• ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Söyleþi |
41
|
|
|
|
Atatürkümüzün sözlerini bilmeye her zamankinden daha çok ihtiyacýmýzýn olduðu günleri yaþýyoruz.Lütfen kopyalayýp tanýdýklarýmýza iletelim. |
|
42
|
|
|
|
Yanýk bir türküde anmak onu. Yokluðunun keskin kokusu hala havadayken. Sonra, paylaþýlan porselen gaz lambalarýnýn titrek ýþýðý. Ýnatla, inançla dünya görüþünden ödün vermeden sürdürülen mücadele yýllarý. Demokrasiye aç, adý konmamýþ kitleleri bir araya getiren görkemli konserler. Sevenleri, hayranlarý ama en unutulmazý, insanýn içini titreten o sesi. Yumuþacýk kadife içinde açan bir kartalýn uçuþu gibi öylesine insaný yüreðinden kavrayan o gümbür gümbür çaðýldayan sesini. Ýþte bu sesi bir kez daha anýmsýyor insan. Ruhi Su’nun eþi Sýdýka Su ile konuþurken. |
|
43
|
|
|
|
“Hadisene Seval. Ýlerle. Arkada upuzun bir kuyruk senin ilerlemeni bekliyor”. Ne mümkün. Nabucco heykellerine aþýk olmuþ fani olarak yüreðimden vurulup kalmýþým oracýkta. Nutkum tutulmuþ. Aðzým hala iki karýþ açýk heykellere bakýyorum. Ýlk defa orada bir opera dekorunun “sahneyi süslemekten” öte baþka bir þey olduðunu hissettim. Evet, sahne sanatlarý için dekor tabii ki önemliydi ama o andan sonra “dekor tasarýmý” benim için bambaþka bir boyut, anlam kazandý. Dekor tasarýmýna bambaþka gözlerle bakmayý, onlarý farklý biçimde eserin vazgeçilmezi ve en önemlisi “oyun kiþisi” olarak deðerlendirmeyi ben Nabucco’nun dev adamlarýyla keþfettim.
|
|
44
|
|
|
|
Yaþlý bilge kýrlaþmýþ top þeklinde kesilmiþ sakalýný sývazlamýþ; bir süre kendisini dinlemek için toplanmýþ kalabalýðý gözleriyle süzmüþ. Anlatacaðý çok öyküleri, bir yaþama sýðamayacak dolu dolu anýlarýný kýsa sürede nasýl anlatsýn ki? |
|
45
|
|
|
|
Halk tarafýndan “üç günlük dünya” olarak ifade edilen yaþadýðýmýz bu âlemde sýnýrlý bir ömre sahibiz. Sayýlý günlerimizi artýrmak elimizde deðil. Fakat adýmýzý yaþatmak ve kalýcý kýlmak elimizdedir. Geride ne kadar eser býrakýrsanýz, adýnýz o kadar hafýzlara kazýnýr. Mevlana’nýn dediði gibi “Kamil odur ki; koya dünyada bir eser, / Eseri olmayanýn yerinde yeller eser…” Bu çerçevede geride hayýrla anýlacak bir isim ve eser býrakan Köprübaþýlý hayýrsever iþadamý Abdullah Kanca’yý anlatmak için böyle bir giriþe lüzum gördük.
|
|
46
|
|
|
|
Tiyatro Oyuncusu ve Yönetmeni Nurþim Demir ile Yapýlmýþ Bir Söyleþi |
|
47
|
|
|
|
Aðrý Ýl Kültür ve Turizm Müdürü E.Muhsin BULUT ile röportaj |
|
48
|
|
|
|
Cuma akþamý Kýbatek Vakfý Salonunda, Kýbatek tarafýndan düzenlenen “Edebiyat Sohbetleri”ne katýldým.
Konuþmacý, üniversiteden hocam olan Sayýn Prof. Dr Þerif Aktaþ idi.
|
|
49
|
|
|
|
Nadir Nadi döneminde, Cumhuriyet Gazetesi’nde, Cumartesi günleri yazan bir müzik eleþtirmeni vardý. Bir gün Nadir Nadi, bu müzik eleþtirmenini çaðýrýr ve ‘Bak oðlum, sen müzik üzerine yazacaksýn ama bizim Türkiye’de klasik müzik sanatýný yaymamýz gerekiyor. Onun için kendini tut. Öyle acý, kaka eleþtiriler yapma. Olumlu þeyleri yaz’ diye öðüt verir. |
|
50
|
|
|
|
“Anadolu Kültürünü ve Geleneklerini Bünyesinde Barýndýran Sýcak Ýnsanlarýn Kentidir.” Dedi. |
|
51
|
|
|
|
Þimdi Noel Baba olarak resmedilen kiþiyi bir gözünüzde canlandýrýn. Uzun kaftaný, ayaðýnda çizmesi ve baþýnda börkü olan Noel Baba’nýn üzerindeki hangi giysinin Avrupa ile ilgisi vardýr. Kaftan, Börk ve Çizmenin Batý kültüründe ne iþi var? O dönemlerde Avrupa erkekleri etekli elbise giyiyordu. Ayaklarýnda ise sandalet vardý. Pantolon da Türk Kültürünün Batýya armaðanýdýr. Atý ehlileþtiren Türkler, ona binecek en uygun kýyafet olarak pantolonu icat ettiler. |
|
52
|
|
|
|
Dünya Ýnsanlýðýnýn Özlem Duyduðu Bir Yaþam Merkezi ve Kültür Kentidir/ 02 Adýyaman Ýl Kültür ve Turizm Müdürlüðü Sayýn Mustafa EKÝNCÝ ile Röportaj |
|
53
|
|
|
|
Vicdaný olan bir yabancýyý, vicdaný olmayan bin akrabaya tercih ederim ... Atakan Korkmaz |
|
54
|
|
|
|
Ýyilik ve kötülük. Siyah ve beyaz. Olumlu ve olumsuz. Sevinç ve keder. Dünya bu zýt kavramlar arasýnda bir yerde duruyor. Týpký “Geceler ve Gündüzler” de olduðu gibi. Hayat, bu iki zýt uçlar arasýndaki savrulmalarýn bileþkesi. Böyle olunca kýssadan hisse ortaya “Geceler ve Gündüzler” çýkýyor. Bir an mutluluk, sonrasýnda keskin bir acý. Týpký yaþamda olduðu gibi. Küçük öyküler bunlar. Büyük oyunlardan küçük tablolar. Oyunun yazarý William Shakespeare olunca, büyük ustanýn eserlerini dilimize en iyi uyarlayan baþka büyük bir usta geliyor akla. Hocalarýn hocasý Prof. Dr. Özdemir Nutku.
|
|
55
|
|
|
|
M. Altan: Sanat alanýnda her zaman kötü satýcýlar ve kötü alýcýlar olacaktýr ’ Afþar Timuçin”
Sanat alanýnda iyi satýcý iyi alýcý nasýl olmalýdýr ki kötü olan çoðalýmýn çizgisini silme gücüne sahip olsun? |
|
56
|
|
|
|
GÜNDEM YOÐUN, ALMANYA’DA MUKÝM GAZETECÝ VE ARAÞTIRMACI YAZAR-ANALÝST SAYIN MUHAMMED CAN ÝLE GÜNDEMDEKÝ ÖNEMLÝ KONULARI EKVATORHABER.COM ÝÇÝN KONUÞTUK. |
|
57
|
|
|
|
Ne mutlu tatil yapabilene. Ýnsan, sihirli bir elin yardýmýyla bütün sorunlarýný unutuyor. Bazý önemli sandýðým hastalýklarým da býçakla kesilmiþ gibi geçiverdi. Hastalýklarýmýn büyük ölçüde psikosomatik olduðunu anlayýnca rahatladým. Darýsý baþýnýza ! |
|
58
|
|
|
|
Arif Zeren, derneðin amacýnýn “Türk Kültürünü tanýtmak, yaymak ve yaþatmak olduðunu, Ülkemizde yaþayan insanlar arasýndaki ayrýmcýlýðý ortadan kaldýrmak olduðunu” belirtti. |
|
59
|
|
|
|
"Ellerim Sen Kokuyor Sevgili" isimli ilk kitabýný çýkaran memleket sevdalýsý Þair-Yazar Baki Evkaralý ile yaptýðýmýz kýsa bir söyleþi... |
|
60
|
|
|
|
Düzce’ye ilk defa bir konferans vermek için gittim.
Üniversiteden sýnýf arkadaþým olan Türk Dili Ve Edebiyatý Öðretmeni arkadaþým Müzeyyen Bayrý Özcan beni davet etti |
|