Yaşam ciddi, sanat neşelidir. -Schiller |
|
||||||||||
|
Şimdi? Özgür iradenin vermiş olduğu bedelleri ödüyoruz. Öyle ya… Herkesin kendine göre kişisel bir düşüncesi, fikri hatta pozitif ayrımcılığı söke söke kullanıp arka planda şahsi ve bencilce planı var. Şöyle bir baksana çevrene… Metroda, iş servisinde geçen bomboş zamanlar, hemen elde edilip tüketilenler bedenler, peder sen günahlarımı lütfen affet tadında psikolog kuyrukları ve sonrasında iki tatlı ilgiye kanıp hızlı bir evlilik sonrasında doğurma var… Bak ciddi söylüyorum… Yine de dert değil. Niye? Çünkü eline i phone verilip yetiştirilen bunların yavru zihniyetleri daha üremedi… Onlar üreyince ortalık harbi harbi karışacak. Rabb; geçinden versin. Bu yüzden de öyle bir yozlaşma, kontrol edilme ve ahlaksızlık içindeyiz ki; zerre kadar bu sistemin kendisi konuşulmuyor, aksine hala ortaokul mezunu erkenden evlenmek zorunda ve gece kondularda yaşamak zorunda kalan, koca karılar gibi birbirimizin açıklarını arıyor ve birbirimizi kötüledikçe kendimizi daha iyi hissediyoruz. Niye? Okumuyoruz. Dinlemiyoruz. Bilmiyoruz. Anca bize verilen ve empoze edilen bilgiler üzerinden yorum yapıyoruz. Bir şey oluyor aniden bir gündem belirleniyor… Tüm kanallar aniden onu iteliyor… Biz de hemen yorum yapıyoruz. Gündem değişiyor, hemen ona da yorum yapıyoruz. Peki… Bu yüzden bir kere dahi aşı olmayan cahil cühela biri diye eleştirilen biri olarak; gündemi hem belirlemekte hem de hatırlatmakta fayda görüyorum… Lütfen hatırlatma aşınızı olun. Çift maskenizi de takın. İlla televizyonlardan duymanız mı gerekiyor? Bilim diyor yahu. Tamam tamam kapatalım bu konuyu çünkü kaybı olanlar var amacım kalp kırmak değil… Amacım esas noktaya gelmek… Nedir o? Şudur. Siz onlarla bunlarla meşgul olurken gerçek Dünya’da ne oluyor? İsrail; Arap coğrafyasını inim inim inletip, sağa sola selam çakıyor… Çakacak da… Niye? Çünkü bu ırkın, bu toplumun, bu dine mensup olan bir kavmin; bir ideası, bir vizyonu ve bir amacı var… Bu amaç; asla ama yok olmayacak. Bu elemanlar yemin etmiş, işgal edecekler vaat edilmiş toprakları. Buradan kopuk kopuk olsa da nereye geliyorum? Bu kafayı aziz Alman ressam kendi ülkesine tattırıp koca Avrupa’yı işgal etti. Amma velakin ne hikmetse tarihte kötülenmesine rağmen, hatta ve hatta onun tarafından inim inim inletilenler, O’nun izinden gidiyorlar. Niye? Çünkü öğrendiler. O’nun yolu doğru… Bunun dışında kalıp, bir bütün olamayıp kendini bu fani dünyada eşsiz ve özel sananlar kaybolup gidecekler… Çünkü varlıkları, kendinden sonrakilere armağan dahi değil. Vakti zamanındaki topraktakiler öyleydi, hala da öyle bak. Belki de sorun budur kim bilir?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |