..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gençliðinde müzik öðrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Tarihsel Roman > Tuna M. Yaþar




23 Mart 2020
Göbeklitepe 1  
Arkeoloji / Kurgu

Tuna M. Yaþar


Orupta “Atalarýmýzýn maðarasýný merak ediyorum. Oradan gelecek bilgi izlerimizin olduðu bilinmezliklerle bizi sonsuza kadar yaþatacak. Bir merdiven resmi vardý. Birde oradan aldýðýmýz örnekle yonttuðumuz ilk dikili taþýmýz oldu. Söyle Arkeot maðarada aklýnda kalan hangi çizimler var?”


:ACIH:
Orupta “Atalarýmýzýn maðarasýný merak ediyorum. Oradan gelecek bilgi izlerimizin olduðu bilinmezliklerle bizi sonsuza kadar yaþatacak. Bir merdiven resmi vardý. Birde oradan aldýðýmýz örnekle yonttuðumuz ilk dikili taþýmýz oldu. Söyle Arkeot maðarada aklýnda kalan hangi çizimler var?”
Arkeot “Dört avcýnýn elinde uzanan iplerin bir boðanýn boynuzlarýna dolanmasý vardý. Atalarýmýzýn kementle avlanmasý bizim için hala geçerli bir yöntem. Ama dört avcýya direnen boðanýn üzerinde üçgen damgasý vardý. Belli ki esrarengiz damga bunlar. Þayet iþimize uygulayabilirsek bu damgalarýn bize faydasý olacak. Þöyle, bir þeklin bize ne yararý olacaðýný henüz bilmiyoruz. Biz o þekilleri taklit ile kollarýmýza damgalarsak bir adým atmýþ oluruz. Sonraki adýmlarýmýza bu þekiller bahane olacak. Yani esrarý çözmede esrarý kullanmýþ olacaðýz.
Üçgenin kutsallýðý hayvanlarýn bize gýda oluþuyla alakalý olmalý. Dairenin birlik ve beraberlikle düþmanlarýmýza üstün oluþumuzda faydalý olacaðýný sanýyorum. Kare ise aileyi ve çadýr ile barýnaðýmýzý temsil ediyor.”
Orupta “Þimdi bu düþüncelerimizin gizemi kaçmadan hazýrlanalým ve yola çýkalým. Yanýmýza deri ve boyalý bitkilerden alalým. Oradaki tüm þekilleri çizmek istiyorum. Yolumuz çok uzak, iki günde oraya ancak varabiliriz.”
Kahin Akaptu “Midemize akþama kadar yiyecek indirmeyelim. Bugün hayvan seslerinden sezinlediðimi bir uðursuzluk var. Aç kalarak ruhumuzun onlara sinyal vermesini engelleyeceðiz. Nasýl derseniz akþama kadar aç kalarak sadece yiyeceði düþüneceðimiz için açlýðýmýzdaki yýrtýcýlýk vahþi hayvanlarca, bizimde onlar gibi yýrtýcý olduðumuz algýlanacak.”
Orupta “Ýþte yine gizem denen þeyleri algýlamaya baþladýk. Bu ki o üç þekli konuþmamýzdan sonra gerçekleþti. Oraya ulaþalým ve çizimlerimizi eksiksiz yapalým. Ýnandýðýmýz bir þey varsa o üç þekilden kaynaklandýðýný kabul edelim. Ýnanç denen þeyi biz klan olarak doðuþtan biliyoruz. Bir þeye inanmaya zorlanmak bilinmeze savaþ açmak onu yenmektir.”
Klana atalarýn maðarasýna gidileceði duyurulunca bir heyecan baþýný aldý gitti. Çoðu avcý onlarla gitmek istedi. Diþilerde oraya gitmek istedi. Bu kadar heyecanlý taleplerin olmasý atalarýndan miras aldýklarýyla hayata tutunmalarýydý. Birileri onlara atalarýndan söz açtýðýnda annesine kavuþmuþ bir çocuk gibi sevinirlerdi. Onlarýn vahþi bir yaþamda tutunacaklarý tek dal atalarýydý.
Orupta bütün talepleri geri çevirdi. Onlara “Sizin gelmeniz hem bizi yavaþlatýr hem bölgemiz yabanilerce iþgal edilebilir. Biz oraya eðlenmeye gezmeye gitmiyoruz. Yanýmýza deri alarak maðaranýn unutulmuþ bilgilerini resimlerle aktarmayý düþünüyoruz. Þimdi biz giderken þarkýlar söyleyin ve bize uður getirsin.” Dedi.
Orupta, Arkeot ve Kahin Akaptu uzaklaþýrken geride býraktýklarý klandan hoþ ve ezgili baðýrýþlar duydular. Buna çok sevindiler. Akaptu’nun uðursuzluk kehanetini yenmede daha istekli oldular.
Güneþ batýdan henüz batmamýþtý. Üç avcý güneþ tam tepedeyken klanýndan ayrýlmýþ ve þu an aðaçlarla kaplý bir tepenin üzerindeydiler.
Akaptu “Sen maðaranýn yerini nereden biliyorsun. Ben bile senden yaþça büyük olduðum halde maðaranýn yerini ne duydum ne de oraya gittim.”
Orupta “Sen öyle zannet ben gençliðimde o maðaraya yanýma aldýðým arkadaþlarýmla tam beþ kez gittim geldim. Siz büyüklerin sözünü dinleseydim pýsýrýk biri olurdum. Bilmeni isterim asi olmak gençken insaný olgunlaþtýrýr. Bir çocuðu düþün ne kadar meraklýdýrlar. Her þeyi öðrenmek isterler. Ýþte o çocuklar büyüdüðünde gençliðe eriþtiðinde tam bir korkusuz tanrým olurlar.”
Kahin “Gerçekten güzel tespitlerin var. Asi olmak kýsmýný ilk kez senden duyuyorum.”
Orupta “Bu da benim asi olmayý masum seviyeye çekmek için düþünerek bulduðum bir þey. Dedi eklei. Haydi azýklarýmýzý çýkaralým ve yiyelim. Ateþ yakmamýza gerekte kalmadý. Dolunay bugün bize hayli cömert.”
Gece ilerlediðinde dallarý büyük bir aðaca çýktýlar. Geceyi oradan geçireceklerdi. Yanlarýnda ki derileri onlara yastýk oldu. Üç avcý uzun süre sessizce yýldýzlara baktý. Orupta bir ara aslan kükremesi iþitince “Kahin seni kutlarým bizi bir beladan kurtardýn ama açlýktanda iflahýmýz kesilmiþti.” Dedi.
Akaptu “Kahin olmak böyle bir þey. Sözlerinle insan kurtarýrsýn sözlerinle insanlarý zora sokarsýn. Belki ben kehanette bulunmasam aslan sesi kükreme sesi de duymayacaktýk. Biz kahinlerin inandýðý bir þey varsa o da fazla konuþmamak. Çünkü biz ne konuþursak gerçekleþiyor.”
Orupta “Sözlerin anlamlý ve yerinde ama karþýmýza bir þeyleri çýkarmanýz bizi eðlendiriyor. Ýþte sizin bu yönünüzü seviyorum. Bütün kontrol sizde ve bizleri þaþýrtýyorsunuz.”
Konuþmayý býrakmýþlardý. Cýrcýr böcekleri etrafý kaplayan sesleriyle avcýlarý uykuya aldý. Gece yarýsýydý. Orupta birden irkilerek uyandý. Gecenin serinliðinde biraz üþümüþtü gibiydi. Ama bir ses duymuþtu. Bir insan sesi. Etrafýna dikkat kesildi. Ýleriden ot çýtýrtýsý sesleri geliyordu. Ne olduðunu anlamak için bir süre bekledi. Birkaç insan karaltýsý gördü. Ses yapmamaya açlýþtý. Avcý iki arkadaþýný uyandýrmak istemedi. Evet yerleri yabanilerce tespit edilmiþti.
Kalabalýktýlar. Ýki yabani bulunduklarý aðaca týrmanmaya baþladý. O an Orupta iki arkadaþýný uyandýrdý. Yabanilerin zoruyla aðaçtan indiler. Kendilerine anlamadýklarý bir dille baðýrýp çaðýrýyor küfürler ediyorlardý. Onlarý itip kaktýlar. Mýzraklarýyla bedenlerini dürttüler. Esir vaziyette orman içlerine doðru yol aldýlar.
Orupta onlarýn yamyam olmadýðýný biliyordu. Gençken arkadaþlarý ile bunu tecrübe etmiþti. Ýki defa yabanilere bu bölgede yakalanmýþlardý.
Büyük bir ateþin yandýðý yabanilerin bölgesindeydiler. Lider yabani “Aruktu ku matu kama.” Dedi. Bu “Söyleyin canýnýzý baðýþlayalým mý?” demekti. Bunu yere doðru eðilmiþ ince bir aðacýn salýverilmesinden anladýlar. Son anda aðaca gerilmekten kurtulmuþlardý. Yabaniler onlarla bir süre eðlendiler. Onlara þaklabanlýklar yaptýlar. En çok sýkýntý çektikleri þey üzerilerinde tek giysi olan tilki derilerinin alýnmasýyla çýplak kalmalarýydý. Çýplaklýklarý diþin yabanilerce de görülünce ne yapacaklarýný þaþýrdýlar. Diþi yabaniler seyirliðe kahkahalar attý.
Üç avcý salýverilince derilerini ve azýklarýný yitirmiþlerdi. Çýplak deðillerdi ama bir amaç için teptikleri yolda boþa gitmiþ olacaklardý. Orupta’nýn düþünceli halini Akaptu daðýttý.
“Kolayý var, yeni mýzrak yaparýz. Etrafýmýz av kaynýyor. Hayvanlardan birini avlar derisini yüzeriz, etini de yeriz.”
Orupta “Bir deri uzun sürede kurur. Ve yaþ derinin üzerine resim çizmek ise zordur. Bir hayli uðraþacaða benzeriz.”
Arkeot araya girdi. “Ben bir çözüm buldum hem de çok harika. Vardýðýmýz yerde çamur yapar önce üzerini çizeriz sonra onlarý kuruturuz. Tabletleri de avladýðýmýz hayvanýn derisi ile taþýrýz.”
Bu çözüm makul geldi onlara. Sevinçle yollarýna devam ettiler. Bir akþam vakti maðaraya vardýlar. Huzur onlarý kuþatmýþtý. Atalarýnýn maðarasý þimdi ki torunlarýna sesleniyordu. Akaptu öyle diyordu. Akaptu “Beni bir daha býrakmayýn. Ben size güvelik veririm. Sizi doyurur uyuturum.” Diyordu.



Akaptu klanýn en ileri kahiniydi. Onun gibi birkaç kiþi daha vardý. Akaptu’nun tahminleri hep doðru çýkardý. Orupta ona gýpta ederdi. Gizli olan kalýt düþünceleri ona sorardý. Kalýt düþünce dedikleri insanýn toplayýp biriktirdiði atalardan, doðadan ve her þeye raðmen onlarý terk etmeyen þaheser yapýlar yapma isteði veren o esrarlý histi.
Klandan kimi bunun fazla hissedilmemesi ve bunun sürükleyip mahva götüren þeyler olduðunu söylerdi.
Akaptu “Bizi biz yapan þey içimizdeki sözler. Bizi bu sözlerle kimse durduramaz. Orupta sen ve biz avcýlarýn gözlerimizde güneþ olduðunu ve bu büyük rüyanýn gerçekleþeceðine inanýyoruz. Daha ne kadar bekleyiþ içinde olacaðýz?”
Orupta “Nihayetinde bir tane dikili taþ yaptýk. Bu bizim ilk tecrübemiz. Doðru söylüyorsun o heyecaný bende yaþýyorum. Bu heyecan ne bir ava benziyor ne güzel bir uykuya ne de yeni keþfedilen yerlere. Aðzýmýzý sýký tutalým. Bizim bu uðraþýmýz yabanilerin kulaðýna giderse bizi rahat býrakmazlar. Biz kutsal yerimizi inþa ederken yabaniler yokluðumuzda ya klanýmýza saldýrýr yada inþamýza zarar verirler. Ama aðzýndan sevinçli þeyler çýktýðý içinkaygým yok gibi. Ne de olsa sen bir kahinsin. Her dediðin çýkýyor.”
