"Yazarın özgürlüğü, yazdıklarının okurun aklını karıştırma özgürlüğüdür. Yoksa niye yazsın ki?" – Terry Pratchett"

Su Hâlden Hâle Girer

yazı resim

Su efsane çağından süzülür çaydanlığa.
Göz alıcı rengiyle gülümser ışıl ışıl.
Bardak açar bağrını ve yükselir hanlığa.
En narin makam ile başlar dudakta fasıl.

Açılır sonuna dek huzurun has kapısı.
Muhabbet iklimine ağır ağır girilir.
Hayale ışık olur semaverin yapısı.
Bir perinin saçları billûr suya serilir.

Gül hazan mevsimini hiç aklına getirmez.
Demliğin sinesini çayın ıtırı sarar.
Ateş kendini yakar sesin suya yetirmez.
Müptela dudaklar hep naz busesini arar.

Çözülür suya mercan rengi başı döndürür.
İnce belin şuası tarih düşer devrana.
Her yudum derde deva gizi ateş söndürür.
Nazın güzelliğini işler dudak devrana.

Su nazı buse olur bardağın kenarına.
İtinayla tutar el naz açan haz gülünü.
Her gören göz tutulur semaverin narına.
Zaman bağrına basar çay denilen sülünü.

Su hâlden hâle girer en güzel hâli bulur.
İnceliğin şarkısı camda ve porselende.
Çaydan mahrum kalınca yürek biraz burkulur.
Fizana gitsek dahi aklımız hep selende.
Ankara,13.09.2011 İ.K

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön