640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981 |
|
||||||||||
|
Sýcak... Güneþ tam tepede yine. Benim her sabahým, Zehra teyzenin öðleni. Her yeni güne, belki deðiþmiþtir diye açýyorum gözümü, belki her þey rüyadýr, hatta karabasan... Her þey normal aslýnda diyeceðim uyandýðýmda. Nasýl bir kendini kandýrmaca... Bu koca yataðýn içinde hep küçücüðüm... Her gün uyandýðýmda hep ayný anlar hatýrýmdaki... Bebekliðim... Annemin kucaðý, babamýn kollarý var. Kalabalýðýz, halamlar var, teyzelerim, büyükanneler var, büyükbabalar... Babamýn omzu var, tepesine çýkýþým var, sevgi var; yoðun, katýþýksýz sevgi. Gülen yüzler var, babamýn; annemin gözlerinin ta içine derin bakýþý var. Tutunurken hayata eksiðim, biliyorum. Oysa bu kadar eksik deðildim baþlarda, öyle sanmazdým en azýndan. Daha yenilmemiþtim hiç, sarhoþ olmamýþtým, düþüp yaralanmamýþtým, arkamdan koþturmaya baþlamamýþlar, alay etmemiþler benimle, mutluymuþum. Öyle sanýrmýþým... Sýcak bir yuva var, babamýn elinde karpuzla eve dönüþü, annemin bekleyiþi, akþam yemekleri; bana kýsa gelen bir sandalyeden, masadaki yemeklere ulaþmaya çalýþmak var. O zamanlar televizyon yeni gelmiþ evimize; bu yüzden televizyon karþýsýnda susmalar var, akþamlarý annem beni ayaklarýnda sallamadan önce babamýn, annemi ve beni öpüþü var. Kalkýp duþ almalýyým, sabahýn ilk ýþýklarýna kadar telefonun baþýnda elin heriflerini eðleyip durdum. Gerçi o herifler olmasaydý aç geziyordum ya o da ayrý. Kim iþ verirdi bana iyi ki duymuþum Zehra’nýn o kýkýrdamalarýný da sormuþum kapýsýný çalýp: - Ne bu kadar kýkýrdýyorsun kýz? - Bilsen sen de kýkýrdarsýn. Gelsene içeri Fatma. - Ne oldu anlat meraklandýrma beni. -Mutlu ediyorum adamlarý telefonda, arýyorlar ben de þuh ve istekli konuþuyorum. Þirket bana telefon verdi, telefon geliyor açýyorum ve konuþuyorum. Aynada kendime baktým, memnun olmadým her zamanki gibi görüntümden. Çay koydum ocaða, kapýcýnýn getirdiði gazetelere baktým. Öðlenin bu saatinde pek fazla müþteri olmadýðý için þanslýyým, birazdan baþlarlar saat üç gibi telefonlarý kilitlemeye, o zamana kadar geçirdiðim zamaný yalnýzlýðýmýn geçmiþle buluþmasý diye görüyorum. Babamýn sabahýn köründe iþe gitmediði zamanlarda -daha sonralarý hafta sonlarý olduðunu öðrendiðim zamanlardý bunlar- hep beraber pikniðe gidiþimiz var. - Akþama ne yapayým istersin Yýlmaz? - Sen ne yaparsan yerim ben sevgilim ama dolma yap, etli dolma. Kýyma almýþtým dün kasaptan. Annem biberleri tek tek yýkar, oyar ve hazýrladýðý harcý içerisine -sanki bir ibadeti yerine getirircesine doldururdu. Yanýndan ayýrmadýðý beni, kâh pusetimle mutfaða getirir kâh sedirde yatýrýrdý. Genç kýzlýðýmda bana: - Bunca küçük olduðun halde benim bile hatýrlamakta zorlandýðým anýlarý nasýl hatýrlayabiliyorsun? diye sormuþtu. - Bilmem, yeni zamanlarýn hatýrlanacak güzellikte hiçbir anýyý barýndýrmamasýndan olabilir mi anne? Zihnimi nerdeyse otuz yýl öncesinde dondurmuþ olmam, her anýyý sanki dün yaþamýþ gibi hatýrlýyor olmam herkese garip geliyor. Oysa düþsel gerçekliðime tutunmam, bugüne tutunmamdan daha kolay, bunu kimse bilmiyor. - Anlamýyor musun? Hep böyle kalacakmýþ. - Benim kýzým o doktorun dediði “þey” olamaz. - “Þey” deme, bunu kabul etmemiz gerek. - Nasýl olur bilmiyorum. - Kime çekti bu kýz? ... Bütünden koparýlmýþ buzullar gibi sonrasýnda hatýrladýðým kesik ve eksik anlar. Buz gibi soðuk, buz gibi yakýcý... - Baba pikniðe gidelim mi? - Hayýr, iþim var. - Baba beni parka götürür müsün? - Görmüyor musun yatýyorum. Yatýyordu, iþe gidiyordu ve ne artýk anneme öyle güzel bakýyor ne beni omzuna alýyordu; ne bizi pikniðe götürüyor ne de eskisi gibi öpücüklere boðuyordu. “Ne piþireyim” diyen annemin sesine karþýlýk babamýn “etli dolma olsun” diyen o sevgi dolu sesi, kayboluyordu yavaþ yavaþ. Çok erken konuþtum, erkendi aslýnda yaþadýðým her þey ama yaþýtlarým büyürken ben büyümedim, hep ayný kaldým. Abla dediler bana ama ben onlardan kýsa kaldým, küçük kaldým. Cüceler büyümezmiþ o zaman anladým. - Anne, babam nerde? - Yok, artýk baban gitti. - Benim yüzümden mi? -... Büyümedim. Hep çocuk kaldý içerim. - Anne, þeyimden kan geldi. - Büyüyorsun kýzým, anne olabilirsin, bir erkeði mutlu edebilirsin artýk. - Senin gibi mi? -... Çok baðýrdýlar. Hep baðýrdýlar arkamdan. Basketçiler uzar diye, kimselerin görmediði zamanlarda, annem iþe gittiðinde, evde basket oynardým. Uzamadým. Köküm baþýmdý benim. Bir metre yirmi santime büyümemek üzere baþ saldým. Sesleri hiç kesilmedi mahalledekilerin; ben Cüce Fatma’ydým, o kadar. Ama küçük çocuklara Fatma ablaydým. O yüzden en çok çocuklarý sevdim ben. Onlarlayken ayrýksýlýðýmý unuttum. Bir de Bakkal Ali amca sevdi beni. Bakkal Ali amca, çikolata verecekti bana, öyle dedi. Kucaðýna oturttu, beni sevdiðini söyledi. Kýpýrdandý, yüzüme garip baktý. “Seviyor musun beni?” dedi, “Seviyorum tabii.” dedim. “Beni mutlu etmek ister misin?” dedi. “Tabii.” dedim. Kapýyý kapadý. Parmaðýyla canýmý yaktý. Kanadým. Aðladým. “Aðlama” dedi. “Beni mutlu ettin Fatma. Kimseye söyleme.” Sustum. Korktum... Sevindim, bir erkek mutlu oldu diye. Annem öldü. Yalnýz kaldým. Sustum, çýkmadý sesim. Belki de tek güzel yerim, sesim. Çalýþmak istedim, çalýþamadým. Kimse istemedi beni. - Ayþe, beni de alýrlar mý bu iþe? Bedenim bilmedi o hissi ama adamlarýn altýna sesimi yatýrsam mý? Yatýrdým. Kaç yýl geçti aradan unuttum. Saat iki oldu daha kahvaltýmý etmedim telefonlar baþladý iþte. - Efendim Gülendam ben. - Beni hatýrladýn mý Gülendam? - Hatýrlamaz mýyým benim sadýk müþterim Beyaz Zenci, ama artýk sen de bana gerçek ismini söylemelisin. - Gülendam senin gerçek ismin mi ki bana gerçek ismimi söyletmeye çalýþýyorsun. - Tabii ki gerçek ismim. ... Arkamdan baðýrýþlar kesildi, dýþarý çýkmadým, unuttular beni. Mutlu ettim ama en çok mutluymuþ gibi yaptým. Telefonun ucunda kaldým. Telefonun ucunda kadýným. Telefonun ucunda upuzunum. Telefonun ucunda Gülendam’ým...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © rey'an yüksel, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |