"Edebiyatın acımasız kuralıdır: Okur, yazarın ölüsüyle dans etmekten daha çok zevk alır." – Edgar Allan Poe"

Kırmızı Ruj

Fotoğraflarda kırmızıydı yanakların, kızın ise dudaklarıydı kırmızı olan. Benim ise kalbimdi o an kırmızıya bulanan.

yazı resim

Kırmızı ruj süremem artık.
Senin tadın var kırmızı rujda,
İçtiğim biranın şişesinde var kırmızı ruj,
Beyaz şarabın kadehinde ve tüm fotoğraflarımızda.
Yanan bütün fotoğraflarda var kırmızı ruj izi.
Ve senin yanaklarında. Bir zamanlar benim öptüğüm yanaklarında.
Bana ait değil bu sefer o dudaklar.
Başkasının o ten.
Sen sen değilsin.
Ruj benim değil.
Kırmızı ruj yakışmaz zaten bana.
Yakışanlar var.
Sana yakışmayanlar.
Yakıştıramadıklarım yada.
Senin benden sonra yakıştırdıklarındı onlar oysa.
Oysa ben kimseyi yakıştıramadım kendi yanıma.
Ben hep senindim,
Senin yanındı yanım.
Yanımı biri aldı götürdü.
Yanına benden başka birini koydun ya,
Yok artık affedilecek bir yanın.

KİTAP İZLERİ

Sırça Köşk

Sabahattin Ali

Sırça Köşk: Yıkılmaya Mahkûm Bir Düzenin Alegorisi Sabahattin Ali, son eseriyle sadece bir öykü kitabı değil, aynı zamanda cesur bir veda ve sarsılmaz bir ithamname
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön