"“Yazmak, kelimelerle oynamak değil; kelimeleri, dans pistinde eski ayakkabılarla süründürmektir.” – Franz Kafka"

Ömer Faruk Hüsmüllü

Coşkun Irmak - 11 (Son Bölüm)

Coşkun, geçen her dakikanın onu istenmediği bu sona doğru biraz daha yaklaştırdığını biliyordu. Bunu engellemek için çareler düşünüyorsa da bir çözüm yolu bulamıyordu. Galiba kabullenmekten başka bir çaresi yoktu! Irmakın varlığını düşünerek, onunla geçirdiği mutlu anları hatırlayarak teselli bulmaya çalışıyordu. Fakat birden bu mutlu anlar kayboluyor ve tekrar

Coşkun Irmak - 10

Her ırmak denizden doğar ve sonunda mutlaka denize kavuşur. Doğum ve ölüm aynı yerdedir. Deniz suyu buharlaşır bulut olur; bulut yağmur olarak yağar; yağmur suları ırmağa dönüşür ve ırmak da denize kavuşur, orada kaybolur gider. Kaybolur gider diyorum, ancak bu kaybolma gerçek kaybolma değildir. Çünkü döngü devam edecek

Coşkun Irmak - 9

Ona verebileceğim tek şey sevgimdi. Maddi bir şeyler de vermek isterdim, ama olmadı. Birlikte bir tatile bile gidememiştik. Onu kaybettiğim sene emekli olmuştum. İkramiyeyi alıp bankaya yatırdım. Şöyle güzel bir tatil yapabilirdik artık. Ben hemen gidelim istedim, Münevver yazı beklememizin daha uygun olacağı görüşündeydi. Onun dediği oldu. Ama

Coşkun Irmak - 8

Yatağına yattı yatmasına da, uyumak ne mümkün! Sağa döndü olmadı, sola döndü olmadı, yüzükoyun ve sırtüstü uyumayı denedi gene olmadı. İki saat sonra kendinden geçti, uyumuştu. Ancak bu uyuma uzun sürmedi. Rahatsızlık veren, kâbus dolu bir uykudan sonra gözlerini açtığında ortalığın zifiri karanlık olduğunu anladı. Gözleri uykusuzluktan nerdeyse

Oruç Babadan Aforizmalar - 42

\*Dilin söylediği her şeyin cezasını ödemeye kalksaydık, tüm ömrümüz hapishanede geçerdi.
\*Aşıkları yargılamayacak kaç kişi var şu dünyada?
\*Kuru bir ağaç ne işe yarar diye düşünme. O beğenmediğin ağaç, bir kuşa dinlenme ya da yuva yapma yeri olabilir.
\*Neden durmadan nefsimizi sınamamız

Coşkun Irmak - 7

Aşk, sevgi, namus, sadakat, dürüstlük gibi değerleri bir renk grubu; ihtiras, cinsellik, arzu ve hazzı da ayrı bir renk grubu olarak düşündü. Bunlar arasında bir seçime gitmeliydi. Tam, seçimini yapabileceği bir noktaya ulaştığını hissetmişti ki, bütün renkler aniden birbirine karıştı ve ortaya tek bir renk çıktı: Siyah. Siyahı

Coşkun Irmak - 6

Bir gün bu küçük yaramazla merdivenlerde karşılaştı. Annesi elinden tutmuş yukarıya doğru merdivenleri çıkıyorlardı. Kadın, Hayrettini görünce çocuğa:Bak, senin rahatsız ettiğin amca bu! Şimdi sana kızsın mı, kulaklarını çeksin mi? Deyince :
-Hanımefendi, lütfen çocuğa beni kötü bir insan olarak tanıtmayın. Benim ondan yana herhangi bir

Coşkun Irmak - 5

Yürüdüğü kaldırımda karşısından önde bir dişi köpek, arkasında da bir erkek köpek geliyordu. Ona yaklaşınca arkadakini tanıdı. Arada sırada yiyecek verdiği köpekti Yanından geçerlerken:
-Naber Çomar? Dedi. Fakat Çomarın tepkisi dostça olmadı. Dişlerini göstererek hırladı ve sırtını biraz dikleştirerek dişi köpeği takibe devam etti.

Coşkun Irmak - 4

Kötü sonun başlangıcı olan o gün, sık sık aklına geliyordu. Kanatlarım olsaydı, uçsaydım ve Münevverimi o arabanın önünden alıp kaçırsaydım. Ya da o araba onunla birlikte beni de çiğnesydi! Dedi ve yumruğunu bütün gücüyle masaya indirdi. Eli çarpmış olmalı ki kül tablası yere düştü. Kırılmamıştı, ama halının üzeri

"Gibi" Yapmak

-Günümüzün modası: Gibi yapmak.
-Avantajı çok, riski hiç yok!
-Başın sıkışsa da sıkışmasa da başvurabilirsin.
-Nasıl mı? Şöyle:
-Bakıp da bakmıyormuş gibi yapabilirsin.

Coşkun Irmak - 3

Münevverin çiçeklerine su vermeliydi. Onlara Münevverin çiçekleri diyordu; çünkü Münevver onları çok severdi, hepsi ile tek tek konuşurdu. 8-9 tane idiler, kala kala iki tane kalmıştı. Münevverin ardından birer birer solmuştu diğerleri. Ne yapsa kâr etmedi. Sanki sırayla intihar ediyor gibiydiler. Kurtarabildikleri işte bu ikisiydi.

Coşkun Irmak - 2

İkisi de ne diyeceklerini, söze nasıl başlayacaklarını bilemiyorlardı. Neden sonra Münevver söze ilk başladı. Bir şeyler konuştular, ancak ne konuştuklarını daha sonra ikisi de unutacaklardı. Bu heyecan dolu konuşma en fazla on dakika sürmüştü. Eve gitmek için arkasını dönen Münevvere şaşkın şaşkın bakakalmıştı Hayrettin. Eve yaklaştığında Münevver, arkasına

Coşkun Irmak - 1

Hayrettin liseyi bitirdikten sonra iki sene orda burda çalışmış, sonra da askere gitmişti. Askerlik dönüşü vergi dairesinde bir işe girmişti. Bir gün işten eve dönerken evlerinden bir sokak ötedeki iki katlı bir evin önünde komşularının yedi yaşındaki oğlu Kenanın bir genç kız ile konuştuğunu gördü. Önce dikkatini çeken

Güncellenmiş Yaşam Tüyoları

Bir devlet büyüğümüz yapılan zamlardan sonra Bu zam değil; güncellemedir diyor.Daha da büyük bir devletlümüz ise, bu zamlar karşısında vatandaşa bir çözüm öneriyor:Sigarayı içmezsin olur biter; alkolü az tüketirsin olur biter. Ferrari kullanma da başka marka kullan. Fiata bin, Volkswagene bin. Böyle yaptın mı olur biter. (Bunları duyan

Oruç Babadan Aforizmalar - 41

\*Merak, öğrenmek isteyen bilgi yolunu aydınlatan bir el feneridir. Ancak bu ışığı takip eden bilgi yolunda ilerleyebilir.
\*Hayal kuramayan insan, susuz kalmış bir tarla gibidir. Ürün vermesine verir; ama ne kadar?
\*Bana dünyayı kimin zindan ettiğini sorsalar; hemen şu cevabı verirdim: Hatalardan korkmamı söyleyenler

Bir Anı Defteri Buldum - Roman

Sevgili okur,\*Bu çalışma önce bir öykü olarak düşünüldü. Onlarca sitede bölümler halinde yayımlandı.\*Sonuna gelindiğinde ise küçük bir roman olduğu görüldü.\*Bugüne kadar yaklaşık 8-10 bin civarında tıklandı.\*Ortalama okuma süresi 2-3 saattir.
\*Çok sayıda okur tarafından ilgi ile takip edildi.
\*Üzerinde ufak tefek düzeltmeler yapılarak, aşağıdaki

Duble Yol Mu, Duble Fiyasko Mu?

Karayollarındaki mıcırları temizlemek çok mu zor? Makinelerle veya elle kullanılan süpürgelerle bu yollar temizlenemez mi? Karayolları bir yönetmelik değişikliği yaparak mıcırdan temizlenmemiş yollarda trafiği engelleyemez mi? Bana kalırsa mıcırla dolu yollarda araç trafiğine izin veren yetkililerin adam öldürmeye teşebbüs suçundan yargılanmaları bile gerekir

Bir Anı Defteri Buldum - 15

Birbuçuk saate yakın bir süre dışarıda beklemem gerekti. Çünkü Sibel fenalaştı. Hemşireye haber verdim; o da doktoru çağırdı. Doktor, beş dakika dışarıda beklememi rica etti. Çıktım. Ayrıntıya giremiyorum, hatırlayacaksınız Sibele söz vermiştim.

Başa Dön