..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir kimse, neden oltasýný, içinde tek bir balýk olmadýðýný bildiði bir göle sarkýtýr? -Adalet Aðaoðlu
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gerilim > Özkan Aksular




22 Mart 2003
Gerçek  
Özkan Aksular
Hipnoz edilen bir kiþinin uyanamayarak, hpnozla gittiði yerde kalmaya karar vermesi üzerine karanlýk bir anlatým.


:BDIB:
   ...Koþmaya baþladým. Þehir arkamdan çýðlýklar atýyor ve gökyüzü tüm korkunçluðuyla beni gecenin içinde hapsetmeye çalýþýyordu. Herþeyi geride býrakmak istiyordum. Bütün gördüklerimi ve bütün duyduklarýmý... Ýçinden çýkýlmasý zor bir labirentte peyniri arayan bir fare gibi gerizekalý hissediyordum kendimi. Kokusunu alabildiðim bir çýkýþ yolu vardý ama attýðým adýmlarýmýn altýnda gömülen toprak ve etrafýmý sarmýþ baþý olmayan küçük çocuklar beni engelliyordu. Gitmek istediðim yöne doðru deðil de tam da onlarýn istediði yere doðru son sürat koþuyordum. Beni götürmeye çalýþtýklarýnýn farkýndaydým elbette, ancak koþmaktan baþka yapabileceðim bir þey yoktu. Ne yöne doðru olursa olsun koþmak... Evet... Kesinlikle eminim ki koþmak zorundaydým.
   Gökyüzü giderek daha da fazla kararmaya baþladý ve önce beyaz ay sonra da baþsýz çocuklar bu karanlýðýn içine gömülüp kayboldu. Toprak biraz daha sertleþti ve soðuktan donan ellerim ýsýyý hissetmeye baþladý. Bütün bu artýlara raðmen hala nefes almakta zorlanýyordum ama ulaþabileceðim son yere kadar gitmeliydim. Ýçimde anlaþýlmasý zor bir istek vardý. Amacýmý ya da ne yapmak istediðimi de bilmiyordum.
   Etrafýma bakýndým. Beni takip eden herhangi bir þeyin varlýðýndan þüpheliydim. Ne olduðunu tam olarak bilmiyorum. Yere doðru çöküp topraðý yokladým. Artýk tamamen sertleþmiþti. Daha doðrusu topraktan çok yeni dökülmüþ bir asfalt gibiydi, tam olarak olmasa da, sýcak ve sert...
   Bir boþlukta gibiydim. 2-3 adým kadar ötesini görebiliyordum ve hiç bir ses yansýmasý yoktu, ya da görüntü. "Ýçinde bulunduðum durum" dedim kendi kendime, "yenik bir savaþçýnýn rüyasý olmalý."
   Ayakta öylece durarak gideceðim yönü kestirmeye çalýþýyordum. Caným bir sigara istedi. Derin bir nefes herþeyi söküp götürebilir gibi geliyordu. Söyleyebileceðim tek þey buydu. Herþeyin normale dönmesini de isteyebilirdim elbette ama normal olanýn ne olduðunu anýmsayamýyordum.
   Yaktýðým sigara elimden kayarak yere düþtü. Düþerken saçtýðý kývýlcým çakmaðýmdan bile daha fazla aydýnlatmýþtý etrafý. Kesik baþlý insanlar belirdi etrafýmda, baþsýz çocuklarla birlikte. Bir an çocuklarý kýzdýrdýðýmý ve onlarýn da ana-babalarýný çaðýrdýklarýný düþündüm. Ama nedense bu düþüncemden hemen vazgeçtim. Aklýma pek yatkýn gelmiyordu. Zaten insan dediðim þeylerin de aslýnda insan olduklarýndan emin deðildim.
   Her biri bana benziyordu. Onlarý görebiliyordum. Her ne kadar zifiri karanlýðýn içerisinde olsam da onlara baktýðýmda üzerlerindeki her detayý son ayrýntýsýna kadar seçebiliyordum. Iþýk yanýlsamasý gibi bir þeydi bu. Üzerlerindeki kan, güneþ gibi parlýyor ve etrafa kýrmýzý bir ýþýk saçýyordu. Karanlýðýn içinden yüzüme doðru vuran yüzlerce koyu kýrmýzý ýþýk süzmesi hissettim. Kafalarýnýn olmasý gereken yerden, kesik baþlarýnýn kesildiði yerden bir alamet gibi yükseliyordu, önlerine doðru süzülen koyu kýrmýzýlýk...
   Bir tanesi yavaþ adýmlarla -ki daha çok bir sürünmeye benziyordu- öne doðru çýktý. Ýçimdeki koþma dürtüsünü zar zor bastýrýyordum. Gene nedenini bilmiyordum. Koþup gitmektense orada durup onu dinlemeyi tercih ettim. Nasýl konuþacaðý konusunda bir fikrim yoktu. Bana doðru yaklaþtýkça kalp atýþlarýmýn hýzlanmaya baþladýðýný farkettim. Bu basit bir kandýrmacadan ibaret bir hissediþ deðildi. Zonklama kulaklarýma kadar vuruyordu.
   "Ne yapmamý istiyorsunuz?" diyebildim nefes almamý zorlaþtýran sancýnýn arasýndan hýçkýrýklarla seslenmeye çalýþarak. "Doðru yön neresi?"
Soðukluk arkamdan yaklaþýp belime dolanarak ikiye bölündü ve bir kýsmý sýrtýmdan dolanarak kendini beyinciðimde hissettirip yukarý doðru çýkarken, diðer kýsmý da yumurtalýklarýmý zorlayarak ayak parmaklarýma kadar inip onlarý sarmaladý. Kendimi yanlýþ bir kelimenin arkasýna saklanmýþ bir yalýnlýk gibi hisettim. Toprak tekrar çamurlaþmaya baþlamýþtý ve aþaðýdan yukarýya doðru bir kan kokusu hakimiyeti baþ gösteriyordu.
   Elini kaldýrýp kýrýk parmaklarýyla bir yöne doðru iþaret etti. Ne yönden geldiðimi bilmediðim için doðru tarafýn o taraf olduðuna emin deðildim. Ama elimde kendime inandýrabileceðim somut bir gerçeklik de bulundurmuyordum. Bu yüzden artýk gözlerimi neredeyse dýþarýya doðru fýrlatacak olan kalp atýþlarýma ve dayanýlmaz koþma dürtüsüne raðmen son bir soru sorma eylemine cürret ettim.
   "Neden?"
   Ardýndan bir cevap beklemeden gösterdiði yöne doðru koþmaya baþladým. Verilecek cevabýn tatminkar olmamasýndan öte cevabýn nasýl verileceðinden korktuðum içindi sanýrým bekleyemeyiþim.
   Arkama bakmadan koþmaya devam ettim. Ne zamandýr koþtuðumu ya da ne kadar mesafe kattettiðimi bilmiyordum. Geçtiðim yollar sanki arkamdan beni kovalýyor ve önüme geçerek tekrar tekrar ayný þeyi yaptýrýyor, onlarý geçmem için yavaþlýyordu. Önümü doðru dürüst görememe raðmen bana yaptýrmaya çalýþtýklarý herþeye nedensiz bir itaatle uyuyor ve soru sormayýp düþünmeden koþuyordum. Zaten ne yöne gideceðim ya da varacaðým yerin neresi olacaðý konusunda günlerce düþünsem bile bir sonuca varamayacaðýmý biliyordum. Aslýnda bilmek bile gerçek anlamda bir bilmekten ibaret deðildi. Þu ana kadar yaptýðým ya da anlatmaya çalýþtýðým her þey, her eylem sanki farklý bir zamandaki farklý anlatýmsal uygulamalardý. Bilmek ya da düþünmek, koþmak ya da nefes alamamakla hemen hemen ayný þeylerdi.
   Baþýma gelebileceklerden umarsýzca koþmaya devam ederken önümdeki yolda bir beyazlýðýn belirdiðini farkettim. Aslýnda farkediþim ayaklarýmý görebilmemle birlikte belirmiþti. Durdum... Bir süre ayaklarýma doðru baktým. Uzun zamandýr ayaklarýmý görmemiþ gibiydim. Onlara doðru eðildim. Yorgun olmalýydýlar. Ellerimle okþarken gerçekten çok aðrýdýklarýný hissedebiliyordum. Normalin dýþýnda olan tek þey bunu ellerimle ya da ayaklarýmla hissedemeyiþimdi. Dokunuyor ve dokunulduðunu veya dokunduðumu hissetmeye çalýþýyordum ama bu bir temastan daha farklý olarak, düþünmek gibiydi. Anlatmasý gerçekten zor. Sanki ayaklarýmýn beynini okuyordum, dokunsam da hissetmeden...
   Baþýmý gökyüzüne doðru kaldýrdýðýmda üzerimdeki beyazlýðýn nedeni þekilsiz bir yuvarlak olarak bana doðru bakýyordu. Bir süre ona doðru baktým. Belirli bir surat ifadesi yoktu. Öylece durmuþ ve bana dönüktü sadece. Ne bir insan ne de bir hayvan ya da herhangi bir þeydi. Sadece basit bir anlatýmla aya benzeyen beyaz bir yuvarlaktý.
   Bakýþmamýzý kesen þekilsiz çýðlýklar oldu. Ne yönden geldiklerini tam olarak anlayamýyordum. Arkamdan, önümden, saðýmdan, solumdan... Her tarafýmdan bana doðru yaklaþýyorlardý. Bir insandan çok insana yakýn bir hayvandan çýkan seslerdi sanki. Acýyý en derinden hissettirmeyi baþaran ve insanýn derinliklerinde öfkeli duygusallýklar uyandýran... Bütün bunlarý hissetiðimde aðlamaya baþladýðýmýn farkýndaydým. Defalarca söylediðim gibi neden olduðunu bilmiyorum. Sanki göðsüme bastýrýlmýþ onlarca acý bir anda boðazýma kadar gelip düðümlenmiþti. Hissettiðim þeyler aslýnda ne olduðunu bilmediðim anlamsýzlýklardý.
   "Kesin sesinizi" diye baðýrmaya çalýþtým. Hýçkýrýklarým sözcükleri boðazýmda düðümlüyor, gözyaþlarým yanaklarýmdan kayarken tenimi yakýyordu.
   Ayaklarýmda hissettiðim bir uyuþuklukla kendimi çýðlýklardan dýþarý doðru çektim ve bacaklarýma kadar týrmanmýþ sarmaþýklarla boðuþmaya baþladým. Onlar da gözyaþlarým kadar sýcaktý. Pantalonumun dýþýndan tenimi yakýyor ve dikenleri sýcaklýðýn verdiði acýyla katlanarak daha bir fazla batýyordu. Dikenlerin açtýðý yaralara raðmen kanayan ellerimle sarmaþýklardan kurtulmaya çalýþtým. Baþarmaya yaklaþtýðým bir anda yorgunluðumu fýrsat bilerek beni aþaðýya doðru çektiler. Karanlýðýn içerisinde bir süre aþaðýya doðru düþtüm. Düþerken hissettiðim rüzgar bacaklarýmdaki ve ellerimdeki yaralarý serinletiyor, az da olsa acýmý azaltýyordu. Ama sert zemine düþtüðüm an acýlarým bütün vücudumda hissettiðim aðrýlarla birleþti ve bir süre yerde yanaðýmý taþ zemine dayamýþ bir vaziyette kývrandým. Bu sýrada beynimin içerisinden az önce yaþadýðým þeyler geçiyor ve eksik kalan parçalar birleþerek bütünlüðü oluþturuyordu. Ayrýntýlarý anlamaya baþladýðýmý biliyordum ama tasvirlerim bunlarý kelimelere dökmeye yetmeyecek kadar zayýf kalýyordu.
   Bir süre sonra doðrulup sýrtýmý duvara doðru yasladým. Bu beklenmedik bir hareketti benim için. Bunu hareketi yaptýktan sonra farkettim. Duvarýn orada olmasý doðaldý ama benim bunu bilmem biraz garibime gitti. Bir kaç dakika sonra gözlerimi içerideki karanlýða alýþtýrmaya çalýþtým. Buradaki karanlýk bir öncekinden daha farklýydý. Bu alýþagelmiþ, herkesin bildiði cinsten bir karanlýktý ve ben de bir odanýn içerisindeydim. Bu duygular bende sevinç gözyaþlarýna neden oldu. Ýþte tekrar aðlamaya baþlamýþtým. Burasý benim evimdi. "Ne kadar sulugözsün" diye söylendim kendime. Bütün duygularým gözyaþlarýma dönüþüyordu. Duygularý yaþamayý pek beceremiyordum anlaþýlan. Kaçýþým hep aðlamalarýma doðru yoðunlaþýyordu.
   Yatak odamdaydým. Yataðým tam karþýmda, daðýnýk bir þekilde duruyor, güneþliklerim de pencereden yataðýma doðru uzanýp yastýðýmýn üzerini örtüyordu.
   Ayaða kalkýp pencereye doðru yaklaþtým. Dýþarýda ýþýklarýný söndürmüþ koca bir þehir vardý. O andýr ki aklýma koþmaya baþladýðým an geldi. Þehirden yükselen çýðlýklardan kaçarken içine gömüldüðüm karanlýk... Pencereden geriye doðru korkak adýmlarla uzaklaþtým. Koþar adým odanýn çýkýþýna doðru ilerleyip duvarý yoklayarak odanýn lambasýný yakmak için düðmeyi aradým ve saf bir mutlulukla ýþýðý yaktým. Mavi duvarlarýmýn gözlerimi alan parlaklýðý arasýnda komidinimin üzerindeki saate doðru bakmaya çalýþtým. Ayrýntý gözüme takýldýðýnda farkettim yataðýmýn kenarýndan süzülen kanla dolan saatin çaresiz çýrpýnýþlarýný. Yelkovan ve akrep üstüste gelmek istercesine umarsýzca dönüyor ve camýn kenarlarýndaki boþluktan dýþarýya bir fýskiye gibi kan fýþkýrtýyordu. Acýmý hissettim gözlerimde. Duvarlarým yukarýdan aþaðýya doðru siyaha boyandý. Koþarak sokak kapýsýna doðru gittim ama kapýnýn yerine demir bir zýrhla karþýlaþtým. Ayný þekilde pencerelerim de üzerime örülmüþ bir zindan halini almýþtý.
   Ufak yaratýklar bana doðru yaklaþmaya baþladý. Ayak seslerini beynimin içinde hissedebiliyordum. Bir tabur asker gibi düzenliydi yürüyüþleri. Sanki bir emir almýþlar ve onu yerine getirmeye çalýþýyorlarmýþ gibi hedeflerinden hiç þaþmadan üzerime doðru geldiler. Tram-tram... Geriye doðru dönüp uzamýþ týrnaklarýmla demir zýrhý týrmalamaya baþladým. Parmaklarýmýn arasýndan çýkan gýcýrtýlý sesler ayak sesleriyle birleþip kulak kýllarýmý dim dik ederek beynimin derinliklerine doðru ilerlemeye devam etti. Birilerinin ya da bir þeylerin bu sesleri duyarak bana yardým etmesini umuyordum. Küçük yaratýklar ise ayak parmaklarýma kadar ulaþmýþladý. Bir tanesi -en öndeydi ve tahmin edebildiðim kadarýyla liderleriydi- zorlanmadan ayakkabýmýn üzerine doðru týrmanmaya baþlamýþtý ki çýplaklýðýmý hissetmeye baþladým. Üzerimdeki herþey bir anda yok oldu ve küçük yaratýklara karþý tamamen savunmasýz kaldým. Onlarý öldürmeye çalýþmadým. Korkularýmdý belki de onlara ölümü vermemi engelleyen. Daha kötüsünden korkuyordum.
   Her tarafta ve yüzlerce, belki de binlerceydiler. Tam anlamýyla bir saldýrý altýndayým. Onlarý tenimde hissediyordum ve artýk ayak sesleri de düzenden kopmuþ, binlerce kesik týklama gibi beynimi sarmýþtý.
   Kapýnýn olmasý gereken yerdeki demir zýrhla duvar arasýnda sýkýþýp kalmýþtým. Baðdaþ kurup dizlerime doðru kapaklandým ve bu uðursuz anýn bir an önce geçmesi için beklemeye baþladým. Ufak yaratýklardan yüzlercesi üzerime çullanmýþtý ve daha fazlasýnýn bana doðru geldiðini hissediyordum. Attýklarý adýmlar, dokunuþlarý, beni acýtmýyordu. Artýk bütün tenim karýncalanmýþ gibiydi. Ölümü hissetmenin bu denli zor olabileceðini daha önce düþünmemiþtim. Bu düþünmemiþliði düþünme, yeni bir þeyin farkýna varmamý saðladý. Evime dönmemden önceki bunalýmdan farklý olarak artýk düþünebiliyordum ve düþünce normal bir düþünmeden farklý deðildi. Öyleyse aradýðým gerçekliðe daha yakýn olmalýydým.
   Yerimden doðrularak ayaða kalktým ve silkinerek üzerimdeki küçük yaratýklardan kurtuldum. Yere düþerlerken havada ateþte yanmýþ böcekler gibi külleri etrafa yayýldý. Ayný anda diðer küçük yaratýklarda kül olup etrafý pislemiþti. Hepsinden kurtulmuþtum ama evim hala bir zindan edasýndaydý.
   Olanlarýn hiçbirisini umursamadan tekrar yatak odama doðru yürüdüm ve içeriye girip hemen saðdaki koca aynada kendi çýplaklýðýmý seyrettim. Vücudumdaki karýncalanma azalmýþtý ama beynim hala zonkluyordu ve nefes alýþým hala eksisi gibi olmasa da artýk buna alýþmýþtým.
   Yataðýmýn kenarýndaki kanlarýn üzerine doðru yüzü koyun uzandým. Ve hala ýlýk olan kaný vücuduma sürmeye baþladým. Bunu yaparken de bir taraftan kendimi hemen karþýmdaki koca aynada izliyordum. Önce yüzüme sürdüm, sonra kollarýma. Daha sonra da erkeklik organýmý ve yumurtalýklarýmý avuçlarýmýn arasýna alarak iyice kana buladým. Dayanýlmaz bir haz alýyordum. En iyi seviþmem bile bundan iyi olamazdý. Orada dakikalarca kanlarla seviþtim. Ta ki derinlerden gelen boðuk ve kalýn bir erkek sesi bana seslenene kadar.
   "Beni duyuyor musun?" dedi kendinden emin bir tonla. Þu ana kadar karþýlaþtýðým en iyimser ses tonuydu. "Evet" diye baðýrdým garip bir mutluluk edasýyla. Ýþte tam bu sýrada etrafýmda ana rahminden yeni çýkmýþ, göbek baðý kordonlarýyla boðulmuþ mosmor bebekler belirdi. Yerçekimi ortadan kalkmýþ gibiydi. Tavandan, yerden ve duvarlardan, odanýn dört bir yanýndan bana doðru asýlýydýlar.
   "5`den geriye doðru sayacaðým" dedi boðuk sesli adam ama bu sefer daha yakýndan gelmiþti ses ve bir ayrýntý olarak, tam emin deðilim ama bir kadýnýn hýçkýrýklarýný da duymuþtum. "Saymayý bitirdiðimde indiðin derinliðinden yukarýya doðru, karanlýðýn içerisine doðru yükseleceksin."
   Kanlarýn içerisinde etrafýmda olan bitenleri izlemeye çalýþýyor ve giderek yakýnlaþan sesin talimatlarýný yerine getirmek için hazýrlanýyordum. Bunu yapmamýn gerekli olduðundan tam olarak emin deðildim. Ama yapacaktým.
   Bebeklerin ardýndan baþsýz çocuklar ve onlarýn yetiþkinleriyle ufak yaratýklar odaya doluþtu.
   "5" dedi ses. Bense etrafýma bakmaya devam ettim.
   "4" Baþýmý yukarý doðru kaldýrýp sesin bahsettiði karanlýðýn içerisine doðru baktým.
   "3" Odanýn içerisinde bir çok `þey` ile birlikteydim ve anlatýlmasý zor, þekilsiz çýðlýklarla kulaklarým zonkluyordu. Sesi duymakta zorlanýyordum. Üstelik daha yerimden bile kalkmamýþtým. Beni engelleyen hiç bir þey yoktu. Ýstesem kalkýp gidebileceðimin farkýndaydým.
   "2" Ýþte bu sefer seste bir telaþ belirtisi hissettim. Baþýmý yukarý doðru kaldýrdýðýmda karanlýðýn içerisinde çýrpýnan maviliði seçebiliyordum
   "1"
   ...

   Aldýrýþ etmedim... Baþsýz yaratýklar etrafýmda garip sesler çýkarýyordu ve küçük yaratýklar da yeniden bütün vücudumu sarmýþtý. Bense asýlý bebekler arasýnda fondaki çýðlýklarla kanlarýn içinde kendimle seviþmeye baþlamýþtým. Sesten duyabildiðim son þey ise, baðýran ama giderek uzaklaþan "Geri gel", "Sakin ol" ve "Korkma" kelimelerinden ibaretti. Ha bir de kim olduðunu çok merak ettiðim bir kadýn, kalýn ve buðulu sesin arkasýndan sesleniyordu: "Oðlum, gerçeðe dön"
   Bunun ne demek olduðunu hiç bir zaman anlayamadým. `Oðlum` benim ismim miydi? Oysa þimdiye kadar kimse bana böyle seslenmemiþti. Ya `gerçek` ? Varolan mýydý, yoksa varolmasý gereken mi? Bilemiyorum... Beynim duygularýmý büyük bir hiddetle becerirken seviþmeme kaldýðým yerden devam ettim, umarsýz ve nedensiz...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Özkan Aksular kimdir?

yok


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özkan Aksular, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.