"Yarının ne getireceği belli olmaz, ama dün de bugün gibi bitmişti ve kimse şaşırmadı." - Douglas Adams"

No Women No Cry

İstiklal caddesinde sabaha karşılar daha içten oluyor...

yazı resim

Nasıl çığlık çığlığa söylenir böyle bir şarkı,

No Women, No Cry
Kadın Yok, Ağlamak Yok (Hayır Kadın, Hayır Ağlama!)

Söylenebilecek tüm dillerde bir aşkın sıkıntısını anlatıyordu. Bir aşkın yakıcılığı ancak bu kadar belli olabilirdi. Dinleyenler hep bu şarkıda eski sevgilileri düşledi, bir yakamozun sarhoşluğunda, biradan kalma bir akşam üstünde ve balıklı bir ağız kokusuyla dudakları her gece aynı yerde birleşirdi. Hangi ülkeden oldukları önemli değil, kim bu şarkıyı ağlamaklı söylediyse o bizdendi. Hepside yakamozu, birayı, balığı ve öpüşmeyi severdi.
Kimsesiz gezmelere bu şarkıyla çıkılırdı. Bilmem ne sokağının köşesinde bu şarkı diline takılır ve içten içe sürüklenirdi, kadınların çokça olduğu caddeye. Işıklı caddeler vardı, duvarlarda silik yazılar, bazen çöpçüler bile uğramaz, aşktan arta kalan adamlar çöplüğün kenarında öylece pespembe kokarlardı. Sonra düşünmeler vardı, kollarını kavuşturup sallanmalar, depresyon hallerinin en bilinmeyeni aşk sıkıntısı idi, doktorlar sürekli hastalarını iyileştirmek için bu şarkıyı oral yollardan, yanında alkollü içkilerle alınmasını, tavsiye ederek yazarlardı. Bunun için barlar çok para kazanırdı. Aşıklar hep sarhoş.

KİTAP İZLERİ

Çıplak ve Yalnız

Hamdi Koç

Hamdi Koç’un Hafıza Labirentinde Unutulmaz Bir Yolculuk: "Çıplak ve Yalnız" Hamdi Koç’un "Çıplak ve Yalnız" romanı, okuru daha ilk cümlesiyle yakalayan o nadir eserlerden: "Amcam
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön