Bir Yanýlma/yanýlsama
Ordu Olmayan Adam
Bill Clift'in Karýsýnýn Anlatacaklarý Var!
Mutlu Olmaktan Mutsuz Olan Adam

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sherlock ve Watson [Roman]
Hâlâ Emekleyen Ýnsanlýk [Deneme]
Dünya Kadýnlar Dünü [Eleþtiri]
Türban Baðlamýnda Korunmasýz Dinsel Ýliþki [Eleþtiri]
Bir Mayýs Ýþçisi Gibi Yayýlmak Meydanlara [Eleþtiri]
Numeroloji [Bilimsel]
Koçlarýn Arabalarý & Tanrýlarýn Sessizliði [Bilimsel]
Diyet [Bilimsel]
Repeat After Me: Evren, Evrem, Evre! [Bilimsel]
Ödeme Güçlüðü Çekenler [Bilimsel]


ömer kýrat kimdir?

Merhaba edebiyat aþýklarý! Edebiyata duyduðunuz aþkýn karþýlýksýz olmasýna neden olan kiþi, yani edebiyatýn gönlünü kaptýrdýðý, dolayýsýyla sizin aþkýnýza karþýlýk vermemesine neden olan kiþi olarak, büyük bir sorumluluðum olduðunun bilincindeyim. Bu bilinçle, amatör edebiyata büyük bir katký saðlayacaðýna, yeni bir soluk ve beniz getireceðine inandýðým bu sitenin üyesi olarak, üyesi olduðum ve edebiyata yeni bir beniz ve soluk getirip, katký saðlayacaðýna inandýðýmý az önce belirttiðim bu sitedeki yazýn serüvenime sizleri de davet etmekten kývanç duyuyorum ve kývancýn kelime anlamýný tam olarak bilemediðim için þaþkýnlýk yaþýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Douglas Adams, Emil Zola, Garcia Marquez, Oscar Wilde, Woody Allen


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ömer kýrat, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.