Orupta’nýn sözünü Arkeot böldü. “Ýnþamýzda görenleri þaþýrtacak þeylerin çizilmesi ne güzel olur. Mesela bir tilki çizsek yabaniler bunu görse ‘nasýl olur bir tilki taþa dönüþmüþ.’ Der. Halbuki tilki taþa deðil taþ tilkiye dönüþür. Çünkü taþý yontarak tilkiyi hapsediyoruz. Ama yabaniler bunun farkýna varamazlar. ‘Ýllaki tilki taþa dönüþtü’ derler.”
Orupta “Veya tilki çok uzun süre taþýn üzerinde uyuduðu ve bir daha uyanamadýðý için kanýna toz kaçtýðý ve kanýn donup sertleþtiðini söylerler.”
Akaptu “Þu yabanilerin hallerini sayýp döküyoruz ya, bir insanýn hayvandan üstünlüðünü sayýp döküyoruz gibi. Neden biz üstünüz. Söyleyeyim, biz topluca gece uyurken ay dolunaydaydý. Ve bize bakýp gülümsedi. Bize ‘Sizleri çok sevdim. Üzerinize kutsal olan sudan döküyorum. Kutsal olan yiyecek býrakýyorum. Bu ‘sen ekmek yiyeceksin, su içeceksin’ demektir. Bunu klanýmýzýn en yaþlýsý Carkalda kuru otlarýn arasýnda ölürken söyledi.”
Orupta “Ben onu bilmiyordum. Carkalda’nýn otlarýn arasýnda her zaman korkusuzca uyuduðunu bilirim. Bu ona gökteki yýldýzlara daha yakýnlýk ve topraðýn ruhunu verdiðini sanýyorum. Onun ölümünden hiç haberim yok. Ben o dönemler gençtim. Bir çita gibi saðda solda av peþinde koþtururdum.”
Akaptu “Carkalda ölümü bilerek seçti. Yaþý çok ilerlemiþti. Kýrk beþ kýþ mevsimi yaþamýþtý. Oturduðu yerden kalkmaz ve “Tanrýmýz ikinci bir þans için hazýrlanmamý söyledi’ derdi. Ölmeyeceðini ama bizim onu öldü zannedeceðimizi söylerdi.”
Orupta “Oldukça esrarlý bir düþünce. Demek ölümsüzlüðün peþindeydi. Ölümde ölümsüzlükte insanýn aðzýndan girer. Ben babamdan duymuþtum. Çok eskiden klanýmýzdan bir avcý gezerken bir maðaraya rastlar. Ýçeride su vardýr. Akan bir su deðil birikmiþ ve beklemiþ bir su. O avcý bu suyun çok eskiden belki bin yýl belki, daha eski bir beklemede olduðunu bilir. Suyun beklemeden dolayý zehirli olduðunu ama içerse, kendisininde bu sudan ölümsüzlüðü alacaðýný anlar ve suyu içer. O avcý birkaç yýl akýl bozukluðu yaþar. Kendisini tedavi etmek için uyuþturucu bitkilerden içer. Ýçer ama iyileþir. Ýþte o avcýnýn iki yüz kýþ mevsimi yaþadýðý bilinir. Ama öldüðü hiç bilinmez.”
Arkeot “Bazý þeyler denenmeden bilinmez. Sence bizim klanýmýz düþüncede neden ileri. Çünkü soyumuzda o avcýdan gelen insanlar var. Kirlenmiþ denen þey sevilmez. Çünkü onda bilinmeyen vardýr. Bilinmeden kullanýlmalý. O þeyi bildikçe gücü de azalýr. Gücü yaþamak isteyen bizler buna da çare bulduk. Ve bir dikili taþ yontup bölgemize diktik. Biz bileceðiz ve o güç düþüncelerimizden kaçamayýp taþa hapsedilecek. Biz de o taþa bakýp güleceðiz, eðleneceðiz, hoplayacaðýz, zýplayacaðýz. Bunu yapmamýzýn sebebi bilgiyi kýzdýrýp bize yeni þeyler öðretmesi için.”
Orupta “Bu sözlerini de taþlara kazýsak ne güzel olurdu. Ama sözlerin resmini bilmiyoruz ki tutun da onlarý taþa kazýyalým.”
Dikli taþýn yanýndaydýlar. Önlerine kuru ot yýðmýþlardý. Henüz akþam olmuþtu. Yine canlarý istediði için sýrt üstü otlara yattýlar. Gök yüzünü keyifli ve lezzetli yiyeceklerden sonra temaþa etmek çok cazip geliyordu onlara. Ve konuþuyorlardý. Onlarýn konuþmasýný dinlemek diðer avcýlarý çok cezbediyordu. Bazý þeyleri dinlemek sýkýntýlarýný gideriyordu çünkü. Ama Orupta onlara izin vermiyordu. Kalabalýk olduðunda dikkatleri daðýlýyor ne diyeceklerini bilemiyorlardý.
Orupta “Biz avcýlar sonsuza kadar yaþamalýyýz. Bize yaþama diyen yok. Ama biz öleceðiz dersek hazýrda yüzlerce yabani bunu göz ardý etmez. Öyle zannederim ki ölümü bile aklýmýza bunlar getiriyor. Bu düþünceyi aklýmýzdan çýkarmak için ya hi düþünmeyeceðiz ‘bu bir rejim olur, düþünce rejimi’ ya da ölümü taþa hapsedeceðiz.”
Arkeot “Ölümün kendi halinde resmini bilsek taþa hapsederdik. Ölümsüzlük az önce anlattýðýmýz avcýnýn içtiði sudansa bu kolay. Su resmini çok çeþitli çizebiliriz. Ama ölümü çizmeye kalkarsak bu bizi, her zaman rahatsýz eder. En güzeli onlarý doðada serbest býrakmak. Nasýl olsa ölümü az çok biliyoruz. Bu su demek. Ölüm ise ekmek olmalý.”
Orupta “Neden ekmek olmalý. Yoksa su insanýn her yerine kolayca temas ettiði için mi. Ve kanýmýzýn da bir çeþit su olduðu için mi?”
Arkeot “Suyu içtik diyelim. Beklemekten dolayý zehirli bir su. Ve biz ekmek yiyoruz. Ýçimizden çýkýnca çok kötü bir hal alýyor. Kötü olaný içimizde her zaman tecrübe ediyoruz. Bu da onun ölüm olduðu anlamýna geliyor.”
Orupta “Su da içiyoruz. Suyu da kötü hale getiriyoruz.”
Arkeot “Doðada sudan baþka kendi halinde bir içecek yok. Meyveler bile içine aldýðý suyu bizim gibi kötüleþtiremiyor. O meyvelerin kötüleþtirdikleri bizim çok hoþumuza gidiyor. Kim sevmez tatlý ve leziz olanlarý?”
Orupta “Gerçekten korkunç güzel konuþuyorsun. Demek suyun kendi halini meyveler bile deðiþtiremiyorsa onda ölümsüzlük olduðu anlaþýlýr. Önemli olan sevmediðimiz bir içeceði içmek. Tatlýya kanýp tatlý tatlý uyumamak.”
Arkeot “Neden olmasýn gelin, bunu ilk deneyen biz olalým.Þu aðaçta atalarýmýzýn bile yemeye çekindiði greyfurtlar var. Ýlk onlardan baþlayalým. Ýçimize gizli bir güç girmezse baþka bir içecek deneyelim.”
Orupta “Otur þuraya. Kimse senin bu dediðini uygulamaz. Maksadýmýz konuþmak. Kendini kaptýrma. Ama þu beklemiþ su meselesi düþünülmeye deðer .Akýl bozukluðu yapýyorsa bu bizim bile ulaþamadýðýmýz þeye ulaþmýþ demektir.”
Akaptu “Beynimize mi diyorsun. Gerçi hayvanlarýn, beyni olur. Biz avcý insanlarýn kafasýný açýp görmediðimiz için bunu bilemiyoruz.”
Orupta “Sahi gerçekten bizim beynimiz var mý. Þayet varsa biz de bir çeþit hayvan sayýlýrýz.”
Arkeot “Hem de yaralý bir kaplan gibi saldýran bir beynimiz var. Ve ellerimiz, ayaklarýmýz bile bunu ispatlýyor. Neden yaralý bir kaplan çünkü, düþündüðümüz þeyi hemen yapýyoruz da ondan.”
Akaptu “Yüce ve güçlü olanýn her þeyi yüce ve güçlüdür. Neden bir insan yer yüzünün efendisi de baþkasý deðil. Baþkasý olsa yine bu insan olurdu. Ýnsan olurdu ama bizim gibi saçý baþý daðýnýk, kýzýl yüzlü deðil. Daha üstün olan ama saçý bizim gibi siyah yüzü ise beyaz olan insanlar olurdu. O beyaz insanlarýn da yiyeceði hep yanýna gelir, bizim gibi yiyeceðin peþinden koþup güneþte derileri kararanlardan olmazdý.”



Orupta et yerken, meyve ve sebze yerken temiz olmalarýna dikkat ederdi. Meyve ve sebzeler bölgelerine yakýn yerde ki ýrmakta yýkar ve yerdi. Öyle oldu ki, yedikleri av etinin deri ve kemikleri bölgelerinin etrafýnda yýðýn çöpü oluþturuyordu. Çöpler yanýna yaklaþýldýðýnda kokuyor ve bir hayli sinek barýndýrýyordu. Koku ve çöp rahatsýz ediciydi.
Orupta’nýn atalarý temizlik denen þeyi bilmiyordu. O pisliðe bakmýþ kokusu, rahatsýz ettiði için iyi olmayan aðzýna girmese bile o þeyle yaþamayý ona benzemek olarak görmüþ, gençliðinden beri temiz þeylere yönelmiþti.
Orupta arkadaþý Meluktu’ya baktý “Seni bu bölgede ney dikkatini çekiyor. Doðru ve önemlisini söylersen bir daha ki ava seni de götüreceðim.” Dedi.
Meluktu “Diþi insanlar dikkat çekici. Yaþadýðýmýz yerin aðaçlar arasýnda olmasý. Bir de her akþam arkadaþlarý ile usanmadan þarký söyleyen diþim Ebizbal. O þarkýlarý ile meþgulken arkadaþlarý arasýna hiç erkek avcý almýyor.”
Orupta “Bunlar önemli þeyler deðil. Bunlar olmasa da olur. Aðaçlarýn olduðu yer her zaman iyidir ama av esnasýnda bunlar engel olur. Þarkýlara gelince Ebizbal seni aralarýna almýyorsa sen de þarký söyler etrafýna insan toplarsýn.”
Meluktu “Biliyorsun biz avcý erkekler þarký söylemeyiz, bu bizi küçük düþürür. Þarký diþilerin iþidir.”
Orupta “Sana sorupta bilemediðin þu. Çevremiz bir hayli kirlendi. Atýklarýmýzý ne bir hayvan yiyor ne de onlar çürüyor. Av kemiklerini taþla ezsen yine yok olmazlar. Çöplerimizi taþýmaya kalksak nereye taþýyacaðýmýzý bilmiyoruz. Bu bölgeden ayrýlýrsak bu güzel yeri yabani insanlara býrakmýþ oluruz.”
Meluktu “Anlýyorum seni. Avladýðýmýz hayvanlarýn etini ayýklamada çaresiziz. Avladýðýmýz yerde ayýklamak doðrudur. Dedi. Dur aklýma geldi. Küçük çukurlar kazsak atýklarý onun içine atýp gömsek.”
Orupta “Gerçekten zekisin. Bu bizi daha akýllý yapacak. Ýþte böyle olmalýyýz. Bizde düþünen þeyler her zaman önemlidir. Haydi bunu avcýlara söyleyelim, iþe baþlayalým. Bu yerden göçmek hiç istemiyordum. Bu bölgede atalarýmýzýn kemikleri gömülü. Burayý daha kutsal hale getireceðimiz için ne kadar sevinsem az.”
Yelerinden kalktýlar. Avcý erkekler toplandý. Aðaçtan yapýlma ucu yine, tahta þekilli, derilerle baðlanmýþ kazmalarýný ellerine alýp çöp yýðýnlarýnýn yanýna geldiler.
Beþ aðaçtan kazma vardý. Topraðý kazanlar yorulunca kazamaya hazýr diðer avcýlar baþladý. Kýsa sürede on beþ küçük çukur kazdýlar. Kemik ve deri atýklarýný gömüp üzerine elleri ile toprak atýp örttüler.
