• ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Toplum ve Birey |
221
|
|
|
|
Madem 4.400 adým veya 7.500 altýnda atýlan adým durumu kurtarmaya yetiyormuþ da kardeþim bizi niye yýllardýr on bin adým on bin adým diye fazla adým atmaya zorluyorsunuz? Bana fazladan attýrdýðýnýz adýmlar için hakkýmý helal etmiyorum sizlere... |
|
222
|
|
|
|
Ýnsanlar onun gibi doðmadý
Ayný ýrktan olmadý diye,
birbirini öldürdü...
Bir dilim ekmeðin ötesinde
Açgözlerini doyuramadý
Deðil ekmeði,
kýrýntýsýný bile paylaþamadý!
Savaþlar tek kiþi içindi
Bir kiþi tüm insanlýkla savaþtý!
Ýnsanlar?
Birlik olabilmek için kendine hep bir düþman aradý!
Kan hiç durmadý! |
|
223
|
|
|
|
Yoktur okulu, dersi, sýnavý, notu, notasý, diplomasý.
Ýçinizde mevcut sýrrý mayasý.
|
|
224
|
|
|
|
Çiftçilerimize faydasý olmak yerine onlarý kendi varlýklarýna mahkum eden, sömüren soyup soðana çeviren ziraat odalarý mutlaka laðvedilmeli, yerine çiftçilerimizin gönüllü üye olacaklarý çiftçi teþekkülleri oluþturulmalýdýr! |
|
225
|
|
|
|
Kýrkýndan sonra evlenirlermiþ eskiler.
Ve tabiri caizse; taþ gibi insanlar...
Söyleyeceðim o ki; kim bizleri bu hale getirdi?!
Yiyip içtiklerimize kim ne kattý da bizler bu duruma düþtük.
Besinlerimizi kimler zehirledi?
Eskilerde insanlar yoksuldu…
Yoksuldular ama hayvansal ve doðal besinlerle beslenirlerdi.
Þimdilerde içtiðimiz suya bile bilmem neler katarak içiriyorlar bize.
Hem eskilerde su para ile mi alýnýr-satýlýrdý?
Allah’ýn gökten yere indirdiði ve yerden çýkarttýrdýðý pýnar, çeþme vs. sularýmýzý kimler kirletti?
Hangi kýrýlasýca eller deðdi içtiðimiz sulara, yediðimiz bin bir taam yiyeceklere…
Ve saðlýk adý altýnda kimler bu zehir saçan ilaçlarý bizlere yedirmeyi baþardý?
Eskilerde hastane mi vardý?
“Hastane/hasta hane” ismi bile hastalýk çaðrýþtýrýyor…
“Þifahane” diyememiþler, çünkü hiçbir hastane þifa daðýtmýyor þimdi…
Ve insanlar serada yetiþen bitki gibi…
Saðlýk, sýhhat ve huzur kalmamýþ insanlarda.
Ve þimdiki insanlar, keveþe gibi dibine dibine dökülüyorlar…
|
|
226
|
|
|
|
Alçaklarý sevmeyenlerin favori þarkýlardan da birisidir ’’Alçaklara kar yaðýyor üþümedin mi sen bu iþin sonunu düþünmedin mi?’’ diye de söyler dururlar... Alçaklarda bu þarkýyý duysalar bile alçaklýklarýndan vazgeçmek bir yana, daha baþka nasýl bir alçaklýk yaparýz diye, arpacý kumrusu, pekin ördeði, Kanada Serçesi, hatta tavus kuþu gibi düþünür dururlar... |
|
227
|
|
|
|
Bir bakarsýn seninle olanlar, onlardan olmuþtur.. Sen hala sen iken onlar çoktan adam olmuþlardýr..... |
|
228
|
|
|
|
Yýlmaz Güney ve Ahmet Kaya karakterlerine bu güne kadar hiç deðinmedim. Gerekçem, bu insanlarý kendi deðerlerimiz olarak görüp, kabullenmemdi. Nasýl geçmiþte bir takým köpeklerin havlamasýyla nazým hikmet bu ülkeden gitmek zorunda kaldýysa, bu iki karakter de, ayný gerekçeyle "Benim" dedikleri ülkeden gitmek zorunda kaldýlar. |
|
229
|
|
|
|
Beyaz camda haftalardýr keyifle izlemekteyim Ata’yý.
Kimisi Ata’yý ticari bir reklam metasý yapmanýn yanlýþ olduðunu savundu.
Kimisi reklam filminde anlatýlanlardan çok “Aaa… ne kadar da benzetmiþler…” yönüyle ilgilendi.
Reklam filminde gül bahçesinde Atatürk ile bir çocuk arasýnda geçen diyalog yansýtýlýyor.
|
|
230
|
|
|
|
Kiþi baþýna düþen yýllýk kitap okuma oraný geliþmiþ ülkelerin ondan biri, yirmi de biri kadar bizim ülkemizde... Hakeza gazete okuma oranlarý da ayný þekilde düþük bir ortalamada seyrediyor. Okuyanlarýnda bir çoðu zaten ya yýldýz fallarýný ya da spor sayfalarýný okumakla yetiniyor, gerisi fasafiso...
|
|
231
|
|
|
|
Kahraman olun demiyorum, figüran kalýn yine ama kahramanlarý yok etmeyin. Çünkü ne kadar eleþtirirsen de eleþtir, kahramanlarýn tarafý gün sonunda hak, hukuk ve adalettir. |
|
232
|
|
|
|
Televizyoncu kardeþlerimizi, Sokak röportajlarý yaparken izliyoruz. Bir Suriyeli vatandaþa mikrofon uzatýyorlar ''Siz de gidiyor musunuz?'' diye... Ne dese adam hani yýllar yýlý bizim ekmeðimizi yemiþsin suyumuzu içmiþsin, derme çatma da olsa bir evde kalmýþsýn, komþularýn belki yardým etmiþ sana... Adamýn dediði ''Burada para yok sigorta yok.'' Ne bekliyordun arkadaþým? Sen de ve senin gibi yüz binlerce insanda meslek var mý? Yok, hatta yok oðlu yok... Anca götür getir iþlerinde çalýþýyorsunuz... |
|
233
|
|
|
|
Bazý devletlerin baþýndaki zatý muhteremler ihtiraslarýnýn kurbaný olmaktan bir türlü kurtulamýyor. Varsa yoksa koltuk, koltuk olmadý, masa, sandalye, tabure, artýk ne bulurlarsa oturacaklar üstüne... Aman dikkat edin bazý maddeler çok serttir bir yerlerinize batabilir, benden söylemesi... |
|
234
|
|
|
|
Mahallendeki güzel kýzlarýn adýný, nerde oturduklarýný bilirsin belki ya da okulundaki kýzlarý nasýl baþtan çýkarabilirimi belki de derslerinden, sorumluluklarýndan daha fazla düþünmüþsündür.
Ah bayanlar, makyaj malzemesi çeþitleri, bu yýlýn moda çizgileri ve renkleri sorulsaydý duraksamadan cevaplayabilirdin belki,ama ayný apartmandaki komþularýný bilmeyen sen elbet ortadoðu ülkesi olarak Hollanda, japonya diyecektin. |
|
235
|
|
|
|
Kiþisel geliþim sektörü; iþ dünyasýný, aile yapýsýný, bireyin kendini tanýmasýný, iliþkileri tanýmlamayý, zamaný yaþamayý vs. hayatýn her alanýný kuþatan her þeyde baþarýlý olmanýn anahtarýný elimize uzatýrken besleneceði her kaynaðý kullanýyor |
|
236
|
|
|
|
Siz de Halk Düþmaný deyince ne zannettiniz, herhangi bir politikacý mý ya da bir diktatör mü?(Namuslu politikacýlarý tenzih ederek) Bildiðiniz patates iþte caným. Geçmiþ zamanlarda ''Bir Halk Düþmaný''diye bir oyun vardý ve Ankara'da da AST'da yani Ankara Sanat Tiyatrosunda senelerce oynadý, Norveçli Yazar Henrik Ýbsen'in bir eserinden Tiyatroya uyarlanmýþ, birden o geldi aklýma... |
|
237
|
|
|
|
‘’Kadýnlar çiçektir.’’ derler. ‘’Kanla sulanmasýn, yalanla oyalanmasýn bu çiçekler.’’ |
|
238
|
|
|
|
Gerçi tavuk yemeyi de hormonlu oluþundan dolayý – Çin hükümetinin tavuk satan, yedirenler için aldýðý idam kararý sonucunda- býraktým ya… Neyse ne caným, en iyisi ben asýl konumuza döneyim: |
|
239
|
|
|
|
Özgürleþtirmeyen nasýl özgürleþebilir.?
Hiç düþünmez de.
Özgün Düþünce’den söz eder bir de |
|
240
|
|
|
|
Çok mu sizin keçiler? Duyamadým bin beþ yüz iki bin kadar mý dediniz? Hani meþhur Silifke Türküsünde var ya ''Aaaslý yok yaylasýnda bin beþ yüz koyunum var benim.'' diye de devam eder gider. ''Ama o türkü de geçenler koyun mu diyorsunuz?'' Olsun ne fark eder ha koyun he keçi... Caným siz de keçi gibi inat etmeyin her konuya... Abdurrahman Çelebi onlar. ''Koyunun olmadýðý yerde keçiye Abdurrahman Çelebi.'' derler ya... |
|