Sevgili okur, ben Femen grubunu ilk kez Ocak ayýnda Davos’ta yaptýklarý çýplak eylemle duydum. Meðer en önemli eylemlerini üç yýl önce, Ukranya’daki Türkiye Büyükelçiliði önünde yapmýþlar.

Haber þöyle:

“FEMEN, üç yýl önce Ukrayna'daki Türkiye Büyükelçiliði önünde protesto gösterisi düzenleyerek, Türk makamlarýný, Türk erkeklerini ‘Ukrayna'nýn genelev olmadýðý konusunda bilinçlendirmeye’ çaðýrmýþtý.

Eylemciler bir röportajda þöyle demiþti:
"Sizin orada hiç mi kýz yok? Türk erkekleri de Ukrayna'da imajlarýnýn ne hale geldiðini artýk anladý. O yüzden kendilerini Ýtalyan diye tanýtýyorlar. Ama bu, iþin özünü deðiþtirmiyor. Sizin erkekler Türk kýzlarýna ayýp ediyor.

"Özellikle 2004'ten sonra Ukrayna, resmen Türk erkeklerin istilasýna uðradý. Her hafta Türkiye'den sýrf seks turizmi amacýyla 5-6 otobüs dolusu erkek gelmeye baþladý. Ýkinci protestomuz bu konuda oldu. Otobüsler protestodan sonra da gelmeye devam etti ama FEMEN tiþörtlü kýzlar ,Kiev gece kulüplerinin önünde nöbet tutunca, seks turizminin uluorta yapýlmasýný güçleþtirdik. Türkiye'de de eylem yapacaðýz. Plan kesinleþmedi ama ciddi bir sorun olarak görülen aile içi þiddeti protesto edebiliriz." (http://bianet.org/bianet/siyaset/136755-femen-efsanesi-istanbula-kadarmis)

Türkiye’ye gelip aile içi þiddeti kýnayacaklarýný daha o günlerde düþünüyorlarmýþ.

“FEMEN, geçtiðimiz günlerde de Rusya'da Vladimir Putin'in kazandýðý cumhurbaþkanlýðý seçimini, oy kullandýðý sandýðý çalmaya çalýþarak protesto etmiþ ve dünya basýnýnda kendine yer bulmuþtu.”(Birgün Gazetesi) Elbette yine soyunarak.

Eh, Türkiye ile ilgili tasarýlarýný gerçekleþtirmek için de kýsmet, bu yýlýn 8 Mart’ýnaymýþ.

Kendilerini “Yeni feministler, feminist devrimciler” olarak tanýmlýyorlar.

Çýplak eylem yapmanýn gerekçesini de þöyle açýklýyorlar:
“Soyunarak, insanlarýn ve medyanýn ilgisini; ayrýmcýlýk, seks ticareti ve seks köleliði, özgürlük, kadýn haklarý, feminizm üzerine çekmek.” Amaçlarý bunlar.

Femen diyor ki; Ukrayna’da, mini etek, yüksek topuklu ayakkabý giymek, seksi görünmek özgürlük sanýlýyor. Oysa, bu anlayýþ, özgürleþmek deðildir, kendini erkeðe sunmak suretiyle, ona baðýmlý kýlmaktýr.

Doðru söze ne denir? Bakýmlý olmak ayrý bir þey. Ama kadýn; abartýlý süslenerek, cinselliðini aþýrý vurgulayarak, dikkatleri üzerine çekmeyi neden ister, niye buna gerek duyar acaba?

Femen diyor ki; türban takan kadýnlar da baþka bir yaþam biçimi düþünemedikleri için, kendilerini özgür sanýyorlar. Her iki yaklaþým da özgürlük deðildir. Kadýnlarýn özgür iradelerini, erkek toplumunun dayatmalarýna teslim etmektir.

Benim bu saptamalara da hiç itirazým yok. Doðrusunu isterseniz, soyunmayý seçmeleri de çok akýllýca. Çünkü, ne yazýk ki erkek dünyasý ve ona boyun eðen kadýnlarýn anlayýþý, cinselliðin böylesine mal haline getirilmesinden ötürü, ancak uçkur altý konulara dikkatini verebiliyor.
Gerisi výz geliyor, týrýs gidiyor sevgili okur.

Milblog’un, deðerli yazarlarýndan sevgili Ý.Ersin Kabaoðlu, cinselliðin nasýl metalaþtýðýný irdelemeye çalýþtýðým yazýlarýmdan birine, þu yorumu yazmýþtý da çok beðenmiþtim; burada yeri geldi, paylaþayým:

“(.......) Yoksa kadýn, vasat ve- vasat altý- erkeklerin egemenliðindeki bir toplumda ya erkeðin arzularýnýn gönülsüz bir nesnesi ya evin ve çocuklarýn hizmetlisi ya da çýlgýn tüketim dünyasýnýn bilinçsiz bir öznesi haline (Bazen de ayný anda ikisine ya da üçüne birden) dönüþebilmekte!.. Boyunlarýndaki, bileklerindeki altýn ve zümrütlerse; eskiden kölelerinki demir, bakýr ya da çinkodandý...Deðiþen, sadece kölelik halkalarýnýn metal bileþimi ve buna baðlý olarak da deðeri!”

Evet, iþte hepimizi, bir biçimde, böyle metalaþtýrýlýp, köleleþtiriyor sömürüye dayalý kapitalist düzen.
Femen’in Sultanahmet Meydaný’ndaki 1 dakikalýk gösterisi de ben ve benim gibi düþünenleri doðruladý sevgili okur.

Nasýl mý? Birlikte anlamaya çalýþalým.

Femen, yukarýda açýkladýðýmýz amaçlarýnda haklý. Femen; kadýnlarýn, “Giyinik anlattýk da anladýnýz mý? Neyi deðiþtirdiniz?...” sorularý, her zaman yanýtsýz kaldýðý için, soyunma yöntemini seçmekte de haklý. Acýyý çeken kadýnlar ve bu kadýnlar, bizlerin gösteremediði cesareti gösteriyorlar. Þahsen þapka çýkarýyorum.

Gelelim zurnanýn zýrt dediði yere. Haksýz demeyeyim ama þu konularda yanlýþ ve eksik buluyorum kendilerini. Çünkü bu konularda açýklamalarý ya yeterli deðil, duyulmuyor ya da yok. Sonuçta ben Femen deðilim ve basýndan izliyorum.

Femen, kadýný ve erkeði bu hale getiren kapitalist sisteme gereðince vurgu yapmýyor.

Femen, Suwen International adlý çamaþýr firmasýnýn davetlisi olarak geliyor. Bir gün önce, medyada duyuruluyor ziyaret. Ama eylemin yeri gizleniyor. Her nasýlsa, o, 1 dakika süren ve polisimizce gayet nazik biçimde sonlandýrýlan eylem sýrasýnda basýn ordusu orada.

CNN’de Cüneyt Özdemir, hurilere taþ çýkartan, rüya gibi güzel Femen sözcüsüyle ve ayrýca çamaþýr firmasý yetkilisiyle söyleþi yapýyor. Belki baþka kanallar da yapmýþtýr. Benim TV’lere dayanma gücüm sýnýrlý, bilemiyorum.

Ýmdi...8 Mart günü, bizim kadýnlarýmýz da sokaklarda mý? Kadýnlar, hemen hemen bütün il ve ilçelerdeki sokaklarda... Can yakýcý istemlerini dillendiriyorlar. Sizce medya hangisine daha çok ilgi gösterdi?

Sonuç:
Femen’in, amaçlarý iyi. Soyunma yöntemine de itirazýmýz yok.

Emme velakin, bizim emekçi kadýnlarýn eylemleri gölgede kaldý mý? Kaldý.

Femenler, lüks araçlarla gezdirilip üstüne de para aldý mý? Aldý.

Çamaþýr firmasý dünya medyasýnda reklamýný yaptý mý? Yaptý. Kimbilir ne sipariþler aldý mý? Aldý...

Eeee ey halkým!... Biz ne anladýk bu iþten?...

Nenni de nenni!... Benim güzel halkým uyusun da büyüsün e miii?...

E e e e eeee e!... Hu hu hu huuuuuu hu!...

09.03.2012
Vildan Sevil