Belki Biraz Kiþisel
(Hilal Akdemir) 14 Aralýk 2010 |
Yüzleþme |
| |
Bana neleri seversin demiþtin yapmaktan en keyif aldýðým þeyleri sormuþtun… Sana kumsalda uyuya kalmak ya da giysilerimde ýslanmak yaðmurun altýnda demiþtim. Demek istediðim daha birçok þey vardý ama dememeyi seçmiþtim. Çünkü aslýnda umursamýyordun bunlarý. Þimdiyse ben merak ettim neleri sevdiðimi. Ama bunlarý neden yazýp yayýnladýðýmý bilmiyorum. |
|
Kanatsýz Bir Kuþ Gibi...
(Hilal Akdemir) 15 Aralýk 2010 |
Ýtiraflar |
| |
Hiç sevilmemiþ bir yürek gibi herþeyden bir haber ayaklarým, geziniyor öylesine yosunlarýn üstünde. Kimi zaman deniz kabuklarý kesiyor ayaklarýmý. Oluk oluk akan kaným, beni öldürmeye yetmez ki; sadece deniz kabuðu... Kanatsýz bir kuþ gibiyim bu sahilde, her þeye raðmen uçmaya çalýþan. |
|
Lezyon
(Hilal Akdemir) 27 Mayýs 2010 |
Düþler |
| |
Sizi tanýyorum sözün kýsasý. Bir insaný tanýmak için 1 dakika yetmez diye düþünmeyin. Eðer o insan, toplumun yosun tutmuþ insaný ise onu tanýmlayacak
ne kalmýþtýr ki tanýmak için 1 dakikadan fazlasýný vereyim. Neden henüz yosun tutmamýþ beynimin tadýný çýkartmak varken, o bir saati ona harcayayým? |
|
Senin Bende Tarifin
(Hilal Akdemir) 31 Mayýs 2010 |
Sevgi ve Aþk |
| |
Düþünüyorum sadece tek yapabildiðim bu diye. Düþünüyorum neden içim, dýþým, düþlerim, gözyaþým sen dolu, bu kadar kýsa sürede beni nasýl bu kadar senle doldurduðunu. |
|
Dünyadaki Son Günüm
(Hilal Akdemir) 30 Haziran 2010 |
Ýliþkiler |
| |
Benim sendeki yanýmýn ölümü, bendeki benin doðuþu bugün. Dünyadaki son, ahretteki ilk günüm! |
|
Vazgeçtim Kendimden (1)
(Hilal Akdemir) 4 Aðustos 2010 |
Yaþam |
| |
Ve ayýp bunlar: tüm bu yazdýklarým; mantýksýz, ayýp, saçma, bu felsefe de deðil, bu hayal de deðil. Öyle bir þey iþte, öyle bir ben... |
|
Vazgeçtim Kendimden (2)
(Hilal Akdemir) 4 Aðustos 2010 |
Yaþam |
| |
Bir pamuk þeker gibi hayat benim için; yemesi zevkli. Ama aðzýma attýðým en büyük parçalar bile hemen çözülüyor dilimde. Ve sonuna geldiðimde ne olacaðýný biliyorum: Çubukta kalan ve asla yetiþemeyeceðim küçük ama en lezzetli parçalar. |
|
Adam...
(Hilal Akdemir) 12 Ekim 2010 |
Ýliþkiler |
| |
baktým, sadece bir bakýþla anladým senin düþüncelerini. baktým, sadece yüzüne deðil be adam!
ben sana baktým, senin bana bakamadýðýn gibi... ben baktým sense yüzünü sakýndýn bir zamanlar iltifat ettiðin gözlerden. |
|
Altýn Saçlý Kýz
(Hilal Akdemir) 3 Kasým 2010 |
Düþler |
| |
karanlýktan aydýnlýða uzanan içsel yolculuktaki altýn saçlý kýz, masalýmsý bir karakter olmamasýna karþýn, hayallerimde ki peri imgesi aslýnda. bir hayalimi daha paylaþmak istedim sadece. ve yazdým. hayallerimi yazýyorum, gerçek olmuþlar gibi geliyor. yazmayýnca solup gidiveriyorlar aklýmdan. unutmak iyidir ama hayaller unutulunca, karanlýk kaçýnýlmaz oluyor. |
|
Fedakarlýk...
(Hilal Akdemir) 4 Kasým 2010 |
Anýlar |
| |
Eminönü vapur iskelesinin önünde, öðle saatleri miydi bilmem. 1-2 gün önce sanýrým:
O bana baktý, anladým; ben de ona baktým, korkularýný sileyim diye. Doðru mu yaptým, yanlýþ mý; bilemiyorum. Ama ona bir bedel ödenecekse sonunda, baþýndan en büyük riski almasýný öðrettim. |
|
Ya Gerçek Deðilse Gerçeklerimiz?
(Hilal Akdemir) 9 Ocak 2011 |
Yaþam |
| |
Bu düþüncemi sizlere yunan mitolojisinden alýntý bir efsanesiyle açýklamak istiyorum wikipediadan edindiðim bilgiler doðrultusunda hikayenin kafamdaki eksik kýsýmlarýný tamamladým. |
|
Ben ve Ben
(Hilal Akdemir) 12 Ocak 2011 |
Yaþam |
| |
kendimi buluyorum yýllar sonra bu eskimiþ zihnimde. zihnimin çürümüþ, kararmýþ duvarlarý arasýnda öylece duran ben, beni öylesine özlemiþ ki... |
|
Bazen
(Hilal Akdemir) 4 Nisan 2011 |
Yaþam |
| |
bazen ölmek istersin, ölemezsin, bazen yaþamak istersin, yaþayamazsýn. bazen, bazen iþte... |
|
Öylesine Bir Ben
(Hilal Akdemir) 30 Mart 2012 |
Günlük Olaylar |
| |
okunmasa daha iyi aslýnda biraz saçma ama gerçekçi de entelektuellerin ilginç bir tablo dedigi, cocugun eline fýrca versen daha güzel çizer abi diye yorumladýðýmýz abuk subuk resimler gibi |
|
|
22.11.2010 18:26:52
|
|
| |
Geçen gün bir alýþveriþ merkezinde dolaþýrken yýlbaþý süsleri satan bir maðaza gördüm. Dikkatimi çeken bir biblo oldu. Kardan adam. Uzun boylu, atkýlý, þapkalý… Kardan adama bacak eklemiþler gerçekten adam olmuþ yani.
Havuçtan burnunu hep sevmiþimdir bana hep tavþanlarý hatýrlatýr beyaz tüylü, çirkin hayvanlar. Çirkin bulmama raðmen tavþanlarý severdim. Neden bilmiyorum ama bana samimi gelirlerdi ve sadýk. Her neyse, o bibloyu aldým ve çok mutlu oldum: Bir anlýðýna… Eþyalar, giysiler, arabalar, evler, her þey; ihtiyacýmýz olmadýðý halde ihtiyaca dönüþtürdüðümüz þeyler… Bütün bunlardan nefret ediyordum son zamanlarda. Öyle ki aklýma kaçýþ planlarý geliyordu. Ama o kardan adamý görünce bütün bunlara benimde baðlý olduðumu anladým. O aptal biblo bana kendimle ilgili yadsýyamayacaðým bir gerçeði hatýrlattý. Ben de tüm bunlara muhtaç olmuþtum. Atalarým yüzünden para denilen þeyin kölesiydim öyle ki asla özgürce dolaþamayacaktým, asla bir insanla samimi bir sohbet yapamayacaktým. Bizleri kinle doldurdular, beyinlerimizi ucuz filmleriyle yýkadýlar, hayatlarýmýzý ve düþünme kapasitemizi ellerimizden aldýlar. Öyle ki düþünme iþini bizim yerimize yaptýlar. Biz hiç düþünmedik. Biz sadece çalýþýp para kazanmalý, okumalý büyük adam olmalýydýk. Ya istemiyorsam? Bir karavaným olsa dedim kendime ve onunla dünya turuna çýksam; bu mümkün. Ancak imkânsýz. Çünkü yine o lanet olasý, 2 heceden oluþan, amaçsýz, saçma sapan kâðýt parçasýna baðlýydý hayalim. Kim bilir kaç insanýn hayatý bu aptal kâðýt parçasý yüzünden heba olmuþtu. Düþünsenize, dünyayý, Allahýn yarattýðý güzellikleri göremeden sadece fabrikalarda yaþayan bir grup insan… Ve hanginiz onlarla samimi bir sohbet yapabilir ki? Sadece onlarla mý simitçiler, taksiciler, fabrikatörler, emlakçýlar… Artýk insanlara insan olarak deðil de taksici, simitçi olarak bakýyoruz. Bu yüzden konuþmuyoruz anca bir otobüsün nereden geçtiðini ya da saat kaçta kalkacaðýný sormak için aðzýmýzý açýyoruz çünkü o insan deðil; o çalýþan, o görevli ve bizde birazdan iþimizde olacaðýz. Ve sýra gelecek para için yapýlan basit sohbetlere ‘ooo Ayþe haným nasýlsýnýz?’ Ayþe hanýmýn kim olduðunu bilmiyordun ki 2 dakika önce! Bunlarý anlamak istemiyorum artýk sorgulamaya baþladým o yüzden. Anlama kýsmýný hýzlý geçtim baktým ki iþ içinden çýkýlacak gibi deðil. Para uðruna heba olan yýllar, oysa o yýllardan 1 tanesini kimse olmadan, sessizlik içinde, boþ boþ oturarak geçirsek kendimize daha çok iyilik etmiþ olurduk; en azýndan stres olmazdý, en azýndan kafamýz yorulmazdý ya da en azýndan temiz olurduk. Günahsýz olurduk. Býrakýn hadi bunlarý þimdi, gidin çalýþýn, vakit kaybetmeyin boþuna. Ne demiþler, ‘vakit nakittir.’ |
|
|