..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir takým þeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsýnýz. Ben ise bir takým þeyler düþlerim ve "Niye olmasýn?" diye sorarým. -George Bernard Shaw
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Müþerref ÖZDAÞ




24 Haziran 2010
Zeytin Aðacý ve Yaþlý Adam  
Müþerref ÖZDAÞ
Dünya ölümlü, gün akþamlý derler. Akþam oluvermiþti… Ýlk yalnýzlýk akþamý, geride kalanlarýn. Bir nefes eksik artýk. Bir ses eksik


:BGAI:

ZEYTÝN AÐACI VE YAÞLI ADAM

Pencerenin önüne oturup sokaðý seyretmeye baþladý. Seyyar satýcý her zamanki gibi karþý köþedeydi. Kahvehanede oturan ve sýcak çayla sohbeti buluþturan kimi genç kimi yaþlý erkekler arada bir yoldan geçenlere bakýp kendi aralarýnda bir þeyler konuþuyordu. Birkaç kiþi de havanýn düne göre daha iyi olmasýný fýrsat bilerek sandalyesini kahvehanenin önüne çýkarmýþ, saða sola bakýnýyordu. Okuldan çýkan minik öðrenciler geçmeye baþlamýþtý kaldýrýmdan. Minicik elleriyle çantasýný zor taþýyordu bir ufaklýk.

Torunu büyümüþtü. Dede Bekir, bakkal dükkânýný iþletirken her fýrsatta torunu gelir, gönlüne göre bir þeyleri dedesinden koparýr giderdi. Kýzlarý ve oðlu da o dükkânda büyümüþtü. Ýlk masumane arkadaþlýklarýný, aþklarýný burada yaþamýþlardý.

Evlerinin bahçesinde küçük, derme çatma bir köpek kulübesi vardý. Ne zaman gitsem beni havlayan bir köpek karþýlardý. Ancak köpeðin adý ölenler olduðu için yerine yenileri geldikçe zaman içinde deðiþirdi. Küçük toprak parçasýnda deðiþik çiçekler görmek beni mutlu ederdi. Yaz geldiðinde erik aðacýnýn eriþebildiðim dallarýndan yarý olmuþ erikleri koparýp tatmak da hoþ bir aný olarak yer etmiþti hafýzamda. Bahçeden içeri girdiðimde zeytin kokusu almak hoþuma giderdi. Zeytin kuyularýna bakardým aklýma geldikçe. Yýllarý böyle geçmiþti. Toprak, doða, zeytin, domates, biber… Ve tadýný doðadan almýþ taze salça ve zeytinli ve zeytinyaðlý kahvaltýlarda yer sofrasýnda diz dize otururduk.

O yaþlandý, biz büyüdük. Kýzlarý çocuktu, þimdi torunlara sahip bir dede oluvermiþti. Yýllara yorgunluðunu ve alýn terini karýþtýrmýþtý yaþlý adam. Geleceðe herkesle beraber umut dolu bakar ve geçmiþten aný yüklü yaþar giderdi. En son iki hafta önce yine gidelim demiþti tarlaya. Gittiler. Hava serinceydi. Toprak kokusunu özlediðini fark etmiþti. Yýllarý bu koku ile geçmiþti. Son bir yýldýr ortaya çýkan hastalýðý ile yaþamaya ve mücadele etmeye çalýþýyordu. Sýrtýný yaþlý bir zeytin aðacýnýn gövdesine dayamýþ, çizgilerle bezeli yüzünde ne olduðu tam anlaþýlmayan bir ifade vardý. Uzaklara bakýyordu. Unuttuklarýný hatýrlýyordu sanki baktýðý yerlerde. Ellerini sürdü topraða, irili ufaklý taþlarý aldý avucuna. Soðuktu toprak. Ama bereket dolu idi. Onlarýn yaþamýna ve sofrasýna bereket katan bu topraklarýn altýnda bir daha oturabilecek miydi, bilmiyordu. Belki buraya son geliþi idi, bilmiyordu. Dalýp gitti öylece düþüncelere.

Onu geçen yýl beyaz renklerin hâkim olduðu ve beyazýn bana bu sebeple soðuk geldiði bir hastane odasýnda gördüðümü hatýrlýyorum. Çaresizce yataðýnda yatýyordu. Zor bir ameliyattan çýkmýþtý. Her yerinden hortumlar, sondalar sarkýyordu. Taze mevsim çiçekleri vardý bir vazonun içinde. Ve koridordan taþan ilaç kokusu… Odasýný baþka hastalarla paylaþýyordu. Baþka acýlar ve baþka umutlarýn olduðu bir oda idi burasý. Günler sonra evine gelebilmiþti nihayet. Onu ziyarete gitmiþtim. Yugoslav göçmeni idiler. Bu memlekete gelip taþýný topraðýný iþlemiþler ve geleneklerini sürdürmüþlerdi. Ellerinde hâlâ tütün karasý vardý sanki. Yaþadýklarýný anlatýyordu geçmiþinden. Heyecanla konuþuyordu. Biz de merakla dinliyorduk. Bilmediðimiz, tanýk olmadýðýmýz ama geçmiþte bir yerlerde yaþanmýþ ve anýlarda kalmýþ yerleri, kiþileri…

Hastalýðý yavaþ yavaþ atlatýyor gibiydi. Günler geçiyordu. Ama artýk býçak deðmiþ vücudu eskisi gibi deðildi. Ölüm sinsi bir þekilde ve yarý uyur bir vaziyette bekliyordu Kendi seçeceði zamaný bekliyordu.

Günlerden Pazardý. Hava yaðýþlýydý. Elimdeki düðün davetiyesine bakýp iç geçirdim. Bu benim ve birçok kiþi için bir düðün davetiyesinden çok daha öte bir þeydi. Bir vedalaþma davetiyesiydi sanki. Kýzlarýndan biri babasýnýn da görebilmesi amacýyla hýzlý bir kararla düðün yapmak istemiþti. Amaçlarý azalan zamanýndan dolayý babalarýnýn da görebilmesiydi.

Hava oldukça kasvetliydi ve eþ dost, akraba herkes orada toplanmýþtý. Bu son bir görev gibiydi üstelik. Biliniyordu hastalýðýnýn daha da ilerlediði. Eþi ve oðlunun kollarýndan desteði ile zahmetli bir þekilde girdi yaþlý adam salona. Önde, ona ayrýlan sandalyeye oturdu ve bitkin gözlerle, yaþlý ve yorgun vücudunu ayakta tutunmaya çalýþarak oturdu ve hal hatýr soranlara kýsýk sesiyle olabildiðince cevaplar vermeye baþladý.

Vedanýn soðuk havasýný seziyordum. Salonda toplananlar bir yandan müzik dinleyerek oyalanýyorlar, bir yandan gelin ve damadý izliyorlardý. Mutluluk rolü yapýyordu herkes. Yaþamýn hepimize yüklediði rollerden biriydi bu da. Görevini yapmak için herkes oradaydý iþte. Nikâh kýyýldý, alkýþlar çýnladý, gözler nemlendi, danslar da edilmeliydi, edildi… O an yaþlý adam neler hissediyordu, kimseyle paylaþmadý. O anlarýn aðýrlýðý onda nasýl izler býraktý, bilinmez. Belki sevinçli rüyalarý olacaktý birkaç kez…

Ve düðün bitti, davetliler daðýldý. Geldiði gibi, yine vücuduna zor hükmederek kollarýna giren yakýnlarýnýn yardýmýyla bir otomobile bindirilerek evine doðru yola çýktý Yaþlý Bekir, dede Bekir, baba Bekir, amca Bekir…

Bir ay sonra:

Zamanýn daraldýðýný gösteren belirtiler ortaya çýkmaya baþlamýþtý. Sýk sýk kötüleþerek hastaneye kaldýrýlýp yeniden evine getiriliyordu. Artýk tüm çaba acýlarýný azaltmaya yönelikti. Yapýlabilecek fazla bir þey kalmamýþtý. Durumunun iyi olmadýðýný kendisi de biliyordu. Yine bir gün hastane yataðýnda iken ziyaret ettim onu. Ellerinin ve kollarýnýn giderek kuruyan derisine dokunmam gerekmiþti. Bir yandan kan veriliyor, bir yandan da gerekli ölçümleri yapýlýp kontrol ediliyordu. Biraz sohbet de edebilmiþtik. Ve ziyaret saati dolduðunda ona yine hoþça kal deyip, titreyen ellerini öperek vedalaþtým. Bu vedanýn ardýndan birkaç hafta arayla yoðun bakýma alýnýp çýkarýldýðýný öðrendim. En son evinde ziyarete gittiðimde ise artýk kalkýp ayakta duracak gücünün de tamamen kaybolduðunu gördüm. Karnýndaki yoðun sancýlarla kývranarak yataðýndan yere kaymýþ ve kendi üzerine kývrýlýp yüzündeki derin telaþa acýsý eþlik ediyordu.

Biliyordum, az sonra yine veda ederek oradan ayrýlacak ve bir süre sonra bu kez onun veda etmiþ olduðu haberini alacaktým. Ve on gün sonrasý öyle oldu.
Sabah saatlerinde bu hayata veda etmiþti ve kýsa bir süre sonra haberi verdiler. Ve düþtüm yola. Leylaklar ve mor salkýmlarýn açtýðýný gördüm, acý evine doðru ara sokaklarda yol alýrken. Beyaz akasyalar yol kenarlarýndan üzerime sarkýyor ve o müthiþ kokularýyla beni büyülüyordu. Her köþeden bir uyanýþ, yenilenme sembolü çýkýyordu karþýma. Papatya kokularýna çimenlerin kokusu eþlik ediyordu. Doða yenilenmiþti ve eskiyi yollamýþtý, geldiði yere.

Son yolculukta onu uðurlamalýydýk. Sevenleri toplanmýþtý ona veda için. Evdeki matem havasý dýþarýdaki bahar havasýna hiç uymamýþtý. Son geldiðimde onun yattýðý odada yaslý yakýnlarý oturuyordu. Ve saati zamaný geldi, dualarla uðurladýk son yolculuðuna. Yalnýz deðildi bu yolculukta. Ama nereye kadar? Gitmesi gereken yere kadar onunla gidemeyecekti uðurlayanlar. Onu yalnýz býrakýp dönmeleri gerekiyordu.

Belki de sonsuz yalnýzlýktý onu bekleyen. Bir varmýþ bir yokmuþ gibiydi. Gidiþi þaka gibiydi. Geride býraktýklarý o kalabalýðýn içinde çektikleri acýda yalnýzdý sadece. Tarif edilemez bir sancýydý þu an yaþadýklarý. Ama zamanla azalacaktý, anýlara sarýlacaktý artýk özleyenler. Resimlerde teselli bulacaklardý. Baharý yaz takip edecek, kuþlar cývýldaþacak, yeni bebekler doðacak ama torunu dedesiz açacaktý gözlerini bir ay sonra dünyaya. Mevsimler onun varlýðý veya yokluðuyla ilgilenmeyecek, çiçekler verecekti aðaçlar. Ballarýný yapacaktý arýlar. Gelenlere kucak açýlacak, gidenler uðurlanacaktý. Ne bir eksik, ne bir fazla…

Dünya ölümlü, gün akþamlý derler. Akþam oluvermiþti… Ýlk yalnýzlýk akþamý, geride kalanlarýn. Bir nefes eksik artýk. Bir ses eksik… Aðýrlaþmýþ göz kapaklarýna hâkim olamayacak ve tedirgin bir uykuya dalacaktý onca yýl ayný odayý paylaþan eþi. Ve yeniden sabahlar olacak, güneþ doðacaktý. Bahçedeki ayva çiçek açmýþtý. Erikler meyve baðlamýþtý. Avluya dökülen yapraklar süpürülmeliydi. Yemek piþen ocaklarda bu kez helva piþecekti, yanýk kokusu sinecekti her yana. Bir kez daha nemlenecekti gözler. Dilin ucuna kadar gelip geri dönecekti isyanlar… Yaþama gözlerini açmýþ herkesin bu sona aday olduðu bilinse de alýþmak zor olacaktý yokluðuna.

Bu düþüncelerle dalýp gitmiþti yaþlý kadýn. Yolcu ettiði eþinin yokluðunun ardýndan gelen yeni güne, gördüðü bir düþün ardýndan açmýþtý gözlerini. Düþünde gördüðü 45 yýllýk eþinin ‘’ Çay hazýr mý, haným? ‘’ sorusuyla uyanmýþtý tedirgin ve eksik uykusundan. Doðruca mutfaða gidip koydu ocaða sabah çayýný. Ev halký da yavaþ yavaþ ayaklanmýþtý. Sofraya oturuldu, bir bardak fazla getirilmiþti. O bardaktaki çay kendi kendine, yavaþ yavaþ soðuyacaktý. Týpký içimizdeki acýlarýn, kor gibi yakan acýlarýn, özlemlerin soðumasý gibi. Lokmalar zor çiðnense de, gözler onu arasa da yine bir aradaydýlar iþte. Bir sonraki vedayý kimin yapacaðýný bilmeden. Kimin bardaðýnýn dolu kalacaðýný ve içilmeden soðuyacaðýný bilemezlerdi.

Sokaktan geçen araçlarýn sesleri iþitiliyordu. Arada bir konuþmalar, köpek havlamalarý… Mahzun, boynu bükük yaþlý kadýn oturdu bu kez pencerenin önüne. Sokaðý seyretmeye baþladý. Karþý kahvenin müdavimleri bu kez sokaða taþmýþlardý, bahar tazeliðinden faydalanmak için. Sýcak çaylara katýk ediliyordu dost sohbetleri yine. Yaþam devam ediyordu, etmeliydi. Acýlar yavaþ yavaþ azalacaktý, azalmalýydý. Artýk kendisi olmasa da sevdiðinizin ismini söylerken nasýl sevgi ile titriyorsa yürekler, hala içimizde demektir. Zaten seven de yürek deðil midir? Hep o yüreðin içinde, en derinde kalacaktýr.

Yürekte bir imza gibi
Bir ömür taþýnýr sevdalar.

Yürekler bir deðil, birden fazla sevgi de taþýyabilir. Yüreðinizden sevgiler eksik olmasýn. Bir deðil, birden fazla yürekte olabilmeniz dileðiyle…

Yüreðimizden sevgin hiç eksilmeyecek. Güle güle! Yaþlý Bekir, dede Bekir, baba Bekir, amca Bekir…

Müþerref ÖZDAÞ






.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Hayat böyle bir þey iþte...
Gönderen: Hilâl Erboyacý / , Türkiye
3 Temmuz 2010
Dünya ölümlü, gün akþamlý derler. Akþam oluvermiþti… Ýlk yalnýzlýk akþamý, geride kalanlarýn. Bir nefes eksik artýk. Bir ses eksik… ................... Çok kutluyorum deðerli meslektaþým. Sevgiyle kalýn... /// Teþekkürler Hilâl...( Müþerref ÖZDAÞ)

:: kaçamayacaðýmýz gerçekler
Gönderen: Rüya Bayram / , Türkiye
25 Haziran 2010
2 yýl önceki günlerimi hatýrladým çok hüzünlü ama hüznün gölgesinde çok gerçek, çok güzeldi. Yürekte bir imza gibi bir ömür taþýnýr sevdalar...Tebrikler Sevgili Müþerref //// Teþekkür ederim sevgili Rüya..( Müþerref ÖZDAÞ )

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
24 Haziran 2010
Ýþte geldik, iþte gidiyoruz...Acýklý,ama güzeldi...Teþekkürler.Saygýlarýmla. /// Ben teþekkür ederim sayýn Hüsmüllü. Elbette öyle.. Dünya ölümlü, gün akþamlý demiþler..Hayýrlý geceler, saygýlar. ( Müþerref ÖZDAÞ )




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kendine Yolculuk
Narin Menekþe
Yaþlý Bir Adamýn Hikâyesi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Olsaydým [Þiir]
Sevgi (Seni) Ektim Yüreðime [Þiir]
Ateþi Yakan Bilir [Þiir]
Sahtekarlar Balosu [Þiir]
Sualler (1 ) [Þiir]
Yaþam - Aþk - Tutku - Sevgili [Þiir]
Yaþam Akýyor Yaný Baþýmda [Þiir]
Hani Bir Þarký Var Ya [Þiir]
Zamanýn Kýyýsýnda [Þiir]
Yürekte Bir Ýmzadýr Sevdan [Þiir]


Müþerref ÖZDAÞ kimdir?

Biyoloji öðretmeniyim. 1978'li yýllardan beri edebiyat,þiir,resim ve geleneksel sanatlardan "ebru " ve "kaat'ý " ile uðraþýyorum. Sevgi yolu, Ortanca ve Mahzunice adlý dergilerde yazýlarým yayýnlanmaktadýr. Turkhaber ve Cbhaber internet gazetelerinde de köþe yazarlýðý yapmaktayým. Edirne-Uzunköprü SES gazetesinde de yazmaktayým. Yaþamýn en iyi öðretmen olduðunu biliyorum. . . Ve sýnavýný en hazýrlýksýz zamanlarda yaptýðýný . YAÞAM BÝR ÞÝÝRDÝR. . . ÞÝÝR DE SEVDAM. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilememeye çalýþýyorum..Herkesin de ne olursa olsun bir süre sonra kendine bir tarz oluþturduðunu düþünüyorum...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Müþerref ÖZDAÞ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.