Orupta “Bunu kutlamalýyýz. Bu bilgi bize üstünlük saðladý. Kutsal güce þükranlarýmýzý sunmak için gece ayin düzenleyeceðiz. Bu ayine diþiler de katýlsýn. Sesleri ile gönüllerimizi coþtursun. Haydi akþam olmak üzere. Yeni avýmýzý ateþ yakýp piþirelim, yiyelim. Sonra da ayinimiz baþlasýn.”
,Ateþ için kuru odun toplamayý kadýnlar yürüttü. Ateþi ise klanýn en yaþlýsý Cembuzu odunun üzerinde çubuk çevirerek yaktý. Avcý erkekler yanan ateþle çýðlýk attýlar. Bu onlarýn yaptýðý her zaman ki þeydi. Sýradandý ama bunu yapmayý seviyorlardý.
Kýzaran eti ateþin etrafýna tünemiþ avcýlar zevkle seyrediyordu. Kadýnlar ayine þimdiden baþlamýþtý. Bir diþi “Koyma beni burada, geleceðim yanýna orada, karnýn aç ise yiyeceðim seni þurada.” Þeklinde þarký söylemeye baþladý. Diþinin sesi çok etkileyiciydi. Yemek öncesi atmosfer tüm avcýlarý cezbediyordu. Sessizlikleri ve dikkat kesilmeleri buna iþaretti.
Nar gibi kýzaran et kýsa süre sonra ateþten indirildi. Bir hayvan derisinin üzerine kondu. Orupta ilk lokmayý alýnca avcýlar kýzarmýþ geyiði yemeye baþladý. Avcýlar hayvandan keskin taþlarla büyük bir parça koparýyor yerine oturuyordu. Klan otuz altý kiþiydi. Et hepsine yetti. Geri kalan parçalar ve kemiklere klanýn kedi ve köpekleri yanaþtý ve ziftlenmeye baþladýlar. Bir iki köpekten çekinen birkaç kedinin yiyecekleri ayrýlýpta verildi.
Gece olmuþ ayin baþlamýþtý. Orupta ve arkadaþlarýnýn taþtan yonttuðu T þeklindeki ve üzeri figürlerle bezeli dikitin önündeydiler. Önce dikitin önünde sözlerle defalarca secde yaptýlar. Sonra düzenli bir þekilde halka olup dikitin etrafýný birkaç kez dolandýlar. Yabani bir insan bu ayini görse cezbeye girebilirdi. Çünkü onlar böyle esrarengiz þeyler bilmezdi. O an Orupta’nýn aklýna bunlar geliyordu.
Orupta “Þimdi yýldýzlara yakaracaðýz. Herkes dikitimizin yanýna sýrtüstü yatsýn ve yýldýzlarý temaþa etsin. Ben demeden kimse konuþmasýn ve yerinden kalkmasýn.”
Uzun süre sýrt üstü yatarak yýldýzlarý seyrettiler. Bu onlarý biraz olsun coþturdu. Ýr iki avcý konuþacak oldu. Yanlarýndakiler onlarý susturdu. Gökyüzünde kayan yýldýzlar gördüler. Esrarý bilenler sirius takým yýldýzýna odaklandý. Her üç yýldýza düþünceleri ile daldýlar.
Orupta içinde bu kadar coþkuyu beklemiyordu. Sanki bütün bilge atalarý onunla birlikteydi.Þu an baktýðý sirius takým yýldýzýnda onu yalnýz býrakmadýlar. Babasýný düþündü. Onun babasý ve onun da babasýný. Acaba önceki nesli ne kadar geriye gidebilirdi. Babasý Orupta’ya tüm avcýlarýn sirius’tan geldiðini söylemiþti. Buna hayvanlar da dahildi. Gözlerinden bakan o þey siriusta yaratýlýp dünyaya getiriliyordu.
Babasý ona “Oðlum öyle gizemler var ki deðerlendirilemeyeceði için boþa gitmesinden dolayý bazý þeyleri sana söylemiyorum.” Demiþti. Buna göre ilk insandan bu yana gizemli bilgiler azalarak aktarýlýyordu. Keþke bilgiyi tutacak bir þey olsa. Keþke o gizemli þeyleri anlamlandýrýp figüre dönüþtürsem. Elden ne gelir.
Mesela düþünce hiçbir zaman bir dikitte fügüre dönüþmez. “Orupta böyle düþünüyordu yýldýzlara bakarken. Atalarý avcýlara isim koymayý baþarmýþtý. Neden kendisi baþarýya ulaþamasýndý. Belki inançlarýný zamanla doðanýn dengesine katabilir ve o muamma þey kolayca dile, kolayca figüre dönüþebilirdi. Henüz bunun erken olduðunu bilecek kadar zekiydi.
Sýrt üstü dinlenmeyi Orupta’nýn “Tamam.” Demesiyle býraktýlar. Þimdiki fasýlada yýldýzlara bakarken ne düþündüklerini birbirilerine anlatmak vardý.
Meluktu “Bugün yaþamadýðým bir sevinci düþünüyordum. Her zaman güzel bir þey olunca –bugün bu çöplere bulduðumuz çaredir-hep bir bilgi bulurdum. Bilgi bilgiyi doðurur bilirsiniz. Bugün aklýma hiçbir þey gelmedi. O yeni bilgi denen þeyi sirius yýldýzlarýna bakarken buldum. Sýký durun o, taþýn, topraðýn, aðaçlarýn da bir caný olduðudur. Mesela bir taþ bir yere gitmek istediðinde insaný kullanýr. Bu, taþtan insana vahþi bir hayvana taþ atma isteðiyle aktarýlýr. Bir taþ yýllarca bu hareketi bekleyebilir. Biz böyle miyiz, canýmýz istediði zaman hareket ediyoruz.”
Candeme araya girdi. “Hareket üzerine bir þey söyleyeyim. Uzakta olan neden hep küçük görünür. Çünkü uzakta olanýn üzerindeki o gizemli þey onu küçültür.”
Orupta araya girdi. “Bende bir þey söylemek istiyorum. Düþünce denen þeyi hayal edebiliriz ama gösteremeyiz. Bunu bulursam dikili taþýn üzerine iþleyeceðim. Candeme’nin dediði gibi düþünce de bir canlý olmalý. Týpký taþlar gibi düþünce de bize itaat ediyor. Nasýl itaat ediyor derseniz bunu þöyle söylerim. Düþünce canlý olduðuna ve vücudumuza girdiðine göre hem her yere girebilen, hem görünmez, hemde bir enerjisi var. Vücudumuz enerjisi olan görünmez bir ýþýk küçüklüðündeki düþünceleri yakalamak için gözlerimizden bakan o þeyin derinliklerinde girdap oluþturup dönüyor. Ve görünmez ýþýk taneciði denen düþünceyi yakalayýp bize veriyor. Biz de bu düþünme olayýný gerçekleþtirerek bir þeyler biliyor, bir þeyler hayal ediyoruz.”
Orupta’nýn bu açýklamasýna avcýlar hayran kaldý ve bunun üzerinde uzun süre durdular. Ona bir girdabýn görünmez ýþýðý yakalarken ki figürünü dikit taþýna çizmesini teklif ettiler. Orupta “Bu henüz erken. Gelecek kuþaklar bizi yanlýþ anlayabilir.” Çýkýþýný yaptý.

Tuna M. Yaþar




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn tarihsel roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Göbeklitepe 5
Göbeklitepe 4
Göbeklitepe 3
Göbeklitepe 2
Çok Eskiden 9
Çok Eskiden 8
Çok Eskiden 4
Çok Eskiden 6
Çok Eskiden 5
Çok Eskiden 3

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dünya Taþýnýyor 3
Dünya Taþýnýyor 8
Dünya Taþýnýyor 7
Dünya Taþýnýyor 6
Dünya Taþýnýyor 1
Dünya Taþýnýyor 2
Dünya Taþýnýyor 5
Dünya Taþýnýyor 9
Dünya Taþýnýyor 4

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Masa [Þiir]
Reptilian 1 [Öykü]
Reptilian 2 [Öykü]
Reptilian 3 [Öykü]
Reptilian 4 [Öykü]
Reptilian 5 [Öykü]
Savaþ Trafiði 2 [Öykü]
Savaþ Trafiði 1 [Öykü]
Savaþ Trafiði 3 [Öykü]
Aðaçlara Fýsýldayan Adam [Öykü]


Tuna M. Yaþar kimdir?

Voltaire


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Tuna M. Yaþar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.