Düşgücü güzelliği, adaleti, mutluluğu yaratır. -Pascal |
|
||||||||||
|
Yunan mitolojisinde saf, temiz, çıplak genç kız, peri veya hurilere “nemf” (nemphia) denir. Bunlar günlerini çeşitli zevkler peşinde koşarak, örgü örmek, dans etmek, şarkı söylemek ve sularda yıkanmakla geçirirler. Yunanca “nimfi” “gelin, evli kadın, ergen kız” anlamlarına da gelir. Bazı dilbilimciler bu sözcüğün “kabarmış, şişmiş, gül tomurcuğu” anlamlarını da içerdiğini belirtirler. Nemflerin yaşadıkları yerler ormanlar, bahçeler, bağlar, pınar başları, su kaynakları, ırmaklar, vadiler ve serin mağaralardır. Bu bağlamda Yunan mitolojisindeki nemfler ile İslam’ın hurileri arasında büyük benzerlikler vardır. Huriler de nemfler gibi çok güzel, “memeleri tomurcuklanmış”, ölümsüz genç kızlardır ve cennet bahçelerinde yaşarlar: “Kuşkusuz takva sahipleri için bir kurtuluş var. Bahçeler var, bağlar var. Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var. Dopdolu kadehler var.” (Nebe: 31-34) "Müttakiler güvenli bir yerde; bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. İnce ipekten ve parlak atlastan giyinerek karşılıklı otururlar. Böylece biz onları, siyah, iri gözlü hûrîlerle evlendirmişizdir" (Duhan: 54). "Onlar koltuklara yaslanıp kurularak, birçok meyveler ve içecekler isterler. Ve yanlarında da bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş (utangaç bakışlı) yaşıt dilberler vardır" (Sâd: 51, 52). “ (Onlar) cevherlerle işlenmiş tahtlar üzerindedirler. Karşılıklı olarak onların üzerinde yaslanırlar. Çevrelerinde, ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dolaşırlar. Kaynağından doldurulmuş, testiler, ibrikler ve kadehlerle. Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir. Beğendikleri meyveler, Canlarının çektiği kuş etleri, İri gözlü hûriler saklı inciler gibi, dalbastı kirazlar, meyve dizili muzlar, uzamış gölgeler, fışkıran sular. Pek çok meyve arasında tükenmeyen ve yasaklanmayan. Ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler. Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık). Onları bâkireler yaptık. Hep yaşıt sevgililer,” (Vakıa: 15-23, 28-37) Gözleri iri ve siyahı çok siyah, beyaz kısmı da çok beyaz olan bu hurilerden her mümine iki adet verilecektir. Hadiste şöyle der: "Cennet ehlinden her birinin iki kadını vardır ki, vücutlarının şeffaflığından baldır kemiklerinin ilikleri etinin üstünden görünür” (Buhârî, Bedül Halk, 59, Sıfâtül Cennet). NEMFOMANİ Cinsel bir hastalık olan “nemfomani” kadında sürekli cinsel ilişkide bulunma arzusu, cinsel taşkınlık, azgınlık anlamına gelir. Sanıldığının aksine bir çok genelev kadını ve fahişe aslında "nemfoman" olup bu işi kader kurbanı olduklarından değil zevk aldıklarından dolayı yapmaktadır. “Kader kurbanı” martavalı bu işin kamuflajıdır. Her ne kadar, ünleriyle roman ve filmlere konu olan Kleopatralar, Messalinalar, Borjiyalar bu sapkın cinsel davranışın örneklerini sergiliyorlarsa da, toplum içerisinde nemfomanların oranı düşüktür. Ancak, cennetteki hurilerin, eğer yapacak başka bir işleri olmayacaksa, nemfomanik eğilimler taşımaları kaçınılmaz gözüküyor. Yunan mitolojisindeki hiç yaşlanmayan ve hep genç kalan nemfler kendilerini şehvet dolu insan başlı atların (Satirler) taciz ve saldırısından korumak durumundadırlar. Ancak, huriler için böyle bir tecavüz tehdidi yoktur. Çünkü, insan başlı atın İslam mitolojisindeki karşılığı El Borak dişi bir attır. Kanatları olduğundan Pegasus’a da benzer, yüzü insan (kadın) yüzüdür. Başında da taç vardır; Satir ile Pegasus’un birleşimden oluşmuştur. O halde, El Borak kısrak olduğundan hurilere saldırması söz konusu olamaz. Muhammet bu insan başlı kanatlı ata binerek Miraca çıkmıştır. HURİLERİN CİNSELÖZELLİKLERİ İslam Ansiklopedisinin yorumuna göre Cennette hurilerle birlikte mümin kadınlar da olacağı anlaşılıyor. Bu kadınlar kimi yorumculara göre cinlere eş olacaklardır. Nitekim bu huri ve kadınlara daha önceden hiçbir erkek dokunmamış olacağı gibi, hiçbir cin de dokunmamış olacaktır: “ Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur. Sanki onlar yâkut ve mercandırlar. İçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır. Çadırlar içerisinde gözlerini yalnız kocalarına çevirmiş hûriler vardır. Bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur. Yeşil yastıklara ve hârikulâde güzel işlemeli döşeklere yaslanırlar.” (Rahman: 56, 58, 70, 72, 74, 76) Prof. Süleyman Ateş’in çevirisi daha gerçekçi ve açıktır: “Onlardan bakışları kısa (yalnızca kocalarına bakan) öyle dilberler de var ki bunlardan önce onları ne insan ne de cin kanatmamıştır. Sanki onlar yâkut ve mercandırlar. Onlarda da iyi huylu, güzel kadınlar vardır. Çadırlara kapanmış içerisinde hûriler vardır. Bunlardan önce onları ne insan ne de cin kanatmamıştır. (Cennettekiler) yeşil yastıklara ve hârikulâde güzel işlemeli döşeklere yaslanırlar.” (Rahman: 56, 58, 70, 72, 74, 76) Bu dilberlere kimse “dokunmadığı” ya da “kanatmadığı” için bunların kızoğlan kız olduğu yüzde yüz kesindir. Yaşar Nuri Öztürk ise çevirisinde “kanatmak” yerine “kirletmek” yüklemi kullanılmıştır. Ancak, cennetteki cinselliği "kirletmek" olarak yorumlamanın pek doğru olmadığı kabul edilmelidir. Cennete gidecek mümin kadınlara “ne” verileceği tartışmalıdır. Bir kısım ulema cin derken bir kısmı da bunlara erkeklikleri güçlü genç oğlanlar verileceğini savunur. CENNET SEKS ARENASI MI? Tüm bu apaçık anlatımlara rağmen “Kuran’daki İslam” isimli eserinde Prof. Yaşar Nuri Öztürk cennetin bir seks arenası olarak görülmemesi gerektiğini söyler, cinsel ilişki olamayacağını savunur. İyi de her şey ayan beyan ortada zaten. “Kanatmak, kirletmek” söz konusu ise, “memeler tomurcuklanmış” ise, cinsel ilişki olması kaçınılmazdır. Bu nedenle, Öztürk’ün, sui generis, yorumu ancak kendisi için bir temenni olabilir. Sonra oradakiler evleniyorlarmış. Öyle gayrimeşru ilişki falan hiç olabilir mi? Bunu hayal edenler şehvetlerinin kurbanı olmuş Şevketlerdir. Böyle tiplerin cennete değil ama nereye gidecekleri zaten bellidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hulki Can, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |