İnsan Şiiri Gibi Yaşayabilmeli
''Şiirim gibi yaşadım.'' diyor üstat Hilmi Yavuz ... / İnsan şiiri gibi yaşayabilmeli
"“Kitaplar açıksa, dünya kapalıdır; ama eğer dünya açık kalırsa, kitapların kapağı kapanmıştır.” – Umberto Eco"
"“Kitaplar açıksa, dünya kapalıdır; ama eğer dünya açık kalırsa, kitapların kapağı kapanmıştır.” – Umberto Eco"
''Şiirim gibi yaşadım.'' diyor üstat Hilmi Yavuz ... / İnsan şiiri gibi yaşayabilmeli
İlham Perileri, Peri Kardeşler... İn, Cin çift kale maç yapıyor olabilir, siz de gidip o in ve cin tayfasına takılmayın lütfen, onlar sizi takıma almaz zaten... İlhamlarımız azaldı mı gelin bizlere ilham takviyesi yapın. Hele de bahar ve yaz aylarını bizlere boş geçirtmeyin... Sonbaharda ve kışta zaten çok
Paralı askerlik çıkınca biz de hemen müracaat ettik tabi ki... Kırküç yaşına kadar niye gitmediğime gelince, inanın o da vatan sevgisinden, aşırı milliyetçiliğim dendir... Biliyordum az çok paralı askerliğin çıkacağını, benim de maddi olarak katkım olur devletime diye kaçt... pardon, ne kaçması gitmedim işte. Paraları toparlayıp hemen bankaya
İş hayatının olmazsa olmazlaŕındandır, çıraklık, kalfalık ve ustalık... İllaki bir çok meslek erbabı usta olmadan önce, mutlaka çıraklık geçirmiş, sonra kalfa olmuş, daha sonrada usta olmuş ya bir dükkan açmış kendine ya da yine bir meslek erbabının yanında ustalık yaparak rızkını kazanmıştır...
Alçakları sevmeyenlerin favori şarkılardan da birisidir Alçaklara kar yağıyor üşümedin mi sen bu işin sonunu düşünmedin mi? diye de söyler dururlar... Alçaklarda bu şarkıyı duysalar bile alçaklıklarından vazgeçmek bir yana, daha başka nasıl bir alçaklık yaparız diye, arpacı kumrusu, pekin ördeği, Kanada Serçesi, hatta tavus kuşu gibi düşünür
Babası Sam Amcanın ki siz hepiniz onu tanırsınız aslında, biricik evladıdır Dolares... Sam Amcada çok gizemlidir ha onu söyleyeyim. Sık sık burnunu, kulağını karıştırır, kıçını kaşır. Burnunu kulağını karıştırmadığı zamanlarda da nerede bir ülke bulursa onu karıştırır, eski defterleri karıştırır, eski yaraları kaşır... Bunu yaparken de Dolares Yenge
Havalar güzelleşiyor,ilhamımız artar inşallah. / Kışın daha zor yazmak; /
Televizyonlardan izliyorlar her bir pisliği... Batı toplumlarının bazı zaman güzel tarafları görünse de bazı zaman iğrençlikleri de sergileniyor... TRT li zamanların o güzelim dizilerinden, şimdilerde özel televizyonlarda ki aile dizisi diye lanse edilen ancak gerçekte aile faciası olan dizilere geldik... Geldik de toplumsal değerlerimizde yontula yontula durmadan erozyona
İsmail bizim sınıfa geldiği zaman hem yakışıklı hem de çalışkan bir çocuk olarak biliyorduk onu önceki sınıflardan. Bir sene önce bizim sınıfta değildi ama, tanırdık yinede birbirimizi... Bazı zaman sınıfta, bazı zamanda dışarıda saçma sapan deneyler yapar, güya bizlere bir şeyler ispatlamaya çalışır bir hali olurdu...
Hiç rüyalarıma gelmedin baba, / Yol çok mu uzun? /
Öpüşürken mutlaka karşınızdaki insanın sağ ya da soluna yanaşırken onun da sizin yanaştığınız tarafa yanaşması çarpışmaları önleyecektir... Takıntı yapmayın önce sağ yanağından ya da önce sol yanağından öperim diye...
Size merhabalar getirdim heybemde / günaydınlar getirdim / iyi akşamlar
''Bütün Müslüman Coğrafyalarında şehit edilen kardeşlerimize ithaftır.'' / Benim adım Iraklı Mervan
Vallahi pes doğrusu Emreden de diğer Türk Futbolculardan da bendeniz fırça olarak özür dilerim. Ben dilerim de o salak Corentin dilemez... İnsanlık zaten bunların yakınlarından yörelerinden de geçmemiştir. Böyle saçmalıklar ile gündemde kalacaklarını, gündem yaratacaklarını zanneden sefil yaratıklardan biridir bu ve bunun gibiler...
Filankes memleketten ya da filan fişmekan ülkeden adam çıkmaz cümlesini lügatinizden çıkartın artık. Her ülkenin her toplumun, iyileri de vardır, kötüleri de... O fıkralarda anlatılan Türklerin varlığı unutmayın ki soyut kavramlardır... Bunların bir çokları da dış mihraklar tarafından üretilip bir şekilde toplum hayatına sokulur/sokulmaya çalışılır unutmayalım ki...
Olmadı bu şimdi olmadı hiç. Saygıyı gönderdiniz, sevgiyi gönderdiniz hani selamlar, o da gitmek istiyor birilerinin yüreğine doğru ya da ruhuna benliğine doğru...
Çoğu zaman kimse de yemez, yemek istemez laf salatasını... Karşınızdaki adam ister tanıdığınız olsun, dayı oğlu, amca kızı, hala oğlu, bacanak, kayınço her ne ise sıfatı, lafı uzatıp da konuda saçma sapan bir yere gittiğinde ortalık laf salatasından geçilmez bir hal alınca, siz siz olun oradan, nezaketi de
Havalar ne zaman güzel olsa / altın sarısı buğday başakları gelir aklıma
Rep yapmazdık mesela biz, şarkılar ağır aksak giderdi ruhumuzun derinliklerini titretirken... Hızlı hızlı kimselere bir şey anlatmaya kalkmaz, karşımızdakilerin konuşmasını da fazla kesmezdik... Hiç sormazdık hocalara Ramazan da ''Hocam sakız orucu bozar mı bozmaz mı?'' diye, bilirdik sakızın orucu bozduğunu...
Tekrar gelelim Çitak denen örgüte. Kısaca Çitak denen bu adın uzunca açılımı da şöyle, Çikolata Takip ve Arama Kurtarma, Örgütü de denilebilir... Kurucularının kim olduğu bilinmiyor. Arefe gününden başlayıp, bayramın son gününe kadar operasyon, eylem yapıyorlar bilumum tatlılara, başta çikolata ve şekerler olmak üzere... Çikolataları arıyorlar, buluyorlar ve
1961 Ankara'da başlayıp devam eden bir hayat. İlk ortaokul, lise ve iki yıllık bir üniversite deneyimi, ticaret hayatı Ankara'da iki tane aslan gibi evlat biri dişi biri erkek aslan olmak üzere hayat mutlu bir şekilde akıp gidiyor. Biraz şiir, biraz öykü ve denemelerin sıcaklığında...
Elliyedi seneye sığdırılan bir yaşam. Geçip gidiyor işte şiir, deneme, öykünün sıcaklığında... Yirmi beş yıllık bir birliktelik iki de aslan gibi evlat daha ne olsun?
Mizah ağırlıklı öykü ve denemeler toplumsal ağırlıklı şiirler
Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Erich Fromm
Aziz Nesin, Muzaffer İzgü,