"Gelecek, eskiden ne güzeldi, şimdi ise sadece bir sonraki teslim tarihi." – Woody Allen"

Nurtanem...

Canım oğluma...

yazı resim

Nasıl özledim seni bir bilsen,
Unutamıyorum o güzel gözlerini,
Nasıl, nasıl bıraktım seni ben...
Yalvaran bakışların bir an bile
Çıkmıyor aklımdan....
Vicdansız dediler bana,
Kalpsiz dediler...
Sevmenin, sahiplenmenin,
Ne olduğunu bilmiyor dediler...
Neden bu gözyaşları o zaman,
Keşke olmasaydı bir kalbim,
Keşke hissetmeseydim bu kadar seni...
Canım, aşkım, nur tanem,
Bebeğim, unutamam seni,
Avunurum resminle,
Sen kokan giysilerinle...
Yetmiyor seni ara sıra görmeler
Her gördüğümde doya doya öpmeler,
Biliyorum sen küçüksün anlamıyorsun henüz,
Annen Ankara’da diyorlar,
Orası çok uzak diyorlar,
Seni bıraktı diyorlar belki de,
Kimbilir belki de herkes,
Acıyarak bakıyor sana...
Canım yavrum bir tanem,
Ne olur sen üzülme,
Annen senin için çalışıyor,
Mis kokuna kavuşmak için,
Daima seninle olabilmek,
Geceleri koynunda yatabilmek için...
Zor günler geçecek,
Elbet, elbet o gün gelecek,
Birlikte olacağız hep,
Doyasıya sarılacağım sana,
Islak ıslak öpeceğim seni,
Ve sen sileceksin sinirle,
Her zamanki gibi bastırarak,
İşte o zaman güleceğim yavrum,
İşte ben o zaman güleceğim ancak...

KİTAP İZLERİ

Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli

İktidarın Göz Kamaştıran Işığı ve Bir Hadımın Gözünden Saray Zülfü Livaneli’nin, okurunu XVII. yüzyıl Topkapı Sarayı'nın loş ve entrika dolu koridorlarına davet eden romanı "Engereğin
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön