..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sanat doðaya eklenmiþ insandýr. -Bacon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Korku Romaný > Orhan TURAN




15 Haziran 2006
Dimitri (Korku - Roman)  
"Çok deðiþmiþ çok" (Ýlk dört sayfa)

Orhan TURAN


Ýntikamýn bekleme süresi bitti.


:DEDI:
Yýl 1921…

21 Mayýs 1919 yýlýnda Afyonkarahisar’ý iþgal eden Ýtalyan birliði, bu iþgaline 17 Mart 1920’de son verirken, yerini Yunan birliklerine býraktý. Bir yýl, bir ay ve 25 gün süren bu iþgal sýrasýnda, kendilerinden emin olan Yunan birlikleri iþgalin son günlerinde baþarýsýz olacaklarýný anlamýþ ve son bir çabayla ellerinden gelen iþkenceyi Afyonkarahisarlýlara reva görmüþlerdi.

Büyük Taarruzun hemen öncesinde, bir grup Yunan askeri Afyonkarahisar’ýn Çavuþbaþ Mahallesine girerek, mahalle halkýný taciz etmeye baþlamýþtý. Mahalleye giren askerler, genç kýzlara tacizde bulunup, mahalledeki yaþlýlara da çeþitli eziyetler ediyor, gençlere akýl almayacak iþkencelerde bulunuyorlardý.
Mahallede “Yok mu bize yardým edecek olan” feryatlarý duyulurken, tozu dumana katan, sesiyle tüyleri diken diken eden Türk askeri “Allah Allah” nidalarýyla bu feryada yetiþti…
Yunan askeri çil yavrusu gibi etrafa daðýlýyordu. Askerler arasýnda yaþanan panik, karþý koyma direncini de kýrmýþtý…
Türk askerinin baskýnýndan kaçan Yunan komutaný Dimitri Dimitrius, aceleyle Çavuþbaþ Mahallesi’nde bulunan eski bir eve kaçtý. Dimitrius, saklandýðý evde, Türk askerinin kendini bulmasýndan o denli korkuyordu ki, kapýnýn arkasýna dev bir yýðýnak yapmýþtý. Daha önce Kütahya-Dumlupýnar’da alýnan yenilgi nedeniyle Türklere karþý intikam hýrsýyla dolup taþan Dimitri, bir yandan içinde büyüttüðü bu intikam duygusuyla, diðer taraftan da canýný kurtarma telaþý ile yanýp tutuþmaktaydý. Ancak dýþarý çýkma umudu, yerini “sonsuza kadar o evde kalma” kâbusu ile yer deðiþtirmiþti.

























YOLCULUK


Yýl 2005…

Öðrenci Seçme ve Yerleþtirme Sýnavý açýklanmýþ ve kayýt iþlemleri baþlamýþtý. Her üniversitede olduðu gibi Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde de tatlý bir “Öðrenci Kayýt” günleri yaþanýyor, Ahmet Necdet Sezer Kampusundaki kalabalýk gençler topluluðu, yeni bir hayata baþlamanýn ilk adýmýný kayýt kuyruðunda atýyordu. Ne de olsa Türkiye’nin dört bir yanýndan gelen ve birbirlerini tanýmayan insanlar, üniversite þemsiyesinde artýk ayný kurumun üyeleri olarak eðitim ve öðretimlerine baþlayacaktý.

Korhan Baydar’ýn da sonuç kâðýdýnda Afyon Kocatepe Üniversitesi Restorasyon Bölümünü kazandýðý yazýyordu. Dershane öðretmenini tavsiyesi üzerine tercihini yapmýþtý. Kocaeli’nden ayrýlýp da Afyonkarahisar’a doðru hareket ederken, bir yandan ailesinden ayrý kalmanýn verdiði acý bir burukluk, diðer taraftan da, yeni bir hayatýn heyecaný içini kaplamýþtý. Kocaeli Tren Garý’ndan gece 01.00 trenine bindi. Giþeden aldýðý ve cam tarafýna bakan koltuðunu aramaya baþladý. Bindiði vagonun bazý koltuk numaralarý silik olduðu için okunmasý oldukça güç oluyordu. Korhan bir yandan elindeki bilette bulunan koltuk numarasýna bakýyordu. Alçak sesle mýrýldanarak oturacaðý yeri arýyordu.

-     Otuz sekiz, otuz sekiz… Hayallah… Tabi on yýlda bir tren koltuklarýný deðiþtirirlerse böyle olur. Numaralar bile okunmuyor.

Az sonra, vagonun arka kýsmýnda, çiftli koltukta oturan bir genç gördü. Biraz yürüdü. Elindeki çantayý saða sola vurarak, gence seslendi;

-     Otuz yedi deðil mi?

Genç;

-     Evet burasý

Korhan, nihayet yerini bulmuþ ve yerleþmek için hazýrlýklarýna baþlamýþtý. Önce elindeki çantayý üst kýsýmdaki rafa koydu. Daha sonra üzerindeki hýrkayý çýkardý. Çiftli koltuklardan, cam kenarýnda olan koltuða geçmek için gençten izin istedi. Nihayetinde o çok sevdiði koltuðuna oturabildi. Çok sevdiði koltuktu çünkü o, cam kenarýnda seyahat etmeye bayýlýyordu.
Ancak daha çok sevdiði bir þey vardý ki, o da çiftli koltukta yalnýz seyahat etmek… Bu bazen mümkün olsa da, Afyonkarahisar yolculuðunda “cam kenarý mutluluðu” ile yetinmek zorunda kalacaktý. Bu tür yolculuklarda en sevmediði kýsým, yan koltukta oturan kiþinin gereksiz, sýradan ve “bilindik” sorularý sorarak gündem yaratma çabasý oluyordu. Çok fazla sürmeden de korktuðu baþýna geldi ve yanýndaki genç, Korhan’a göre o bilindik soruyu sordu;

- Merhaba!

Korhan, sözlü sýrasýnda, listeden rasgele seçilmiþ gibi hissetti kendini ama cevap vermeliydi. O da ayný karþýlýðý verdi;

- Merhaba!

Yol uzundu. Kocaeli –Ýzmit arasý trenle gidiliyorsa daha da uzayacaktý. Sekiz saatlik bu yolun “Soru ve cevaplarla” geçmeyeceðini düþünerek, yanýna aldýðý mizah dergilerinden birini okumaya baþladý. Tam bu sýrada yanýndaki gençten bir soru daha geldi;

-     Yolculuk ne tarafa?

Korhan, dönüþü olmayan bir girdaba saplandýðýn düþünerek, gencin en yakýn istasyonda inmesini temenni ediyordu. O yolculuðu kendi halinde tamamlamak istiyordu. Biraz dergi okuyacak, biraz kitap okuyacak, uyku öncesinde de yanýnda getirdiði mp3’leri dinleyecekti. Ona göre, bu tür yolculuklarda, yan koltuklarla yapýlan sohbetlerin bir amacý yoktu ve tamamen gereksiz eylemlerdi. Böyleydi ama ortada da sorulmuþ bir soru daha vardý ve önce onu cevaplamasý gerekiyordu;

-     Afyonkarahisar!

Genç, Korhan’dan aldýðý bu cevapla birden tebessüm etti.

-     Ne güzel! Ben de Afyonkarahisar’a gidiyorum. Vallahi bir an, bunca yolu tek baþýma geçireceðimi sandým. Hayýrdýr, Afyonkarahisar’da ne iþiniz var?

Korhan, gencin Afyonkarahisar’a yolculuk yaptýðýný duyunca, baþýndan aþaðý kaynar sularýn indiðini düþündü. Gencin istekli ve heyecanlý bir þekilde yalnýz olmadýðýný söylemesi ise bu rahatsýzlýða adeta tuz biber olmuþtu. Kaçýþ yoktu ve biraz konuþup, uyuma numarasý yaparak ondan kurtulmaya çalýþacaktý. Gence cevap verdi;

-     Afyonkarahisar’a üniversite için gidiyorum.

Genç bu cevabý duyunca daha çok sevindi;

-     Ýnanmýyorum, bende öyle! Ben Turizm ve Otelcilik Bölümü’ne kayýt yaptýracaðým. Bu ara kusura bakma benim adým Gökhan! Sen hangi bölümdesin?

Korhan

-     Önemli deðil! Benim adým da Korhan, tanýþtýðýmýza memnun oldum. Ben de Restorasyon Bölümü’ne kayýt yaptýracaðým.

Karþýlýklý soru ve cevaplar sonrasýnda, Gökhan’la ilgili haksýzlýk yaptýðýný düþündü. Zira ayný þehre, ayný üniversiteye gidiyorlardý. Hem, daha önce hiç gitmediði bir yer için yanýnda birilerinin olmasý da onun için daha anlamlýydý. Nerede kalýnacak, nereye gidilecek, kayýt iþlemleri nasýl olacak? Bunun gibi birçok soru, son diyalogla birlikte yanýtýný yavaþ yavaþ buluyordu.

Tren Kütahya istasyonunda mola vermek üzereydi. Yolculuðun yaklaþýk 6 saati geride kalmýþtý. Kondüktör, iki saate varmaz trenin Afyonkarahisar’a varacaðýný söyleyince, iki gencin de heyecanlarý bir kat daha artýyordu.
Yol boyunca karþýlýklý soru ve cevaplar, ortamý daha samimi bir havaya bürümüþ, birbiriyle konuþmaktan þikâyetçi olmayan iki diyaloga yerini býrakmýþ. Kütahya da geride kalýrken Eskiþehir’e az bir zaman kalmýþtý… Yolculuða baþlayalý saatler olmuþ, geçen zamanda Korhan ile Gökhan arasýnda iyi bir iletiþim kurmuþtu…

Nihayetinde kondüktörün sesiyle derin sohbet yarýda kalmýþtý;

-     Afyonkarahisar’da inecekler, tren istasyona varmak üzereee!

Ýki genç anons sonrasýnda toparlanmaya baþladýlar. Korhan, konuþmaya baþlamadan önce, yanýna istiflediði mizah dergilerini çantasýna koymaya baþladý. Gökhan’ýnsa toparlayacak eþyasý yoktu. Sadece raftaki sýrt çantasýný alýp trenden inecekti. Tren aðýr aðýr yavaþlamaya baþlarken iki gençte aðýr aðýr kapýya yaklaþmaya baþladýlar. Yýllarýný geçirecekleri þehre ilk kez adým atmanýn tuhaf duygusu vardý içlerinde…
Az sonra tren durdu ve Afyonkarahisar Tren Ýstasyonu’na ayaklarýný bastýlar. Sekiz saat süren bir yolculuk sonrasýnda karýnlarýný doyurmak için, istasyon civarýnda bulunan bir lokantada yemek yemeye karar verdiler. Çantalarýný sýrtlarýný yükleyerek daha sonra bol bol soracaklarý sorulardan ilkini, gardaki güvenlek görevlisine sordular. Korhan, görevliye yaklaþarak;

-     Pardon! Buralarda yemek yiyebileceðimiz bir yer var mý acaba!

Görevli biraz mahçup ifadeyle gençlere cevap verdi;

-     Üzgünüm! En yakýn lokanta þehir merkezinde. Ancak, açlýðýnýzý simit ya da poðaça ile bastýrmak isterseniz, giriþteki büfeye gidebilirsiniz!

Ýstasyonda lokantanýn olmayýþý, onlara ilk sinir harbini yaþatmýþtý. Öte yandan en yakýn lokantanýn da, yaklaþýk 3 kilometre uzakta, þehir merkezinde olmasý, gerilimin bir kat daha artmasýna neden olmuþtu. Bu kez þehir merkezine gitmek











Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Özledim [Þiir]
Yanacaðým [Þiir]
Öncesi Yok [Þiir]
Seni Kendime Sakladým, Hepsini Bana Sapladým. [Þiir]
Bana Her Þey Seni Hatýrlatýyor! [Þiir]
Benim Adým Mabure; [Þiir]
Su ve Ateþ [Þiir]
Tüm Ayrýlýklara Dair [Þiir]
Dua… [Þiir]
Utandým Filistin [Þiir]


Orhan TURAN kimdir?

Yazarken çarptýðým kayalar, ruhumun akýþýný kemirince görüntü farklýlaþtý. Her otuzuna geldiðinde mi, muahasebe yapma gereði duyar insan. . . Cevaplanmasý gereken çok soru var þimdi. . . Allah'a af dileyerek, hayata ikinci defa baþlamak. . . Ýkinci þans da bu olsa gerek!

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.