Okul ve hapishane arasýndaki tek fark hapishanenin insana ve hayata dair daha çok þey öðretmesidir demiþti bir keresinde ayyaþýn biri. Haklýydý birbirine çok benzeyen yanlarý vardý. Ýkisine de gitmek için can atýlmaz örneðin ve gidilmiþse de bir an önce oradan kurtulmak istenir. Kuruluþ amaçlarý çok farklý olsa da bir birine çok benzer okullar ve hapishaneler. Bu ikisini ayný cümle içinde kullandýðýmý görseydi yýllardan beridir görmediðim ilkokul öðretmenim týrnaklarýma tahta cetvelle vururdu. Týpký dört kere dördün on altý deðil de sekiz ettiði konusunda biraz ýsrarcý olunca vurduðu gibi. Nihayetin de öðrenmiþtim doðrusunu fakat vurduðu için deðil aðladýðým da tüm sýnýf bana güldüðü için. Utanç ve acýdýr en iyi öðretmen çünkü. Yaþayarak öðrenilir bazen bazý þeyler ve insan utandýðýnda ve acý çektiðinde tam anlamýyla yaþar, ölmek ister çünkü ve haliyle insan en çok utandýðý ve acý çektiði anlarý unutamaz. Týpký andýmýz okunurken sýranýn en arkasýnda durmamýza neden olan ucu yýrtýk ayakkabýlarýmýzý unutamadýðýmýz gibi. Týpký ilkokul aþkýyla kapý arkasýnda duran çöpte kalem açtýðýmýz o muhteþem zamanlarý unutamadýðýmýz gibi.
Okula bizi baðlayan nedenler çok farklý olmuþtur hep. Bazen arkadaþlarla teneffüslerde oynanan oyunlar, bazen kantinden beþ kuruþa alýnan çikolatalar olmuþtur. Genellikle de güzel kýzlar olmuþtur. Sevilen güzel kýzlar, sevilen kýzlar hep güzeldir zaten. Daha önce bundan birisi bahsetmiþtir eminim. Nadiren tek gayesi iyi bir insan yetiþtirmek olan iyi yürekli öðretmenler olmuþtur ve nadiren matematik dersi olmuþtur veya sosyal bilgiler. Ayrýca ben bu güne kadar matematik dersini çok sevdiði için okula giden birisini görmedim. Belki de çevrem çok farklýdýr ve bu benim hatamdýr belki daha iyi arkadaþlar seçmeliydim kendime. Beden dersinin olduðu gün eþofmanýný okul pantolonunun altýna giymeyip çantada getiren veya yapmamýz gerekin bir ödevin olduðunu öðretmene hatýrlatan sorumluluk sahibi arkadaþlar. Bir keresinde matematik öðretmeniz hasta olduðu için gelmemiþti okula bunun sebebi de bizmiþiz güya çok yormuþuz o da hasta olmuþ. Haliyle branþý beden olan müdür yardýmcýsý girmiþti derse. Tam bir joker, anlatacak bir þeyi olmadýðý için de anket yapmaya karar vermiþti. En sevdiðiniz beþ dersleri sýrasýyla yazýn ve bana getirin demiþti. Çoðumuz üç tane ancak yazabilmiþtik. Tahmin edersiniz o dersleri siz de boþ ders, beden dersi ve bilgisayar dersi. Ýnternet kafede yarým saatinin iki lira olduðu zamanlar. Gta da otobana helikopter indirdiðimiz zamanlar. Nadiren beþ ders yazan çýkmýþtý. Gerisi de öðretmenin gelmediðini duyunca kaçýp gitmiþti zaten. Böyle okuduk yýllarca küfrede küfrede. Her okul çýkýþý okulun bitmesine sevinirken yarýnda gelecek olmanýn hüznü kapladý içimizi. Mutluyken bile kendi kendimizi hüzne boðmayý belki de o zaman öðrendik. Öðrenmemiz gereken bir þey deðildi bu zaten müfredatta da yoktu. Karþýlýk beklemeden sevmeyi öðrendik ve aþýk olmayý. Orta okula giderken sýnýfýn en çalýþkan kýzýna aþýk olmuþtum. Matematik dersini bile seven bir kýzdý. Matematiði çok sevdiði için okula gelmiyordu okula babasý zorla gönderiyordu. Babasý iyi bir adamdý sonra öldü. Ayný zamanda da çok güzeldi dedim ya zaten sevilen her kadýn güzeldir. Ama o beni sevmiyordu ya da ben öyle hissediyordum. Sonra bu aþkýn imkânsýzlýðýný kavrayýp onu unutmam gerektiðini anlamýþtým. Bunun sebebi onun beni sevmemesi de deðildi elbette. Ona zararýmýn dokunacaðýný hissetmiþtim sanki. Onu unuttum belki ama hissettiðim duygularý hala anýmsýyorum. Eskiden her þeyimiz olan biri zamanla bizim için bir anlam ifade etmeyebilir belki ama ona karþý hissettiðimiz duygularý unutamayýz. Bunu da okulda öðrendim ama derste deðildik ve müfredatta bu da yoktu. Benim zaten en iyi öðrendiklerim ve en iyi bildiklerim hiçbir sýnavda çýkmadý karþýma…