..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Þahin bakýþlý, ahu gözlü, þirin davranýþlý ve tatlý sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Kent > Seyfullah ÇALIÞKAN




17 Nisan 2019
Kemeraltý  
Seyfullah ÇALIÞKAN
Bir çocuk ne diye küçük bir köyden çýkýp buraya gelir? Bin kilometre uzakta, yabancý bir þehre, neden? Belki annesi ölmüþtür. Babasý yeniden evlenmiþtir. Üvey anne bu belki ekmek vermiyordu. Belki kötü söz söylüyordu. Dayanamayýp kaçmýþtýr. Babasý da ölmüþ olabilir. . Anasý yeniden evlenmiþtir. Ama üvey baba çocuklarý istememiþtir.


:AJFI:
KEMERALTI

Kemeraltý’nda ne ararsan vardýr. Ýncik, boncuk, gümüþ, altýn, pýrlanta, don, gömlek, pantolon ve ayakkabý… Turþucu, peynirci, kahveci, tarçýn, karabiber hatta saç jölesi. Sünnet giysileri, damatlýklar, gelinlikler, çeyizlik danteller, yorgan ve perdeler… Münasip yerinize yakmak isterseniz kýna bile vardýr. Kentlerin en kalabalýk sokaklarý hep akþamdan kalmadýr. Ancak öðleye doðru uyanýp kendine gelirler. Kemeraltý da týpký onlar gibidir. O bildik insan seli öðleye doðru akmaya baþlar. Ve hava kararýncaya kadar hiç kesilmeden gürül gürül akar. Bundan otuz yýl önce o kalabalýkta akmayý severdim. Þimdi beni sarhoþ ediyor. Kendimi çarçabuk o arka sokaða atýyorum
Hep ayný çay ocaðýnýn önünde alçak bir tabureye otururum. Çaycý, “hoþ geldin abi, der. Tanýdýk bir yüz görmek yeter. Tanýdýk bir ses iþitmek. Bir þey söylememe bile gerek yoktur. Bir dakika geçmeden çayýmý getirip küçük bir sehpa üzerine býrakýp gider. Bazen yanýnda küçük kýzý da çalýþýr. Okuldan sonra veya hafta sonlarý… Kendi yaðýnda kavrulan insanlar iþte. Gereksiz sorularla kafa açmaz. Muhabbet kurayým falan derdinde deðildir. Sorarsan söyler. Hepsi bu… Yakýnda üstümüzdeki asma ve sarmaþýk iyice yeþerir. Çadýr gibi sokaðýn üstünü kapatýr. Çaycý yerlere su serper. Sýcaklar sokaklarý kavurmaya baþladýðýnda Kemeraltý’nda buradan iyisini bir yer bulmazsýnýz.
Büyük kentlerde insanlar sokaklarý izler. Saatlerce gelip geçene boþ boþ bakýp dururlar. Bu sokaðýn iþlek ve pek seyirlik deðildir. Tek tük gelip geçenler de ahþap eþyalar, çiçek tohumlarý almaya gelenlerdir. Oturduðumuz yerin yirmi metre ilerisinde bir kebapçý vardýr. Öðleyin arasý birden arý kovaný gibi iþlemeye baþlar. Masasý, sandalyesi yok desem yalan olmaz. Tepsiye konmuþ dürümler, ayranlar çýkýp gider. Kendine göre müþterileri vardýr. Kimisi kapýsýnda ayakta dikilerek karnýný doyurur. Kimisi taburelere çöker. Güleç yüzlü genç bir kadýn sipariþleri götürür. Hafif tombulca ve akça pakça... Göðsünün çatalý kýþýn bile kapanmaz. Hep güleçtir, hep kýpýr kýpýr...
Az ötemde bir adam oturuyor. Sigarasýndan bir fýrt çekiyor, bir yudum çaydan alýyor. Çayý mý sigaraya katýk ediyor, dumaný mý çaya bilemezsiniz. Takým elbisesi, kravatý gömleði jilet gibi… Çay ocaðýn önünde oturmuyor olsa kesin önemli biri. Politikacý ya da vali falan... Ama önemli adamlar yüz elli kuruþluk çay içmez. Biz de adet böyledir. Otururken selam vermiþtim. Arada bir bakýþlarý bana kayýyor. Laflayacak gibi ama nerden baþlayacaðýný bilemiyor. Bir þey söyleyip lafýn önünü açayým bari.
Sigara ile ahbaplýðýn nasýl gidiyor? dedim.
Kötü dosttan iyidir, dedi.
Kaç yýldýr berabersiniz.
Karýmla birlikteliðimizden bile uzun, dedi.
Sen yine de ablamýn yanýnda söyleme, dedim.
O Rekabete hiç gelemez. Hayatta söylemem.
Takýmýn çok þýkmýþ. Hala çalýþýyor musun?
Emekli olalý yirmi seneyi geçmiþtir. Takýma gelince o de karýmýn suçu. Ne verirse giyip çýkýyorum. Kendi baþýma kravat bile baðlayamam.
Sonra iri bir kedi geldi. Herkesin ayaklarýna sürünüp kendini sevdirmeye çalýþýyordu. Onun kucaðýna atladý. Üstüm kirlenir falan demedi. Bir eliyle kediyi kolunun altýna alýp sevmeye baþladý. Kedinin mýrýltýsý beþ tabure ileriden bile duyuluyordu.
Seni tanýyor galiba, dedim.
Nerden tanýyacak, yumuþak yüzlü gördü herhalde.
Kediyi severken sigarasýný býraktý, çayýna uzanmadý. Küllükteki sigara yanýp gitti. Çayý da buz gibi oldu. Kedinin de, yaþlý adamýn da keyfi yerindeydi. Kedi sýkýldý kucaðýndan atladý gitti. Adam kendine bir çay söyledi. Fötr þapkasýný kucaðýna alýp eliyle saçýný düzeltti. Sonra azýcýk bana döndü.
Bin dokuz yüz elli yedide geldim ben Ýzmir’e, dedi. Burdur’un Gölhisar’ýndan… On dördüne yeni girmiþtim. Buraya geldim. Kemeraltý’na… Bekâr odalarý kiralardýk o yýllarda. Ne iþ olursa yapardýk. Ama ben daha çok tezgâhtarlýk yaptým. Sabahýn köründen akþamýn geç saatlerine kadar hep ayaktasýndýr. Dýþardan anlaþýlmaz ama çok zordur. Bu hiç deðiþmedi. Ha çok zordur.
Bir çocuk ne diye küçük bir köyden çýkýp buraya gelir? Bin kilometre uzakta, yabancý bir þehre, neden? Belki annesi ölmüþtür. Babasý yeniden evlenmiþtir. Üvey anne bu belki ekmek vermiyordu. Belki kötü söz söylüyordu. Dayanamayýp kaçmýþtýr. Babasý da ölmüþ olabilir. . Anasý yeniden evlenmiþtir. Ama üvey baba çocuklarý istememiþtir.
Askerden önce bir dükkânda çalýþýyordum. Manifaturacý da. O zaman hazýr elbise yoktu. Manifaturacýlýk güzel iþti. Patronum da baba adamdý. Haftalýklarýmdan hariç kýdem tazminatý gibi çýkardý toplu bir para verdi. Hem yol harçlýðý yaptým. Hem de askerliðim boyunca tam yirmi dört ay a harçlýk yaptým. Askerden dönünce beni yine iþe aldý. Artýk kalfa gibi bir þey olmuþtum. Dükkân neredeyse benden soruluyordu. Ama dayanamýyordum. Ayaklarýmýn aðrýsý canýma tak etmiþti. Sýzlamasýndan geceleri uyku uyuyamýyordum. En sonunda canýma tak etti. Patrona gittim. Baba, ben artýk dayanamýyorum dedim. Yapma, etme, dedi. Yalvardý yakardý ama býraktým. Býrakýrken bana kýzacaðýna yine elime toplu bir para verdi. Yolun açýk olsun oðlum, dedi.
Ýyi adammýþ, böylesi þimdilerde zor bulunur, dedim.
Çok uzaða gitmedim. Tekerlekli bir seyyar satýcý arabasý aldým. O zamanlar þimdiki gibi yasak masak yok. Zabýtanýn esamisi bile okunmuyor. Dükkânda haftada aldýðým yetmiþ lirayý günde kazanýyordum. Mevsimine göre taze meyve, sebze satýyordum.Kýsa zamanda epey sermaye biriktirdim Þimdiki Üçyol’un biraz içerisinde bir bakkal açtým. Bak, sana þimdi duymadýðýn bir þey söyleyeceðim. Bakkalýn yanýnda küçük bir depom vardý. Orada buz satardým. O yýllarda kimsede buzdolabý yoktu. Bakkaldan kazandýðýmdan daha çok buzdan kazanýrdým. Belediyenin buzhanesi vardý. Getirirler kocaman buzlarý býrakýp giderlerdi. Ýsteyene yarým kilo isteyene beþ. Bakkalý boþ ver, sadece buz satsam yeterdi.
Dondurmacýlar da alýyor tabi, dedim.
Dondurmacýlar, limonatacýlar, meyhaneciler de ama insanlar evlerine onlardan daha çok alýrlardý.
Zengin olmak ne kadar basit bu ülkede... Ne yaratýcý bir fikir gerek. Ne de iyi bir eðitim. Hap yap, para kap dedikleri bu olsa gerek. Kýrk yýl sabahýn köründen gece yarýsýna kadar çalýþýrsýn. Karnýný zor doyurursun. Yeri doðru seçilmiþ bir simit tezgahý ile çarçabuk zengin olabilirsin.
Yetmiþli yýllardan söz ediyorum. Bir gecede her þey yer altýna iniyor. Ara ki bulasýn. MC (Milliyetçi Cephe) düþüyor. Ecevit hükümeti kuruyor. Ertesi gün yað yok, tüp yok, gaz yok, benzin yok, çimento, demir, sigara, çay ve þeker de yok. Her þey karaborsa... Bire al beþe sat. Böyle tatlý para dünyanýn hiçbir yerinde görülmemiþtir. Bir depo kiraladým. Peþin param da var. Çimento satýyordum. Bir de karpit. Oksijen kaynaðý için. Adam avuç dolusu para döküyor. Buldum diye de çocuk gibi seviniyor. Ýzmir’den Antalya’ya bile mal gönderirdim. Alaný bilmem, tanýmam, Malý çýkarýrým. Bir telefon param anýnda bankaya yatar. Senet yok, sepet yok.
Ýhtiyara bak sen. Zamanýnda tam bir pislikmiþ. Karaborsacý, stokçu hergelenin biri… Yaptýðý sanki yasal, dürüstçe bir þeymiþ gibi anlatýyor. Fýrsatçýlýk yaptýðýný ve haksýz kazanç elde ettiðini zerre kadar bile hesaba katmýyor. Ýçimizde bu adamlardan ne kadar çok var. Aklýmdan geçenleri söylesem ne deðiþecek ki. Birden yahu ben gerçekten çok çirkin þeyler yapmýþým. Hem kendime hem de insanlarýmýza istemeden zarar vermiþim mi? diyecek.
Þimdi senet sepete bile kimse güvenmiyor. Birine azýcýk güvenip sýrtýný dönüverecek olursan anýnda satar adamý. Piyasadan siliverirler. Ertesi güne çýkamazsýn, dedim. O da anlatmaya devam etti.
Þimdi çalmayana deli gözüyle bakýyorlar. O yýllarda her þey güven üzerine kuruluydu. “Parayý bu gün çýkardýk,” demiþse kesin çýkmýþtýr. Güzel günlerdi. Çok para kazanýnca insanýn kaný bitlenirmiþ. Kaþýnmaya baþlarsýn. Arkadaþlar gaz verdiler. Aslansýn, kaplansýn, sen yaparsýn… Dolduruþa geldim, inþaat iþine giriverdim. Ben inþaattan ne anlarým? Gerçi anlayan da zaten yok ya.
Holding oldun yani, Vah babam vay…
Dur, bak… Ýnþaat iþinden önce þunu anlatayým. Altýma bir Mercedes çektim. Böylesi Almancýlarda bile yok. Simsiyah, yýldýr yýldýr yanýyor. Memlekete gittim. Birkaç gün gezip dolaþýnca Antalya’ya geçeyim istedim. Aklýma mal gönderdiðim þirket geldi. Uðrayýp tanýþayým bir çaylarýný içeyim, dedim. Hem de karpit taþý bakarým. Uðramýþken onlara da sorarým. Ýzmir’de millet oksijen kaynaðý için birbirini yiyor.
Bastým gittim. Antalya’yý hiç görmemiþtim. Bir iki gün kafama göre gezip dolaþýrým hesabýndayým. Meðerse herkesin bildiði tanýdýðý insanlarmýþ. Çabucak buldum. Kim olduðumu söyleyince hepsi birden ayaða kalktý. Kýrk yýllýk dostlarý gibi sarýldýlar. Bir itibar, bin ikram. Aklýn durur. Hemen bana güzel bir otel ayarladýlar. Lokantaya götürdüler. Misafirimizsin dediler. Gelmesi senden uðurlamasý bizden... Ýþim, gücüm var etmeyin eylemeyin. Kim dinler. Bir hafta krallar gibi baktýlar. Kuþ sütü istesem onu bile getireceklerdi. Tek kuruþ harcatmadýlar. Senin çok ekmeðini yedik biz, dediler. Bana karpit de buldular. Pazarlýk ettim, anlaþtým. Parasýný ödedim. Kamyonu yükleyip peþimden göndermiþler. Çok paralar kazandým. Paran varsa ahbabýn da çok olur.
Böyle arkadaþlarýn ömrü kýsa olur. Paran bitince güneþ görmüþ kar gibi kayboluverirler, dedim.
Sen ne iþ yapýyorsun, dedi.
Öylesine bir memurum, dedim. Kendi yaðýyla kavrulmaya çalýþan.
Aldýrma, dedi. Kefenin de cebi yokmuþ zaten. Devam etti…
Ýnþaat iþine girdim. Otuz, kýrk dairelik binalar yapýyorum. Þimdikilerin yap sat dedikleri gibi. Kenan Paþa gelince zaten karaborsa battý. Özal baþa geçti. Sallanmaya baþladýk. Dolar çýktý, mark indi. Misal demiri bu gün on kuruþtan alýyoruz. Yarýn otuz kuruþa çýkýveriyor. Devletin kendisi karaborsacý oluverdi. Her þey yüzde yüz artmaya baþladý. Yaptýðým dairelerden birkaç tanesini zar zor kurtarýp çýkabildim. Tanýdýðým herkes battý. Þimdi o dairelerin kirasýyla geçiniyorum.
Kaç daireden söz ediyoruz. Yirmi otuz tane var mý?
Yok, nerde? Birinde ben oturuyorum. Kirada da üç tane var. Para içinde yüzdüðüm günler çoktan tarih oldu.
Sigara uzattý. Teþekkür ederim, deyip aldým. Günde üç tane içiyordum. Bu gün dört oluversin, dedim. Ustaya iki çay söyledim. Karþýmýzdaki demirci dükkânýnda çið bir ýþýk çakýp sönüyordu. Demirci o dükkanda boy boy mangallar yapýyordu. Varilden yapýlmýþ silindir þeklinde olanlar bile vardý. Ýnce metal üzerinde týnlayan bir çekiç sesi sokaðý yayýlýyordu. Kebapçýnýn önündeki marangoz yaptýðý küçük komodinlere cila atýyordu. Son zamanlarda tomruklarý ince tabakalar halinde kesip dükkânýn önüne dizmesi dikkatimi çekmiþti. Usta bunlar ne olacak diye sormuþtum. Kütük tabakalarýný insanlar üzerine esim yapmak için alýyorlarmýþ.
Sohbete ara vermiþ etrafý seyre dalmýþtýk. Amcanýn yaþýnda iki kiþi ara sokaktan çýkýp geldi. Birisi kel ve göbekli, birisi fasulye sýrýðý gibi uzun ve esmerdi. Bence kafalarý da biraz iyiydi. Tam karþýmýza gelince sokaðýn ortasýna dikildiler. Bir numaralarý vardý sanki. Yanýmda oturan amca da ne yumurtlayacaklarýný gülümseyerek bekliyordu.
Kel ve göbekli olan;
Lan Eþref! dedi. Senin için ibne diyorlar.
Doðru demiþler. Senin pezevenk olduðunu da söylemiþler mi?
Yok,
Öyleyse eksik söylemiþler.
Azýcýk ayýp kaçtý sanki, dedim.
Uzun boylu olan;
Sen aldýrma onlara, dedi. Fabrika ayarlarý böyle…

Seyfullah/Ýzmir
Mart 2019 Ýzmir



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn kent kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tabanca
Raký Þiþesine Ejderha Olduk

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Saman Altýndan Aþk Yürürse
Gökçeada 3
Ben Ýþin Kitabýný Yazmýþtým
Sokarým Seni Þalvarýma Çýkarýrým Tozpembe
Nataþa, Mavra ve Raký
Öyle Pat Diye de Ölünmez ki
Güvercinli Yazý - 1
Çaki, Çakmak, Býcak, Tarak
Emekleye Emekleye Emekli
Acemi Çapkýn

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Baþka Türlü Bir Þey [Deneme]
Canan [Deneme]
Aþký Anlatmak Haksýzlýktýr [Deneme]
Zaman Sen Yalansýn [Deneme]
Nisan"ýn Þuçu [Deneme]
Bahar, Badem, Çocuk [Deneme]
Sonbaharý Hüznün Rekleri Boyar [Deneme]
Mevsim Türlüsü 2 [Deneme]
Bir Fýrtýna Tuttu Bizi [Deneme]
Delikanlýyý Bozan Yazýlar [Deneme]


Seyfullah ÇALIÞKAN kimdir?

Ben yazar falan deðilim. Yazma eðilimli biriyim. Durumum henüz tedavi gerektirecek kadar kronik hale gelmedi. .

Etkilendiði Yazarlar:
Bilmiyorum,


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seyfullah ÇALIÞKAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.