Seviyorum, öyleyse varým. -Unamuno |
|
||||||||||
|
Yolun ucu gözükmüyordu. Bu yol boþlukta bir þerit gibi böylece uzayýp gidiyordu. Sanki tüm dünyayý dolanýyor, yine de hiçbir yere varamýyordu. Saðlý sollu aðaçlara, tepelere düzlüklere karanlýk çökmeden az önce, gece bütün renkleri alacaðýnýn ilk iþaretini vermiþ, silik manzarada, uzaklarda, canlý namýna peþ peþe kardeþ iki kýrmýzý traktörden baþka hiçbir þey kalmamýþtý. Yol,karþýdan gelen asýrlardýr yollardaymýþ gibi hýrlayan yorgun kamyonun farlarýyla su yüzü gibi parladý. O výnlayýp geçinçe de bulanýp yolcularýn sabrýna inat ayrýlýklarýn yollarla deðil, ölümle birleþtiðini söylemeye çalýþtý.Yolcularýn hepsi yollarýn ölümün ayrýlmaz parçasý olduðuna razý olmuþ ve susmuþlardý ama fersiz gözlerini uykuya teslim etmemek için direniyorlardý. Ne bir selam, ne bir ima…Bunca insanýn bir arada olduðu yerde otobüsün uðultusundan baþka hiçbir ses ve hareket yoktu, zaman güçlükle geçiyordu. Aðýzlar susmuþ, akýllar geziniyordu. Benimki geride býraktýðýmýz þehirdeki hýristiyan mezarlýðýndaydý. Uzun kýpýrtýsýz, çýt çýkmaz selviler dibinde, büyük düzgün köþeli, soðuk mermerlerine anlaþýlmaz yazýlar kazýnmýþ mezarlar, ýssýz insan bahçeleri gibi uzanmýþtý. Öyle bir ýssýzlýk ki nedeni suskunluktu, sahiplerinin suskunluðu. Artýk olmayýþlarý, hayattan gizemli mahrumiyetleri bizim için tuhaftý. -Bizi görürler mi? Yatanlar, geride istemeye istemeye tüm býraktýklarýný, zaman zaman gelen sadýk dostlarýný, kilitli bir camýn ardýndan uzanamadan izliyorlar. Kapýsý istavrozlu Anglikan Mezarlýðý yarý canlý bir bahçe gibi yeþilsiz, meyvesiz, rüzgarsýz… Zamanýn geçmeyiþi onlar için çok doðal. Hep soruyorlar: -Hiç saatin içinde kum olur mu ? -Hem de akýp duran? Unutmuþlar gibi geçmiþi… Biz de bu yolda ayný onlar gibiydik, iki yanýmýzdan akýp giden iki yarým dünyanýn ortasýnda hiçbir þeye uzanamadan, sürekli susarak, baþlarýmýz camlara yaslý ýþýklar içinde yaþayan hayata tutkuyla bakarak gidiyorduk.Bazen yol þehirleri kasabalarý bölüyordu. Durmuyorduk. Diyorduk: -Buralara varmýþ sayýlmayýz. Kentleri geçince de yol kenarlarýndan çok uzaklarda kara tepelerin eteklerinde çocukluðumda görünce yalnýzlýða kapýldýðým sarý pencereleri nokta kadar olmuþ evleri görüyor oralarda kimlerin yaþadýðýný geceleri türlü böcek sesleriyle korkunçlaþan yabani gece ortasýnda çaresiz kalmalarýna üzülüyordum.Bazen yol kenarlarýnda evler oluyor, köy evleri. Kimileri hala uyanýk, fakat dýþarýda her þey öylece kalakalmýþ, tezek kalýplarý, pulluklar, el arabalarý, birikmiþ kumlara saplanmýþ kürekler… karanlýk basýnca insan eli çekilmiþ hepsinden. Bu sessizlik hayra alamet deðil. Hiç böyle olmazdý kimse uyumuyor, insanlar tanýþmýyor, konuþmuyor, yolcular gitgide tuhaflaþýyor. Dýþardaki tehlikeli sessizliðe kapýlýyor. Bu suskunluðun sonu nereye varacak? Huzursuzluðun yerini korku alacak. Ýçe sinmeyen bir þeyler var. Herkesin her yaný baðlý herkes birbirine benziyor. Herkes þuna inanýyor: Bu yolculuk ancak bir düþte olabilir bu sessizliði ya bir felaket bozacak ya da uyanýþ. Herkes kendi hikayesini unutsun bu andan sonra durulmayacak, inilmeyecek ve yolculuða çýkýlmamýþ olunamayacak.Anlayýn. Gece tüm hayatýn renklerini alýr kýrda. Bu uðursuz yolculuk da yaþama sevincini, güzel anýlarý, bildik þarkýlarý, varýlacak yerdeki sadýk dostlarýn özlemlerini unutturuyor. Kurtulacaðýmýza dair bir iþaret yok mu? Tepelerin arkasýndan görünüverecek ay? Kendini yola atacak bir yaban hayvaný? Bizim için kendini feda mý edecek? Bir yýldýzýn kayýþý, bir iç çekiþ, bir þarký, tango kadýn sesiyle. Ölümle kalým arsýnda sessiz bir cinnette sürükleniyor yolcular. Sözlerini anlamýyoruz, derin bir kuyunun dibinden geliyor olmalý, kuþkusuz hazin bir þeylerden bahsediyor fakat kalplerimize iyileþme vaat ediyor. Diriliþ baþlayacak dalga dalga herkesin yüzüne renk,ellerine can gelecek, insanlar konuþup gülüþecek,yardýmlaþacak, çocuklar aðlayacak. Gözlere ýþýk vursun artýk. Bu þarkýyla geçmiþin acý yanlarýyla yüzleþen vicdanlarýn korkusu gözlerden silinsin. Yerine denizlere,mavi yeþil tepelere, düzlüklere ,üzüm baðlarýna olduðu gibi þafaðýn ilk aydýnlýðý vursun.Ve uzaklarda bir kabristana, yapraklarý delirten bir yel ile kendilerine yurt ara yan yüzlerce kuþ hucum etti. Cývýl cývýl, selvilerde o daldan bu dala geçip ýþýl ýþýl yanýp söndüler. Bu þarký hepimizin hayatýnýn ikinci baþlangýcý oldu rüyalarla baþlayýp gerçeklerle biten asýl hayatýmýzýn.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Selçuk Kýlýç, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |