"Yazarın özgürlüğü, yazdıklarının okurun aklını karıştırma özgürlüğüdür. Yoksa niye yazsın ki?" – Terry Pratchett"

yazı resim

Sen yoksun…
Yokluğunda yok artık
Günbatımındaki sahipsiz telaşlarım
Militan hüzünler ve umarsız anlarım
Ben birtek seni bilir seni anlarım
Yüreğim seni özleyişlerimle alımlı
Anlamazsın…
Ellerinin sonbahar üşümüşlüğünü özledim.
Her bir köşede yarım kalmış hatıralar…
Anılar sessiz, martılar küsmüş deniz yok artık
Yalan sözlerden yüzüme yapışan sahipsiz ayrılık
O gözyaşlarımı pencerene yağmur etsem de,
Bana sadece özlemek kalmis ardindan…
Bak resimler bile aynı kalmıyor duvarlarda
Gözlerinin gözlerime süründüğü anlara dileniyorum.
Hiçbir cümle senle başlamamıştı oysa!
Söylediğin şarkılar vardı mavi günlerde
Yerlere düşen ayak izlerimiz
O zamanları bir daha bulamaz hayatımız.
Terennüm oldun dudaklarımda
Ömrünü yitirmiş bir gölgeyiz…
Şimdi sen uzak iklimlerde
Yaşlanmış hayallerinle uyuyansın.
Sen tamamlayamadığım cümlelerin sonu
Yarım kalmış bir yaşanmışlıksın…
Böyle kalacak anılar
Gizlemeye saklamaya ömrümüz yetmeyecek.
Gözüm tutmasa da sensizliği
Gel Hoşçakal…

KİTAP İZLERİ

Tutunamayanlar

Oğuz Atay

Tutunamayanların Edebi Ayaklanışı Oğuz Atay'ın anıtsal eseri "Tutunamayanlar", 1972'de yayımlandığında Türk romanında bir deprem etkisi yaratmıştı. Yarım asır sonra bile, bu sarsıntının artçıları edebiyat dünyasında
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön