Herkesin derdi baþka. -Orhan Veli |
|
||||||||||
|
Sevgili Ayhan Bey, 23 Kasým saat 23'de sizleri Nizami Sokak 83 numaradaki Koloritkafe restoranýna davet ediyorum. Hürmetlerimle. Nizami Gencevi Caddede yürüyen insanlarý engellediðimin farkýnda olmadan birkaç saniye dondum, olduðum yerde çakýlý kaldým. Karþýdan kendinden beklenilmeyecek biçimde çevik adýmlarla yaklaþan biri ihtiyar, “Lütfen kenara çekilir misiniz?” dedi sertçe. Bu uyarýyla uyandým, kendime geldim. SMS'i taradým ve kanýt olarak telefonumun belleðine kaydettim. Oðluma Sýrlarýn Hazinesi kitabýný verdikten sonra Koloritkafe restoranýna gitmek için ayrýldým. Bu gizemli ‘SMS’in düþüncelerimi darmadaðýn ettiðini, elim ayaðýmýn titrediðini fark edince arabamla deðil, taksiyle gitmeye karar verdim. Öyle deðiþmiþtim ki evde ne kadar dikkatli davransam da ‘Sana ne oldu?’ demelerini engelleyemedim. Eþime, yolda olmuþ daha doðrusu olmamýþ bir trafik kazasý gördüðüm yalanýný söyledim. Takside yol boyunca, bu mesajýn anlamýný ve kimin, hangi amaçla yazmýþ olabileceðini düþündüm, telefonu anlamsýzca kurcaladým. Arkadaþlarýmýn þakasýydý bu belli. Ancak bu esrarengiz bilinmeyen numara beni korkutuyordu. Birçok seçeneðim olmasýna raðmen hiçbiri beni ikna etmedi. Herhangi bir mantýksal akýl yürütemiyordum; iþte, gizemli bir SMS karþýsýnda zayýf düþmüþtüm. Sadece akrabalarýma deðil, en yakýn sýrdaþýma bile bu konuyu bildirmedim. Ne yapabilirlerdi ki? Onlar da en az benim kadar þaþýracaklardý o kadar. Ama bana karþý bir suikast filan mý düzenleniyordu ne? Aklým gidip geliyordu. Hele suikast filansa arkadaþlarýmýn dostlarýmýn akrabalarýmýn baþýný belaya sokmamalýydým. Ama kim bana suikast düzenler ki? Neden düzenlesin? Dayanamadým, saat 19:30'da Koloritkafe restoranýna yaklaþtým. Kapýsýnda gezinerek Nizami Gencevi'yi beklemeye baþladým. Daha erkendi ve geçen her saniye bana bir yýl gibi geliyordu. Çok heyecanlýydým. Bu nasýl olabilirdi? Öleli neredeyse bin sene olmuþ Nizami Gencevi nasýl yeniden ortaya çýkabilir ve varlýðýný sadece ruhsal olarak deðil ayný zamanda fiziksel olarak da üstelik böyle teknolojiyle filan gösterebilirdi? Saat kulesi 19.59:59'u vurduðunda gittikçe seyrekleþen kalabalýk arasýndan bir adam belirdi, yanýma yaklaþtý ve derinlerden gelen yumuþak bir sesle, "Merhaba Ayhan bey" dedi. Çatlak bir sesle, “Merhaba” diyebildim. Ne resimlerdeki Nizami, ne de hayalimdeki Nizami’ydi. Gerçek hayattaki kadar parlak, güzel, yakýþýklý ve büyüktü. Dünyada hiçbir lider, hiçbir ünlü Hollywood aktörü bile yakýþýklýlýk konusunda onunla rekabet edemezdi. Onu hep bin yýl önceki giysilerle düþünmüþtüm ama evet modern giysiler içinde çok çekiciydi, mükemmeldi. Restorana girdikten sonra beni masalardan birine oturmaya davet etti ve buluþma teklifini kabul ettiðim için teþekkür etti. Ne yemek istediðimi sorduktan sonra garsona nazikçe sipariþleri verdi. Þaþkýnlýðýmý ne kadar saklamaya çalýþsam da o her þeyi duyumsuyordu. Son derece yumuþak bir dille: “Bu kadar heyecanlanmana gerek yok Ayhan Bey…” Biraz durdu: “Teessüfünüzü de normal karþýlýyorum. Ama evet, ben Nizami Gencevi'yim!” O an ne kadar uykudaymýþ gibi sersemlemiþsem de kekeleyerek de olsa, “XII. yüzyýlda yaþamýþ ve sadece Azerbaycan'da deðil tüm dünyada tanýnan Þeyh Nizami Gencevi mi” diye sorabildim. “Evet öyle. Ben oyum.” Göðsünden ayaðýna doðru elini indirerek, “Baþtan ayaða ve tüm ruhumla ben Nizami Gencevi'yim!” dedi. Ýtirafý beni biraz rahatlattý, kekemeliðim de düzelmeye baþladý: “ “Bu nasýl olabilir? Nasýl bu dünyaya döndünüz ve yeniden ortaya çýktýnýz?” Tamamen soðukkanlý bir sesle: “Þairlerin ölümsüz olduðunu bilmiyor musun? Onlar her iki dünyada da sað ve selamettedirler. Diðer insanlar onlarý görme ve hissetme yeteneðine sahip deðildir.” Bense duygusal bir sesle, "Elbette, elbette þairler ölümsüzdür…" dedim ve merak ettiðim soruyu sordum: “Nasýl oldu da bana yeryüzünde hiçbir devlete veya tüzel kiþiye ait olmayan numara ve kodlu bir mesaj gönderebildiniz?” dedim. O ayný soðukkanlý sesiyle: “Allah, þairlerin hayal güçlerinin tüm derinliklerini kullanmalarýný saðlamakla kalmamýþ, onlara hayallerini gerçekleþtirme yeteneði de vermiþtir. Ve ben Tanrý'nýn sonsuz lütfunu kullanarak sizinle baðlantý kurmaya çalýþtým…” dedi. Gencevi, bundan sonra soracaðým sorunun da bir kýsmýný yanýtlamýþtý. Beni en çok þaþýrtan þeyi öðrenmek için: “Azerbaycan'da neredeyse 10 milyon, dünyada 8 milyar insan varken neden beni seçtiniz? Bu onuru elde etmek için sýradan bir insan deðil miyim? Sizin tarafýnýzdan deðil seçilmeyi, konuþmayý rüyâlarýmda bile hayal edemezdim.” dedim. Kýsa bir sessizlikten sonra birden sesi deðiþti. Saygýyla sadece üç sözcük söyledi: "Siz buna layýksýnýz!" Bu sözleri duyduðumda hissettiklerimi inanýn þimdi yazamam. Tek söyleyebileceðim, sanki kaným donmuþtu. Tuhaftýr ki ruhumun derin katmanlarýnda bile yazma aþkým hiç olmadýðý kadar alevlenmiþti. Ellerim titriyordu. Çýlgýnca atan kalbimin sesini duyulabileceðini düþündüm. Ama o birden, "Gitme zamaným geldi" dedi. Ayaða kalkmadan önce: “Oðlum ben bu dünyada 880 yaþýndayým. Gün o gün olsun ki senin de 880. doðum günün kutlansýn. Buna samimiyetle inanýyorum. Baþka bir âlemde tekrar buluþmak ümidiyle Allah'a emanet olun Ayhan Bey...” dedi. Gittikten birkaç saniye sonra, olduðum yerde donup kaldým ve geniþ camdan dýþarý baktým. Normal bir insan gibi yürüyordu ancak yolun sonuna yakýn karanlýk bir yerde birden buharlaþtý ve gözden kayboldu. Parmaklarýmýn arasýnda çevirip durduðum telefonumun düðmesine basýp ýþýklý ekranýna baktým. Þaþýrtýcý bir þekilde esrarengiz numaralý SMS ve kaydettiðim ekran görüntüsü de silinmiþti. * Nizami'nin alicenaplýðý, ululuðu karþýsýnda þaþkýnlýðýmý gizleyememiþ, gözyaþlarýmý tutamayarak aðlamaya baþlamýþtým. Habil Yaþar (Azerbaycan Türkçesinden çeviren: Ahmet Yýldýz)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Habil Yaþar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |