• ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Toplum ve Birey |
21
|
|
|
|
Türkiye’de suçlularýn yeterince ceza almamalarýndan kaynaklanan ve halkýmýzýn vicdanýný yaralayan bu kronik sorunu hiç býkmadan usanmadan mütemadiyen yazacak ve her platformda gündeme getirmeyi boynumun borcu olarak addedeceðim...
ÝDAM ÝDAME EDÝLÝNCEYE KADAR |
|
22
|
|
|
|
Biliyor musunuz, sýklýkla hep þunu düþünürüm "adaletsizlik duygusu, yangýndan daha beterdir, anýnda yürekleri tutuþturur, kýyýcý duygularla yakar insaný, yöneticilerin ellerinde söndürmek varken, neden bu yangýný izliyorlar?" bir türlü de bu düþüncemi bertaraf edemiyorum: |
|
23
|
|
|
|
“Japon Kuklasý” iþ, emek, kadýn, sömürü, cinsel taciz, ezmek gibi kelimelerinin altýný açan, satýr aralarýný okuyan bir oyun olmanýn ötesinde, bir “farkýnda olma” eylemini, “biliyor” olma eylemini içini sindirmiþ bir metin. Metnin yazarlarý Franca Rame ve Dairo Fo’da “fakýnda olma halinden” ve “bilmekten” muzdarip. “Farkýndalýðýn” ve gerçekleri “bilmenin” getirdiði sorumluluðu, bütün hücrelerine ve sinirlerine kadar hissetmenin getirdiði dürtüyle yazdýklarý “Japon Kuklasý” basit bit oyun olmaktan öte insanýn özüne “bak da gör” dediði bir haykýrýþ. |
|
24
|
|
|
|
Her gördüðünüzü, duyduðunuzu yorumlayýp, bilip bilmeden yorum yapmazsýnýz bu bir seçenek... Ya da ben, yansýmalarým ve daha iyilerimden kat kat bazý þeyleri yaparsýnýz bu da bir seçenek |
|
25
|
|
|
|
Biz ilkokula giderken tebeþir vardý, kara tahta vardý... Tabi ki kýrk senede elli senede çok deðiþti eðitimin maddi elemanlarý ve kalitesi, ancak her ne olursa olsun yüz yüze eðitimden vazgeçilmemeli... Sevginin, birlikteliðin, dayanýþmanýn anahtardýr yüz yüze eðitim... O derslerden sonra nefes alýnan, bir oh denilen teneffüslerde, çocuklar haþýr neþir olurlar... Zaman zaman birbirlerine gazoz tost ýsmarlarlar... Belki birbirlerine sevdalanýrlar... |
|
26
|
|
|
|
Afrika, kara kýta açlýktan kýrýlýyormuþ... Ne yapalým Fransýz Kraliçesi gibi diyelim mi? ’’Ekmek bulamýyorlarsa pasta yesinler, su bulamýyorlarsa kola içsinler.’’ kolayý biz ekledik tabi ki... Niye düþünelim ki kilometrelerce uzaklýktaki siyah derili insanlarý... Onlar bizi düþünüyor mu sanki... Býrak bizi düþünmeyi, onlar herhangi bir þeyi düþünüyor mu? Ýnsan mýyýz biz? Var mý azýcýk vicdan denen olgu biz de? Yoksa, yoksa durun cüzdanýmýzýn arasýna mý sýkýþtý o vicdan denen varlýk? |
|
27
|
|
|
|
Üç aylýk çocuðunu aðlýyor diye döve döve öldürüyor bir cani bir anne, yetmiyor bir de sobada yakýyor... Böyle kadýnlarý niye evlendirirler ve çocuk sahibi olmasýna izin verirler ki? Anlamak zor gerçekten. Bir saçma laftýr bir çoklarýnýz duymuþsunuzdur ’’Dayak cennetten çýkmadýr.’’ derler, cennette dayak ne arasýn, sevdiklerine cehennem azabý çektirmek isteyenler dayaða baþvurur... |
|
28
|
|
|
|
Ahmet Hilmi Ýmamoðlu, KTÜ Fatih Eðitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Öðretmenliði Bölümü’nde uzun seneler görev yaptýktan sonra bu bölümün kapanýp Türkçe Öðretmenliði Bölümü’nün açýlmasýyla KTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatý Bölümüne geçmiþtir. Þimdi sözünü ettiðimiz bölümde öðretmenlik vazifesini sürdürmektedir. O bütün hastalýklara raðmen son nefesine kadar öðretmenlik kürsüsünden inmeyecek gibi görünüyor. Zaten o kürsüden inince tutunacaðý en büyük dalý kýrýlmýþ olacaktýr. Onu bizler çok seviyoruz. Tekrar eski saðlýðýna kavuþmasý için Allah’a dua ediyoruz.
|
|
29
|
|
|
|
Onlar, o altý kocaman açýlmýþ, soran altý çift gözün ona dik dik baktýðýný ve bunun Alan’ý nasýl mahvettiðini, nasýl kahrettiðini, nasýl utandýrdýðýný ve bu utancýn ne kadar dayanýlmaz olduðunu nasýl anlayacaklar? Alan mecburdu. Alan çaresizdi. Kendi gözlerini oymak gibi bir þeydi. Ama onlar gördü. Onlar Jill’le ne yaptýklarýný gördüler. Alan çaresizdi. |
|
30
|
|
|
|
Tarihte birçok filozof, bütün kötülüklerin anasýnýn cehalet olduðunun altýný çiziyorlar. Ferdî cehalet, kiþinin kendisini ve yakýn çevresini felâkete sürükler. Toplumsal cehalet ise askerî savaþlara, yýkýmlara ve on binlerin ölümüne sebep olur. |
|
31
|
|
|
|
Þimdiye kadar Ýstanbul'da belediye baþkanlýðý yapmýþ insanlar, siyasetçiler televizyonlara bakýp da sular içinde yüzen ve botlar ile kurtarýlmayý bekleyen insanlarý gördükçe utanmalýsýnýz kendinizden ve Ýstanbul halkýndan. Kalabalýk, kalabalýk ve yine kalabalýk. Bir þehirde bu kadar insan yýðýlýrsa o þehirde hele de saðlam bir belediyecilik anlayýþý yoksa, o þehrin insanlarýnýn büyük bölümü o þehirde yaþamýyor sürünüyor demektir. Daha gecekondulaþmanýn önünün bile tam alamamýþ bir belediyecilik anlayýþý. Nereye kadar sürer bu o da belli deðil... |
|
32
|
|
|
|
Zaman zaman Radikal Ýslamcý diye tabir edilen insanlardan münferit saldýrýlar olsa da Kilise ve Sinagoglara, gerçek imanlý Müslümanlar böyle þeyler asla yapmazlar, bilakis saygý gösterirler onlarýn mabetlerine... O Radikal Ýslamcý geçinen örgütlerinde kim tarafýndan kurulduðuda az çok bilinmektedir...
Kur’an da yaklaþýk 25 peygamberin adý geçer. Hazreti Adem’den tutunda, Hazreti Ýsa’ya, Hazreti Musa’ya, Hazreti Nuh’a, Hazreti Ýbrahim’e kadar hepsinin adý saygýyla anýlýr. Onlar deðiþik deðiþik toplumlara gelmiþ olsalar da hepsi bizim peygamberlerimizdir. Hiç birini ayýrmayýz, ayýrt etmeden severiz. Hiç birisine hakaret etmediðimiz gibi, saygýda da kusur etmeyiz... |
|
33
|
|
|
|
Ben dünya Müslümanlarý hakkýnda konuþmaktan çok, birlikte yaþadýðým Türkiye Müslümanlarýnýn yaþantýlarý ve protestolarý üzerinde durmak istiyorum. |
|
34
|
|
|
|
Sene 1993… Askeri lojmanlarda kalýyoruz o zaman... Salonun penceresi bakýyor Sümbül daðýna... Görüyor, anlýyor ve biliyorum silah ateþlenmesini... Uzaktalar ama seslerden ötürü de bir o kadar yakýnlar |
|
35
|
|
|
|
Artýk yorum almýyor, onaylamýyorum dediðim bir okuyucu. Yorumlarýný onaylamadýðým için: “Siz edebiyatçýlarý bir türlü sevemedim” diye giriþ yapmýþ ve güzel bir mail döþemiþ…
|
|
36
|
|
|
|
Sanayi toplumunun atýklarýyla gittikçe kirlenen, yaþanmaz bir hale gelmekte olan dünyamýzda, duyarlý bir insan olarak verilecek mücadele, kendi kapýmýzýn önünü temiz tutmaktan daha aktif bir çaba gerektiriyor.
|
|
37
|
|
|
|
Çukura atýlan fareler gibiyiz. Sadece birbirimizi yemekle meþgulüz... Bir ümmet-i Muhammed çýkýp da demiyor ki be inananlar biz buraya nasýl geldik? |
|
38
|
|
|
|
AYDINLANMANIN TEZGAHINDAN GEÇENLER VE GEÇMEYENLER |
|
39
|
|
|
|
Ünlü Türk Düþünemezleri düþlerinde ne görürler acaba, diye bunu da bir düþünmemiz lazým bizim. Düþünde düþtüðünü gören, hayatta da düþer mi? Bir tutan olmazsa bence düþer düþmeye de düþtüðü yerden de kalkar mý bir de ona bakmak lazým... |
|
40
|
|
|
|
Bugün, Þark’ýn fikir sultanlarýndan Þeyh Sâdî-i Þirazî’yi konuk edeceðim köþeme…
Gülistan’dan kýsa kýssalar aktaracaðým sizlere…
Hisseler de bizden olsun… |
|