..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Zaman dostluðu güçlendirir, aþký zayýflatýr. -La Bruyere
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Bilim Kurgu > Ömer Kandurol




13 Ekim 2020
Zervus Görevi: Bölüm 1  
Yola Çýkýþ

Ömer Kandurol


Ýnsanlýðýn artýk Dünya'da olmadýðý, Zervus isimli bir gezegende iþgalciler olduðu bir gelecekte, iþlerin ve dengelerin yeniden kurulmaya baþladýðý bir dönemde, Wiki adýnda çelimsiz bir gencin artýk sýnýrlarý aþmaya karar vermesiyle olaylar baþlar.


:BAGG:
“Günümüzden 1071 yýl önce insanlýk çok önemli bir karar aldý ve kaçtý, çok uzaklara. Yok olmasýna ramak kalan Dünya’dan yaklaþýk on milyon insan devasa ‘Kurtuluþ’ adý verilen gemilerle buraya geldi, Yeni Dünya’ya ve insanlýðýn son bulmasýný önlediler. Ýlk yerleþmeciler burada hayatta kalmak için çok uðraþtý ve…”

“Tarih dersinden de kim zevk alýr ?” bana döndü ve bir iç geçirdi ardýndan “Deðil mi Wiki?”

“Aslýnda bence eðlenceli. Tarih bize geçmiþimizden ders alýp geleceðimize yatýrým yapmamýza yarar ve bu da tarihi önemli kýlar.”

Kard gözlerini devirdi ardýndansa ” Bence bir avuç saçmalýk. Of… ne zaman Zervus savaþýna geleceðiz acaba? Bir az aksiyon görelim.”

“Ýþin gücün yýkým senin de. Neyse dersi dinlesek iyi olur yine kapý dýþarý atýlmak istemezsin.”

Kard ile yaptýðýmýz kýsa sohbetten sonra teneffüs zili çaldý ve tarih öðretmeni Bay Histr:

“Ders bitmiþtir çýkabilirsiniz. ” dedi.

Sýramdan kalktým ve çýkýþa doðru ilerledim ardýndan tam sýnýf kapýsý ile arka bahçeye çýkan koridor arasýnda Kard bana yaklaþtý ve:

“Wiki dostum sana bir þey diyeceðim çok önemli hemen benle gel.”

Heyecanlý olduðu konuþmasýndan belliydi. Ne gördüyse tarih dersinde benle konuþurken sanýrým bunu anlatmaya çalýþýyordu ama orada söylemediðine göre önemli ve gizli bir þey olduðu da belliydi artýk bunu birazdan öðrenecektim.

Kard ile birlikte okulun arka bahçesine gittik. Kuytu, etrafý beyaz kavisli duvarlarla çevrili, zemini özel bir plastikten yapýlmýþ bir yerdi. Çevreyi kolaçan ettikten sonra yanýma yaklaþtý ve sessizce bana:

“Dostum! Duyduklarýma inanamayacaksýn.” Heyecaný, artýk bana da iþlemeye baþlamýþtý. Genelde de böyle þeylerle bana geldiðinden ilk baþta önemsiz sanmýþtým ama þimdi, onu hiç bu kadar heyecanlý görmemiþtim -tabii matematikten ilk defa yüksek bir not aldýðý zaman dýþýnda.

Anlatmaya ayný tempoda devam etti. “Dün mor ormanda Hower-Skate (uçan kaykay)’imle giderken bir ses duydum. Normal bir sesten bayaðý farklýydý. Ýlginç, kedi sesine benzeyen bir sesti. Sanki bir konuþma sesiydi.”

Kedi kelimesini duyduktan sonra ne olduðunu anlamýþtým. Kedi buralarda bela demekti tabii iki ayaklý olanlarý. O bir…

“Ben bir keytýr gördüm.”

“Ne!?” diye þaþkýnca çýðlýk attým. Ne diyeceðini önceden anlasam bile bu gerçekten de olmamasý gereken, kuþkulanýlacak bir durumdu.

Þaþýrmamý dýþarýya bir az fazla yansýtmýþ olduðumdan Kard bir anda eliyle beni susturmaya çalýþtý ve:

“Dur baðýrma! Bunu kimse öðrenmemeli.” dedi. “Eðer öðrenirseler, herkes onlarýn peþine düþer ve kahramanlýk unvanýný da baþkasý kapar.”

“Tamam tamam sustum. Sen þunu söyle sonra ne oldu hem Keytýr’lar Wuo kýtasýnda yaþamazlar mý?”

“Hayýr bu Mor Ormanýn derinliklerindeki Keytýr köyünden.”

“O sadece bir efsane. Saçmalama.”

“Demek ki deðilmiþ. Ve ben harika Kard onu yakalayacak ve herkes adýmý haykýracak. Ama istersen sen de gelebilirsin..”

Doðrusu bu intihardan baþka bir þey olamazdý. Keytýrlar kedilere benzeyen insansý yaratýklardýr ve insanlardan da güçlüdürler. Karanlýkta görebilirler ve daha iyi iþitip, koku alabilirler bu da onlarý bizden özellikle de iki gençten üstün kýlar. Fakat onlar teknolojik olarak pek de geliþmiþ bir uygarlýk deðildirler ama bu onlarý iki genci parçalara ayýrabileceði gerçeðini deðiþtirmez bundan dolayý direkt:

“Hayýr tabii ki. Olmaz bu çýlgýnlýk! Anýnda av oluruz. Sen delirdin mi?. “

“Tamam! O zaman kasabaya bir keytýr postuyla gelirim ve kahraman falan ilan edilirim. Sen de yine burada kalýrsýn ve ezik inek rolünü üstlenirsin.”

Bir iç geçirdim ardýndansa gözlerimi devirip alaycý bir ses tonuyla ” Bence yaþamým daha önemli ben almayayým. Sana da iyi þanslar diliyorum çünkü þansa bolca ihtiyacýn olacak.”

Ardýndan Kard arkasýný dönüp okul çýkýþýna doðru ilerledi. Giderken de “Þansmýþ! Pöh… Muhteþem Kard’ýn þansa ihtiyacý olmaz bir kere.” diye söylendi ve arka bahçeden çýktý. Ardýndan ben de gittim.

Birkaç ders de iþledikten sonra okul bitiþ zili çaldý ve herkes çýkmaya baþladý. Çantamý toplarken biraz geç kaldým ve diðerlerinden daha geç çýktým. Ardýndan okulun ana binasýnýn çýkýþýna doðru yöneldim. Bu okul gerçekten de büyüktü -bir çok binalardan oluþan bir kampüs gibiydi daha doðrusu ve bir çok seviyeden de eðitim olan bir yerdi- tam sokaða çýkan kapýya doðru ilerliyordum ki Marti K. Lii’yi gördüm daha doðrusu herkesin dediði Bay Lii. Kendisi buralarýn en ünlü -buralardan kastým tüm gezegen ve iki uydu- insanýdýr. Kendisini gördüðümde elim ayaðým titremeye baþladýðýný söyleyebilirim. Yerimde duramadým ve yanýna koþtum. Klasik bir hayran gibi:

“Si… siz Marti K. Lii’siniz.”

“Evet evlat ben Marti K. Lii ama sen bana Bay Lii diyebilirsin. Sanýrým sen bu okulun parlak öðrencilerindensin, deðil mi?”

“Sayýlýr.” o an sanki ayaklarým yerden kesilmiþ uçuyor gibiydim. Sonra Bay Lii:

“Sanýrým bir hayranýmsýn?”

“Tabii ki de. Siz bu gezegendeki hatta güneþ sistemindeki en önemli insansýnýz. Sizi tanýyýp da hayran olmamak çok zor.” dedikten sonra yüzünden ufak bir gülümseme oldu ardýndan saymaya baþladým “Sizin bütün icatlarýnýzý, buluþlarýnýzý, biyografinizi biliyorum ve tüm kitaplarýnýzý okudum siz harikasýnýz.”

“Doðrusu gururum okþandý ancak Harika olamam ya da ünlü olmam hiç önemli deðil. Asýl önemli olan zeka. Zeka bizi diðerlerinden ayýran en önemli varlýðýmýzdýr onun sayesinde bu gezegende dominant canlýyýz. Zeka her þeydir evlat, bunu unutma.”

“U… unutmam efendim.”

dedim ve oradan gittim çünkü bu kadar heyecaný bünyem kaldýramadý giderken de “Siz harikasýnýz!” diye baðýrdým ve okul bölgesinden ayrýldým.

Okulun dýþý da aslýnda ufak bir meydan gibi. Bu kasabada her þey ufak. Meydanýn kuzeyinden benim eve giden sokaða girdim ardýndan ise evimin olduðu sokaða girdim. Burada aslýndan evlerde ufak tefektir en büyüðü dört katlýdýr. Aslýnda her þey minimal ölçülerdedir. Kasaba içinde ise genelde elektrikli ufak araçlar kullanýlýr. Ben genelde yayan gitmeyi tercih ediyorum ama scooter tarzý elektrikli araçlar da yaygýn olarak kullanýlýr. Bir de Kard’ýn sýk sýk kullandýðý uçan kay kaylar.

Eve vardýðýmda direkt kapýdan içeriye büyük bir heyecanla girdim ve o sýrada evde olan anneme:

“Mari Lii! Buraya geldi! Bizim okula!” Çýðlýk atarcasýna içeri girmemden ürken annem bana dönüp: “Hangi Marti Lii? ” diye sordu yüzünde ufak bir tebessümle. Anneme dönüp gözlerimi devirdim ardýndan annem Bu kadar heyecanlandýysan kesin þu ünlü olandýr.” dedi ve güldü. Þu anne þakalarýný gerçekten de hiç anlamdýramýyorum. Ardýndan annemle biraz sohbet ettikten sonra odama geçtim ve ARTEMÝS (evin yapay zeka asistaný) ile Kard’ý aradým. Bir az çaldýktan sonra tele sekreter çýktý “Ben Harika Kard. Þuan muhteþem þeylerle meþgulüm. ‘Bip’ sesinden sonra tekrardan aramayýn.” “Bip” . Kard’ýn ne zaman ilk seferde telefonu açtýðýný gördüm, hiçbir zaman. O, sonra beni arar diye tekrardan aramadým ve diret ARTEMÝS’ten headholoyu açmasýný istedim. Bu cihaz; kulaðýmýza kulaklýk gibi taktýðýmýz ve iletiþim, medya gibi þeyleri holografik olarak yansýtmaya yarayan bir multimedya aygýtý.

Headholoyu açtýktan sonra bulunduðum çevrenin haritasýný buldum ve araþtýrmaya koyuldum. Mor Orman, bizim yaþadýðýmýz Sapiens D’ nin kuzeyinde bulunan bir ormandý. Adýný orada yaþayan mor diþli tavuklardan alýr. Ve sanýrým orada keytýrlar da var tabii Kard yalan söylemiyorsa.

Hologramý iki parmaðýmla yakýnlaþtýrdým ve sanýrým orada keytýrlar olabilir. Çünkü bir dünkü haritaya bir de bugünküne bakýnca ufak bir fark var gibi, bir duman izi. Tabii bu insan kaynaklý da olabilir ama hiç sanmýyorum. Çünkü delillerin hepsi insan kaynaklý olamayacaðý anlamýna geliyor.

Sanýrým bunu birine söylemem gerekiyordu ama kime? Anneme mi? Olmaz o buna inanmaz ve sadece hayal gücümün bir yansýmasý olduðunu düþünür, peki yetkililer? Hayýr, onlar da olmazdý. Bana inanmazlar ama Bay Lii. O bana inanabilirdi. Sanýrým bunu söyleyebileceðim tek kiþi oydu.

Hemen ARTEMÝS’ten Martin K. Lii’ yi aramasýný istedim – daha doðrusu þirketi. HeadHolo bir az çaldýktan sonra bir ANDRO-SEKRETER cevap verdi. “Lii Vakýflarý nasýl yardýmcý olabilirim?”

Bir az çekingen bir þekilde “Martin Lii ile görüþmek istiyorum” dedim.

Ýlk konuþmasýndaki donuklukla cevap verdi: “Randevunuz var mýydý?”

Ýþte o an diyecek bir þey bulamadým ve bir süre sessizlik hakim oldu. “E.. Randevum yok ama bu acil bir durum.”

“Randevunuz olmadan onunla görüþemezsiniz. Ýyi günler.” dedi ve telefonu yüzüme kapattý.

Bir iç geçirdikten sonra diðerlerini denedim- anneme ve yetkililere- ama tahmin ettiðim gibi hüsranla sonuçlandý. Artýk iþ baþa düþmüþtü ya da düþmemiþti. Ya oraya gidecek, bir keytýr kürküyle dönüp korkaklýktan kahramanlýða terfi edilecektim ya da evde oturup korkak bir tavuk olacaktým. Bütün akþam bunu düþündüm ve gece yarýsý kararýmý verdim, kahraman olacaktým.

Ertesi gün planýmý yaptým ve erzaklarý çantama doldurdum. Birkaç þiþe su ve yiyecek, bir tane çadýr, içinde acil durumlar için gereken her þeyin bulunduðu bir kutu ve MT-42 yani namý der Ýsviçreli. Bu cihazý eski bir elektronik çakýya fazladan bir þeyler ekleyerek yapmýþtým. Bir çakýnýn içinde bulunan her þey ve artý bir þok cihazý bulunuyordu. Artýk hazýrdým sadece bir günün daha geçmesini beklemem gerekiyordu. Ertesi gün cumartesiydi yani okul yoktu bu da anneme bir yalan söyleyip gitmeme olanak saðlýyordu. Bütün plan tam týkýr ilerledi ve sadece mor ormana çýkmam kalmýþtý. Mor Ormana direkt gidemezdim çünkü dýþarýya açýlan tek kapýdan benim daha doðrusu izni olmayan herkesin çýkmasý yasaktý. Bu da beni baþka bir yola itiyordu. Kard’ýn kasabadan çýkmak için kullandýðý bir tünel vardý, yerini bana da göstermiþti. Artýk sadece oradan çýkmam yetecekti.

Bu tünel kasabanýn mor ormana bakan kýsmýnda bir çöp kutusunun içindeydi. Oraya gittim, etrafý kolaçan ettim ve çöp kutusundan karþýya geçtim. Artýk bu yolun geri dönüþü yoktu. Artýk dýþarýdaydým, hayatýmda ilk defa kasabanýn dýþýndaydým. Ýsviçreliyi elime aldým – ne olur ne olmaz diye.

Aslýnda burasý güzeldi. Kasabadan çok uzaklaþmamýþ olsam da burasý çok sessizdi. Elli adým ileride ise Mor Orman’ ýn baþlangýcý bulunuyordu. Oraya doðru ilerledim. Aþýrý korkuyordum doðrusu. Kendimi ne kadar kandýrsam da korkudan dizlerimin baðý çözülmüþtü, ellerim titriyordu. Ardýndan -kasabadan bir kilometre falan uzaklaþtýðýmda- önümdeki koyu çalýlardan bir hýþýrtý sesi geldi. Ýsviçreliyi direkt oraya doðru çevirdim. Ellerim titriyor, adrenelinim tavan yapýyordu. Ve aniden bir þey üstüme fýrladý. Bir an kendimi etrafa rastgele sýkarken buldum. Ve üstüme atlayan sadece bir mor tavuktu. Bu ufak dört ayaklý, mor kuþ az kalsýn beni kalpten götürüyordu. Bir nefes alýp verdim ardýndan ise ilerlemeye devam ettim.

Etrafta sarmaþýklarý sarkan dev aðaçlar ve yerlerde ise çiçekler vardý. Bir yüz metre ilerledikten sonra bir hýþýrtý sesi daha geldi. Bu sefer o kadar korkmadým ama sesin geldiði çalýlýklara baktýðýmda bir çift parlayan sarý göz gördüm. Ve aniden…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Cehalet [Þiir]
Dumandan Sonra [Öykü]


Ömer Kandurol kimdir?

Bilim kurgu, kýsa hikayeler, denemeler, bilimsel yazýlar ve dahasý hakkýnda birçok yazý burada.

Etkilendiði Yazarlar:
Stan Lee, Andy Weir, Arthur Conan Doyle


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Kandurol, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.