..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bana arkadaþýný söyle, sana kim olduðunu söyleyeyim. -Cervantes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yerler > Nükhet Everi




2 Aðustos 2005
Ýðde Aðacýna Güzelleme Ya da Cunda'nýn Kedileri  
Nükhet Everi
‘Þu kedilere bak, ne kadar uzun bacaklarý var hepsinin’ diyorum Ayhan abiye. ‘Bütün Türk kedileri uzun bacaklý, bizim oradakilerin hepsi bastýbacak demiþti bana bir Alman turist bir defasýnda’ diye ekliyorum. Sadece Ayhan abi deðil


:CCAB:
Süleyman’ýn ýsmarladýðý Cunda’nýn meþhur sakýzlý dondurmasýný yerken gözüm Taþ Kahve ile Deniz Restoranýn arasýndaki iðde aðacýnda.

‘Þu kedilere bak, ne kadar uzun bacaklarý var hepsinin’ diyorum Ayhan abiye. ‘Bütün Türk kedileri uzun bacaklý, bizim oradakilerin hepsi bastýbacak demiþti bana bir Alman turist bir defasýnda’ diye ekliyorum. Sadece Ayhan abi deðil, sözlerimi duyan herkes dönüp iðde aðacýnýn önünden Taþ Kahveye doðru yürüyen kedilere bakýyor. Gülümsüyorum.

Saat altý olmuþ ama etraf çok aydýnlýk, güneþ hala tepede. Cunda akþama hazýrlýk yapýyor. Tüm restoranlarda masalar hazýrlanýyor. Buraya ait olmadýðý fazlasýyla belli olan insanlar bir oraya bir buraya yürüyor, önümden geçiyorlar.

Çevremdeki insanlara bakýyorum, etraftan geçenlere de. Kimse fark etmiyor iðde aðacýný. Göz kýrpýp gülümsüyorum iðde aðacýma.

Bacaðýmda bir acý, sanki iðne batýrýlmýþ gibi. ‘Ay’ diye baðýrýyorum. Kulaðý kesik minik suratlý tekir yüzüme bakýyor. Patisiyle ‘ben buradayým’ diyor bana. ‘Akþam balýðýmý veririm, þimdi sana verecek bir þeyim yok’ diyorum. Sanki anlamýþ gibi bakýyor ve o da diðer kediler gibi salýna salýna Taþ Kahveye doðru yürüyor.

Tüm kedilerin üstüne alýnacaðý bir ‘pisi pisi pisi pisi’ çekiyorum. Birkaç tanesi koþarak yanýma geliyor, kendini sevdirenleri sevmeye baþlýyorum. Gözümün önünden son zamanlarda ne hikmetse çoðalmaya baþlayan kötü resimler geçiyor. Ýnsan müsveddelerinin hayvanlara yaptýklarý kötülükler... Gözlerim doluyor.

Garsonlardan biri deniz kenarýndaki masalarý hazýrlamak için yanýmdan hýzla geçerken ‘kediler sizi özlemiþ Nükhet haným’ diyor. Hani bana o anda dünyanýn tüm ödüllerini, armaðanlarýný verseler, bu kadar mutlu olamam. Biraz kasýlarak ve kedilerin baþlarýný okþamaya devam ederek ‘özlerler tabii, insanlar o kadar sevgisiz oldular ki’ diyorum, ama garson beni duymuyor bile.

Gözüm gene iðde aðacýna takýlýyor. Normalde hep balýkçý aðlarý dolanmýþ vaziyettedir gövdesine. Ama bu aralar aðlarýn hepsi yerde. Sepetler de aðacýn yanýnda iç içe konmuþ öylece duruyorlar.

Düþünüyorum da, bunca senelik ömrümde böyle takýldýðým, aklýmýn ve gönlümün ayný anda böylesine kaydýðý baþka bir aðaç yok.

Ben ona ne zaman aþýk olmuþtum? Bundan yýllar önceydi. Cunda’da yemek yiyordum Taþ Kahvenin hemen yanýndaki Deniz restoranda. Restoranýn yan sokaðýnda bir resim sergisi vardý. Restoranýn sahiplerinden Ayhan abinin sonralarý çok sevdiðim bir arkadaþým olacak olan karýsý Emine Alýþýk’ýn sokak sergisi. Resimlerden birinde Taþ Kahve’nin yanýndaki iðde aðacý ve aðacýnýn gövdesine doladýðý aðlarýný tamir eden bir balýkçý var. O resimde iðde aðacýna deðil de balýkçýya daha dikkatli baktýðýmý, hemen iðde aðacýnýn yanýna gidip dakikalarca onu incelediðimi hatýrlýyorum. Hatta onunla konuþup, ne kadar da zeytin aðaçlarýna benzediðini, ama gözüme onlardan daha güzel geldiðini söylemiþtim. Elimi dudaklarýma götürüp parmaklarýma bir öpücük kondurup sonra da parmaklarýmý iðde aðacýnýn gövdesinde gezdirmiþ ve ona ‘bundan sonra sen benim aðacýmsýn’ demiþtim.

Garsonlar deniz kenarýndaki masalarýn yanýndaki fesleðenleri ve bitkileri suluyorlar. Aklýmdan geçenleri okumuþ gibi ‘Pencerenin önündeki fesleðenleri sulatmýyorum, akþam geleceksin herhalde, o senin görevin’ diyor Ayhan abi. Gerçekten de Deniz Restoranýn önündeki fesleðenleri ve diðer tüm saksý bitkilerini orada olduðum zaman ben sularým, kimseye de sulatmam.

Yüzümü Ayhan abiden tarafa çevirince arkasýndan yaklaþmakta olan beþ adam gözüme çarpýyor. Beþi de nevi þahsýna münhasýr diyeceðiniz tarzda. Ta uzaktan dikkatleri üstlerine çekiyorlar.

‘Bunlar kim?’ diye soruyorum Ayhan abiye. Ayhan dönüp benim baktýðým tarafa bakýyor ve yüzünde zaten onlarý bekliyormuþ gibi bir gülümsemeyle ‘Onlar her Salý gelirler buraya böyle’ diyor. ‘Hepsi emekli, çoðu doktor. Salý akþamlarý Ayvalýk’tan otobüse biner buraya gelir, balýklarýný ýsmarlar, sonra Taþ Kahveye gider kaðýt oynar gelir, yemeklerini yer, tekrar kahveye gider, bir el daha oynar, sonra da Ayvalýða dönerler.’
Adamlarda deðiþik bir þey var. Ne olduðunu ilk anda çözemiyorum. ‘Çok þekerler’ diyorum alçak sesle.
Adamlar muzip muzip gülümseyerek balýk dolabýna yaklaþtýlar, Ayhan hemen yanlarýna gidip onlarý selamladý. ‘Ne balýk var?’ diye sordu bir tanesi. Ayhan balýklarý saydý. Ýçlerinde bir tanesi –ki bence grubun tüm havasýný veren o, ufak tefek son derece muzip bir adam- ‘Sonra ýsmarlarýz, yemeðe buradayýz nasýl olsa’ dedi. Ayhan sanki bu cevabý bekliyormuþ gibi gülümseyerek ‘tamam’ dedi. Adamlar birbirleriyle þakalaþa þakalaþa Taþ Kahveye doðru yürüdüler.
‘Kim bunlar ya?’ diye tekrar sordum.
‘Salýcýlar’ dedi Ayhan abi.
‘Çok þekerler, bayýldým ben bu adamlara’ dedim.
Kahveye girene kadar baktým arkalarýndan. Ýðde aðacýnýn önünden geçip Taþ Kahveye giriyorlar. Aðlar yerde duruyor, balýk sepetleri de aðlarýn yanýnda. Bir köpek aðlarýn üzerine tuvaletini yapýyor. Güldüm.
‘Ne oynuyor bunlar?’ diye sordum, sanki anlarmýþ gibi.
‘Maça Kýzý’ dedi Süleyman. Ayhan da, Süleyman da muzip muzip gülüyorlardý.

Akþam çöktü Türkiye’nin en batý noktalarýna da. Cunda’nýn üzerine ay doðuyor, hem de dolunay. Ne yesem? Kedileri de beslemem lazým. Ýçeri girip mezelerimi ýsmarlýyorum, genelde otlar ve börülce aðýrlýklý. Çoðunu kedilerin yiyeceði harika balýklar da sipariþ ediyorum. Deniz kenarýndaki masalar týklým týklým dolu. Ýðne atsan yere düþmez. Her zamanki gibi kapýnýn yanýndaki masama yerleþiyorum ve deniz kenarýnda oturan insanlarý anlamadýðýmý düþünüyorum. Sanýrým benim gibi düþünen birileri daha var. Bir karý koca. Onlar da restoranýn önünde oturuyorlar benim gibi. O da ne? Sonradan adlarýný ve kim olduklarýný öðrenip koyu sohbete dalacaðým bu çiftin (Necdet bey ve hanýmý) etrafý kedi dolu. Kýskanýyorum. Neden benim yanýmda deðil kediler? Sanki Cunda’nýn tüm kedileri onlarýn etrafýný sarmýþ. (Çok doðal. Bir insan ki, hayvan haklarýndan bahseder, hayvaný sevmek Allah’ý sevmektir der... Kaçar mý kediler onun gibi insanlardan? Böyle insanlarýn varlýðý gözümün önündeki o kötü fotoðraflarý yok etmiyor belki ama biraz umutlandýrýyor beni.) Hayda, bir tane uzun tüylü çok güzel tekir adamcaðýzýn önce kucaðýna sonra da sýrtýna ve omzuna çýkýyor. Necdet bey bir þey demiyor, kediyi rahatsýz etmeyecek biçimde oturuþunu ayarlayýp yemeðini yiyor. Onlarýn masasýndaki balýklar ve diðer yiyecekler tükenince tüm kediler benim masaya hücum ediyorlar. Biraz evvel omuzlarda dolaþan kedi de kucaðýmda ve elimden balýk yiyor. Kesik kulak minik tekir de pati ata ata benden balýklarýmý alýyor.

Bir sonraki Salý ve onu takip eden Salý günlerinde fark ediyorum ki, Cunda’nýn kýþ aylarýný özlüyorum ben. Hemen bir çare bulup yaz aylarýnýn Cunda fotoðrafýnýn üstüne montajladýklarýný yok etmem lazým. Yoksa gözüme garip görünüyor her þey. Bir þey dikkatimi çekiyor: Her Salý ayný þeyler yaþanýyor. Saat altýya doðru ben hep Deniz restoranýn deniz kenarýndaki masalarýndan birinde çay içip, ‘akþama geliyorum’ diyorum, beþ dakika sonra Salýcýlar eksiksiz geliyorlar, balýk dolabýnýn önünde ‘ne balýk var?’ diye sorup önce Taþ Kahveye gidip kaðýt oynamaya sonra yemek saatinde balýðý seçmeye karar veriyorlar. Bu arada Cunda’nýn kedileri iðde aðacýnýn önünden Taþ Kahveye doðru yürüyorlar. Ben akþam geldiðimde Deniz restoranýn önündeki masama oturuyorum, fesleðenleri ve diðer bitkileri suluyorum. Necdet bey ve hanýmý da ayný masalarýnda oturuyorlar. Ayný kediler yerlerini alýp balýklarýný yiyorlar. Gene o tekir Necdet beyin omzunda. Salýcýlar yemeðe oturup etraftaki masalarý gülme krizine sokup tekrar Taþ Kahveye gidip bir el daha kaðýt oynayýp yavaþ yavaþ dönüþe geçiyorlar.

Bir döngünün farkýna varýyorum. Sanki evrenin hareketi gibi bir hareket var, bir dönüþ. Dikkatli bakýnca görüyorsun bunu. Bir de bunun dýþýnda, bu dönüþün tersine dýþ halkayý oluþturan bir dönüþ var ki, o da iþte fotoðrafýn üstüne geçici bir süreliðine montajlananlar.

Bu arada ben iðde aðacýný neden bu kadar çok sevdiðimi buldum galiba. Ýlk önce zeytin aðacýna benzediði için olsa gerek diyordum. Olabilir de tabii. Ama aslýnda iðde aðacý insana benziyor. Ömrü insan ömrü kadar, 60-80 yýl. Daha fazla yaþamýyormuþ. Bu beni çok etkiledi. Bir de insan gibi her ortama uyum saðlýyor, her yerde yaþayabiliyor. Araþtýrdým ve öðrendim ki, güneþli, sýcak ve kuru yerlerde, sýð-kuru, çok fakir topraklarda yetiþir, kirece ve tuzlu topraklara, kent iklimine dayanýr, hatta deniz suyu ile ýslanan topraklarda bile yetiþirmiþ. Bu onu daha da sevimli kýldý gözümde, daha bir sevdim.

Aðacýma dönüp baktým. Dibinde uzun bacaklý bir Cunda kedisi oturmuþ temizlik yapýyor. Tüm Cunda kedilerinin kendine ait uzun hikayeleri var. Baþýný kaldýrýp bana bakýyor. Bir öpücük yolluyorum ona. Ýlgilenmiyor ve temizlenmeye devam ediyor. Ýðde aðacýma bakýyorum, yanýna gidip ona dokunmak, kabuklu gövdesini öpmek istiyorum. ‘Saçmalama deli derler’ diyor bana gibi geliyor iðde aðacým. Uzaktan sarýlýyorum ona ve hissediyorum gövdesinin kabuklarýný. Kedi tekrar baþýný kaldýrýp bana bakýyor: ‘Biliyor musun’ diyorum kediye, ‘bana þimdi sorsan, desen ki, bana Türkiye’nin herhangi baþka bir yerinde baþka bir iðde aðacý göster, inan bilmiyorum.’ ‘Haydi yürü’ der gibi bakýyor suratýma tekrar. Dýþtaki halkaya ait olmamak ve içteki halkanýn dönüþünü bozmamak için yoluma devam ediyorum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yerler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Zaman Amazon Zamaný
Asýrlýk Lezzet 'Konyalý' Artýk Baþkent'te
Doðu'nun Nazlý Gelini: Kars
Gel Yine... Geleceðim!
Assos, Cunda ve Paþam Cafe - 1
Antalya Denince... 7mehmet
Gurbet Elde Bir Baþýma...
Ege Gurbet Deðil mi?
Ýki Milyon Tl'ye Özgürlük!

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cunda Adasý, Pateriça ve Paþam Cafe - 2
Mardin'de Bir Akþamüstü
Avucumdaki Yürek
Halikarnas Balýkçýsý, Murathan Mungan, Turizm Haftasý ve Kel
Açýkhava Akýl Hastanesi
'Hava Durumu' Deyince...
Gecikmiþ Bir Mektup...
Yazmak... Ama Neden, Neyi ve Nasýl Yazmak?
Bir Anadolu Efsanesi Troya
Doðum Günün Kutlu Olsun!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sevgili Hrant Dink! [Eleþtiri]
Cnn Türk'e Yakýþmadý! [Eleþtiri]
Güvercinime Güvercin Postasý [Eleþtiri]
Türkiye Bu Mudur? [Eleþtiri]
Bu Gafýn Faturasýný Kim Ödeyecek? [Eleþtiri]
Okuduðunu Anlamak [Eleþtiri]
Sen de Kardeþini Seç... [Eleþtiri]
Ýmdat! Rtük Uyuyor Mu? [Eleþtiri]
Mor Yakup Manastýrý (Salhe/barýþtepe - Turabdin) [Ýnceleme]
Hazan Sesli 'Deli Düþ' [Ýnceleme]


Nükhet Everi kimdir?

Bozkýrlardýr gözleri. . .

Etkilendiði Yazarlar:
William Shakespeare, Gabriel Garcia Marquez, F.G. Lorca, Hermann Hesse, Max Frisch, Paul Auster, Jean Paul Satre, Can Yücel, Özdemir Asaf, Edip Cansever, Cevat Þakir Kabaaðaçlý, Murathan Mungan


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nükhet Everi, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.