"Bana bir kitap verin, size dünyayı yerinden oynatayım – tabi, o kitapta benim adım geçiyorsa." – Virginia Woolf"

Açlık...

O kadar hızlı ve kuvvetli ilerliyordu ki onu hiçbir şey durduramazdı...

yazı resim

Elleriyle eşelediği çöpün içinden yine bir şey çıkmamıştı. Akşam ne yapmalıydı? Birden kuşlara atılan ama kuşların göremediği yemleri aramak geldi aklına. Tabi bunun için en uygun zaman havanın kararmasıyla başlıyordu. O zamana kadar midesinin gurultusu ile oyalanacaktı. Bir banka oturdu ve önünden gelip geçen insanları izlemeye başladı. Tabi ki bütün insanlar onun biraz uzağından geçiyordu. Zaten kendisi de aynı durumda aynı şeyi yapardı.

Önünden ilk geçen orta yaşlı, göbekli bir adamdı. Orta yaşlı göbekli adam; tüm zamanını evi ile işi arasında geçiren, tek zevki futbol olan ve hayatı boyunca tavizlerle yaşayabilmiş, basit bir memurdu. Hızlı adımlarla bir kadının peşinden gidiyor gibiydi.

Kadın; sarışın, alımlı ve güzeldi. Çok güzeldi. O kadar hızlı yürüyordu ki onu bir şeyin durdurabilmesi imkansızdı. Yürürken aynı zamanda çantasından bir şeyler çıkarmaya çalışıyordu. Başardı. Buruşuk kağıdı bir kere daha okudu. Birden yere düştü, bir şey çarpmıştı ona. Yerdeyken arkasına baktı ve bir çocuğun çantasıyla koştuğunu gördü. Çocuğu tanıyacak gibi oldu.

Çocuk eve geldiğinde annesi yemeği çoktan hazırlamıştı. Annesine o gün kazandığı parayı uzattı. Kiraya yetiyor gibiydi.......................

KİTAP İZLERİ

Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı

İlber Ortaylı

Cumhuriyet'in Mirası ve Geleceği Üzerine Bir Sohbet Milletlerin kurucu yüzyıllarıyla hesaplaşması, kopuş ve devamlılık arasındaki o hassas dengeyi sorgulaması, tarih yazımının en çetrefilli alanlarından biridir.
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön