Kötü bir barýþ, iyi bir savaþtan daha iyidir. -Puþkin |
|
||||||||||
|
Köpek kulübesinin iki üç yüz metre ötesinde geniþ bir sera vardý. Bu seradaki çeþitli bölmelerde, bulunduðu çevrenin ikliminde yetiþemeyecek olan zehirli bitkileri yetiþtirecek ortamý saðlamýþtý Handan. Bir sürü bitki yetiþmekteydi burada. Seranýn arka tarafýndaysa devasa bir bina, tepeden bakmaktaydý seraya. Bu bina da kütüphaneydi. Bu binada da evdeki gibi bir ses sistemi vardý. Kitaplar… kitaplar… kitaplar… Bir sürü kitap vardý burada. Kütüphanenin ortasýnda da kocaman bir akvaryum… Kütüphaneye yaklaþýk elli metre uzaklýkta saðdaysa Handan’ýn evi durmaktaydý gururla. Evde üç oda, bir mutfak, bir banyo ve bir kiler vardý. Odalardan ikisi daha önce de bahsedildiði gibi laboratuvar ve atölye iþlevini görmekteydi. Laboratuvar tipik bir laboratuvardý. Makineleri, deney tüpleri, ateþi, ateþte kaynatýlan sývýnýn esrarengiz kokusu ve garip denekleriyle bir laboratuvardý iþte. Atölye nin de tipik atölyelerden herhangi bir farký görünmüyordu göze. Diðer odaysa Handan’ýn yatak odasýydý. Koskoca arazide en sade odaydý. Gösteriþsiz bir yataðý, gösteriþsiz bir masayý, ve ayný gösteriþsizlikteki bir halýyý ihtiva ediyordu burasý da. Ama banyoyu gördüðünüzde yatak odasýyla banyonun ayný evde bulunduðuna inanmazdýnýz. Çok büyük bir yerdi. Birkaç bölmeye ayrýlmýþtý. Yýkanma yeri, makyaj ve kýlýk deðiþtirme malzemelerinin bulunduðu yer ve küçük ama süslü bir tuvalet... Kiler de büyük ve daðýnýk bir yerdi. Birbiriyle ilgili olmayan bir sürü þey vardý odanýn içinde. Her kiler gibiydi yani. Ama bu kilerin kapýsýna koskocaman bir asma kilit vurulmuþtu. Kuvvetle muhtemel, bu karýþýklýðý önemli bir þeyleri maskelemek için kullanmaktaydý Handan. Gerçi bu koskoca araziye Handan dýþýnda insanlar nadiren uðradýklarýndan Handan’ýn bir þeyleri gizlemeye çalýþmasý paronayakça görünüyordu göze. Ama gerektiðinde paronayakça davranarak hayatta kalabilmiþti Handan. Handan’ýn evle ilgilenebilecek bir hizmetçi tutmaya cesaret edecek lüksü yoktu. Bir sürü gizli kapaklý iþte parmaðý olan birisinin deðil bir baþkasý, kendisinden bile korkmasýný doðal karþýlamalýydýnýz... Günlerini çok yoðun yaþadýðýndan en ufak bir dinlenebilme ihtimalini kollar ve deðerlendirirdi Handan. Ýþte bu yüzden uykularýnýn bölünmesinden nefret ederdi. Yataðýndan kalkýp alelacele laboratuvarýndaki arazisinin kapýsýnýn dýþýný gösteren kameralarýn baðlý olduðu ekranýn karþýsýna geçerek merakla gecenin bu vaktinde gelenin kim olduðuna baktý. Hiç tanýmadýðý birisiydi gelen. Ansýzýn istemdýþý bir ürperme aldý bedenini. Daha önce hiç böyle bir þeyle karþýlaþmamýþtý. Onun evinin önünde tanýmadýðý bir adam duruyor ve teklifsizce onun kapýsýný çalýyordu ha? Hem de gecenin yarýsýnda… Garipti… Çok garipti… Handan bu adamýn kazayla onun evinin kapýsýný çalmasý ihtimalini göz önünde bulunduracak kadar ahmak deðildi. Eðer o kadar ahmak olsaydý þimdiye kadar çoktan ölmüþ olurdu. Eþofmanýnýn cebinden yontulmuþ küçük bir kurþun kaleme benzeyen bir nesne çýkardý, onu sol avcuna gizledi, kapýyý açmayý saðlayan düzeneði çalýþtýran düðmeye bastý ve adamý beklemeye koyuldu. Ýnterkomun mikrofonundan adamýn kim olduðunu sormaya gerek görmedi; zira elektronik cýzýrtýlar eþliðinde kulaðýna gelecek olan o sesteki elektronik cýzýrtý ondan birçok þeyi gizleyebilirdi. Megafondan adama ciddi bir ses tonuyla kütüphanenin yolunu tarif etti ve yol boyunca adamýn nasýl hareket ettiðini kameralardan gözetledi. Çünkü her türlü veri, hayatta kalmasýný saðlamak için önemliydi. Yavaþ yavaþ ama emin adýmlarla yürüyordu adam. Rahattý. En ufak bir çekincesi vardýysa bile bunu ustalýkla gizleyebiliyordu Handan’ýn dikkatli gözlerinden. Orta boylu ve heybetli bir adamdý. Esmerdi. Gözleri de karaydý. Kafasýný kazýtmýþ olduðu için saçlarýnýn rengi belli olmuyordu. Kafasý pýrýl pýrýldý. Tek bir tel saç dahi yoktu bu kafada. Bu parýltý adamýn titizliðini belgeliyordu. Kýsa kollu mavi bir gömlek giymiþti. Altýna da mavi keten bir pantolon… Pantolonun paçalarý, titizce boyanýp cilalanmýþ simsiyah deri çizmelere sokulmuþtu. Çizmeleri uzun konçluydu. Dizlerinin yarým parmak gerisinde sona eriyordu konçlar. Ýçlerinde býçak saklamaya müsait bir çizmeydi yani… Ama Handan þaþýrmýþtý. Kýsa kollu bir gömlek giymiþken uzun konçlu bir çizme giymek ne demek oluyordu? Bu adamýn düpedüz çizmesinde býçak taþýdýðýný ima ettiðini düþündürüyordu Handan’a...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Eylem Yurtsever, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |