..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçek bir sevgide diðer insanýn iyiliðini istersin. Romantik sevgide diðer insaný istersin. -Margaret Anderson
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Türkiye > Nükhet Everi




19 Nisan 2005
Halikarnas Balýkçýsý, Murathan Mungan, Turizm Haftasý ve Kel  
Nükhet Everi
Ne güzel aydýr Nisan! En sevdiðim ay... Nasýl sevmem? 11 Nisan doðum günüm ve Þanlýurfa’nýn kurtuluþu, 17 Nisan Halikarnas Balýkçýsý’nýn doðum günü, 15 – 22 Nisan Turizm Haftasý, 20 Nisan Birecik (Þanlýurfa) Kelaynak Festivali, 21 Nisan


:CDII:
Ne güzel aydýr Nisan! En sevdiðim ay... Nasýl sevmem? 11 Nisan doðum günüm ve Þanlýurfa’nýn kurtuluþu, 17 Nisan Halikarnas Balýkçýsý’nýn doðum günü, 15 – 22 Nisan Turizm Haftasý, 20 Nisan Birecik (Þanlýurfa) Kelaynak Festivali, 21 Nisan da Murathan Mungan’ýn doðum günü.

Nisan yapar, insan övünür diyeceðim neredeyse. Muhteþem bir insan gelmiþ dünyaya bu ayda: Halikarnas Balýkçýsý Cevat Þakir Kabaaðaçlý.

Sahip çýkmadýðýmýz, çýkamadýðýmýz Anadolu’muzun Sesidir ‘O’. Sahip çýkmadýðýmýz, çýkamadýðýmýz tarihimizin babasýdýr ‘O’. Türk Turist Rehberlerinin piridir, dünya çapýnda bir rehberlik mesleðinin ortaya çýkmasýnda, tanýnmasýnda ilk isimdir ‘O’. Araþtýrmalarýyla, yazdýklarý ve çizdikleriyle arkeologlarýn önünü açan adamdýr ‘O’.

Manevi evladý Þadan Gökovalý’nýn dediði gibi, ‘Ne mutlu Anadolu’ya ki Balýkçýsý, ne mutlu Balýkçýya ki Anadolu’su var!’

Sabahattin Eyüboðlu’nun deyimiyle Anadolu denen hazineyi Balýkçý denen altýn anahtarla açalým bakalým, alýn size onun o eþsiz üslubuyla minik bir örnek:

“Yýl, Ý.Ö. 586... Dört mavi limanlý Miletos kentinin deniz kenarýnda bir melengeç aðacý gölgesinde güleç yüzlü birkaç yaþlý insan oturuyordu. Kadýnlar, kýzlar, flüt ötüþü gibi uzun amforlarýný omuzlarýna dayamýþlar,uzun Ýyonya pelopslarýný yelpirdete yelpirdete çeþmeye (ninfeon’a) su doldurmaya gidiyorlardý. Denizde kuðu süzülüþlü kadýrgalar, limana, açýða kayýyorlardý upuzun. Kentin güneþ yanýðý yollarý kaynaþan bir Lidyalý, Panfilyalý, Eolyalý kalabalýðýyla fýkýr fýkýrdý. Ýhtiyarlarýn biri, yanýndaki güleç yüzlü ihtiyara, ‘Thales, seni her günkünden neþeli görüyorum, yoksa bu yýl yine tüm yaðhaneleri mi kiraladýn?’ diye sordu. Thales denilen yaþlý, güle güle cevapladý: ‘Hayýr a caným, geçen yýl, senin gibi bir Fusiyologos (*) ticaretten ne anlar, dediler de... Ticarete aklýmý versem çok zengin olacaðýmý ispat etmek için yaðhaneleri kiralamýþtým. Çünkü o yýl zeytinyaðý ürününün bereketli olacaðýný sezmiþtim. Böylece zeytinyaðý fiyatýný dilediðim gibi yükseltmiþtim ki; görsünler; bir Fusiyologos, aklýný para yapýcýlýða verince n’olurmuþ? Ama onu bir kez yaptým, o kadar...’ Öteki ihtiyar, ‘öyleyse þimdi neye seviniyorsun?’ Thales cevap verdi: ‘Önümüzdeki yýl güneþ, þu þu tarihte, tam olarak tutulacak. Bugün, tutulma gününün hesaplarýný yaptým. Ona seviniyorum iþte...’

Böylece, Anadolu’da, Ýyonya’nýn þen ve esen kenti Miletos’ta Ýsa’dan önce Altýncý Yüzyýlda, dünya tarihinde ilk olarak insanoðlu, kozmosa salt doðasal yorumlama yolundaki ilk yaman davranýþýný yapmýþtý.

Thales (Ý.Ö. 640 – 550) böylece, Ý.Ö. 28 Mayýs 585 günü olacak güneþ tutulmasýný bir yýl önce hesaplamýþtý. Böyle bir hesabýn yapýlabilmesi, ancak yüzyýllardan beri bilginin birikmiþ olmasýyla mümkündü. Bu bilgi, baþka yerde deðil, Anadolu’da birikmiþti ve Doðudan gelmiþti...( ) Zaten Herodotos Thales’in ýrk itibarýyla Fenikeli olduðunu yazar (Kitap I, 168-70). Belki de Fenikeli deðildi, ama böyle deyiþin doðru olmasý ihtimali vardý ki, böyle diyebiliyordu... ( ) Ýyonlardan önce Mýsýr ve Sümerlerin ampirik buluþlarý, bir sürü büyüsel kaba saba mitolojiyle yüklüydü. Anadolu kafasý o yükleri, mitolojinin kabasýný da sabasýný da söküp atmýþtý...” (Anadolu’nun Sesi / Halikarnas Balýkçýsý – Ýyonya –Anadolu) (**)
25 Nisan 1965’de Azra Erhat’a yazdýðý bir mektupta insaný bayaðý düþündürecek bir konuya deðinir. Kendisi de sonunda söyleyecektir, ben de belirtmek isterim, öyle bir hesap yapar ki, böyle bir hesabý bugüne kadar yapan olmamýþtýr.

“Felsefe Yunanistan’a geçince ethique ile meþgul oldu yüzyýllarca. Bu ethik felsefenin estetik’indeydi. Ý.Ö. 4. yüzyýldan beri ethike hemen hemen hiç yeni bir þey ilave edilmemiþtir. Çünkü ethik dinlere geçmiþtir. Physiologia belki dört yüzyýl yaþadý Ýonya’da, Yunanistan’da onun yerini Theologia’lar aldýlar. Sonra Baðdad ve Ýspanya Araplarýnda iki yüz yýl fen ilerlemiþ, sonra gene durmuþ. 18. ve 19. yüzyýllarda Avropa gene ilerlemiþ. Demek ki Ýonya 4, Baðdad ve Araplar 2, Avrupa 2 yüzyýl, topu topu 8 yüz yýl uðraþýlmýþ fen için. Bu da 26 yüzyýl içinde. 18 yüzyýl süresince ise Theologia –baþka baþka dinler þeklinde- insanlarý birbirine kýrdýrmýþ. Bu kýrdýrmada milyonlarca insan öldürülmüþ. Belki de fen ile uðraþýlan yüzyýllarda, fen ile uðraþanlar topu topu 50.000 kiþiydi. Yani 24 yüzyýlda 50.000 kiþidir ki günümüzün maddeci uygarlýðýna bizi ulaþtýrdý – böyle bir hesabý þimdiye deðin yapan olmadý.” (Azra Erhat / Mektuplarýyla Halikarnas Balýkçýsý) (**)

(*) Fusiyologos: Fen bilimci, atomist.
(**) Balýkçýnýn üslubunu bozmamak adýna alýntýlarý kitaplarda olduðu gibi býraktým. Herhangi bir müdahale yapmadým.


Tabii sevgili Balýkçým böyle bir hesabý yapan olmaz, olamaz. Sonra nasýl sýðýnacaklar eski püskü bilgilerin ardýna? Her þeyi Batýya baðlama takýntýsýna?
     
Balýkçý hep þöyle der: “Kuþaklarca tekrarlana tekrarlana insanoðlu kafasýna saðlamca oturagelmiþ yargýlarý eleþtirmek, protesto kýyametlerini davet eder. Bu protestolara karþý yek at yek mýzrak çýkanlar, yargýlarýnýn dayanaksýz kalmamasýna dikkat etmelidirler.”

Ya da: “Kuþaklar süresince, çocukluk çaðýndan beri yapýlmýþ telkinleri ve çoðu yalan olmakla beraber, tekrarlana tekrarlana kutsal bir gerçek düzeyine getirilmiþ olan kanýlarý yýkmak kolay deðildir.”

Biz profesyonel turist rehberlerinin piridir ‘O’. Yolunda yürümemiz gereken biridir ‘O’.

Gönlünü seveyim Balýkçý!

17 Nisan ‘O’nun doðum günü, benim de 11 Nisan. Sevgili Balýkçý bana her sene bir hediye verir, ama 11 Nisanda deðil, 17 Nisanda. Neden mi? Gayet basit. Eðer 11 Nisanda verirse anlamam da ondan. Her sene 17 Nisanda müthiþ bir hediye...

17 Nisanda Almanca rehber Caner Ç. ile telefonda konuþuyoruz:

-     ‘Çok yoðunlaþýyorsun deðil mi mesele Balýkçý olunca?’ diye soruyor.
-     ‘Evet’, diyorum.
-     ‘Balýkçý biz rehberler için gerçekten çok önemli. Herkes onun gibi olsa... Gerçi var ondan birkaç tane aramýzda, bir tanesi de sensin, diþisi...’ diyor.

(Caner’in gülümsemesini görür gibi oluyorum, ama o büyük bir ihtimalle benim yüzümün kýpkýrmýzý olduðunu tahmin bile etmiyor.) Þunlarý söyleyecek gücü buluyorum zorlanarak:

-     ‘Caner, biliyor musun, hayatta yapýlabilecek en büyük iltifatý yaptýn þu anda bana. Keþke o kadar olabilsem. Saðol! Bu bir ömre bedel.’

(Var mý bundan daha güzel bir hediye Balýkçý? Yaþasaydýn senden duymak için canýmý bile vereceðim cümleyi söyletiveriyorsun böyle! Senin rehberlik yaþamýn boyunca bildiklerin içinden unuttuklarýnýn binde birini bilsek yeter bize.)

-     ‘Biliyor musun, ne isterim?’ diyor Caner, ‘Bir gün beni kastedip, Cevat Þakir gibi, Balýkçý gibi rehber desinler isterim, bir devlet baþkaný, bir kral ya da kraliçe araya devlet protokolü falan girmeden benimle gezmek istesin, aynen Balýkçý’ya olduðu gibi, devlet adamlarýnýn, krallarýn, kraliçelerin kendiliðinden Balýkçý bizi gezdirirse olur dedikleri gibi, beni bu adam gezdirsin desin biri...’

Müthiþsin Caner, sen dünyanýn en güzel arzusunu, olabilecek en güzel rüyayý o güzel gönlünde barýndýrýyorsun. Her rehberin hayali bu olmalý aslýnda, herkes Balýkçý’yý örnek almalý. Caner’e þunu diyebiliyorum boðazýma düðümlenen yumruk yumruk bir duyguyla:

-     ‘Böyle bir arzu zaten gerçekleþmiþ bir arzudur Caner. Sen zaten öyle bir rehbersin...’

Gönlünü seveyim senin!

15 – 22 Nisan Turizm Haftasý. Turizmin lokomotifi biz rehberler bu sene biraz buruk kutluyoruz bu haftayý.

Bu haftaki burukluðun nedeni aslýnda tüm rehber camiasýnca malum ama bunu bir de TUREB bünyesi içinden yönetici bir meslektaþýmýn aðzýndan dinleyelim:

“4848 sayýlý Kültür ve Turizm Bakanlýðý Teþkilat ve Görevleri Hakkýnda Kanunun 13. maddesinin m bendinde Araþtýrma ve Eðitim Genel Müdürlüðünün görevleri arasýnda "...rehberlerin çalýþma usul ve esaslarýný düzenlemek, rehberlerin bilgilerinin güncellenmesine yönelik eðitim programlarý ve diðer çalýþmalarý gerçekleþtirmek, rehberlikte uzmanlaþmayý saðlamak, denetimler yapmak, belgesiz rehberliði önlemek, rehberlik hizmetlerinin etkin ve verimli bir þekilde yürütülmesine yönelik gerekli tedbirleri almak veya bu görevlerin meslek kuruluþlarý, üniversiteler, ilgili kurum ve kuruluþlar ile iþbirliðiyle veya Bakanlýðýn denetim ve gözetimi altýnda bunlarca yapýlmasý suretiyle yürütülmesini saðlamak" ifadesi de yer almaktadýr.

Burada da görüleceði gibi Bakanlýk, zorunlu olduðu mesleki sorunlarý çözmek yerine, belgeli rehberleri cezalandýrmak için adeta yarýþýr bir tutum içinde bulunmaktadýr.

Bakanlýk, kaçak rehberliðin ve rehberlik sorunlarýnýn bu kadar aðýrlaþmasýnýn en önemli sorumlusunun, yasalara, yönetmeliklere, mesleki etik ve ilkelere aykýrý çalýþan acentalar olduðunu bilmesine raðmen maalesef bugüne kadar hiçbir acentaya ceza verdirilememiþtir. Buna iliþkin de ciddi adýmlar atýldýðýný þahsým adýna düþünmemekteyim.

Disiplin Kurulunun sadece belgeli rehberlere ceza verdiði, belgeli rehberleri denetlediði gerçeðini ben deðil, herkes bilmektedir.”

Ben de tüm rehberler adýna, rehberlere yaþamý dar etmeye, haklarýný elinden almaya çalýþan ve onlarý her dönem cezalandýrmak isteyen düþünce ve davranýþa boyun eðmeyeceðimizi buradan bir kez daha söylemek istiyorum. Yasamýzý çýkartýp hakkýmýzý alacaðýz. Bunu da ne pahasýna olursa olsun yapacaðýz. Bu böyle biline...

Bu ay ne güzel bir ay, daha neler var neler... 20 Nisanda Þanlýurfa Birecik’te Kelaynak Festivali var. Koruma altýndaki bu kuþlarý hiç gördünüz mü? Ben onlara bayýlýyorum, benim gözümde dünyanýn en güzel varlýðý onlar. Herkesi yaþamak ve özellikle üremek için Þanlýurfa’nýn Birecik ilçesini seçen bu kuþ popülasyonuna karþý duyarlý olmaya davet ediyorum. Ekolojik denge sayesinde doðanýn ayakta duracaðýný ve bunun biz insanlar için de ne kadar önemli olduðunu kavrayamazsak boþa kürek çekeriz bu dünya planetinde... Kaçacak ve gidip paçayý kurtaracak baþka yer yok ey insanoðlu! Bu bedende bu dünyada yaþamaya mahkum olduðun sürece çevrene duyarlý ve saygýlý olmayý öðreneceksin, geç kalmadan mümkünse. Türkiye’deki pek çok gerçek hazineden biri olan Kelaynak popülasyonuna duyarlý yaklaþým için yetkili mercileri ekolojik tarýma yönelmeye davet ediyorum.

O kadar zor bir þey deðil bu. Çanakkale Savaþý’nýn 90. yýlýnda yolunuz Çanakkale yöresine düþerse, Troya kazý baþkaný sevgili Prof. Dr. Manfred Osman Korfmann sayesinde o yörenin nasýl ekolojik tarýma yöneldiðini görün. Bilmiyordunuz deðil mi? O kadar zor bir þey deðil...

Son olarak da, 21 Nisanda 50 yaþýna basacak olan büyük bir ustayý, Mardin’li bir ustayý, Murathan Mungan’ý can-ý gönülden kutlamak istiyorum. Senin deyiminle Murathan Mungan, gökyüzüne komþu bir kalenin eteklerine kurulmuþ bir taþkent, Mardin’i bir baþka sevdim... Ömrün uzun, yazacaklarýn, söyleyeceklerin sonsuz olsun büyük usta!

Gönlünü seveyim...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn türkiye kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Cunda Adasý, Pateriça ve Paþam Cafe - 2
Mardin'de Bir Akþamüstü
Sevgilim Mardin © - 1
Sevgilim Mardin © - 2
Sevgilim Anadolu © - 1

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Zaman Amazon Zamaný
Asýrlýk Lezzet 'Konyalý' Artýk Baþkent'te
Avucumdaki Yürek
Ýðde Aðacýna Güzelleme Ya da Cunda'nýn Kedileri
'Hava Durumu' Deyince...
Açýkhava Akýl Hastanesi
Gecikmiþ Bir Mektup...
Yazmak... Ama Neden, Neyi ve Nasýl Yazmak?
Bir Anadolu Efsanesi Troya
Doðu'nun Nazlý Gelini: Kars

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sevgili Hrant Dink! [Eleþtiri]
Cnn Türk'e Yakýþmadý! [Eleþtiri]
Güvercinime Güvercin Postasý [Eleþtiri]
Türkiye Bu Mudur? [Eleþtiri]
Bu Gafýn Faturasýný Kim Ödeyecek? [Eleþtiri]
Okuduðunu Anlamak [Eleþtiri]
Sen de Kardeþini Seç... [Eleþtiri]
Ýmdat! Rtük Uyuyor Mu? [Eleþtiri]
Mor Yakup Manastýrý (Salhe/barýþtepe - Turabdin) [Ýnceleme]
Hazan Sesli 'Deli Düþ' [Ýnceleme]


Nükhet Everi kimdir?

Bozkýrlardýr gözleri. . .

Etkilendiði Yazarlar:
William Shakespeare, Gabriel Garcia Marquez, F.G. Lorca, Hermann Hesse, Max Frisch, Paul Auster, Jean Paul Satre, Can Yücel, Özdemir Asaf, Edip Cansever, Cevat Þakir Kabaaðaçlý, Murathan Mungan


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nükhet Everi, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.